Darüşşafaka Tekfen: 21. Yüzyılın En İyi Kadrosu

19/May/20 10:26 Mayıs 19, 2020

Utkan Sahin

19/May/20 10:26

Eurohoops.net

Eurohoops Fırın, Türk Telekom’da 2000-2020 yılları arasında forma giyen oyunculardan “muhteşem kadroyu” yarattı:

by Utkan Şahin & Semih Tuna / info@eurohoops.net

Elinizin altında geride kalan 20 yılı bir kitap gibi birleştirecek bir düğme olsaydı ve siz bu düğme bassaydınız… Nasıl olurdu?

Bu sorunun cevabını hayatın diğer alanlarında belki veremeyebiliriz ama sizi, bir takımın son 20 yılına götürebiliriz.

Eurohoops Fırın, yeni yazı dizisinde ING Basketbol Süper Ligi’nin köklü takımlarının son 20 yılındaki kadrolarını değerlendirdi ve en iyilerden “Milenyum Kadroları” oluşturmaya karar verdi.

Bu yolculukta ilk olarak karşınıza geçen hafta Pınar Karşıyaka ve Türk Telekom’la çıkmıştık. Bu hafta ise ülkemize 7DAYS EuroCup şampiyonluğunu getiren Darüşşafaka Tekfen’ın geçmişine döneceğiz.

Oyunun kurallı belli; 2000’den bugüne Daçka‘nın forması giymiş isimlerden 12+1 kişilik bir kadro oluşturmak!

Gelin önce bizim oluşturduğumuz kadroya bakalım. Ardından siz de lütfen sosyal medyadan “Milenyum’un Muhteşem Kadrosunu” gönderin.

Pınar Karşıyaka: 21. Yüzyılın En İyi Kadrosu

Türk Telekom: 21. Yüzyılın En İyi Kadrosu

Oyun Kurucular

#1 Scottie Wilbekin

Oynadığı sezonlar: 2015-2018

Daha önce takım kaptanı ve lideri olarak Pınar Karşıyaka’da Bobby Dixon‘ı, Türk Telekom’da ise Erwin Dudley’i seçtik. Kaderin cilvesi midir bilmiyorum, Daçka’da da bu rolü sonradan devşirilme bir yıldıza vereceğiz.

İşin bu kısmını açacağım ama önce başka şeye değinmem gerekiyor.

Bu kadroyu oluşturmak için geçmişe dair araştırmalar yaparken Darüşşafaka’nın bu ülke basketbolu için ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gördüm. Belki tarihlerinde BSL şampiyonluğu yok. Keza kulübe gönülde bağlı olsalar da taraftar grupları da öyle çok kalabalık değil.

Fakat bunlar her şey demek değil. Daçka pek çok koçu ve yerli / yabancı oyuncuya burada büyüme, yetişme ve parlama şansı verdi. Daçka’nın olmadığı bir basketbol dünyası gerçekten eksik olurmuş.

Bu isimler arasında gerçekten çok yetenekli ve sembolleşmiş çok fazla isim var ama milenyum çağı dönemindeki diğer hiçbir isim, Wilbekin kadar Daçka’nın bu geleneğinin vücut bulmuş hali olmadı. Amerikalı yıldız, burada büyüdü, yetişti ve parladı!

Hatırlarsınız, 2015’te ilk kez Avrupa’ya geldiğinde evet, potansiyeliydi ve ama ham bir yetenekti. Amerika’dan kıta basketboluna gelen diğer bazı isimler gibi potansiyeline rağmen kaybolup gidebilirdi ama burada geçirdiği 3 sezon, onun Avrupa’nın önde gelen guardlarından biri olmasını sağladı.

İlk iki yılında daha çok bir öğrenci gibiydi. Zaman zaman üçlükleri sıralayan, zaman zaman da hatalar yapan bir isimdi. O iki sezonda öğrendikleriyse yıldız ismi, son sezonunda harika bir lidere çevirdi.

Wilbekin’in Daçka’nın 2018’deki EuroCup şampiyonluğunda yaptıklarını kelimelerle anlatmak gerçekten kolay değil. O sezon sadece Daçka tarihinde değil, Türk basketbol tarihindeki en iyi lider performanslarından birini sergiledi. Almanya’da Bayern deplasmanında attığı 41 sayı, finalde Kuban’a karşı en kritik anlarda gönderdiği üçlükler gerçekten çok özeldi.

