Baskonia’nın Modern EuroLeague’deki En İyi Kadrosu

10/Haz/20 11:22 Haziran 10, 2020

Utkan Sahin

10/Haz/20 11:22

Eurohoops.net

Eurohoops Fırın, Baskonia’nın modern EuroLeague yılları arasında forma giyen oyunculardan “muhteşem kadroyu” yarattı:

by Utkan Şahin & Semih Tuna / info@eurohoops.net

Elinizin altında geride kalan 20 yılı bir kitap gibi birleştirecek bir düğme olsaydı ve siz bu düğme bassaydınız… Nasıl olurdu?

Bu sorunun cevabını hayatın diğer alanlarında belki veremeyebiliriz ama sizi, bir takımın son 20 yılına götürebiliriz.

Bildiğiniz gibi Eurohoops Fırın, bu yolculuğa ilk olarak ING Basketbol Süper Ligi’nin köklü takımlarıyla çıktı. Son birkaç haftadır karşınıza ligimizdeki bazı takımların son 20 yılındaki kadrolarından en iyi isimleri alarak, “Milenyum Kadroları” oluşturduk.

Şimdi ise aynı formatı Turkish Airlines EuroLeague’e taşıyor ve ilk olarak da 20 yıldır ligin demirbaşlarından olan Baskonia‘nın modern dönemdeki en iyi kadrosunu ortaya çıkarıyoruz.

Oyunun kurallı belli; 2000’den bugüne Baskonia forması giymiş isimlerden 12 kişilik bir kadro oluşturmak!

Açıkçası bu hiç kolay olmadı. Vitoria takımını son 20 yılda bol bol farklı takım isimleriyle gördük. Tau Ceramica / Caja Laboral / Laboral Kutxa ve son olarak da Baskonia.

İsmi ne olursa olsun İspanyol ekibi, bu lige en çok değer katan takımlardan biri oldu.

Belki hiç şampiyonluk göremediler ama hep orayı zorladılar. Hatta üst üste Final Four oynadıkları bir dönem bile oldu, birçok yıldızın yolu buradan geçti. Kulübün scout sistemini düşünürsek geçmeye de devam edecek.

Neyse lafı uzatmadan gelin önce bizim oluşturduğumuz kadroya bakalım. Ardından siz de lütfen sosyal medyadan “Milenyum’un Muhteşem Kadrosunu” gönderin.

Oyun Kurucular

Pablo Prigioni

Oynadığı sezonlar:  2003-2009, 2011-2012, 2016-2017

Pablo Prigioni, modern EuroLeague’in ilginç oyuncularından biri.

Sadece istatistiklere baktığınız size öyle çok da önemli bir oyuncu olarak gelmeyebilir. Bu sizi büyük bir yanılgıya götürür. Pablo Prigiono, Baskonia’nın en iyi döneminde takımın saha içi liderlerinden biriydi.

Evet, EuroLeague kariyeri boyunca hiç çift haneli sayı ortalaması tutturmadı ama iyi bir saha içi generali olarak takımı için doğru neyse onu yaptı. Oyunu okudu, uzunları besledi ve kimi ne zaman nerede topla buluşturacağını hep çok iyi bildi. Bu açıdan EuroLeague tarihinin asist krallığında 13. olması bir tesadüf değil.

Ayrıca çok iyi bir bireysel skorer olmasa da kritik anlarda sorumluluk almaktan da çekinmezdi. Tabii işin savunma kısmında da özel bir oyuncuydu. EuroLeague tarihinde en çok top çalan 3. isim olması bu konudaki yeteneklerine dair her şeyi anlatıyor sanırım.

Son yıllarda malum Baskonia’nın bitmek bilmez bir oyun kurucu problemi var. 2000’lerde ise Prigioni ile böyle bir problem olmadı. Vitoria ekibinin yükselişte olduğu dönemdeki meşhur çekirdeğin parçası olan Arjantinli guard, arka arkaya Final Four’ların geldiği dönemde 2 kez EuroLeague’de yılın beşine seçildi.

Biliyorsunuz, bu tarz beşlerde genellikle istatistikleri iyi olan isimler olur fakat Prigioni, o kadar özel bir oyuncuydu ki diğer alanlarında yaptıklarıyla bunu başardı.

Elmer Bennett

2001: When Baskonia joined Europe's elite - News - Welcome to ...

Oynadığı sezonlar: 1997-2003

Pablo Prigioni’den önce Baskonia‘da bir Elmer Bennett gerçeği vardı. Hatta Amerikalı oyuncu, halefi Prigioni’ye göre daha göz önünde olan bir liderdi. Özellikle 2000-2001 sezonunda.

NBA’deki başarısız denemelerinden sonra 1997’de Baskonia‘ya gelen Bennett, son sezonu haricinde takımına liderlik yaptı.

