by Stelios Toromanidis / info@eurohoops.net
EuroLeague’deki en iyi takımların taht savaşı verdiğini izlerken yapacağınız en güzel şey patlamış mısır alıp keyfini çıkarmak…
Kulüpler doğuyor, büyüyüp en iyi dönemlerini geçiriyor ve önce Final Four’da, sonra finalde şampiyonluk için mücadele ediyor. Şampiyonlar ise en büyük saygı ve takdiri alıyor.
Eurohoops olarak sizleri son 20 yılın en büyük rekabetleriyle buluşturuyoruz. Bu mücadeleler turnuva tarihine geçmiş çok önemli niteliğe sahip olmalarının yanında nesillere basketbolu sevdiren birer organizasyon olarak göze çarpıyor.
CSKA Moskova – Maccabi Tel Aviv (2004-2008)
Bu Süreçte Oynadıkları Maçlar:
2004 Yarı Final – Maccabi Tel Aviv‘in 93-85’lik galibiyeti
2006 Final – CSKA Moskova’nın 73-69’luk galibiyeti
2007 Playoff – CSKA Moskova seriyi 2-1 kazandı
2008 Final – CSKA Moskova’nın 91-77’lik galibiyeti
İki Takımın Son 20 Yıldaki Başarı Tablosu:
CSKA Moskova | vs | Maccabi Tel Aviv |
4 | Şampiyonluk Sayısı | 4 |
7 | Final Sayısı | 7 |
17 | Final Four Sayısı | 8 |
EuroLeague’in modern tarihinin en iyi takımlarından ikisi. Onların destanı 2000’lerin ortasında yazıldı.
Sarunas Jasikevicius, Anthony Parker ve Nikola Vujcic’in büyük üçlüsünü oluşturduğu Maccabi, 2004 ve 2005’te back-to-back şampiyonluklarıyla göze çarparken Theo Papaloukas, Trajan Langdon ve Matjaz Smodisli CSKA, 35 yıllık aranın ardından 2006’da zirveye oturup, 2008’de bunu tekrarladı.
2004 ve 2008 yılları arasındaki Panathinaikos‘un 2007 şampiyonluğu hariç kupayı kimselere bırakmayan bu iki takım, o dönem ligi domine ederek farklarını konuşturdular.
Bu hikayelerin yazımında emeği geçen Pini Gershon ve Ettore Messina gibi büyük antrenörleri de unutmamak lazım.
2004 yarı finalinde Maccabi, CSKA’yı bu maçta devirip şampiyonluğa giden yolu açmıştı:
2006’da ise CSKA, 1971’in ardından ilk şampiyonluğunu Maccabi’ye karşı alacaktı.
Ardından 2008’de son 3 yıldaki 2. finalini oynayan bu iki rakibin mücadelesinde gülen taraf yine Rus devi oldu.
Panathinaikos – CSKA Moskova (2007-2015)
Bu Süreçte Oynadıkları Maçlar:
2007 Final – Panathinaikos‘un 93-91’lik galibiyeti
2009 Final – Panathinaikos’un 73-71’lik galibiyeti
2012 Yarı Final – CSKA Moskova’nın 66-64’lük galibiyeti
2014 Playoff – CSKA Moskova seriyi 3-2 kazandı
2015 Playoff – CSKA Moskova seriyi 3-1 kazandı
İki Takımın Son 20 Yıldaki Başarı Tablosu:
Panathinaikos | vs | CSKA Moskova |
4 | Şampiyonluk Sayısı | 4 |
5 | Final Sayısı | 7 |
7 | Final Four Sayısı | 17 |
Maccabi Tel Aviv rekabetinin yanı sıra CSKA tarihi açısından Panathinaikos’la olan mücadelelerin de epey büyük önem taşıdığını görüyoruz son yıllarda. 2007 Finali’yle başlayan CSKA – PAO rekabeti, Zeljko Obradovic – Ettore Messina rekabetinin de en alev alev olduğu dönemin mimarı oldu.
Bu süreçte 3 şampiyonluk kazanan Panathinaikos, bunların ikisini CSKA’yla oynanan finallerde alırken Rus devi için Maccabi‘yle aralarındaki mücadele kadar kârlı geçtiğini söyleyemeyeceğimiz bir tablo ortaya çıktı.
2012’deyse İstanbul’da oynanan Final Four’un yarı finali bu ekipleri tekrar karşı karşıya getirdi. Obradovic‘in Panathinaikos’taki son sezonu, CSKA Moskova tarafından sonlandırılırken eski öğrencisi Vassilis Spanoulis’in önderlik ettiği Olympiacos, finale 62-61’lik skorla epik bir son saniye basketiyle nokta koyacaktı.
Panathinaikos – Barcelona (2011-2013)
Bu Süreçte Oynadıkları Maçlar:
2011 Playoff – Panathinaikos seriyi 3-1 kazandı
2013 Playoff – Barcelona seriyi 3-2 kazandı
İki Takımın Son 20 Yıldaki Başarı Tablosu:
Panathinaikos | vs | Barcelona |
4 | Şampiyonluk Sayısı | 2 |
5 | Final Sayısı | 2 |
7 | Final Four Sayısı | 7 |
Panathinaikos için CSKA Moskova’yla olduğu kadar uzun süreli bir rekabet değildi ancak akılda kalıcı playoff serileri izledik bu iki ekipten de.
2010’daki şampiyonluk sonrası yoluna aynı şekilde devam etmek isteyen Barcelona ve Juan Carlos Navarro’nun karşısına Nick Calathes’in savunması çıkarken Yeşiller seriyi 3-1 kazanarak şampiyonluğun kapısını aralayacak olan Final Four’a koşuyorlardı.
2013 Playoffları’ndaki karşılaşmalardaysa Panathinaikos’un Obradovic‘in de ayrılışıyla epey kan kaybettiğini, Batiste gibi oyuncularından yoksun ilk sezonunda yine de playoffa kalıp dirense de Barcelona’ya karşı gelemediğini görüyoruz.
Bu seride Dimitris Diamantidis’in mücadelesi de takdire şayandı.