by Semih Altınbaş / info@eurohoops.net
Turkish Airlines EuroLeague savunmalarının ne kadar üst düzey olduğunu biliyoruz. Bu durumda yapılması gereken şeyler açıkçası çok belli.
Ya taktik dehası bir koçunuz olacak ve kendisi rakiplerin sıkı müdafaalarını öngörerek çözmek üzere bazı oyunlar üretecek…
Yahut bir yıldız oyuncu çıkacak ve kendine has resitalini sunarak maçı, kupayı kazandıracak hamleyi yapacak. Bazen birinci seçenek her ne kadar “koçların ligi” olduğunu söylesek de üst düzey rekabet dolayısıyla işleyemeyebiliyor. Burada çözüm üreten isimlerse genelde bilindik oluyor…
Eurohoops Fırın olarak karantinada epey sıkılmış olabileceğinizi düşündük ve milenyum sonrası FIBA-ULEB ayrılığının devamını kapsayan “modern EuroLeague” tarihindeki büyük oyuncuların kendileriyle özdeşleşen “imza hareketleri”ni derleyerek videolu örnekleriyle beraber huzurlarınıza sunuyoruz.
Georgios Printezis’in Tek El Gözyaşı Damlası
Georgios Printezis’in Sinan Erdem parkelerinde 2011-12 EuroLeague’de final maçının son saniyelerinde CSKA Moskova potasına bıraktığı gözyaşı damlasını kim unutabilir ki?
Ramunas Siskauskas serbest atışını kaçırıyor. Skor halen 61-60 CSKA Moskova lehine. Top ise takımın süperyıldızı Vassilis Spanoulis’in elinde…
Herkes ona odaklanmışken topla boyalı alana kadar gelen V-Span, kendisine önce Milos Teodosic’ten sonrasında Andrei Kirilenko’dan gelen sıkıştırmaların sonucunda Vangelis Mantzaris’e geç kalsa da daha iyi bir seçeneği buluyor ve Olympiacos‘un uzun yıllar süren kupa hasreti Printezis’in sağ eliyle bıraktığı gözyaşı damlasıyla son buluyor.
Kırmızılar’ın kıdemli oyuncusu bu şutu kariyeri boyunca sürekli kullandı ve harika bir başarı hikayesini de bu stille yazmış oldu.
Vassilis Spanoulis’in Geri Çekilerek Üçlüğü
Bu noktada Real Madrid‘in eski oyuncusu Luka Doncic’in stepback üçlüklerini de değerlendirmeye alabilirsiniz ancak Kill Bill bambaşka!
Fotoğrafta gördüğünüz şut 2015 Final Four’una ait ve bu bağlamda skor olarak kayda geçmiş en özel atışlardan birisi. Fakat Spanoulis bu şutu 2016 Yunan Ligi Finali’nde şampiyonluğu getiren şut yahut 2017 Final Four’unda yine CSKA Moskova karşısında final kapısını aralayacak şekilde çokça attı.
Panathinaikos‘la lige adımını atıp hem Yeşiller’le hem de ezeli rakip Olympiacos‘la şampiyonluğa uzanarak bu noktada EuroLeague tarihine damga vuran Vassilis Spanoulis’in bu geri çekilerek üçlüklerini son izleyişlerimiz olduğunu düşünmek istemiyorum şahsen.
Milos Teodosic’in Tam Saha Pasları
Estetik deyince akla gelen ilk isim Milos Teodosic oluyor Avrupa basketbolu baz alındığı zaman. Kıtanın tarihteki en büyük pasörü olduğu kesin ancak büyük resme bakacak olursak estetik göz önünde bulundurulduğunda dünya genelinde de çok fazla rakibi yok.
NBA efsanesi Pete Maravich’i bu bağlamda değerlendirmeye alabiliriz elbette. Üzerinde çokça ve uzunca tartışmalar yürütülebilir bu ikilinin.
Şimdilerde Virtus Bologna’yı yeniden EuroLeague sahnesine taşımaya çalışan ekibin bir parçası olan Teodosic’in pas becerisine baktığımız zaman rakip bacak arasından, iğne deliğinden, her yerden asist yaptığını görüyoruz ancak tam saha pasları özel bir yer taşıyor oyununda.
Benim gördüklerim arasında en etkileyicisi alttan çıkardığı topu kavisli, kürek pas şeklinde yaptığı bir asistti ancak Cory Higgins’e yaptığı bu servis de çok etkileyici.
Dejan Bodiroga’nın “El Latigo”su
“El latigo” hareketi ABD’de “Shammgod” şeklinde anılan ve uzun yıllardır bir crossover türü olarak göze çarpıyor. Bunu uzak geçmişte uygulayan isimler de vardı elbette ama modern EuroLeague’de ve tüm tarihte bu hareketin icrası bakımından bir isim kulakları tırmalıyor: Dejan Bodiroga!
Klas kelimesinin kalıp bulmuş hali olarak Avrupa basketboluna uzun yıllar hizmet eden Sırp forvetin rakiplerinden kurtularak skora yürümesi için oyununa kattığı en öldürücü darbe El latigo oldu!
Panathinaikos ve Barcelona’yla modern tarihte 2 kez şampiyonluk yaşayan Dejan Bodiroga her kesimin çok sevdiği muhteşem bir basketbolcu olarak kariyerine son verirken sanatı basketbolu icra ettiği esnada en göze batan hamlesi bu crossoverlardı elbette.
Zaten fiziği ve top hakimiyetiyle epey durdurulamayan bir yapıya sahip Bodiroga repertuvarına bunu da ekleyerek kendisini en üst seviyeye çıkardı.