by Eurohoops Team / info@eurohoops.net
Turkish Airlines EuroLeague ve ING Basketbol Süper Ligi ekiplerinden Fenerbahçe Beko’nun yıldızı Jan Vesely, Eurohoops’un Instagram canlı yayınına konuk oldu.
2018-19 sezonunda normal sezon MVP’si olan Vesely‘nin açıklamalarından satırbaşları:
EuroLeague’in dönüşü hakkında: “Basketbol oynamayı çok isterim ama bence sağlık açısından ihtimal dahilinde değil. Sahadayken kafaca rahat hissetmek, işime %100 konsantre olmak isterim ama bu zor gözüküyor…”
Ne zaman basketbola aşık oldu: “Çekya’daki küçük bir bir köyde yaşıyordum. Sadece basket takımı vardı. Annem voleybolcu ama voleybol takımı yoktu, seçme şansım da yoktu. Kardeşim ve ben de basketbola başladık. 11-12 yaşındayken idmana çağırdılar gittim, çok sevdim. Tabii o zamanlar profesyonel olma gibi bir durum yoktu tabii, hobi olarak bakıyordum.”
Ne zaman profesyonel olmaya karar verdi: “16 yaşındayken Ostrava’daki koçum ‘sana sunabileceğim daha fazla bir şey yok’ dediğinde. ‘Senin başka başka yere gitmek gerek, yoksa bu seviyede kalırsın’ demişti. Slovenya ve İspanya ihtimalleri vardı. Annem ve babamın profesyonel sporcular olması işime geldi. Profesyonel olmak için neler yapılması gerektiğini biliyorlardı. Slovenya’ya gittim ben de.”
Slovenya’daki yılları: “Hiç kolay değildi. Ailemin işi vardı Çekya’da. Kardeşim de 10 yaşındaydım. Gittim oraya… İngilizce bilmiyorum, Slovence bilmiyorum. El kol hareketleriyle iletişim kurmaya çalıştım. Herkes de destekleyiciydi tabii. Aileden biri oldum hemen. Yabancı gibi görmediler beni. Bu çok yardımcı oldu. İlk yılımda FIBA kuralları yüzünden oynayamadım. Sadece okul takımı için oynayabildim. A Takımı izliyordum, idmanlara katılıyordum. İngilizce öğrendim, Slovence öğrendim biraz da. Oradaki koçumla hala iletişim halindeyim. Çok yardımcı oldu bana.”
Partizan yılları: “18-21 yaşları arasında orada kaldım. Kariyerimin en iyi yıllarıydı. Sadece basketbol değil, hayat açısından da. İnsanlar beni Slovenya’daki gibi kabullendi. Orada ilk günümü hatırlıyorum. Soyunma odasındaydım. Kaptan Bozic’le İngilizce konuşmaya başladım. Durdurdu beni, burada İngilizce konuşamazsın dedi. İlk 2 ay dalga geçtiler benle. Neyse ki Slovence ve Sırpça arasında çok fark yok, o yüzden 4 ayda öğrenebildim. Şimdi akıcı şekilde konuşuyorum. Oradaki zamanlarım muhteşemdi. Kupalar, zaferler, arkadaşlarım… Yaz döneminde de zaten Çekya – Sırbistan arası yaşıyorum.”
Kızılyıldız derbileri hakkında: “Onlara karşı oynamak müthişti. İlk yılımda anlayamadım bu nefreti. Ekstra motivasyon veriyor bize. Ne kadar önemli olduğunu biliyorsun. Düğünümdeki sağdıçım Kızılyıldız taraftarı. Maçlardan önce pek konuşmuyoruz, küfürleşiyoruz. Maç sonrası tekrar arkadaş olmaya dönüyoruz. O maçları oynamak harikaydı. Rakip iyi olmasa bile farketmiyor, odaklanmanız lazım. 3 yıl boyunca dominanttık, tüm kupaları aldık Balkanlar’da.”
