by Utkan Şahin & Semih Tuna / info@eurohoops.net
Elinizin altında geride kalan 20 yılı bir kitap gibi birleştirecek bir düğme olsaydı ve siz bu düğme bassaydınız… Nasıl olurdu?
Bu sorunun cevabını hayatın diğer alanlarında belki veremeyebiliriz ama sizi, bir takımın son 20 yılına götürebiliriz.
Eurohoops Fırın, yeni yazı dizisinde ING Basketbol Süper Ligi’nin köklü takımlarının son 20 yılındaki kadrolarını değerlendirdi ve en iyilerden “Milenyum Kadroları” oluşturmaya karar verdi.
Bu yolculukta ilk olarak karşınıza Pınar Karşıyaka çıktık ve arkasından Türk Telekom, Darüşşafaka Tekfen, TEKSÜT Bandırma’yla devam ettik. Bu hafta ise ülkemizin büyük takımlarından Beşiktaş Icrypex var.
Oyunun kurallı belli; 2000’den bugüne Beşiktaş forması giymiş isimlerden 12+1 kişilik bir kadro oluşturmak!
Listeye eleştiriler gelmeden önce şunun altını çizmek istiyorum; kadroyu oyuncuların kariyerlerine göre değil, siyah-beyazlı formayla yaptıkları etkiye göre hazırladık.
Türk spor tarihinin en büyük transferlerinden olan Deron Williams ile Allen Iverson, kadromuzda yer almıyor. Listelerimiz bildiğiniz üzere performans ve bu performansın sezon sonunda takım başarısına etkisi odaklı.
Allen Iverson burada çok parlak bir oyun sergilemedi ve ülkede sadece 1.5 ay kalıp ligde 7 maça çıktı. Deron Williams yeteneklerini ortaya koydu ama ligde onu da sadece 7 maç ve 1.5 ay izleyebildik. Bu iki ismi koysak, amacımızın dışına çıkacaktık.
Lafı uzatmadan gelin önce bizim oluşturduğumuz kadroya bakalım. Ardından siz de lütfen sosyal medyadan “Milenyum’un Muhteşem Kadrosunu” gönderin.
Pınar Karşıyaka: 21. Yüzyılın En İyi Kadrosu
Türk Telekom: 21. Yüzyılın En İyi Kadrosu
Darüşşafaka Tekfen: 21. Yüzyılın En İyi Kadrosu
TEKSÜT Bandırma: 21. Yüzyılın En İyi Kadrosu
Oyun Kurucular
#30 Carlos Arroyo
Oynadığı sezon: 2011-2012
“Telefonu açın, Carlos Arroyo!”
Evet, çok hoş bir kelime oyunu değil ama 2012’in bahar aylarında çoğu Beşiktaşlının ağzında bu cümle vardı. Normal, çünkü Arroyo ve arkadaşları, taraftarlarına Beşiktaş basketbol tarihinin en mutlu günlerini yaşattı.
Hikayenin başına dönersek; lokavt sonrası Deron Williams, NBA’e geri dönerken Ergin Ataman da onun boşluğunu yine NBA patentli olan Carlos Arroyo’yla doldurdu.
Porto Rikolu yıldız siyah beyazlı formayı üstüne geçirdiği andan itibaren kalitesini konuşturdu. Hem durdurulamaz skor bulma kabiliyeti hem de üstün pas yeteneğiyle kara kartalı uçurmayı başaran Arroyo, kritik anlardaki becerisiyle de birçok galibiyette başrol oynadı. Gerçek bir liderdi.
Beşiktaş formasıyla Eurochallange ve Türkiye Kupası’nı kazanmayı başaran yıldız guard, Türkiye Ligi playofflarında performansını daha da arttırmayı başardı.
Playofflardaki ilk maçında Fenerbahçe’ye karşı bulduğu kritik basketlerle takımını seride öne taşıyan Arroyo, Galatasaray ve Anadolu Efes’le oynanan serilerde de muhteşem performanslar ortaya koyarak tarihi zaferde başrol oynadı.
