By Aris Barkas/ barkas@eurohoops.net
Mario Hezonja, NBA’de Avrupa basketbolunu olabilecek en iyi şekilde temsil edebilir ama bu olayda yaşananlar tüm büyük Avrupa kulüplerinin gelecekteki kabusu…
Mario Hezonja Orlando Magic medyasıyla yaptığı ilk telefon röportajında idolleri olan Diamantidis, Spanoulis ve Navarro gibi Avrupalı oyuncular hakkında konuştu. Ancak Hezonja değişen dünya basketbolu içerisindeki ilk Avrupalı genç yıldız ve o oyunculara hiç benzemeyebilir.
Hezonja’nın Barcelona’daki sezonu yetenekleri ve kulüple yaşadığı tartışmalarının bir karışımıydı. Katalanlar tarafından transfer edildiğinde, Euroleague tarihinin en skorer ismi Juan Carlos Navarro’nun gelecekteki yerini alacak isim olarak görülüyordu.
Barcelona ona yatırım yaptı ve geri aldıkları şey ise tekrar görüşülen buy out ücreti oldu. Katalanlar için problem ise aldıkları paranın miktarı değil. Barcelona harika olma potansiyeline sahip bir oyuncu yetiştirdi ve Hezonja sahada neler yapabileceğini göstermeye başladığı anda, kulüp onu NBA’e kaybetti.
Barcelona herhangi bir NBA takımının çiftliği değil ve öyle de görülemez. Kulüp Euroleague’in elit seviyesinde, her anlamda Avrupa’nın en iyi 5 kulübü arasında ve tüm dünyadaki en büyük spor markalarından birisi. Buy out ne kadar fazla olursa olsun, Barca’nın Hezonja’yı almasındaki sebep bu değildi.
Barcelona ve Euroleague’in üst düzey Avrupalı yeteneklere ihtiyacı var ki son zamanlarda NBA tüm bu yetenekleri genç yaşta toplamaya başladı. Bu problem aynı zamanda milli takımları da etkiliyor. 2017 yılında yürürlüğe girecek yeni FIBA takviminde, NBA oyuncularının sezon içerisinde Amerika’dan ayrılıp milli takımlarıyla eleme maçlarında forma giymeleri için izim alabilmeleri beklenmiyor. Bu da Hezonja, Antetokounmpo, Porzingis ve dünyanın en iyi ligindeki diğer genç Avrupalı yeteneklerin sadece büyük turnuvalar olan FIBA turnuvaları, Eurobasket, FIBA Dünya Kupası ve Olimpiyat Oyunlarında milli formayı giyebilmeleri anlamına geliyor.
Hezonja durumunun aksine, Kristaps Porzignis son yıllarda genç yetenekleri geliştirip hayatta kalmak için onları satan bir kulüp olan Sevilla’nın ürünü. O da milli takımı tarafından – tıpkı Suns‘tan Alex Len’in draft edildiğinden beri Ukrayna milli takımı tarafından özlendiği gibi – eleme maçlarında özlenecek ama ne olursa olsun Sevilla’daki kariyerine uzun süre devam etmesi beklenmiyordu.
Ve işte büyük bir problem. Avrupa’nın üst düzey takımları şimdiden en yetenekli oyuncularını kaybetmeye başladı. En iyi senaryo ise oyuncunun draft edildikten sonra birkaç yıl daha takımla geçirmesi, tıpkı Saric ve Anadolu Efes olayında olduğu gibi. Ve bunun yakın gelecekte en yetenekli oyunculardan sadece birkaçının istediği için Avrupa’da kalmasıyla değişmesi mümkün gözükmüyor, tıpkı koç Zeljko Obradovic‘in kısa süre önce Eurohoops’a verdiği röportajda söylediği gibi…
NBA ve Euroleague arasındaki denge her zaman dünyanın en iyi liginin lehineydi ama Avrupa için işler iyiye gitmek şöyle dursun daha da kötüleşiyor. Hezonja olayında yaşananlar gelecekte turnuvanın değerinin ciddi bir darbe alacağının göstergesi çünkü kulüplerin en yetenekli oyuncularını tutacak kadar paraları yok.