Kızılyıldız: 3 Madde ile Yeni Sezon Yol Haritası

06/Haz/20 09:27 Haziran 6, 2020

admin69

06/Haz/20 09:27

Eurohoops.net

Yaz dönemi yavaş yavaş yaklaşıyor. Eurohoops Fırın da gelecek sezon EuroLeague’de mücadele edecek 18 takım için yol haritası çiziyor…

by Semih Altınbaş / info@eurohoops.net

Avrupa basketbolunda 2019-2020 sezonu, kimsenin hayal bile edemeyeceği bir şekilde tamamlandı.

Tüm dünyada kalıcı bir iz bırakan coronavirüs önce Mart ayında ligin askıya alınmasına sebep oldu, arkasından da Mayıs’ın son günlerinde ligin şampiyonsuz bir şekilde iptal edilmesine yol açtı.

Tabii bu durumun etkileri de kısa, orta ve uzun vadede karşımıza çıkacak.

En basitinden… Tarihin en belirsiz transfer dönemine giriyoruz. Bütçeler ne olacak? Oyuncu maaşları ne seviyeye gelecek? Amerikalı oyuncular gelecek sezon Avrupa’ya ne kadar sıcak bakacak?  Tüm bu soruların cevapları şu anda belirsiz.

Bunlar bir yana, şu anda ortada bir başarı ya da başarısızlık yok. Playoff ve Final Four, takımların hikayesinin yazıldığını yerlerdir. Buna şahitlik edemememiz, hikayenin en önemli kısmını yarıda bırakmış oluyor.

Tüm aksiliklere rağmen Eurohoops Fırın’ın ateşi söndürmeye niyeti yok. Geçen sezon EuroLeague mücadele edecek takımlar için yaz döneminde ne yapmaları gerektiğine dair yazı dizisini bu sene de yazıyoruz.

Bu maceraya, hala son şampiyon ünvanına sahip olan CSKA Moskova ve ALBA Berlin’le başladık, Kızılyıldız’la devam ediyoruz:

CSKA Moskova: 3 Madde ile Yeni Sezon Yol Haritası

ALBA Berlin: 3 Madde ile Yeni Sezon Yol Haritası

Kızılyıldız Yaza Nasıl Giriyor?

Kızılyıldız, geçtiğimiz sezon oynanan 28 maçta aldığı 11 galibiyetle playoff potasının 2 galibiyet gerisinde bulunuyordu.

Ellerindeki malzemeye bakınca Fenerbahçe Beko ve Olimpia Milano gibi takımların bile playoff yolunda güçlük çektiği 2019-20 yetenek havuzunda Kızılyıldız’ın bir playoff takımı olması zaten hayalcilik olurdu ancak yönetimle problem yaşadığı konuşulan Milan Tomic’le sezon başında keyifli bir basketbol oynuyorken yolları ayırmalarının bu noktada olumsuz bir kıvılcım yaktığına inanıyorum.

Belgrad ekibinin kardeş takımı Olympiacos‘un efsanesi olmasına rağmen Tomic’in 2002 bir Panathinaikos derbisinde Dejan Bodiroga’ya yumruk atması sebebiyle bazı Sırp taraftarlarca hoş karşılanmadığı da düşünülüyordu. Tomic gittikten sonra yerine getirilen Dragan Sakota’nın takımıysa hiç istikrarlı bir görüntü çizmedi. Sürekli galibiyet ve mağlubiyet serileriyle haşır neşir olunan bu dönemde playoff potasının gitgide bir hayale döndüğü anlaşılıyordu.

Fakat yine de Lorenzo Brown gibi bir ismin yükselişini izlemek açısından Kızılyıldız maçları EuroLeaguesever kesimin uğrak noktası olarak yoluna devam ediyordu. Bence Kızılyıldız yerine daha potansiyelli bir ekibin formasını giyerse -her ne kadar 30 yaşına girecek olsa da- geleceği parlak bir oyuncu.

Kızılyıldız yaz aylarına girerken koçsuz ve pilot takımı niteliğindeki FMP’ye kiraladığı isimlere kavuşarak girecek. Bu isimler üzerinde de duracağız bu yazıda.