Maçlardan sonraki danslarıyla taraftarları iyice coşturan Arroyo, bu kulüpte çok daha uzun süre kalıp ismini daha büyük harflerle Beşiktaş tarihine yazdırabilirdi fakat Beşiktaş yönetimi, bir sonraki sezon aynı bütçeyle yola devam etmeyince o takım dağıldı. Arroyo da Galatasaray‘a geçiş yapan Ergin Ataman’ın yanına gitti.
O takımın dağılması üzücüydü ama herhalde gidişiyle siyah beyazlıları en çok üzen isim Arroyo’ydu.
#5 Khalid El Amin
Oynadığı sezonlar: 2003-2005
Biliyorsunuz, her takımın milenyum kadrosunu kurarken bir de kaptan seçiyoruz.
Beşiktaş tarihinde bu ünvanı hak eden birçok isim var ama bana sorarsanız, siyah-beyazlılar tarihinde bunu hak eden isim kesinlikle Khalid El-Amin.
Birçok açıdan El-Amin, bu kulüp için bir ilkti.
2000’lerde çocuk ya da genç olan birçok Beşiktaşlı taraftar, hafif tombul ama sempatik adamla basketbola tutkun oldu.
NCAA şampiyonu olan UConn Koleji’nin en değerli oyuncularından birisi olmayı başaran El-Amin, kısa boyu ve tombul yanaklarıyla pek de bir basketbolcu fiziğine sahip değildi. Nitekim NBA’de kendisine dair beklentiler olmasına rağmen sadece bir sezon tutunabildi.
Haliyle Beşiktaş’a imza attığında da büyük soru işaretleri vardı. Ancak o soru işaretlerinin tamamı, 5 numaralı siyah beyazlı formasını geçirip parkeye adım attığında kayboldu. Üstelik bunu kolay bir dönemde de yapmadı.
2000’lerin başında Türkiye’deki ekonomik krizin etkileri basketbolda da baş gösterirken 3 büyükler de bundan fazlasıyla etkilendi. Lig adeta Ülker ile Anadolu Efes‘in tekeli haline gelmişti. El-Amin önderliğindeki Beşiktaş buna meydan okudu.
İlk senesinde takımı yarı finale taşımayı başaran yıldız oyuncu, ikinci senesinde Ülker gibi bir devi adeta tek başına eleyerek (hem 28 sayıya yakın ortalaması hem de çok uzaklardan attığı son saniye üçlüğü unutulmaz) takımını uzun yıllardan sonra finale çıkartmıştı. Beşiktaş her ne kadar güçlü rakibi Efes’i zorlayamasa da El-Amin ayakta kalmayı başarmıştı.
Belki sahadaki herkesten kısaydı ancak yürek konusunda kimse onunla mücadele bile edemezdi.
Beşiktaş taraftarları da onu kalplerinin en özel yerlerinden birine koydular. Her serbest atışından sonra “Amiiiin” diye bağırılması, sürekli gülen yüzü, eşsiz yetenekleri ve Beşiktaş basketbolunun kaderini değiştirmesi onu siyah beyazlı takımın tarihi için bu kadar önemli bir oyuncu yapıyor.
Nitekim Beşiktaş basketbolunu ilgilendiren bir sohbet açıldığında El-Amin’in adının geçmemesi mümkün değildir.
#10 Kerem Tunçeri
Oynadığı sezonlar: 2005-2006 ve 2014-2015
Yukarıda da belirttim ama sırası gelmişken yine altını çizeyim;
Beşiktaş tarihindeki diğer önemli oyun kurucular arasında Kerem Tunçeri öne çıkıyor.
2000’lerin ilk başında Efes‘te hak ettiğini düşündüğü sorumluluğu alamayan Kerem, 1 yıllık Ülkerspor macerası sonrası biraz da sürpriz bir kararla Beşiktaş‘a geçti. Zamanlama açısından kritikti çünkü o sene ligde final oynayan siyah-beyazlılar, yaz döneminde Khalid-El Amin’i takımda tutamadı.
