Tanıklar Anlatıyor: Tim Duncan’ın Hikayesi

11/Haz/20 10:24 Haziran 11, 2020

admin69

11/Haz/20 10:24

Eurohoops.net

NBA tarihinin en iyi uzun forveti olarak kabul edilen Tim Duncan’ın başarılarla dolu kariyerini, birinci elden şahit olanların sözleriyle huzurlarınıza taşıyoruz…

by Greg Swartz, Çeviri: Arma Kaynar / info@eurohoops.net

Bu çevirinin tüm hakları Eurohoops Ltd. Şti.’ye aittir ve tamamının veya bir kısmının izinsiz kullanılması kesinlikle yasaktır.

Bu yazı 11 Temmuz 2016 tarihinde ExpressNews’ta yayınlanmış ve uyarlanarak çevrilmiştir.

“Sadece fark yaratmak istiyorum.”

1997 yazında San Antonio Spurs tarafından birinci sıradan Draft edildikten dakikalar sonra Tim Duncan’ın NBA kariyeri için koyduğu hedef buydu.

Duncan, girdiği drafttan önceki iki yılda da ilk sıradan seçilebilirdi. Ancak drafta girmek için 22 yaşına kadar bekleyen oyuncu artık daha tecrübeli ve cilalanmış bir oyuna sahipti. Profesyonel sporlardaki en önemli özellikleri oyununda bulunduruyordu. Kaçırmak istemeyeceğiniz, ligde oynamaya hazır, Hall-of-Fame kalibresinde bir süperstardı.

O geceden itibaren Duncan inanılmaz bir kariyer yaşadı. Beklentiler ne kadar büyük olsa da Duncan’ın aradan geçen 20 yılı aşkın sürede bu beklentileri aşmayı başardığını söyleyebilirsiniz. Şu anda Duncan’ın sakalında grilikler var, neredeyse Kawhi Leonard’ın babasıyla takım arkadaşı olacak yaşta, sol dizindeki sakatlığa ve kariyeri boyunca 1500’ten fazla maçta oynamasına rağmen hala rekabet ettiği isimleri domine etmeye devam etti.

Bunun en iyi örneklerinden birisini Batı Konferansı Finallerinin altıncı maçında Oklahoma City Thunder karşısında üst üste 7 sayı atarak takımını 2014 Finallerine taşıdığı sekansta da yakından gördük. Final serisinin sonunda San Antonio Spurs, tarihindeki beşinci şampiyonluğu kazanmayı başardı.

“Her zaman olduğu gibi harikaydı” demişti Duncan’ın performansı için Manu Ginobili. Ki bu yıldız oyuncunun tüm kariyeri için söylenebilecek bir cümle.

San Antonio Spurs, tarihi boyunca toplam 6 kez finallerde oynama başarısı gösterdi ve bu başarıların hepsi Duncan’ın oynadığı dönem boyunca yakalandı. Bu finallerden beşini kazanmayı başaran Duncan, 10 oyuncunun kariyerine yetecek kadar bireysel başarının da sahibi oldu. Duncan, artık yıllar önce kendisine koyduğu hedefi gerçekleştirdiğini rahatça söyleyebilir.

Çünkü kariyeri boyunca kesinlikle bir fark yaratmayı başardı.

(Bu yazı boyunca Duncan’ın kariyeri boyunca onu tanıyan kişilerin yaptığı açıklamalara şahit olacaksınız. Duncan hakkında konuşan tüm kişiler, o dönemde sahip oldukları görevlerle birlikte yer alıyor olacak.)

  1. Duncan’ın Hikayesi

Duncan’ın inanılmaz başarılar gösterdiği spor dünyasına girişinin hikayesi, şimdiden bir efsane haline gelmiş durumda. St. Croix’de doğup büyüyen, yetenekli ve genç bir yüzücü olan Duncan; 1989 yılında Hugo Kasırgası’nın antrenmanlarını yaptığı havuzu yıkması sonucu yarışlarda yer alma şansını kaybetti. O dönemde Duncan’ın yaşadığı adada sadece 4 tane kapalı havuz vardı ve bu havuzların hepsi mahvolmuştu. Duncan, dokuzuncu sınıfta basketbol oynamaya başladığında o kadar da durdurulamaz bir oyuncu gibi gözükmüyordu. Ancak 1993 yılına kadar Wake Forest’tan burs almayı başaracak kadar oyununu geliştirdi.

Hayatı kasırgayla değişen Tim Duncan'dan 'Irma' çağrısı - Evrensel.net

Deborah Harrihan, Duncan’ın beşinci sınıftaki öğretmeni: “Her zaman çok motive bir öğrenciydi. Okulu ve eğitimini çok ciddiye alıyordu. Onun için hayattaki en önemli iki şey okul ve yüzmeydi.”

Debbie Sun, Duncan’ın yüzme takımından arkadaşı: “Kısa sürede yaptığımız sporda çok başarılı oldu. O zaman genç olmasına rağmen kendisinden büyük ve hızlı yüzücülerle rekabet edebiliyordu. O dönemde çekingen ve içine kapanık birisiydi ama her zaman sakin kalmayı başarabiliyordu.”

Tricia Duncan, Duncan’ın kız kardeşi: “Kasırga, Tim’in havuzunu mahvettiği için onun rutini bozuldu. Daha sonra annemiz vefat edince Tim bütün motivasyonunu kaybetti.”

William Duncan, Duncan’ın babası: “En büyük üzüntülerimizden birisi Duncan’ın annesinin bunlara şahit olamayışı. Bunu kabullenmemiz gerekiyor. Timmy eskiden suyun altındayken annesini duyabildiğini söylerdi.”

