Bayern Münih: 3 Madde ile Yeni Sezon Yol Haritası

13/Haz/20 11:34 Haziran 13, 2020

admin69

13/Haz/20 11:34

Eurohoops.net

Yaz dönemi yavaş yavaş yaklaşıyor. Eurohoops Fırın da gelecek sezon EuroLeague’de mücadele edecek 18 takım için yol haritası çiziyor…

by Semih Altınbaş / info@eurohoops.net

Avrupa basketbolunda 2019-2020 sezonu, kimsenin hayal bile edemeyeceği bir şekilde tamamlandı.

Tüm dünyada kalıcı bir iz bırakan coronavirüs önce Mart ayında ligin askıya alınmasına sebep oldu, arkasından da Mayıs’ın son günlerinde ligin şampiyonsuz bir şekilde iptal edilmesine yol açtı.

Tabii bu durumun etkileri de kısa, orta ve uzun vadede karşımıza çıkacak.

En basitinden… Tarihin en belirsiz transfer dönemine giriyoruz. Bütçeler ne olacak? Oyuncu maaşları ne seviyeye gelecek? Amerikalı oyuncular gelecek sezon Avrupa’ya ne kadar sıcak bakacak?  Tüm bu soruların cevapları şu anda belirsiz.

Bunlar bir yana, şu anda ortada bir başarı ya da başarısızlık yok. Playoff ve Final Four, takımların hikayesinin yazıldığını yerlerdir. Buna şahitlik edemememiz, hikayenin en önemli kısmını yarıda bırakmış oluyor.

Tüm aksiliklere rağmen Eurohoops Fırın’ın ateşi söndürmeye niyeti yok. Geçen sezon EuroLeague mücadele edecek takımlar için yaz döneminde ne yapmaları gerektiğine dair yazı dizisini bu sene de yazıyoruz.

Bu maceraya, hala son şampiyon ünvanına sahip olan CSKA Moskova ve ALBA Berlin’le başladık; Kızılyıldız, Olimpia Milano ve Anadolu Efes ile devam ettik, sıradaysa Bayern Münih var.

CSKA Moskova: 3 Madde ile Yeni Sezon Yol Haritası

ALBA Berlin: 3 Madde ile Yeni Sezon Yol Haritası

Kızılyıldız: 3 Madde ile Yeni Sezon Yol Haritası

Olimpia Milano: 3 Madde ile Yeni Sezon Yol Haritası

Anadolu Efes: 3 Madde ile Yeni Sezon Yol Haritası

Bayern Münih Yaza Nasıl Giriyor?

Bayern Münih’in 2019-20 sezonu açısından en büyük umutsuz vaka olduğunu söylemekte beis görmüyorum. Bunu 28 maçta 8 galibiyet almalarına dayandıracak olsam Zenit St. Petersburg için de aynısını söylerdim ama onlar yine EuroLeague’de zaman zaman ışık veren bir ekiptiler.

Takımın genel menajeri Marko Pesic, geçen sene “Almanya basketbolundaki yeni güç” olduklarını söylemişti:

“Alman basketbolunda yeni güç biz miyiz? Şu anda evet. Burada kalacak mıyız? Hedefimiz ve zorunluluğumuz bu.”

Basketbol olarak bunu bilhassa EuroLeague bazında başardıklarını ifade edebilmek mümkün değil. Elbette bu yıl onlar için bir hedef sezon olarak gözükmüyordu fakat başarısız gidişat sonucunda Dejan Radonjic gibi Kızılyıldız döneminde önemli işler başarmış bir koçla yollarını ayırmaları tamamen mentalitelerine ters bir durumdu.

Bundesliga’da yine iddialı rakipleri olmasına rağmen kadro derinliği olarak oranın standartlarına göre “fazla” kaçmaları, normal sezon liderliğine oturmalarına katkı sağlamış olsa da oyun stratejisinin istikrarlı biçimde devam ettirilemediğini ya da istikrarlı biçimde olumsuz yöne devam ettiğini görüyoruz.