NBA’de draft edilmesi hakkında: “Hayallerin gerçek olmasaydı. Küçükken profesyonel olmayı bile düşünmüyordum. Önce Slovenya sonra Sırbistan ile hayallerimi biraz daha büyüttüm. Draft edildiğim için mutluyum. Harika bir tecrübe değildi ama mutluyum yine de.”
NBA’deki tecrübe: “Her şey çok hızlı gelişti. Lokavt senesi draft edildim. 4 ay falan sürdü sanıyorum, ben de hazır değildim. Şok yaşıyordum sanırım. Wizards da rebounding yapıyordu, takımdaki durumlar iyi değildi. Tüm bu faktörler bir arada olunca… Ne söyleyeceğimi de bilmiyorum aslında. Partizan gibi genç bir takımdan geldim. NBA’de çok farklı bir yapı, çok farklı yapı vardı. Benim için 20-25. sıralardan draft edilmek daha iyi olurdu. Sistemi oturmuş bir takıma gitmek daha iyi olurdu.”
EuroLeague’de Son 10 Yılın Takımı’na seçilmemesi üzerine: “Hiç canımı sıkmadı. Çünkü Son 10 Yılın Takımı’na seçilmeyi hakettiğime inanmıyorum.”
İlerde NBA’e dönüşü düşünüyor mu?: “NBA’e kapıları kapatmadım aslında. Tabii geri dönmek isterim. Tabii doğru bir takım, doğru bir yapı, doğru bir fırsat olması gerek. Şu an burada mutluyum. Önümüzdeki süreçin neler getireceğini de bilmiyorum elbette.
Fenerbahçe’de bu kadar yıl kalacağını düşünüyor muydu?: “1-2 sene diyordum. Maksimum 2 sene olsun. Oyunumu geliştirecektim, özgüvenimi kazanıp NBA’e geri dönecektim. 6 yıl geçti, (gülerek) neler olduğunu bilmiyorum. Burayı seviyorum. Her şey yolunda.
Gelen NBA tekliflerini neden reddetti, Fenerbahçe’de kalma motivasyonu neydi?: “Sözleşmemi ilk kez uzattığımda motivasyonum EuroLeague’i kazanmak üzerineydi. Zaten NBA teklifleri de genelde konuşmalar üzerindeydi, yani hiçbir zaman ‘masada 2 teklif vardı ve bunları reddettim’ şeklinde değildi.
İstanbul’daki en favori anı: “EuroLeague’i İstanbul’da kazanmak en iyi anımdı. İnanılmaz bir başarıydı. Sadece bizim için değil, ülke için de aynı zamanda. Harikaydı. Arenadaki atmosfer, maç sonrası atmosfer. Nereye gitsek ortalık çılgıncaydı.”
Ekpe Udoh hakkında: “İkimiz de benzer tarzda oyuncularız. Üçlüğümüz yok. Birlikte nasıl oynayacağımız konusunda birbirimizi anlamamız gerekiyordu. Çünkü ikimiz de uzun süreler oynuyorduk.”
EuroLeague finalindeki serbest atış performansı ve sonrasında bunu geliştirmesi hakkında: “Çok üzgündüm. Hayal kırıklığına uğramıştım. Zeljko bir idman öncesi yanıma gelip şunu demişti: ‘20’de 0 atsan bile sana güveniyorum çünkü sahada takıma yardımcı olacak çok farklı şeyler yapıyorsun’. Bu da bana güven verdi. Ben de yaz boyunca sahaya indim ve bunun üzerinde çalışmalar yaptım. Peja Stojakovic ile çalışan antrenörle çalışmalar yaptım. Aslında iş ‘dirseği şöyle kırmalısın, şunu yapmalısın’ şeklinde değildi. Mentaldi sorun. Gereken şeylere odaklanmaktı. Şimdi çok daha rahatım. Bu da takıma yardımcı oluyor.”
