by Utkan Şahin & Semih Tuna / info@eurohoops.net
Elinizin altında geride kalan 20 yılı bir kitap gibi birleştirecek bir düğme olsaydı ve siz bu düğme bassaydınız… Nasıl olurdu?
Bu sorunun cevabını hayatın diğer alanlarında belki veremeyebiliriz ama sizi, bir takımın son 20 yılına götürebiliriz.
Eurohoops Fırın, yeni yazı dizisinde ING Basketbol Süper Ligi’nin köklü takımlarının son 20 yılındaki kadrolarını değerlendirdi ve en iyilerden “Milenyum Kadroları” oluşturmaya karar verdi.
Bu yolculukta ilk olarak karşınıza Pınar Karşıyaka, Türk Telekom ve Darüşşafaka Tekfen’le çıkmıştık. Bu hafta ise ülke basketboluna büyük katkıları olan TEKSÜT Bandırma’yla devam edeceğiz.
Oyunun kurallı belli; 2000’den bugüne TEKSÜT Bandırma forması giymiş isimlerden 12+1 kişilik bir kadro oluşturmak!
Gelin önce bizim oluşturduğumuz kadroya bakalım. Ardından siz de lütfen sosyal medyadan “Milenyum’un Muhteşem Kadrosunu” gönderin.
Pınar Karşıyaka: 21. Yüzyılın En İyi Kadrosu
Türk Telekom: 21. Yüzyılın En İyi Kadrosu
Darüşşafaka Tekfen: 21. Yüzyılın En İyi Kadrosu
Oyun Kurucular
#25 Jordan Theodore
Oynadığı sezon: 2016-2017
“Batman iş başında!”
Jordan Theodore – TEKSÜT Bandırma hikayesi basketbolda iyi ya da kötü oyuncudan daha çok önemli olanın doğru basketbol aklını gösteren harika örneklerden biri.
Jordan Theodore’u biliyorsunuz… Harika bir delici olsa da kendisi kariyeri boyunca gittiği her yerde verimsiz olan bir guard oldu. En basitinden Türkiye’de daha önceki maceralarında da oynadığı takımlar küme düştü.
Bandırma’da ise onu harika bir şekilde tamamlayan doğru parçalarla birlikte ortaya konulan harika oyun planı, Theodore’un kariyerinin en özel performansını sergilemesini sağladı.
Kazanan bir takımda ligde uzun süredir gördüğümüz en dominant kısa performanslarından birini sergileyen Amerikalı guard, bu performansıyla TEKSÜT Bandırma’nın tarihi bir sezon yaşattı. Harika bir liderlikle Ankara’da Banvit’i tarihinin üst seviyedeki ilk kupasını kazandıran Theodore, Şampiyonlar Ligi’nde de takımı finale kadar götürdü. Ludwigsburg deplasmanında attığı son saniye basketi de unutulmazlar arasına girdi.
Theodore burada gösterdiği performansla kendini EuroLeague’e attı ama sonrasında hiçbir yerde burada bulduğu ortamı bulamadı. Theodore’un yaşadığı sezon, her oyuncunun en fazla bir kez başına gelecek olan mükemmel bir uyum ve unutulmaz bir sezondu.
#4 Joe Crispin
Oynadığı sezonlar: 2007-2009
Kolejden rekorlar kırarak mezun olan ve NBA’de iki sezon oynama şansı bulan Joe Crispin’in yolu Avrupa’da birkaç lig gezdikten sonra Bandırma’ya düştü.
Crispin gelmeden önce TEKSÜT Bandırma, ilk 10 haftada tam 7 yenilgi almıştı ve yeni yeni toparlanıyordu. Crispin ise belki hemen her şeyi değiştirmedi ama uyum sürecini atlattıktan sonra ne kadar özel bir skorer ve lider olduğunu herkese gösterdi.
Sezonun üç haftası arka arkaya 25’er sayı atarak Bandırma’yı playoff’a taşıyan Crispin, playoff’ta da harika performansını devam ettirerek hiç 20 sayının altına düşmedi. Fakat asıl büyük performansını öbür sezon gösterdi.
2008-2009 sezonunda daha ilk maçtan 35 sayı atan Crispin, Bandırma ekibinin Efes’i 105-91 mağlup etmesini sağladı. TEKSÜT Bandırma, onun önderliğinde ilk 10 haftada 8 galibiyet alsa da sezonun devamında saha içi problemler ve sakatlıklar yüzünden playoff dışında kaldı fakat Amerikalı guard, 15 maçta takımının en skoreri olmayı başardı.
Eli ısındığı zaman durdurulmaz bir şutördü. Üstelik şut uzaklığı da Avrupa’ya göre çok genişti. Üçlük çizgisinin iki adım gerisinden kaldırıp atabiliyordu. Bazı aylar formu inanılmaz artıyor ve arka arkaya 4 maç 20 sayıyı gönderebiliyordu. Gerçekten izlemesi özel bir skorerdi. Skor hacmi kadar olmasa da arkadaşlarını da oyunun içine dahil eden Crispin, Bandırma’da geçirdiği iki sezonda 4.1 asist ortalaması yakaladı.