Her ne kadar kendi bünyelerinde Olympiacos‘takine nazaran daha iyi performanslar gösterse de Kevin Punter ve Kalin Lucas gibi kısa vadeli yüklerden kurtulmaları onlar adına avantajlı sayılabilir. Brown ve Billy Baron gibi iki önemli guardın yerini nasıl dolduracakları önemli bir soru olacak.

Sözleşmesi Bitenler / Ayrılanlar: Lorenzo Brown, Billy Baron, Kevin Punter, Vladimir Stimac, Michael Ojo, Stratos Perperoglou, Kalin Lucas, Dragan Sakota (koç)
Gelenler: Ognjen Kuzmic, Dusan Ristic, Filip Covic, Nemanja Nenadic
İddia: Lorenzo Brown’ın Panathinaikos‘a transferi söz konusu.

Kadro Dizilimi

PG: Filip Covic
SG: Charles Jenkins – Branko Lazic – Nemanja Nenadic
SF: Dejan Davidovac – Ognjen Dobric – Aleksa Radanov
PF: Borisa Simanic – Marko Jagodic-Kuridza
C: James Gist – Ognjen Kuzmic – Dusan Ristic – Nikola Jovanovic

1- “Sasa Obradovicli” Kızılyıldız’ın Gelecek 3 Yıllık Planı

Bu konu henüz bir netlik kazanmadı ancak üzerinde durulması gereken bir ciddiyete ulaştı. Her ne kadar Obradovic “Hem Kızılyıldız hem de Monaco’yla görüşüyorum” diyerek üstünü örtse de Sırp basınında ağırlıklı olarak iki tarafın 3 yıllık bir anlaşma üzerinde el sıkıştığı konuşuluyor.

Öncelikle yukarıdaki Tomic – Bodiroga örneğindeki gibi ilginç bir bilgiyi paylaşayım. 2001 yılında Buducnost forması giyen 2 basketbolcunun yumruklu kavgasındaki isimlerden birisi Sasa Obradovic‘ti ve kendisi takımdan aldığı ceza sonrasında ayrıldı. Kavganın diğer tarafındaysa son 3 yıldır Kızılyıldız’da yardımcı antrenörlük görevini sürdüren Milenko Topic vardı.

Köln’de takım arkadaşlarına 2005’te koçluk yaparak başladığı kariyerindeyse orta seviyeli ve kültürünü geniş alanlara yaymak isteyen ALBA Berlin, Lokomotiv Kuban ve Monaco gibi ekiplerde çalıştı. Bu isimlere göre daha köklü bir EuroLeague ekibi olan Kızılyıldız’ın öncelikle kulüp efsanesi Sasa Obradovic’i takıma getirmesi durumunda yapmaları gereken şey kendilerini onun çalıştırdığı diğer 3 takımın seviyesindeymiş gibi görüp hamlelerini bu yönde sıklaştırmak olacaktır.

Bana kalırsa Obradovic ve Kızılyıldız iyi bir dinamik yakalayabilir. O yüzden bu anlaşmanın resmileşerek iki tarafın da önlerindeki 3 yılı güzel bir hikayeyle doldurup yeni mukaveleler imzalamayı hedeflediklerini görmek isterim. Çünkü işin romantik tarafından bakınca; oyuncusu olarak efsaneleştiği takımın koçu olarak da iyi işler yapması edebi değeri yüksek ve izleyiciye keyif veren bir nitelik taşıyor.

2- Son Dönemde Yaşadıkları Yerli Oyuncu Bunalımını Çözmeliler

Bu başlık, yazıyı okumanız bitince Kızılyıldız adına yol haritasındaki en kolay adım olduğuna ikna olduğunuz bölüm olacaktır diye düşünüyorum. Çünkü son dönemde yaşadıkları nitelikli yerli oyuncu problemini çözmek için artık elleri kiradan dönen oyuncularla daha da güçleniyor.

Astana formasıyla VTB’de harika bir sezon geçiren Dusan Ristic’in dönüşü bence onlar adına epey kritik olacak. Ribaund özelliğinin yanı sıra sırtı dönük oyunda skor üretme konusunda başarılı olan Dusan’ın üst düzeyde kalması için yapması gereken en önemli şey menzilini genişletmek. Şimdiye kadar yüzde 60’a kadar dayanan ikilik yüzdesiyle 15.7 sayı – 10.9 ribaund – 22.4 verimlilik puanına ulaşan Sırp uzun Belgrad ekibi adına kritik olabilir.

