by Semih Altınbaş / info@eurohoops.net
Milli takımlar düzeyindeki uluslararası basketbolun en büyülü yönlerinden birisi ülkelerin harika yapılanma örnekleri göstererek aynı dönem içerisinde bir takımı dolduracak kapasitede üst düzey oyuncular yetiştirip müthiş jenerasyonlar yakalayarak başarıya uzanmaları…
Bu ekiplerden kimisi Avrupa kıtasına yıllarca hükmetti, kimisi Amerika Birleşik Devletleri gibi bir uluslararası basketbol süpergücünün en büyük korkusu oldu, kimisiyse potansiyeline hiç ulaşamadan tarih sayfalarına karışsa da damaklarda hep “keşke daha iyisi olsaydı” dedirten güzel bir tat bıraktı…
Eurohoops Fırın olarak ABD Milli Takımı’nı kapsama dışı bırakarak dünya genelinde son 20 yıllık süreçte en fazla parlayan milli takımları huzurlarınıza çıkarıyoruz.
Gelecek günlerde sizler için sürpriz performans gösteren milli takımları da inceleyeceğimiz bir yazının müjdesini de vererek hemen konumuza dönebiliriz…
2001 Avrupa İkincisi Türkiye
Kadro: Kerem Tunçeri, Hidayet Türkoğlu, Kaya Peker, Hüseyin Beşok, Orhun Ene, Harun Erdenay, İbrahim Kutluay, Mehmet Okur, Ömer Onan, Mirsad Türkcan, Asım Pars, Haluk Yıldırım
Koç: Aydın Örs
1990’ların sonu itibarıyla Türkiye’de basketbolun hem kulüpler hem de milli takımlar düzeyinde hareketlenmeye başladığını söylemek elbette mümkündü.
Buna önayak olan Efes Pilsen, Ülkerspor ve her ne kadar 1990’ların başında faaliyetlerini sonlandırsa da Eczacıbaşı gibi ekolleşen müessese takımlarının payı da 2000’lere girilirken yaşanan tırmanışta gözardı edilmemesi gereken bir gerçeklik.
2001’de ise tıpkı 1998’de Trapani’de oynanan 20 Yaş Altı Avrupa Şampiyonası’nda olduğu gibi artık bir patlamanın yapılması gerektiğini düşünüyordu Türk basketbolunun yetkili isimleri. Çünkü Avrupa Basketbol Şampiyonası’nın ev sahipliği üstlenilmişti ve taraftarları böyle bir şölene canlı tanıklık ederken üzmek olmaz diye düşünülüyordu yoğunlukla.
Öncesinde Erman Kunter ve devamında Bogdan Tanjevic gibi büyük koçlarla da çalışan 12 Dev Adam, harika bir kimya yakaladığı turnuvada Avrupa devlerini birer birer yıkarken finalde Yugoslavya’nın kurbanı olacaktı.
Ancak o jenerasyon meşhur “puro olayı”, sakatlıklar, ego çatışmalarının ve tüm keşkelerinin de ötesinde yaşattığı mutluluklarla unutulmayacak bir niteliğe sahip.
2002 Dünya Şampiyonu Yugoslavya
Kadro: Dejan Bodiroga, Dejan Koturovic, Zarko Cabarkapa, Igor Rakocevic, Peja Stojakovic, Marko Jaric, Predrag Drobnjak, Vlade Divac, Milos Vujanic, Dejan Tomasevic, Milan Gurovic
Koç: Svetislav Pesic
Balkanlar’ın, Yugoslavya’nın dağılmasının ardından yaşayacağı düşünülen düşüşe cevap niteliğindeki turnuvalardan 1998’le beraber bir diğeriydi 2002.
Çeyrek finalde ev sahibi Amerika’yı elediler, yarı finalde o sezon büyük çıkış gösteren Kirk Penneyli Yeni Zelanda’ya karşı devrede 9 sayıyla gerideydi Yugoslavya. Acaba sürpriz mi çıkacaktı maçtan?
Hiç öyle olmadı. Dejan Koturovic, Dejan Bodiroga ve Marko Jaric üçlüsü sazı ellerine alıp ikinci yarıda toplam 50 sayı atmasını sağladılar Yugoslav ekibinin. Bu da onlar için finalin yolunu açan performans oldu.
Final maçında rakip Manu Ginobili, Fabricio Oberto, Luis Scola gibi yıldızlardan kurulu Arjantin oldu ki o Arjantin yarı finalde Dirk Nowitzki’nin Almanya’sını devirip finale o özgüvenle çıkıyordu.
Üçüncü çeyreğin bitiminde 5 sayılık Güney Amerika temsilcisinin üstünlüğü bulunurken kilidi çözen iki Balkan, toplam 53 sayı kaydeden Bodiroga ve Peja Stojakovic ikilisi oldu.
