by Utkan Şahin / info@eurohoops.net
Bir kulübün efsanesi olmak için ne yapmanız gerekir?
Kulüp tarihi için unutulmaz başarılar kazandırmak? Evet, olabilir. Kulüp tarihinde kırılamayacak rekorlara imza atmak? Evet, bu da olabilir. Altyapıdan yetişip 22 yıl boyunca bilfiil kulüple yaşamak? Bu da olabilir.
Bu ve bu tarz sorularından bir tanesine olumlu cevap verebilmek bir kulübün efsanesi olmak için yeterli. Juan Carlos Navarro ise neredeyse aklınıza gelebilecek bütün sorulara olumlu cevap verebilen bir efsane!
Barcelona formasıyla küçük yaşlarda tanışan ve 17 yaşından itibaren de A takımda oynayan İspanyol efsane, bu kulüp için bütün her şeyi yaptı. Küçük bir NBA macerası dışında 22 yıl kulübün formasını giydi. Barcelona’yla birlikte EuroLeague şampiyonlukları kazandırdı ve bırakın Barcelona tarihinin rekorlarını EuroLeague tarihinin rekorlarını kırdı.
Bu sebeple bir kulüple özdeşleşmiş efsane dediğiniz zaman aklı her zaman ilk o gelir!
Son dönemde unutulmaz oyuncuların kariyerlerini karşınıza getiren Eurohoops Fırın ise bu büyük efsanenin kariyerine dönüp baktı ve Navarro’nun EuroLeague kariyerindeki en iyi 10 maçı çıkardı.
Altını EuroLeague kariyeri diye kalın kalın çizmek istiyorum çünkü efsane ismin unutulmaz milli takım performansları da var. Lafı daha uzatmadan karşınızda Navarro’nun EuroLeague kariyerindeki en iyi 10 maçı:
NOT: En iyi 10 maç verimlilik puanı üzerinden değil, maçların önemi ve anlamı üzerinden belirlenmiştir. Ayrıca sıralama, maçların tarihlerine göre düzenlenmiştir.
Nando De Colo’nun EuroLeague Kariyerindeki En İyi 10 Maçı
Bogdan Bogdanovic’in EuroLeague Kariyerindeki En İyi 10 Maçı
Dimitris Diamantidis’in EuroLeague Kariyerindeki En İyi 10 Maçı
10- Zalgiris Kaunas – Barcelona: 85-86
Sezon: 2005/06 sezonu – Top-16 1. maçı
Performans: 32 sayı, 4 top çalma (11/21 saha içi), 28 EFF
Juan Carlos Navarro, 2002-2003 sezonunda Barcelona’nın tarihindeki ilk EuroLeague şampiyonluğunun önemli bir parçası olsa da o kadronun lideri değildi. O şampiyonluk hep Bodiroga ve Fucka’yla özdeşleşir.
O şampiyonluk sonrası bu yaşlı efsanelerin dönemi yavaş yavaş kapanırken ortaya Navarro’nun liderliği çıkmaya başladı. 2005-2006 sezonu ise bunun mutlaklaştığı yıllardandı.
O sezon bireysel olarak mükemmel performanslar sergileyen İspanyol yıldız, en iyi performansını ise Kaunas deplasmanında gösterdi.
Oldukça çekişmeli geçen maçta Navarro ortaya bireysel bir resital sunarken EuroLeague kariyerinin en skorer maçını oynadı. 32 dakikada 11/21 saha içiyle oynayan efsane isim, tek başına Zalgiris potasına 32 sayı bıraktı ve neredeyse tek başına takımını galibiyete taşıdı.
9- Barcelona – Real Madrid: 76-70
Sezon: 2005/06 sezonu – Playoff 3. maçı
Performans: 15 sayı, 4 ribaund, (4/10 saha içi), 10 EFF
Avrupa’nın birçok harika derbisi var ama herhalde derbilerin derbisi olarak birisini belirleyeceksek bu Real Madrid ve Barcelona’dır.
Siyasette bile birbirinde rakip olan bu ikilinin, bırakın sporun herhangi bir dalını, bilye için birer takım kurup yarışsalar herhalde binlerce insan bunu izler. 2005-06 sezonunda ise bu iki takım, playoff’ta birbirine rakip oldu.
O dönem playoff serileri 3 maç üzerinden oynanırken her iki takım da evlerindeki ilk maçı kazandı. Son maç ise Palau Blaugrana’da oynandı.
Artık takımın tartışmasız lideri olan Navarro’dan beklenti, takımını Final Four’a götürmesiydi ve o da bunu harfi harfine yaptı.