Kerem ise takımın yaşayabileceği muhtemelen bir bocalamanın önüne geçti.
Kariyerinin en iyi sezonunu geçiren efsane isim, Michael Wright’la birlikte durdurulamaz ikili oldu. Takımlar bu iki ismin oynadığı ikili oyunlar karşısında çaresiz kalıyordu. Onların önderliğinde Beşiktaş, yine ligde ilk 3’te yer alırken playoff’ta bir yıl önce finalde kaybettiği Efes‘in karşısına çıktı.
O zamanki kurallar gereği siyah-beyazlılar, normal sezonda rakibini 2 kere yendiği için seriye 1-0 önde başladı ama bu avantajı kullanamadı. Kerem ve arkadaşları, seriyi 2-2’ye kadar getirse de son maçta rakibine boyun eğdi ve elendi.
Bu durum, Beşiktaş için çok üzücüydü çünkü eğer final serisine kalsalardı, Ülker’i de normal sezonda 2 kere yendikleri için o seriye de 1-0 önde başlayacak ve bu da seri için onlara önemli bir avantaj verecekti.
Dışarıda kalan diğer önemli isimler: Andre Wooldridge, Mire Chatman, Mehmet Yağmur
Şutör Guardlar
#12 Larry Ayuso
Oynadığı sezon: 2003-2004
Ülkemize gelmiş en büyük skorerlerden birisi Larry Elias Ayuso…
Beşiktaş 2003 yılında El-Amin’e yardımcı olacak bir skorer ararken bir anda çok büyük bir hamleye imza atmış ve Porto Rikolu yıldızı Türkiye’ye getirmeyi başarmıştı. Ayuso öyle büyük bir skorerdi ki saatler süren uçak yolculuğunun ardından ülkemize gelmiş ve hemen ertesi gün TOFAŞ deplasmanında 16 sayıyı göndermişti.
Öldürücü şutları onun en büyük hücum silahıydı belki ama savunmacıları alt edecek birçok farklı cephanesi mevcuttu.
Beşiktaş taraftarı da gelir gelmez Ayuso’yu bağrına bastı. El-Amin’le birlikte durdurulamaz bir arka alan ikilisi oluşturan Porto Rikolu yıldız, siyah beyazlıları ligin izlemesi en çok keyif veren takımlarından biri haline getirmeyi başardı. Beşiktaş taraftarının basketbola aşkının tekrar canlanmasında da payı gerçekten çok büyük.
Çeyrek finalde oynanan Darüşşafaka serisinin 2.maçında tam 44 sayı üretmeyi başaran yıldız oyuncu, takımının yarı finale çıkmasını sağlamıştı.
Ayuso’lu Beşiktaş, yarı finalde güçlü Ülkerspor’a teslim olurken sakatlıklar Porto Rikolu oyuncuyu biraz yavaşlattı. Nitekim sözleşmesinin yenilenmemesinde de bu sakatlık probleminin etkisi büyüktü.
Yıldız skorer, sonrasında Zalgiris ve Cibona Zagreb’le EuroLeague sahnesinde de yer alsa da ülkemizdeki basketbolseverler için Beşiktaş formasıyla yaptıklarıyla hatırlanacak.
#13 Brad Newley
Oynadığı sezon: 2009-2010
Beşiktaş tarihindeki Avustralyalı oyuncular hep iyi hatırlanan isimler olmuştur. Bu isimlerden bir tanesi de şüphesiz Brad Newley…
İki sezonluk Yunanistan macerasının ardından Beşiktaş formasını sırtına geçiren Newley’in siyah-beyazlı kariyeri her ne kadar iyi performanslarla dolu olsa da talihsizlikler ve çalkantılar da eksik olmadı.
Mesela ligin 6. haftasındaki Aliağa Petkim maçında 33 sayı atarak Beşiktaş rekorunu kırsa da o maçta dizi dönen Newley, parkelere ancak 14. hafta dönebilmişti.