Crispin’in Bandırma sonrasında kariyeri aynı seviyede ilerlemedi ama zaten bu küçük şehir bu kadar özel bir yapı yapan şeylerden biri de bu değil mi?
#6 Barış Ermiş
Oynadığı sezonlar: 2009-2012
TEKSÜT Bandırma’nın geçmişinde özel guardlar var. Mesela bir dönem takımın önemli isimlerinden olan E.J. Rowland’ı buraya kesinlikle koyabilirdik ama Bandırma’daki organizasyonun oyuncular üzerinde nasıl bir etkisi olduğunu göstermek için Barış’ı tercih ettik.
Şimdilerde 35 yaşında olan bu tecrübeli guardın, gençlik yıllarını hatırlarsınız. Onun, oyun kurucu pozisyonunda Kerem Tunçeri ve Ender Arslan arasında sıkışıp kalmış olan Türk basketboluna yeni bir nefes olması bekleniyordu.
Fakat Barış kariyerinin başında bunun için gereken güveni Karşıyaka dışında bulamadı. Orada farklıydı. İzmir ekibinin unutulmaz muhteşem üçlüsünü destekleyici rolde iyi iş çıkarmıştı ama sonrasındaki Telekom tercihi onu belki de 10 yıl geriye attı.
Sonrasında ise Orhun Ene ve Bandırma organizasyonu Barış’ın hayatına girdi.
Orhun Ene, Barış Ermiş’ten nasıl azami düzeyde verim alacağını çok iyi biliyordu. Barış Ermiş de her şeyini sahaya koymaya hazır olunca ortaya harika bir birliktelik çıktı. Ene’den takımın saha içi liderliği görevini alan Ermiş, Bandırma’da geçirdiği üç sezonda üç kez yarı final oynama başarısı gösterdi. Bunu yaparken de hem takım arkadaşlarını oyuna şahane dahil etti, hem de kendi skoruyla rakiplerin sıkça canını yaktı.
Geçirdiği üç sezon boyunca maç başına 5.0 asist ortalamasının altına hiç düşmeyen Barış Ermiş, ilk iki sezonunda ise çift haneli skor ortalaması yakalamayı başardı. Burada yakaladığı çıkış da onu hem milli bir oyuncu yaptı hem de ligimizin en iyi oyun kurucuları arasında soktu.
Kariyerinin devamında da burada kazandığı güven gittiği hep saygı duyulası bir oyuncu olmasını sağladı. Belki Fenerbahçe kariyerini beğenmeyebilirsiniz ama bana sorarsınız orada da hakkı yenen isimlerden biriydi.
Oyuncuları ayağa kaldırma bir numaralı yer alan Bandırma, Barış’a da bunu sundu. O da karşılığını fazlasıyla verdi.
Dışarıda kalan diğer önemli isimler: E.J Rowland, Tony Taylor, Alex Perez, Can Akın
Şutör Guardlar
#13 Miroslav Radosevic
Oynadığı sezonlar: 2004-2007
TEKSÜT Bandırma geçtiğimiz 15 yılda Türkiye’de saygı duyulası bir organizasyon yarattıysa bu konuda Miroslav Radosevic’e gerçekten çok şey borçlu!
Banvit’in unutulmaz kaptanı, afallaması beklenen Bandırma ekibinin lige çıktığı ilk sezonda takıma katılıp verdiği katkıyla ligde tutunmasında en önemli katkıyı yaptı. Onu hatırlamayan ya da izleme şansı elde edemeyen genç arkadaşlarımız için şunu rahatlıkla söyleyebilirim; Radosevic, gerçekten alfa bir skorerdi.
Kariyerinde 1997 Yugoslavya ile birlikte Avrupa ikinciliği de bulunan harika skorer, 5 sezonluk Türkiye tecrübesinde yalnızca bir kez 15 sayı ortalamanın altına düştü. Onda da 34 yaşındaydı ve takımda Marque Perry gibi topu domine eden bir oyun kurucu ile oynadı.
Onun oynadığı dönemde Türkiye Basketbol Ligi’nde çok daha az sürprizlere gebe bir yerdi. Banvit’in kendi sahasında Efes Pilsen’i yendiği maçta kaydettiği 33 sayı, lig tarihinin en unutulmaz performanslarından birisidir.
Ligin gördüğü en temiz şutörlerden olan Radosevic, 2007’de Banvit ile sezonu tamamladıktan sonra kariyerine nokta koydu.
Yaşı ilerlemiş bir dönemde gelmiş olmasına rağmen Radosevic, bu kulübe doğru organizasyonu kurmasına yetecek olan olan müthiş değerli zamanı verdi. Hoş kendisi Bandırma’ya olan hizmetine hala devam ediyor.
2016’dan beri organizasyonun içerisinde asistan koç olarak çalışan unutulmaz skorer, ortaya çıkması için katkı verdiği organizasyona şimdi de kenardan yardımcı oluyor.