Bunu sağlayan en önemli unsur da özellikle ligin oynandığı son haftalarda epey monotonlaşan oyun stili neticesinde gelen üst üste mağlubiyetler olsa gerek…

Üstelik sezon başında iyi bir yapılanma yoluna gittikleri düşünülen bir ortamda bu kadar da hayal kırıklığı olmaları hiç beklenmiyordu.

Peki bu durumu değiştirmek için 2020-21 sezonunda bir şansları olabilir mi?

Sözleşmesi Bitenler / Ayrılanlar: Greg Monroe, Danilo Barthel, Maodo Lo, Josh Huestis, Mathias Lessort, Oliver Kostic (koç)
Gelenler: Robin Amazie, Marvin Ogunsipe
İddia: –

Kadro Dizilimi

PG: T.J. Bray – Diego Flaccadori – Zan Mark Sisko

SG: Petteri Koponen – Nihad Djedovic – Robin Amazie

SF: Vladimir Lucic – Paul Zipser – Sasha Grant

PF: Alex King – Marvin Ogunsipe

C: Leon Radosevic

1- Sabrın Sonu Selamet

Bayern Münih için söylenebilecek şeylerin en başında bu geliyor. Özellikle de az evvel bahsettiğim gibi Bundesliga’da uzun süre yenilmemiş, EuroLeague’de ise 17 haftada Bayern düzeyindeki bir ekip için hiç azımsanmayacak olan 6 galibiyeti elde etmiş bir koçla yollarını ayıran takım için sabır önemli.

Kadrosunda fazlaca gelişime halen açık oyuncu bulunduran Bavyera ekibi belki 2020-21’i de bir hedef sezon olarak düşünmeyecek ancak her yeni macera, yeni umutlar demektir.

Yaz sezonunda bu potansiyelleri elden çıkarma yoluna mı gidecekler yoksa bu oyuncuların birbiriyle adapte biçimde boy gösterebilecekleri bir sahne mi yaratacaklar? Bu bir muamma olarak karşımızda duruyor.

Bayern’in hücumlarını yönlendiren oyuncu kim olmalı? Bu takım hakkındaki soru işaretleri bitmiyor. Eğer bu noktada bir takviye düşünmeyeceklerse T.J. Bray olmalı. İkili oyunlar üzerine kurulmuş bir takımın topu yönlendiren oyuncusu tam tersine daha çok tempolu tam saha hücumlarında varlığını gösteren Maodo Lo olmamalı.

Öte yandan halihazırda “görece” iyi bir forvet rotasyonuna sahip olan Münih açısından Diego Flaccadori ve Zan Sisko gibi kısaların takımdaki varlığı de Bray’in üzerinde yük oluşturmayacak şekilde rol paylaşımlarının doğru yapılmasıyla kritik bir hal alabilir.

Ayrıca seçecekleri antrenörün de takımı hemen ilk bir-bir buçuk sezon içinde değil, daha uzun bir süreç çerçevesinde seviye atlatabileceği bir programlanmaya ikna edip ona göre adım atmaları gerekiyor. Özellikle de eğer genç oyuncular ağırlıklı bir yapılanmayla o basketbola aç tribünleri daha da moda sokmak istiyorlarsa teknik ekipte istikrarı bulmaları en temel şart.

2- Savunma Takımı Olmadan Kısa Vadede Başarı Beklenemez

Ligin en çok sayı yiyen 7. takımı olmaları elde iyi bir savunma takımı olmadıklarına dair kaydadeğer bir veri oluştursa da işin derinine inmek gerekirse kanatta Vladimir Lucic gibi üst düzey bir savunmacının varlığı, uzun ve kısa rotasyonunda müdafaa yönü zayıf oyuncuların yokluğuyla harcanıyor görüntüsü Bayern’de epey hakim.

Greg Monroe gibi bir yıldızınız olsa da bu başınızı hücumda rahatlatırken müdafaada ağrıtabiliyor. Monroe’nun kötü savunmacı olduğu ve bu bağlamda sürekli ağır eleştiriler aldığı artık malumun ötesinde bir nitelik taşımakta.

Her ne kadar EuroLeague standartlarında elit bir hücumcuysa bile çember korumanın her geçen gün önemini daha da artırdığı bir basketbol ortamında bundan yoksun takımların yeri pek de uzun vadeli olmuyor.