Uzatmaya giden maçı 84-77 kazanan Yugoslavya, dünya şampiyonu olarak devamındaki kötü geçecek yıllara teselli niteliğinde bir başarıyla ayrılıyordu Indianapolis’ten.
2003 Avrupa Şampiyonu Litvanya
Kadro: Giedrus Gustas, Mindaugas Zukauskas, Arvydas Macijauskas, Saulius Stombergas, Ramunas Siskauskas, Darius Songaila, Donatas Slanina, Eurelijus Zukauskas, Ksystof Lavrinovic, Sarunas Jasikevicius, Dainius Salenga, Virginijus Praskevicius
Koç: Antanas Sireika
Efsanelerle dolu bir Litvanya takımı. Sovyetler Birliği dönemindeki Litvanyalı yıldızları kapsama almazsak en iyi Litvanya takımı diyebiliriz 2000’ler başında dünya basketbolunda adını iyice duyuran bu kadro için.
Sarunas Jasikevicius gibi o yıl Barcelona’yla EuroLeague’i kazanmış bir isimden tutun Saulius Stombergas ve Arvydas Macijauskas gibi Avrupa basketbolunun efsanevi skorerlerine, Ramunas Siskauskas’ına kadar özel bir takım.
Ayrıca her ne kadar Antanas Sireika tarafından tercih edilmese de Beşiktaş ve Ülkerspor formalarıyla 4 yıl Türkiye’de top koşturan Virginijus Praskevicius, daha sonra Galatasaray‘da da boy gösterecek olan Darius Songaila gibi yıldızlar da vardı o ekipte.
Çeyrek finalde Bodiroga’dan yoksun, kötü bir dönemin hazırlığını yapan Sırbistan-Karadağ ekibini, yarı finalde yakın geçen maçın sonunda Fransa’yı eleyip finalde İspanya’nın karşısına çıktılar.
Macijauskas’ın 21 sayısı, Saras’ın double-double’a dayanan liderliği gibi faktörler Gasol ve Navarro tarafından sürüklenen, henüz en ihtişamlı döneminde olmayan İspanya’yı yenerek Avrupa şampiyonu olmalarına yetti.
2004 Olimpiyat Şampiyonu Arjantin
Kadro: Carlos Delfino, Gabriel Fernandez, Manu Ginobili, Leonardo Gutierrez, Walter Herrmann, Alejandro Montecchia, Andres Nocioni, Fabricio Oberto, Juan Ignacio Sanchez, Luis Scola, Hugo Sconochini, Ruben Wolkowyski
Koç: Ruben Magnano
2000’li yıllara damga vuran milli takımlara bakılınca akla ilk gelecek olan ekiplerden Arjantin’i sayabiliriz. Arjantin’in La Generacion Dorada (Altın Jenerasyon) olarak adlandırılan mükemmel bütününün zirveye çıktığı sahneyse 2004 Atina Olimpiyatları olmuştu.
Kadronun en önemli oyuncusu olan Manu Ginobili, 2002 yılında Dünya Şampiyonası’nda finalde Dejan Bodirogalı Yugoslavya’ya kaybedip gümüş madalyaya uzanan takımın bir parçası olarak, 2004’te düzenlenen Atina Olimpiyatları’nda yenilmez kabul edilen ABD’yi yarı finalde bozguna uğratarak altın madalyaya uzanan ekibin liderlerindendi. Zaten Allen Iverson, Tim Duncan, LeBron James ve Dwyane Wade gibi dev isimlerin olduğu takıma en büyük darbeyi de attığı 29 sayıyla vurmuştu.
O ekibin Luis Scola, Andres Nocioni, Fabricio Oberto, yarı final ve finalde attığı toplam 29 sayıyla önemli katkı veren Alejandro Montecchia gibi büyük isimlere sahip olduğunu da unutmamak lazım.
Finalde rakip, Gianluca Basile, Gianmarco Pozzecco ve Denis Marconato gibi Avrupa basketbolu efsanelerinden oluşan İtalya olurken net biçimde üstün oldukları o takıma rahatlıkla fırsat vermeyecekti Arjantin’in o jenerasyonu. Böylece ABD haricinde gördüğümüz son Olimpiyat şampiyonu da onlar oldu.
2006 Dünya İkincisi Yunanistan
Kadro: Theo Papaloukas, Sofoklis Schortsanitis, Nikos Zisis, Vassilis Spanoulis, Panagiotis Vasilopoulos, Antonis Fotsis, Nikos Chatzivrettas, Dimos Dikoudis, Kostas Tsartsaris, Dimitris Diamantidis, Lazaros Papadopoulos, Michalis Kakiouzis
Koç: Panagiotis Giannakis
O efsane turnuva… Bir Avrupa takımının Amerika Birleşik Devletleri’ne kâbus olduğu organizasyon 2006 Dünya Şampiyonası’ydı.