Kakiouzis’le birlikte harika bir maç çıkartan İspanyol yıldız, 15 sayıyla maçın en skorerlerinden biri oldu ve Barcelona’yı şampiyonluk senesinden sonra ilk kez Final Four’a kaldı.
8- Barcelona – Unicaja Malaga: 80-58
Sezon: 2006/07 sezonu – Playoff serisi 2. maçı
Performans: 25 sayı, 4 asist, (8/9 saha içi), 29 EFF
2006-2007 sezonu ise Navarro adına bireysel olarak harika ama Barcelona için hayal kırıklığı olan bir seneydi.
Efsane isim, o sezon 16.8 sayı ortalamasıyla EuroLeague kariyerinin en yüksek ortalamalarını tutturdu. Fakat onun göz alıcı performansı takımının başarısı için yeterli olmadı.
Barcelona, playoffta yine karşısında İspanyol bir rakip bulurken beklenti ev sahibi avantajının Malaga’da olmasına rağmen Barcelona’nın yine Final Four’a kalmasıydı.
Malaga’da kaybedilen ilk maçtan sonra 2. maça Navarro damgasını vurdu. Sadece 18 dakika sahada kalan efsane isim, skorerliğinin en harika performanslarından birini sergiledi ve bir şut kaçırarak Malaga potasına 25 sayı gönderdi.
O gün Barcelona seriyi eşitlese de son maçı kazanan Malaga, tarihinde ilk kez Final Four’un yolunu tuttu. Navarro ise bir nefes aralığı verebilmek adına NBA’e gitti.
7- Barcelona – Baskonia: 78-62
Sezon: 2008/09 sezonu – Playoff serisi 5. maçı
Performans: 19 sayı, 3 asist, (6/11 saha içi), 20 EFF
NBA’de gayet iyi bir çaylak sezonu geçirmesine rağmen geri dönme kararı alan Navarro, o dönem kendisine yapılan büyük tekliflere rağmen yine Barcelona’nın yolunu tuttu.
Efsane ismin tek amacı ise kulübü kendi liderliğinde EuroLeague şampiyonluğuna taşımaktı.
Navarro’nun geri döndüğü sene ise Barcelona, playoff’ta karşısında yine yerel bir rakip buldu: Tau Ceramica / Baskonia!
O yıllarda Final Four’un değişilmezlerinden olan Tau Ceramica, o sene lideri Luis Scola’yı NBA’e kaptırsa da hala güçlü bir kadroya sahipti. Serinin kendisi de zaten oldukça çekişmeli geçti.
Skorerlik olarak bir tarafta Navarro, diğer tarafta Rakocevic öne çıkarken son sözü bir kez daha İspanyol efsane söyledi.
Palau Blaugrana’da oynanan serinin 5. maçına Ersan’la birlikte damga vuran Navarro, tek başına Tau Ceramica’nın toplamı kadar üçlük soktu ve 19 sayıyla takımını yine Final Four’a götürdü.
O sezon Barcelona, Final Four yarı finalinde unutulmaz bir maçın ardından CSKA Moskova’ya boyun eğdi ama bu aslında yaklaşan şampiyonluk bir habercisiydi.
6- Real Madrid – Barcelona: 73-84
Sezon: 2009/10 sezonu – Playoff serisi 3. maçı
Performans: 24 sayı, 4 ribaund, 2 asist, (8/13 saha içi), 29 EFF
Bir yıl önce EuroLeague’in MVP’si olmasına rağmen Barcelona’yı şampiyonluğa taşıyamayan Navarro, 2009’da ise yarım kalan işi tamamlamak için sahaya çıktı.
Ancak İspanyol efsanenin görevi bu sefer çok daha zordu.
Playoff’ta karşılarında ezeli rakipleri Real Madrid ve serinin 2. maçında Navarro felaket bir performans sergileyince Madrid, deplasmanda kazanarak avantajı ele geçirdi.
“Yine mi şampiyonluk gelmeyecek?” sesleri yükselirken WiZink Center’dan bir Juan Carlos Navarro geçti.
Real Madrid kendi evinde adeta şov yaparken efsane isim, tek başına meydan okudu ve kazandı. Takımın maç içerisinde sıkıştığı her anda sahne alan Navarro, toplamda da 24 sayı atarak maçın en skoreri oldu ve kaybedilen maçın intikamını aldı.