3 yıllık döneminin sonunda da yetenekli bir çaylak olarak geldiği Daçka’da hikayesini kulüp tarihinin en büyük başarısını kazandıran harika bir lidere çevirdi.

#11 Brad Wanamaker

Oynadığı sezonlar: 2016-2017

Brad Wanamaker, Avrupa kariyerinde gittiği takımlarda hep iz bırakmayı başaran bir isim oldu.

Limoges, Pistoia, Brose ve Fenerbahçe‘de hep insanları heyecanlandırdı, çoğunda da ayrılırken arkasında güzel anılar bıraktı. Fakat bana sorarsanız, onun gerçek potansiyelini en iyi gördüğümüz takım Daçka‘ydı.

2016’da kulübün o dönemki sponsoru Doğuş’un yaptığı büyük yatırımla takımın başına David Blatt’in en büyük transferiydi. Bugünden bakıldığında o kadroda çok önemli isimler var gibi gözükse de o an için takımın en önemli ismi oydu ve bunu sahaya da koydu.

O sezon Avrupa’nın en üst seviyesinde zincirli serbest bırakılmış bir şekilde ortalığı tarumar etti yetenekli guard!

Brose’deki yükselişinden sonra David Blatt’in yanındaki her guard gibi saha içerisinde daha da çok özgürlük bulan Wanamaker, EuroLeague’de mükemmel bir sezon geçirdi. Bugün modern EuroLeague dönemine dair ortaya çıkartılan her gelişmiş istatistikte neredeyse onun o sezonki performansının yer aldığını görüyoruz.

Hoş, klasik istatistiklerde onun ne kadar büyük bir sezon geçirdiğini bize anlatıyor: 16.7 sayı, 4.6 asist, 3.1 ribaund, 1.5 top çalma ve 17.6 verimlilik puanı!

Daha da önemlisi Wanamaker, pota altı rotasyonu problemli olan Daçka‘yı ilk sezonundan playoff’a taşıdı. Playoff’ta da Clyburn biraz üçlük sokabilse Real Madrid‘in başına daha da büyük bir bela olabilirlerdi.

Sonraki yılları belki Wanamaker’ın kariyeri için daha önemli olabilir. Fenerbahçe‘yle Final Four gördü, Celtics‘le hayali olan NBA’de oynama şansı buldu. Bunlar önemli kariyer basamakları ama en başta da söylediğim gibi, bence gerçek potansiyeline en yakın Wanamaker’ı Daçka’da izledik ve öyle bir Wanamaker’ı izlemek gerçekten çok zevkliydi.

#11 Cüneyt Erden

Türkiye Basketbol Federasyonu

Oynadığı sezonlar: 2002-2005

Oyun kurucu rotasyonunda üçüncü hakkımızı ise tecrübesinden fazlasıyla yararlanabileceğimiz yerli bir isimden yana kullanacağız.

Kariyeri boyunca birçok takımı gezen Cüneyt Erden, milenyum döneminde ligimizin önemli yerli guardlarından biriydi. TOFAŞ’tan çıktıktan sonra gittiği takımların birçoğuna önemli katkı verdi. Mesela 2006’da Ülker’in lig şampiyonluğunda playoffta çok önemli katkıları oldu.

EuroBasket 1999’daki o meşhur “genç” milli takımın bir parçası olduktan sonra belki bir daha 12 Dev Adam formasıyla büyük turnuvalarda yer alamadı ama ligde zekasıyla, oyun bilgisiyle hep iyi işler yaptı. Bunu da herhalde en iyi ve istikrarlı bir şekilde Daçka‘da gösterdi.

Hakan Köseoğlu takasıyla Daçka‘ya gelen Cüneyt Erden, 2.5 yıl boyunca hep çift haneli sayılarda ortalama tuttururken asist krallığında da yine hep ilk beş içerisinde yer aldı. Üstelik onun 30 sayının üstüne çıktığı maçlara da şahit olduk. – 36 sayı attığı TOFAŞ maçı gibi – Bugünlerde böylesine yerli bir performansı görmek çok zor.

Bu kadroda onun yerine belki daha prestijli bir isim olduğu için Jordan Farmar’ı koyabilirdik ama hem istikrarı hem de Daçka’nın yerli rotasyonuna verdiği önemi düşünürsek bizce kadroda olmayı hak eden isim kesinlikle o!

Dışarıda kalan diğer önemli isimler: Soner Şentürk, Hakan Köseoğlu, Eric Chatfield, Jordan Farmar