Buradan yapılacak çıkarım kesinlikle Monroe’nun takımla bağlarının kesilmesi olmamalı. Zaten sözleşmesi bitiyor ve Bayern Münih’in onu bünyesinde tutabilmek için tekrar teklif yapması gerekecek. Ancak bu noktada bazı soru işaretlerinin giderilmesi gerekiyor.

Öncelikle Bayern’in yeni sezon hazırlıklarında kısa savunmasını ön planda tutacak hamlelere yönelmesi kesinlikle planlamanın baş aktörlerinden birisi olmalı. Çünkü sezon boyunca çokça adam değişmek zorunda kaldıklarını ve bunun da onlara çok mu çok pahalıya patladığını gördük izleyiciler olarak.

Yani Lucic’in 8 tane kolu veya 6 tane bacağı olmadığına göre takımda tek bir savunma spesiyalistiyle sahadaki problemlerin çözülmesi mümkün değil. Yine de onun kattığı enerjiye müthiş ihtiyaç duyacakları kesin bir gerçeklik olarak karşımızda duruyor.

3- Uzun Rotasyonunda Tutuculuk Çözüm Olabilir Mi?

2. maddeyle 3. madde arasında çözüldüğü takdirde birbirini götüren bir ilişki var.

Greg Monroe – Danilo Barthel ikilisiyle T.J. Bray ve Zan Sisko gibi guardların ikili oyun bazında ne kadar büyük tehditler oluşturabileceğinin sinyallerini 2019-20 sezonunda onları izlediğimiz süreçte fazlaca aldık.

Bayern ligin sayı ortalaması en düşük 2. takımı ve bunun sebebi de bu ikili oyunlara aşırı sıkışmış bir durumda seyretmeleri. Evet, ikili oyunlar basketbolun uzun yıllardır vazgeçilmez ve kimi zaman engellenemez bir stratejik öge ancak her şeyin de bir dozu var.

NBA 2K oynarken Hall of Fame modunda skor üretmesi çok zor olduğu için sürekli kolaya kaçıp uzunu perdeye çağıran oyuncular gibi bu noktada sıkışmanın bir manası yok.

Barthel’in özel bir oyuncu olduğuna son 2 sezondur canlı şahitlik ediyoruz. Topla oynama becerilerinin belirli bir seviyenin üstünde olması, yeri geldiğinde sırtı dönük oyunda da başarılı olması onun artık bir ekibin uzunlardan hücumda yararlanılması bazında tercih edilecek ilk opsiyonu olabilecek kapasitede bir isim olduğunu gösterdi.

Sözleşmesi sona eren isimler arasında o da var ve bana göre Bayern Münih’in onu kesinlikle kadroda tutmak için özel bir çaba sarf etmesi gerekiyor. Çünkü yine benim şahsi fikrime göre Danilo Barthel bu organizasyonu tamamen doğru planlama ve bu planlamayı uygulamaya koyacak sabrın doğrultusunda ileri taşıyabilecek oyuncu.

Her zaman çok büyük bir tehdit olmasa da bu böyle. Monroe ile zaman zaman rakipleri ALBA Berlin’in uzun ikilisi Landry Nnoko – Luke Sikma kadar uyumlu olmadıklarını sahanın iki tarafında da gördük. İstatistiksel olarak birbirlerini tamamlıyor gibi gözükseler de bu sahada Bayern’i izlerken göze çarpan bir olgu.

Bence bu da 2. maddede bahsettiğim nitelikli, hiç değilse sadece savunma üzerine yoğunlaşan bir kısanın yokluğundan ve kendi rotasyonlarında onlara destek olarak gelebilecek bir bench ekibi bulunmamasından kaynaklı.

Eğer şube olarak yatırımlarını bu saydığım özelliklere sahip kısalara ve kenardan gelecek uzunlara harcayabilecek kadar kapasiteye sahiplerse ancak o zaman Greg Monroe – Danilo Barthel ikilisinin Bayern Münih’inden başarı basamaklarını tırmanırken bahsetmemiz olağan gözükebilir.

Basketbol gündemindeki en son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!

EuroLeague gündemindeki son gelişmeler için tıklayın!

EuroLeague’de transfer gelişmeleri için tıklayın!