by Utkan Şahin & Semih Tuna / info@eurohoops.net
Elinizin altında geride kalan 20 yılı bir kitap gibi birleştirecek bir düğme olsaydı ve siz bu düğme bassaydınız… Nasıl olurdu?
Bu sorunun cevabını hayatın diğer alanlarında belki veremeyebiliriz ama sizi, bir takımın son 20 yılına götürebiliriz.
Eurohoops Fırın, yeni yazı dizisinde ING Basketbol Süper Ligi’nin köklü takımlarının son 20 yılındaki kadrolarını değerlendirdi ve en iyilerden “Milenyum Kadroları” oluşturmaya karar verdi.
Bu yolculukta ilk olarak karşınıza geçen hafta Pınar Karşıyaka ve Türk Telekom’la çıkmıştık. Bu hafta ise ülkemize 7DAYS EuroCup şampiyonluğunu getiren Darüşşafaka Tekfen’ın geçmişine döneceğiz.
Oyunun kurallı belli; 2000’den bugüne Daçka‘nın forması giymiş isimlerden 12+1 kişilik bir kadro oluşturmak!
Gelin önce bizim oluşturduğumuz kadroya bakalım. Ardından siz de lütfen sosyal medyadan “Milenyum’un Muhteşem Kadrosunu” gönderin.
Pınar Karşıyaka: 21. Yüzyılın En İyi Kadrosu
Türk Telekom: 21. Yüzyılın En İyi Kadrosu
Oyun Kurucular
#1 Scottie Wilbekin
Oynadığı sezonlar: 2015-2018
Daha önce takım kaptanı ve lideri olarak Pınar Karşıyaka’da Bobby Dixon‘ı, Türk Telekom’da ise Erwin Dudley’i seçtik. Kaderin cilvesi midir bilmiyorum, Daçka’da da bu rolü sonradan devşirilme bir yıldıza vereceğiz.
İşin bu kısmını açacağım ama önce başka şeye değinmem gerekiyor.
Bu kadroyu oluşturmak için geçmişe dair araştırmalar yaparken Darüşşafaka’nın bu ülke basketbolu için ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gördüm. Belki tarihlerinde BSL şampiyonluğu yok. Keza kulübe gönülde bağlı olsalar da taraftar grupları da öyle çok kalabalık değil.
Fakat bunlar her şey demek değil. Daçka pek çok koçu ve yerli / yabancı oyuncuya burada büyüme, yetişme ve parlama şansı verdi. Daçka’nın olmadığı bir basketbol dünyası gerçekten eksik olurmuş.
Bu isimler arasında gerçekten çok yetenekli ve sembolleşmiş çok fazla isim var ama milenyum çağı dönemindeki diğer hiçbir isim, Wilbekin kadar Daçka’nın bu geleneğinin vücut bulmuş hali olmadı. Amerikalı yıldız, burada büyüdü, yetişti ve parladı!
Hatırlarsınız, 2015’te ilk kez Avrupa’ya geldiğinde evet, potansiyeliydi ve ama ham bir yetenekti. Amerika’dan kıta basketboluna gelen diğer bazı isimler gibi potansiyeline rağmen kaybolup gidebilirdi ama burada geçirdiği 3 sezon, onun Avrupa’nın önde gelen guardlarından biri olmasını sağladı.
İlk iki yılında daha çok bir öğrenci gibiydi. Zaman zaman üçlükleri sıralayan, zaman zaman da hatalar yapan bir isimdi. O iki sezonda öğrendikleriyse yıldız ismi, son sezonunda harika bir lidere çevirdi.
Wilbekin’in Daçka’nın 2018’deki EuroCup şampiyonluğunda yaptıklarını kelimelerle anlatmak gerçekten kolay değil. O sezon sadece Daçka tarihinde değil, Türk basketbol tarihindeki en iyi lider performanslarından birini sergiledi. Almanya’da Bayern deplasmanında attığı 41 sayı, finalde Kuban’a karşı en kritik anlarda gönderdiği üçlükler gerçekten çok özeldi.
3 yıllık döneminin sonunda da yetenekli bir çaylak olarak geldiği Daçka’da hikayesini kulüp tarihinin en büyük başarısını kazandıran harika bir lidere çevirdi.