Beşiktaş tarihinde zaman zaman karşılaştığımız ödeme problemlerinden de nasibini alan Avustralyalı oyuncu, 28. hafta oynanacak Galatasaray derbisi öncesi alacaklarını tahsil edemediği gerekçesiyle takımdan ayrılma kararı verdi. İtalya’ya gitmek üzereyken Beşiktaş yönetimi üstüne düşeni yaparak Newley’in serbest kalmasının önüne geçti ve Avustralyalı oyuncu da siyah-beyazlı formayı sezon sonuna kadar giymeye devam etti.
Beşiktaş, normal sezonu dördüncü sırada tamamlayıp play-off ilk turunda Türk Telekom’u elerken yarı finalde Anadolu Efes’e boyun eğmekten kurtulamadı.
Takımının skor yükünü çekse de Beşiktaş’ı finale taşımayı başaramayan Newley, henüz Türkiye’de final serisi oynanırken Lietuvos Rytas ile iki yıllık sözleşme imzaladı.
Kısa Forvetler
#34 David Hawkins
Oynadığı sezon: 2011-2012
Beşiktaş basketbol tarihinin en önemli sezonunun baş mimarı David Hawkins de elbette bu kadroda yer almalıydı.
Hawkins; Beşiktaş’ın Deron Williams, Semih Erden’le başlayan ve Carlos Arroyo – Pops-Mensah Bonsu’yla devam eden büyük değişikliklerin yaşandığı sezonunda gemisini fırtınadan çıkartan bir kaptan gibiydi. Dönem dönem hiç çıkmadan oynayan Hawkins, özellikle sezonun ikinci yarısında ve play-off’larda inanılmaz bir performans gösterdi.
Forvetler için çok hızlı, guardlar içinse çok güçlü olan Hawkins, adeta yürüyen bir ters eşleşmeydi.
Siyah beyazlılar ne zaman skor üretmekte zorlansa topu Hawkins’e emanet etti ve o da bu beklentileri karşılıksız bırakmadı. Üstelik bu özellikleri sayesinde savunmada da Beşiktaş’ın elini bir hayli rahatlatıyordu çünkü hem uzunların hem de kısaların karşısında durabiliyordu.
Hawkins, Beşiktaş’la geçirdiği tek sezonda Türkiye Kupası, EuroChallange ve Türkiye Ligi şampiyonluğu yaşadı. Unutulmaz sezonun baş mimarlarından birisi oldu.
Hawkins belki Beşiktaş’ta kalsaydı kulüp tarihinin en önemli oyuncusu olabilirdi. Ancak bu tarihi sezonun ardından Beşiktaş’ın ezeli rakibi Galatasaray’la imzaladı ve siyah beyazlı taraftarların kalbini kırdı. Yine de o müthiş sezonda yaptıkları asla unutulmaz…
Dışarıda kalan diğer önemli isimler: Muratcan Güler, Tufan Ersöz, Marcelus Kemp, Jimmy Baxter, Chris Lofton, Michael Roll
#6 Preston Shumpert
Oynadığı sezon: 2007-2008
Türk vatandaşlığına geçip Mert Shumpert adını alan Preston Shumpert, ligimizin milenyum döneminin unutulmaz isimlerden. Amerikalı oyuncu hayatımıza Beşiktaş formasıyla girdi.
Çok gösterişli bir oyunu yoktu. Sürekli topu eline alıp birebir oynayan bir isim değildi ama o bir şekilde rakip potaya sayılarını gönderirdi. İnanılmaz bir soğukkanlılığa sahip, kırılma anlarında eli titremeyen, ligin gördüğü en temiz şutörlerdendi. Oyun zekası sayesinde perdelemeleri muazzam kullanırdı.
2007-2008 sezonunda Ergin Ataman yönetiminde yola çıkan Beşiktaş’ın en önemli oyuncularından olan ve açık ara takımın skor yükünü çeken Preston Shumpert, takımının sezonu yarı finalist olarak tamamlamasında önemli rol oynamıştı.