Fenerbahçe taraftarıyla ilişkisi: “Taraftarlar çok çılgın. Müthiş atmosfer yaratıyorlar. Sahaya adım attığımda ben de çılgın birisi haline dönüşüyorum”
Fenerbahçe’de emekli olma hakkında: “Bu her bir zaman opsiyon. Neden olmasın ki?”
Kostas Sloukas’ın ‘Obradovic oldukça Fenerbahçe’de kalacağım’ sözleri hakkında: “Dürüst olmak gerekirse Kostas gibi düşünmedim hiç. Buraya Zeljko için geldim evet, mümkünse onun oyuncusu olmaya da devam etmek isterim. O giderse diğer opsiyonları araştıracağımı düşünmüyorum şimdilik… Tabii ki kalmasını istiyorum ama bu onun kararı. Eğer diğer opsiyonlara bakacaksam bunun sebebi kendimle alakalı olur.
Obradovic’in kariyerindeki rolü: “NBA’deki 3 yılın ardından onun sayesinde tekrar oynama fırsatı buldum, tekrar basketbolu sevme fırsatı buldum. Özgüvenim geri geldi. Bunun için minnettarım. Birbirimizle açık şekilde konuşabiliyoruz. Sahada bize bolca küfrediyor (gülerek), ama atmosfer bunu hazırlıyor. Saha içinde olur böyle şeyler. Zaten soyunma odasında bizle konuşuyor, biz de ‘koç, tamamen anlıyoruz’ diyoruz. Sahada birbirimize güveniyoruz.”
Fenerbahçe kariyerindeki birlikte oynadığı en iyi 5: “Bogdan’ı söylemem gerek. Partizan’da da beraberdik. Fenerbahçe’de de. Aramızda ilişki harikaydı. Kostas, benim Yunan kardeşim. Onla da müthiş bir ilişkim var. Marko Guduric’le az oynadık ama onu da söylemem gerek. Melih Mahmutoğlu. 5 numaraya Ahmet Düverioğlu.”
Eğer Fenerbahçe’ye eski bir takım arkadaşını getirecek olsaydı bu kim olurdu?: “Bogdan, tartışmasız.”
EuroLeague son 10 yılın takımında olmaması onu rahatsız etti mi? “Hiç de etmedi. Aday olarak gösterilmek bile benim için bir onurdu. En iyi 10 oyuncu arasında yer almayı hak ettiğimi düşünmüyorum.”
EuroLeague’deki en zorlu rakipler: “Dunston’ı 1 numaraya koymam lazım. Tavares. Ayon, Chris Singleton, Gudaitis ve Tarczewski.”
En komik takım arkadaşı: “Bobby Dixon ve diğerleri diye ayırmak lazım bu kategoriyi.”
En sert savunmacı: “Bryant Dunston.”
Savunmaktan en çok keyif aldığı oyuncu: “Guardları savunmayı seviyorum aslında. Çünkü daha yetenekliler. Neler yapabileceklerini bildiğinizi sanıyorsunuz ama aslında bilmiyorsunuz. Shved, Mike James… Çok yetenekliler. Kolay değil ama onları savunmak eğlenceli.”
Bu sezonki en iyi EuroLeague 5’i: “Shane Larkin – Nick Calathes – Mike James – Nikola Mirotic – Nikola Milutinov.”
EuroLeague’deki en clutch oyuncu: “Shane Larkin.” NBA’de görmeyi istediği EuroLeague oyuncusu: “Nikola Milutinov.”
Neden 24 numarayı giyiyor: “Ben de, kız kardeşim de ayın 24’ünde doğduk. O sebepten 24’ü seçtim.”
Gençliğinde örnek aldığı oyuncu: “Bu soruya Nowitzki cevabını veriyorum hep ama doğrusunu söylemek gerekirse Slovenya’ya gidene kadar kimseyi bilmiyordum bile.”
Basketbol gündemindeki en son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!