1.83’lük oyuncu, oldukça delici, agresif ve birçok Amerikalı guardın aksine takım arkadaşlarını beslemeyi seven bir isimdi. Ayrıca aynı Prigioni gibi o da top çalma konusunda usta bir oyuncuydu.

2000’de Avrupa basketbolu, EuroLeague ve SuproLeague olarak ikiye bölünmüşken de Baskonia’yı tarihinde ilk kez finale götüren isim de oydu. Finalde yıldızlarla dolu Virtus Bologna karşısında kendilerine çok fazla şans tanınmasa da işi son maça kadar götüren Bennett, son maçta da özellikle 3. çeyrekte çok uğraşsa da takımın kaybetmesine engel olamadı.

Amerikalı oyuncu, o macerasında takımını mutlu sona ulaştıramasa da 2002’de kulübü tarihinde ilk kez İspanya Ligi’nde şampiyon yaptı. Baskonia kupayı kaldırırken de MVP ödülü hak ettiği gibi onun elindeydi.

Darius Adams

Oynadığı sezonlar: 2014-2016

Baskonia‘nın son 20 yılında unutulmaz guardlar sadece Bennett ve Prigioni’yle sınırlı değil. Kulüp tarihinde önemli izler bırakmış birçok iyi oyun kurucu var. Mesela İspanyol basketbolunun önemli isimlerinden Jose Calderon NBA’e buradan gitti. Keza çok Marcelinho Huertas da ilk çıkışını burada yaptı.

Bu isimler önemli elbette ama bu pozisyondaki son hakkımızı son dönemdeki en başarılı Baskonia takımının liderinden olan Darius Adams’tan yana kullanmaya karar verdim.

Bildiğiniz gibi son yıllarda EuroLeague, sadece NBA’e değil, Çin basketboluna da birçok önemli ismi kaybetti. Adams, bu isimler arasında benim en çok üzüldüğüm oyuncu.

Evet, Avrupa basketboluyla özdeşleşmiş bir oyun tarzı yok ama modern dönemde bir guardda arayacağınız her şey onda vardı. Özellikle 2015-2016 sezonunda bunu iyi gösterdi.

O sezon Baskonia EuroLeague’deki 8 yıllık Final Four özlemine son verirken Adams, sezonun son bölümünde alev aldı. Takımı o zorlu gruptan Bourousis’le birlikte çıkartan Amerikalı guard, gaz pedalından ayağını kesmedi. Önce playoff’ta 22.7 sayı ortalamasıyla Panathinaikos‘u eledi. Sonra aynı performansı Final Four’da da sergiledi.

Berlin’deki Final Four’da 22.5 sayı ortalamayla oynayan Adams, yarı finalde Fenerahçe’nin başına bela olsa da takımının maçı kaybetmesine engel olamadı.  Yine de o Baskonia takımının bütçesi, sezon başındaki tahminleri düşünürsek Adams ve arkadaşlarının yaptığı iş gerçekten çok büyüktü.

Dışarıda kalan diğer önemli isimler: Jose Calderon, Marcelinho Huertas, Mike James, Shane Larkin

Şutör Guardlar

Arvydas Macijauskas

Oynadığı sezonlar: 2003-2005

Arvydas Macijauskas, EuroLeague’de tam olarak nereye konulacağı belli olmayan tarzda oyunculardan…

Eğer elinizde bir sihirli değnek olsa ve onun kariyerindeki birkaç ufak yeri değiştirebilseniz, gerçekten de modern EuroLeague’in özel oyuncuları arasında sayabileceğiniz tarzda bir isimdi. Onda bu yetenek vardı. Bence yetenekten de önemlisi, basketbolseverin gözüne hoş gelen tarzda bir oyuncuydu.

Fakat yaşadığı ağır sakatlıklar, onun hikayesini yarım bıraktı. Sonuçta 29 yaşında basketbolu bırakmak zorunda kalan bir isimden bahsediyoruz. Bu açıdan kariyer hikayesini NBA’deki Brandon Roy’la eş tutarım.

Vitoria ekibinin arka arkaya Final Four’lar gördüğü dönem 2004’te Macijauskas’la başarken oynadığı Final Four’ların da kahramanlarındandı.

Moskova’daki Final Four’da herkes CSKA ile Maccabi‘nin finalini beklerken Litvanyalı skorer herkesin planını bozdu. Luis Scola’nın yokları oynadığı gecede unutulmaz bir performansla CSKA‘yı yıktı.

Finalde de ayakta kalan isimlerdendi. Unutulmaz Maccabi takımı karşısında özellikle 2. çeyrekte takımını o maçın içinde tuttu ama o gece milli takımdan arkadaşı Sarunas Jasikevicius’a dur diyemeyince eli boş ayrılmak zorunda kaldı.

Sonraki sezon NBA’in yolunu tuttu ama şanssız günleri başladı. Keşke Vitoria’dan hiç ayrılmasaydı…