Antalya ve Selçuk Üniversitesi karşısında +30 sayılık performanslar göstermiş olsa da siyah-beyazlı taraftarların aklında 84-61’lik skorla kazanılan Fenerbahçe karşılaşmasındaki inanılmaz oyunu ile ayrı bir yer edinmeyi başardı.
Gösterdiği muhteşem performansın ardından Anadolu Efes’in kapısından geçmeyi başaran Preston Shumpert, ilk sezonda biraz beklentilerin altında kalınca Beşiktaş’a dönme durumu olmuştu ama beklenen buluşma gerçekleşmedi.
Dışarıda kalan diğer önemli isimler: Faruk Beşok, Haluk Yıldırım, Erkan Veyseloğlu, Ryan Broekhoff, DJ Strawberry
Uzun Forvetler
#7 Michael Wright
Oynadığı sezon: 2005-2006
Geçtiğimiz yıllarda üzücü bir olayın ardından hayata gözlerini yuman Michael Wright, milenyumun ilk döneminde Türk basketbolunda damga vurmuş isimlerdendi.
Belki kariyerini hep ligin iddialı takımlarında geçirmedi ama gittiği her yerde yeteneklerini bize sundu.
1998 yılında Dünya Gençler Şampiyonu olan Amerika’nın en skorer oyuncularından biriydi. Fiziksel handikapları yüzünden NBA’de tutunamadı ama Türkiye’de alçak posttan sayı üretmek denilince akla ilk gelen isimlerdendi.
Türkiye’deki macerasına ilk olarak Beşiktaş‘ta başlayan Wright, belki de en unutulmaz performansını da siyah-beyazlı formayla izletti.
Kerem Tunçeri’yle harika bir ikili olan Wright, o sezon 19.8 sayı ve 20.5 verimlilik puanıyla ligde her iki alanda da ligin 2. sırasında yer aldı. Fenerbahçe ve Ülkerspor karşısında performansları unutulmazdı.
Yarı final serisinde Beşiktaş, şansının bir türlü tutmadığı Efes karşısında avantajlı olduğu seriyi kaybetti ama o seride en yüksek sayı ortalamasını o tutturdu.
Wright, Beşiktaş’taki mükemmel performansının ardından Pau Orthez’le EuroLeague’de şansını yine denedi. Aslında iyi de bir performans sergiledi ama sonrasında tercihini Türkiye’ye geri dönmekten yana kullandı.
#7 Zoran Erceg
Oynadığı sezon: 2011-2012
Beşiktaş Milangaz’ın 3 kupalı sezonundaki 3. ismi listede ağırlıyoruz ve evet, dahası da var.
Kurulan kadronun potansiyeli, bu potansiyelin sahaya yansıması, ortaya çıkan harmoni ve gelen başarılı sonuçlar.
Bu zincirin önemli halkalarından birisi de Zoran Erceg’ti.
Sırp oyuncu, jenerasyonunun en önemli yıldızlarından birisi olarak Avrupa’nın en üst seviyesinde kendisini çok erken yaşta bulmuş olsa da orada kalıcı olamadı ve kariyerini ayağa kaldırmak için Türkiye yolunu tuttu.
Attığı zar tuttu, Beşiktaş‘taki oyunu ve eşsiz şut özelliği ona CSKA Moskova transferini getirdi.
Dışarıda kalan diğer önemli isimler: Cevher Özer, Kaya Peker, Maciej Lampe, Earl Clark
Pivotlar
#10 Bud Eley
Oynadığı sezonlar: 1999-2001
Bud Eley, ülkemize gelmiş en güçlü oyunculardan birisiydi.
2.09’luk pivot, Missouri State’te geçirdiği kolej yıllarının ardından profesyonel kariyerine Türkiye’de siyah beyazlı formayla başladı. O dönemde Kevin Thompson’ın yerini dolduracak bir oyuncu arayışında olan Beşiktaş, Bud Eley transferiyle turnayı gözünden vurdu.