Ricky Lowery, Tricia’nın eşi ve Duncan’ın eniştesi: “Gençken ona sürekli ‘Gel birkaç şut atalım. Kaç tane Porsche süren yüzücü tanıyorsun?’ diye takılırdım.”

Robert Malloy, Duncan’ın liseden takım arkadaşı: “Başlarda smaç basmazdı. Onu zorlayarak smaç basmasını sağlardık. Daha sonra smaç vurmasını asla engelleyememeye başladık.”

Cuthbert George, Duncan’ın lisedeki koçu: “Lisedeki ikinci senesinde gerçekten çok iyi oynamaya başlamıştı. Camden Lisesi’ne karşı oynadığımız her maçta rakibini domine ediyordu. Onu izlediğim dönemlerde ne kadar rekabete maruz kalırsa o kadar iyi olduğunu fark ettim. Eğer karşısında onu zorlayacak birisi olursa mutlaka performansını arttırıyordu.”

Dave Odom, Wake Forest’ın koçu: “Duncan’ı St. Croix’de oynadığı bir hazırlık maçında izlerken ‘Eğer bu çocuk Amerika’daki 48 eyaletten herhangi birinde olsaydı okullar onu alabilmek için birbirine girerdi.’ diye düşünüyordum.”

Randolph Childress, Duncan’ın Wake Forest’tan takım arkadaşı: “Timmy buraya geldiğinde koçlarımız sürekli onun bir proje olduğunu söylüyordu. Bir gün salona girdiğimde, ribaund aldıktan sonra topu sektirirken bacaklarının arasından geçiren ve tüm sahayı geçen, daha sonra da smaç basan uzun boylu birisini gördüm. Hemen koçlarımızın yanına gittim ve ‘Spor salonunda topla inanılmaz şeyler yapan birisini gördüm. Eğer bahsettiğiniz Tim Duncan o çocuk değilse mutlaka onu da takıma almalısınız.’ dedim.”

Duncan: “Basketbol oyununa olan ilgim zamanla arttı. Her gün oynuyordum ve eve döndüğümde bir daha basketbol oynamak için sabırsızlanıyordum. Diğer insanlara güvenmeyi seviyorum. Takım arkadaşlarımla birlikte aynı baskıyı yaşamayı ve bunu paylaşmayı seviyorum. Benim için basketbol oyunu bu anlama geliyor. Ben oynamaya geç başladım ancak çabuk öğrenecek kadar şanslıydım. Etrafımda bana oyunu öğreten insanlar vardı. Bu dönemde uzun bir yol kat ettim ve daha fazlasını da yapabilirim.”

  1. Draft Öncesi

Wake Forest öncesinde kimse Duncan’ı bilmese de bu hızlıca değişti. Draft tahminlerindeki sıralamalarda iyice yükselse de Duncan kolejde kalıp diplomasını alma konusunda ısrarcı oldu. Kolej basketbolu tarihindeki en başarılı oyunculardan birisi olurken bu kararlılığı göstermesi çok sık rastlanan bir şey değildi.

LISTEN: Popular sports radio host says Tim Duncan, Wake Forest ...

Deborah Best, Wake Forest Psikoloji Departmanı Başkanı: “Tim, okulumuzda eğitim alan en entelektüel öğrencilerden birisiydi. Boyu dışında onu diğer öğrencilerden ayıran bir özelliği yoktu.”

Dave Twardzik, Dönemin Golden State Warriors Genel Menajeri: “Birinci sıradaki oyuncu kesinlikle Tim Duncan’dı. Kolejdeki en iyi basketbolcuydu ve bu yakın bir yarış bile değildi.”

Odom: “Tim, kendi yaş grubunun üzerine en çok düşünülen oyuncusuydu ve tartışmasız şekilde Yılın Oyuncusu ödülünün sahibi olmuştu. Kısa sürede çok uzun bir yol kat etmişti. Antrenmana gelip daha iyi bir basketbolcu olarak salondan ayrılmadığı tek bir gün bile olmuyordu. Her gün çok sıkı çalışıyordu.”

Gregg Popovich, San Antonio Spurs koçu ve genel menajeri: “Draft zamanı geldiğinde yalan söylemem gerekiyordu. Ne yapacağımızı söyleyemezdik ancak draft sınıfında bir organizasyonunun yıldız oyuncusu olmaya daha yakın olan başka bir isim yoktu. Tim Duncan ile drafttaki diğer oyuncular arasında ciddi bir fark vardı ve herkes bunun farkındaydı.”

Larry Brown, Sixers koçu: “Onu kim draft ederse anında şampiyonluk adaylarından birisi haline gelecekti.”

Rick Pitino, Celtics’in koçu: “Tim Duncan’ı kadronuza kattığınızda çok çok özel bir oyuncuyu almış oluyorsunuz. O sadece bir basketbol oyuncusu değil, aynı zamanda çok özel bir karaktere sahip. Panyayı kariyerim boyunca gördüğüm oyuncular arasında kullanan en iyi genç oyuncu olabilir. Birçok çocuğun bu konuda bu kadar başarılı olduğunu görmüyorsunuz. Oyununda bütün yetenekler var.”

Duncan, sabırlı tutumu hakkında: “Eğer heyecanınızı dışa vurursanız, bu yeri geldiğinde hayal kırıklığınızı ve üzüntülerinizi de göstereceğiniz anlamına gelir. Eğer rakibiniz hayal kırıklığına uğradığınızı anlarsa bu da sizin için bir dezavantaj haline gelir.”

Joe Smith, 1995 Draftı birinci sıra seçimi: “Bazı oyuncular onun sahadayken maçı yeteri kadar önemsemediğini düşünür. Sakın buna inanmayın. O dışarıdan gözüktüğünden çok daha hırslı birisi.”