Aynı şekilde FMP’den dönmesi muhtemel Aleksa Radanov’un da 3-4 numara pozisyonlarındaki varlığı önemli olacaktır eğer yeniden kiralanmazsa. Ben yine de onun EuroCup veya FIBA Şampiyonlar Ligi düzeyindeki bir takımda kendisini ispat etmesi taraftarıyım ama eğer bu olmazsa da Kızılyıldız’da nasıl performans göstereceğini merak ettiğim bir oyuncu.

Eğer guardlarını yeniden renklerine bağlayamayıp diğer EuroLeague ekiplerine kaptırırlarsa bir yerli guard alternatifi üretmeleri gerekebilir ivedi biçimde. Bunu düşünürken hemen gidip Stefan Jovic’in durumuna baktım ancak gelecek sezon da Khimki’yle sözleşmesi devam ediyormuş.

3- Bu Ekonomide Yabancı Oyuncu Transferinde Çıtayı Nereye Çıkarabilirler?

Artık geride bıraktığımız 2019-20 sezonunda Billy Baron gibi bir skorer, Lorenzo Brown gibi ilk Avrupa deneyiminde yıldızlaşan bir guard ve James Gist gibi bir deneyimle başlamışlardı. Bunu da L’Equipe’in verilerine göre ligin en düşük bütçesi olan 8 milyon 300 bin euro gibi bir parayla başarmışlardı. Bu parayla böyle ortalamaya yakın bir sezon geçirip, oynadığı kumarlardan birini de EuroLeague piyasasına sokacak kadar parlatan bir ekip için ümitlenmek isterdim.

Ama yapılanma olarak ele aldığımız zaman ezeli rakipleri Partizan’ın onlardan aşağı kalır bir yanı olmadığını, hatta yukarı kaldığını görebiliyoruz çok net. Hem yerli oyuncular hem de yabancı seçimleri konusunda Kızılyıldız’a tur bindiriyor Andrea Trinchieri yönetimindeki Partizan. Onları da eğer hayal ettikleri gibi gelecek sezon EuroLeague’de görecek olursak başka bir yol haritası yazısında değerlendiririz. Gerçekten çok keyif veriyorlar izleyiciye.

Tekrar ana konumuz Kızılyıldız’ın yabancı oyuncularına gelirsek; bu sezonki kaliteli isimlerini nispeten Tomic gibi bir efsanenin takımın başında bulunuyor olması sebebiyle bağlayıp üstüne bunu 8 milyon gibi bir bütçeyle yapan Belgrad ekibinin bu yılın zorlu koşullarında nasıl bir yol izleyeceği ve izlediği yol boyunca ne kadar başarılı olabileceği de merak uyandırmıyor değil.

Eğer tekrar ligin en düşük bütçesi olarak karşımıza geleceklerse 2. madde üzerine ağırlık verip dolayısıyla birinci maddeyi de daha baskın bir şekilde uygulamaya koymaları mümkün olacaktır diye düşünüyorum. Çünkü yol haritasını çizdiğimiz ilk 2 maddenin maddiyattan daha çok planlama, basketbol aklının ilerlemesi ve oyuncu yetiştirme fabrikacılığıyla ilgili olması bu olumlu korelasyonu kurmamıza epey yardımcı oluyor.

Ancak tüm bu dediklerimden de yabancı oyuncuya para harcamamalılarmış gibi bir anlam çıkarmak doğru olmaz. Ellerinde bir oyun kurucu olmadığı net biçimde görülüyor. Kadroda Charles Jenkins ve Branko Lazic gibi büyük savunmacılar, uzun rotasyonunda hatrı sayılır isimler bulunur da oyun kurucu bölgesine en kötü bir yabancı takviyesi de yapamazlarsa onlar adına “kısa vadeli sportif başarı” odaklı değerlendirmede olumsuz konuşabiliriz.

Basketbol gündemindeki en son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!

EuroLeague gündemindeki son gelişmeler için tıklayın!

EuroLeague’de transfer gelişmeleri için tıklayın!