Gelir gelmez hem sempatik kişiliği hem de sahadaki üstün performansıyla siyah beyazlıların gönlünde taht kuran Bud Eley, ligi de kasıp kavurmayı başardı. İlk sezonunda mütevazi bir kadroya sahip Beşiktaş‘ı yarı finale kadar taşımayı başaran Bud Eley, o zamanki adıyla Efes Pilsen’e de adeta tek başına direndi.
2000-01, tam anlamıyla Amerikalı pivotun sezonu oldu.
Karşılaştığı her rakibe üstünlük sağlayan ve önüne geleni dağıtan Bud Eley, ligin sayı kralı (23.92) oldu, ribaunt krallığında ikinci sırada (12.1) yer aldı ve ligin en verimli oyuncusu (28.1) olmayı başardı. Bud Eley’li Beşiktaş’a dur diyen takım ise bu kez çeyrek finalde yine Efes Pilsen olmuştu.
Beşiktaş’tan ayrılışı, burada geçirdiği kariyere ters bir şekilde olaylı bitse de Bud Eley’in yeri Beşiktaş taraftarları için çok özel bir noktada.
Onu izlemek için Süleyman Seba Spor Salonu’nu hınca hınç dolduran siyah beyazlı taraftarlar, hem Amerikalı pivotun etkileyici oyunuyla coşmuş hem de rakipler için burayı bir cehenneme çevirdi. Unutulmazdı.
#12 Ratko Varda
Oynadığı sezon: 2004-2005
Beşiktaş tarihinin bir diğer unutulmaz uzunu ise Ratko Varda’ydı.
Listemizde yer alan diğer uzunlardan çok daha farklı bir oyuncuydu. Uzun saçlarına taktığı bant, dizlerine kadar çektiği çorapları, dövmelerle kaplı vücudu ve sert bakışlarıla çok farklı bir figür olan Varda, siyah beyazlı formasını giydiği 1 sezonda adından çokça söz ettirdi.
NBA’de sadece 1 maça çıkabilen Bosnalı pivot, Khalid El-Amin önderliğinde basketbolda bir atılım yapan Beşiktaş‘ın pota altı bekçisi olarak takıma dahil edildi.
Dev cüssesine rağmen oldukça hızlı olan ve pota altından olduğu kadar çembere uzak mesafeden de etkili olabilen Varda, rakip oyuncular için tam bir eşleşme kabusuydu. Nitekim kendisini uzun süre sahalardan uzak tutan omuz sakatlığına rağmen sezonu sayı krallığında 6. olarak tamamlamayı da başardı.
Varda’lı Beşiktaş, Tuborg Pilsener ve Ülker’i toplamda sadece 1 maç vererek finale kadar yükseldi fakat orada da güçlü Efes Pilsen’e çok da fazla diş geçiremediler.
O seride yaşanan bir olay ise belki de hem Varda hem de Beşiktaş’ın tarihini değiştirdi.
Serinin 3. maçında kenara geldiği bir anda tartışma yaşayan Varda, formasını yere fırlatınca Beşiktaş, biletini derhal kesti ve yıldız oyuncuyu takımdan gönderdi. Belki yıldız uzun takımda kalsaydı işler daha farklı olabilirdi.
Hikayenin sonu kötü bitse de tutkulu oyunuyla siyah beyazlı taraftarların kalbine taht kuran Varda, hala Beşiktaş deyince akla ilk gelen isimlerden birisi.
#44 Pops Mensah Bonsu
Oynadığı sezon: 2011-2012
Beşiktaş‘ın unutulmaz üç kupalı sezonundaki kadro gerçekten unutulmazdı.
O kadroda olan isimlerden şimdiye kadar üç yıldızı gördük, dördüncü ismimiz ise Pops Mensah Bonsu…
Bonsu da bu lige gelen özel isimlerdendi. Dikey zıplama ve patlayıcılık açısından muhtemelen milenyum döneminde onun kadar etkileyici bir oyuncu izlememişizdir. Sakatlıkları başına bela olmasa, bu kıtada ismi çok daha büyük bir şekilde anılabilirdi.