5- Real Madrid – Barcelona: 78-84
Sezon: 2009/10 sezonu – Playoff serisi 4. maçı
Performans: 21 sayı, 3 top çalma, 3 asist, (8/12 saha içi), 24 EFF
Barcelona için işleri yoluna koymak adına Real Madrid deplasmanında alınacak tek bir galibiyet yeterliydi. Serinin son maçında kendi taraftarlarının önünde kazanarak Final Four’a yine kalabilirlerdi.
Fakat Juan Carlos Navarro’nun bugünün işini yarına bırakmak gibi bir niyeti yoktu.
Çekişmenin bir an olsun eksik olmadığı karşılaşmada genç arkadaşı Ricky Rubio’yla birlikte maçı domine eden Navarro, yine kusursuza çok yakın bir performans sergiledi.
Sadece 4 şut kaçırarak Real potasına 21 sayı gönderen İspanyol yıldız, bir kez daha maçın en skoreri oldu ve Barcelona’nın WiZink Center’dan galibiyetle çıkmasını sağladı.
Bu galibiyet de onları Paris’teki Final Four’a taşıdı.
4- Barcelona – Olympiakos: 86-68
Sezon: 2009/10 sezonu – Final Four final maçı
Performans: 21 sayı, 5 ribaund, 3 asist (6/13 saha içi), 23 EFF
Paris’teki Final Four’un ilk aşamasında karşısında CSKA Moskova’yı bulan Barcelona, harika bir savunma performansıyla geçen senenin intikamını aldı ve 2003’ten sonra ilk kez kendini Final Four’da buldu.
Bu elbette büyük bir başarıydı ama karşılarında görkemli kadrosuyla EuroLeague’in en pahalı kadrolarından biri vardı.
Tam bir yıldızlar topluluğu olan Olympiakos’ta Childress, Teodosic, Kleiza, Papaloukas, Vujcic, Bourousis, Sokoflis ve Beverley gibi isimler vardı. Ve açıkçası iki takımın yetenek tavanı arasında büyük bir fark vardı. Barcelona’nın güvenebileceği şey ise sertliği ve savunmasıydı.
Katalan ekibi, bunu maç boyunca gösterdi ve Pire ekibini yıldırmayı başardı ama ne zaman Olympiakos yetenek tavanıyla geri dönmeye çalışsa karşısında bu adamı buldu.
İlk çeyrek sonrasında Pete Mickeal da durunca hücumu neredeyse tek başına taşıyan Navarro, savunmanın odak noktası olmasına rağmen Olympiakos potasına 21 sayı bıraktı ve Barcelona’nın tarihinde ikinci kez Avrupa’nın en büyük kupasını sağladı.
Maçın ardından MVP ödülü de hiç tartışmasız bir şekilde onun ellerinde yükseldi.
3- Panathinaikos – Barcelona: 60-70
Sezon: 2012/13 sezonu – Playoff serisi 4. maçı
Performans: 17 sayı, 4 ribaund, 4 asist, (6/11 saha içi), 18 EFF
EuroLeague’de bazı dönemleri domine eden takımlara şahit olduk. Barcelona da bu dominasyonu kurmaya 2010’lu yılların başında sahipti.
Xavi Pascual’ın doğru kurguladığı kadro Juan Carlos Navarro’nun etrafında büyük işler yapabilecek ve belki de EuroLeague şampiyonluklarını kulübe tekrardan getirebilecek bir kapasitedeydi. Fakat bu olmadı.
2011’de Final Four Barcelona’da düzenlenecekken sürpriz Panathinaikos yenilgisi, arkasından ana çekirdekteki önemli oyuncuların yaşadıkları sakatlıklar buna engel oldu. Barcelona Final Four’lara kaldı ama sonunu getiremedi.
2012-2013 sezonu ise aslında bir açıdan intikam yılıydı.
2011’de şampiyonluğa doğru giderken Panathinaikos tarafından durdurulan Barcelona, playoff’ta karşısında Atina ekibini buldu. Üstelik eskiye göre çok daha zayıf Bir Panathinaikos…
Serinin favorileri onlardı ama 2. maçta Diamatnidis’i durduramayınca Barcelona, kendisini yine bir kabusta buldu. İki takım serinin 4. maçında OAKA’da sahaya çıkarken Panathinaikos 1-2 öndeydi. Barcelona’nın ayakta kalması için iki maçı da kazanması gerekiyordu ve Navarro duruma el koydu.
OAKA’daki maçta her zamanki gibi Barcelona’ya harika bir şekilde liderlik eden Navarro, 17 sayıyla karşılaşmanın en skoreri oldu ve Panathinaikos’un Final Four ümitlerine dur dedi.