Yarı final aşamasında karşılaştıkları yıldızlar karmasına büyük bir şok yaşattı komşu ülke Yunanistan’ın efsanelerle dolu ekibi.
ABD maça büyük favori olarak başlasa da Panagiotis Giannakis’in öğrencileri o gün çok özel bir şey olabileceğine inanmıştı ve bunu başardılar. Yunanlar finalde İspanya’ya boyun eğse de bu maç Amerika’nın yıkıldığı maç olarak herkesin akıllarında.
Maçtan sonra Papaloukas, medyaya şu sözleri söylemişti: “Bence bugün onlar kadar iyi atlet olmasak da basketbolun nasıl oynanması gerektiğini bildiğimizi herkese gösterdik. Biz zekiyiz.”
Spanoulis 22 sayıyla Yunanların en skoreri olurken Michalis Kakiouzis 15 sayı atmış, Theodoros Papaloukas ise 8 sayı 12 asist ile takımının kumandanı olmuştu. Amerika’da ise Carmelo 27, Wade 19 ve LeBron 17 sayı atarak ülkelerini ayakta tutmaya çalışsalar da mağlubiyeti engelleyememişlerdi.
Bu takım da gerek 2005’teki Avrupa şampiyonluğu gerekse 2006’daki dünya ikinciliğiyle listede olmayı sonuna kadar haketti.
2006 Dünya Şampiyonu İspanya
Kadro: Pau Gasol, Rudy Fernandez, Carlos Cabezas, Juan Carlos Navarro, Jose Calderon, Felipe Reyes, Carlos Jimenez, Sergio Rodriguez, Berni Rodriguez, Marc Gasol, Alex Mumbru, Jorge Garbajosa
Koç: Pepu Hernandez
İspanya’nın gelecek 15 yıla ambargo koyacağının ilk habercisi 2006’daki dünya şampiyonluğu oldu. Bunu sağlayan genç fakat deneyimli oyuncuların oluşturduğu takım gelecekte daha 3 Avrupa ve ekstradan bir dünya şampiyonluğuna hükmedecekti.
Uzun rotasyonunda Pau ve Marc Gasol, Alex Mumbru, Jorge Garbajosa, Felipe Reyes… Bu takımın elbette başarılı olmasını beklersiniz hele ki Juan Carlos Navarro gibi bir skorerle harmanlıyorsanız.
Pepu Hernandez yönetimindeki ekibin işleri de yolunda gitti. Yunanistan, ABD’yi tarihinin şokuna uğratırken bunun İspanya için iyi bir gelişme olmasıyla beraber elbette Yunan tarafına da belli başlı özgüven avantajı doğuracağını düşünebiliriz eğer revizyon yapmamız gerekirse.
Fakat tüm bunların uzağında çok dominant bir oyunla hele ki Pau Gasol gibi bir yıldızın olmadığı maçtan galip gelmeyi başardı İspanyollar. Bunu bir önceki maç Amerika’ya 101 sayı atan Yunanistan’ı 47 sayıda tutarak yapmaları da büyük başarı hikayesinin en ilgi çekici yanıydı.
2008 Olimpiyat İkincisi İspanya
Kadro: Jose Calderon, Rudy Fernandez, Jorge Garbajosa, Marc Gasol, Pau Gasol, Carlos Jimenez, Raul Lopez, Alex Mumbru, Juan Carlos Navarro, Felipe Reyes, Berni Rodriguez, Ricky Rubio
Koç: Aito Garcia Reneses
Pekin Olimpiyatları, ABD’nin gelene geçene fark attığı büyük bir sürecin başlangıcıydı. NBA’in büyük yıldızlarından oluşan Redeem Team’in karşısında durabilecek pek kimse varmış gibi durmuyordu. Çeyrek final maçında 31 sayı fark atabilecek bir ekiplerdi artık.
Fakat İspanya’nın yine o turnuvada da elinden geleni yaparak çekirdeğe eklenen Rudy Fernandez ve Ricky Rubio gibi yıldızlarla sürpriz bekleyebileceğiniz takımlardan olmuştu. Hırvatistan, Litvanya gibi ekipleri eleyerek geldikleri final maçında yine ABD’ye karşı iyi iş çıkardıklarını söylemek mümkün.
Son dünya şampiyonu olarak çıktıkları o mücadelede uluslararası alanda bir süpergüç olduklarını kanıtlayan ve gelecekteki başarılarının hiçbirinin tesadüf olmayacağının sinyallerini veren performansla gümüş madalyaya uzanmayı başardılar.
Devamında ise 2009, 2011 ve 2015 Avrupa şampiyonluklarının yanında 2019’da yeniden dünyanın en büyüğü oldular.