Onun pota altındaki varlığı Beşiktaş için çok kritikti.
Düşünsenize… Dışarıda Arroyo ve Hawkins gibi kısaları durdurmanız gerekiyor, diğer tarafta göz kırptığınız anda devribilen bir uzunu durdurmanız. Bunları bir şekilde yapsanız da Erceg sizin potanıza üçlüğü gönderebiliyor. O sezon Beşiktaş’ta tam 5 oyuncunun çift hanelerde sayı üretmesi bir sürpriz değil.
Bonsu’nun bence bir önemli özelliği de kritik maçlarda sergilediği performanstı.
EuroChallenge finalinde yaptıkları inanılmazdı. Beşiktaş, ülkemize Avrupa kupasını getirirken o finalde yıldız pivot, 26 sayı – 20 ribaundluk bir performans sergiledi ve finale damgasını vurdu. Sadece bu maç da değil.
Playoff’ta kritik Fenerbahçe maçına Arroyo’nun şutu damga vurdu ama o maçta takımı oraya kadar taşıyan isimlerden biri Bonsu’ydu.
O unutulmaz sezondan sonra maalesef takım dağıldı ve o da ayrıldı. O da aynı Hawkins, Arroyo ve Erceg gibi Galatasaray formasıyla hayatımıza tekrar girdi.
#23 Alperen Şengün
Oynadığı sezon: 2020-2021
Kadroya 13. oyuncu olarak ise Türk Basketbolu’nun son dönemde yetiştirdiği en kıymetli oyunculardan olan Alperen Şengün’ü alacağız.
Siyah-beyazlıların geçen sezon Teksüt Bandırma ile yaptığı anlaşma sonucunda kadrosuna kattığı genç pivot bu sezon gösterdiği performansla taraflı, tarafsız herkesi büyüledi.
Henüz 18 yaşında olan Alperen Şengün, Beşiktaş‘ın bu sezon ligde playofflara kalmasında ve yarı final oynamasında aslan payına sahip isimlerdendi. Genç oyuncu gösterdiği muazzam performansla da Basketbol Süper Ligi’nde sezonun MVP’si seçilmeyi başarmıştı. Çıktığı maçlarda 28 dakika ortalamayla ve 19.2 sayı – 9.4 ribaund – 2.5 asist – 1.7 blok – 1.3 top çalma – 26.8 verimlilik puanıyla oynayan Alperen, üst üste defalarca kez Ayın Oyuncusu seçildiği sezonun sonunda tamamen ligin en büyüğü oldu.
Milli Takım formasıyla da başarılı performanslara imza atan Alperen Şengün ayrıca 2021 NBA Draftı’na gireceğini açıkladı. 18 yaşındaki oyuncu bu sezon BSL’de Beşiktaş adına harika performanslara imza attı. Performansıyla sadece Türkiye’de değil, ABD’de de gündem olan Alperen Şengün için dikkat çeken bir değerlendirme de yapılmıştı.
ESPN’de yayınlanan draft top 100 listesinde 14. sıraya kadar yükseldi ve Real Madrid‘in genç yıldızı Usman Garuba’nın da önünde yer alarak Avrupalı oyuncular arasında en yüksek sırada yer bulmuştu.
NBA gözlemcileri ve yöneticilerinin NBA dışında oynayan en iyi 10 oyuncu için yaptıkları oylamada da Alperen Şengün kendisine yer bulmuş ve 8. sırada yer almıştı.
Alperen Şengün şüphesiz bu sezonki performansıyla Beşiktaş taraftarları için de unutulmazlar arasında yer aldı.
Dışarıda kalan diğer önemli isimler: Nedim Yücel, Kimani Ffriend, Sandro Nicevic, K’Zell Wesson, Lonny Baxter, Erwin Dudley, Ivan Buva
Eurohoops Fırın’daki son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!
Basketbol gündemindeki en son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!