by Semih Altınbaş / info@eurohoops.net
Vince Carter’ın 1999 ila 2020 arasında sürdürdüğü kariyerin ilham verici bir özelliği var. Toronto Raptors‘ta başlayan bu efsane, NBA tarihine geçen bir oyuncunun kariyer basamaklarını bize gösteren en yeni örneklerden.
Amerikalılar tarafından sıkça “longevity” olarak tabir edilen “uzun ömürlülük” kavramı, NBA’de özellikle yıldız oyuncuların kariyerlerini değerlendirirken göz önüne alınan en önemli kriterlerden birisi.
Bu bağlamda başarıya ulaşan oyuncular çoğunlukla çok kariyerli ve tarihte gelmiş geçmiş istatistikleri alt üst etmiş isimler oluyorlar. Kimisi de ligde bir şekilde tutunmayı başararak adını tesadüfen de olsa uzun ömürlüler listesine yazdırabiliyor.
Carter’dan aldığımız ilhamla ligde varlığını diğer oyunculara göre daha uzun süre sürdürmeyi başarmış isimleri derlemeye karar verdik…
10. Charles Jones
Yaş: 41 yıl, 30 gün
Charles Jones’un belki çok göze çarpan bir kariyeri yok ama bu listede olmak onun adına yeterli olsa gerek. “Gadget” lakaplı Jones, kariyeri boyunca 2.5 sayı – 4.5 ribaund ortalamalarıyla oynayken 15 sezonluk macerasında Philadelphia 76ers, Chicago Bulls, Washington Bullets, Detroit Pistons ve Houston Rockets formalarını giydi. Son sezonu olan 1997-98’de Rockets formasıyla 24 maça çıkıp 5.3 dakika ortalama süre alan Jones, bir kez de şampiyonluk kazandı (1995).
9. John Stockton
Yaş: 41 yıl, 35 gün
NBA tarihinin en önemli pasörlerinden birisi konumundaki John Stockton, ligde gelmiş geçmiş en fazla asist yapan oyuncu konumunda. 1984’ten 2003’e kadar Utah Jazz‘den başka bir takımın formasını giymeyerek kulübün “bayrak oyuncusu” niteliğini taşıdı.
1990’lı yıllarda Karl Malone ve Jeff Hornacek ile beraber Jazz‘de oluşturdukları kültürün başında geçtiğimiz günlerde vefat eden Jerry Sloan gibi bir efsanenin bulunmasıyla daha da anlam kazanması onları birden fazla kez Finaller’e kadar taşıdı fakat hiç kazanan taraf olamadılar.
Stockton’ın bu başarıları şampiyonluğa ulaşamaması sebebiyle yeni nesiller tarafından pek görülmese de kendisinin lige gelmiş geçmiş önemli figürlerden birisi olduğunu üstüne basa basa söylemek lazım.
8. Herb Williams
Yaş: 41 yıl, 129 gün
1981 Drafti’nde Indiana Pacers tarafından seçilen 2.08’lik pivot Herb Williams, New York Knicks kariyerinde Patrick Ewing’in ardından benchten gelen isim olarak 7 sezon görev yaptı.
Son olarak 1999 yılında 41 yaşındayken Knicks formasıyla sahalarda gördüğümüz Williams, üzerinden sıkça smaç vurulmasıyla meşhur olmasına rağmen rol oyuncusu tanımını iyi dolduran bir isim olarak kariyeri boyunca 11 bin 944 sayı attı, 6 bin 509 ribaund çekti ve bin 605 blok yaptı.
Knicks’te 2 kez final oynama başarısı gösteren Herb Williams (1994 ve 1999) bunların ikisinde de başarıya ulaşamasa da akılda kalıcı bir figür oldu.
7. Bob Cousy
Yaş: 41 yıl, 150 gün
Yine efsanevi bir pasör listemizi şenlendiriyor. Boston Celtics‘in 1950’li yıllarda saha içindeki yöneticisi olan Bob Cousy, 6 kez NBA şampiyonu, 13 kez All-Star ve 8 kez asist kralı olma onuruna erişmiş bir isimdi. Aynı zamanda Bill Russell ile beraber o efsanevi takımın oluşum ve zirveye tırmanış döneminin en önemli 2 parçasından biriydi.
Kariyeri boyunca 18.4 sayı – 5.2 ribaund – 7.5 asist ortalamalarıyla mücadele eden Cousy, ilham verici bir şekilde yaşlılığında bile kaçırmadan serbest atış isabeti bulabilen (hatta sol eliyle dahi) bir basketbol adamı.
1928 doğumlu Bob “Mr. Basketball” Cousy, Pete Maravich ve sonrasında gelen büyük pasörler için harika bir ilham kaynağıydı. İleri gelen nesiller belki ondan şimdiki nesillerin günümüz guardlarından faydalandığı gibi faydalanamadı ancak sahip olunan kısıtlı görüntülerle bile çok büyük bir basketbol zekasına sahip olduğu gözler önüne serilebiliyor.
6. Kareem Abdul-Jabbar
Yaş: 42 yıl, 58 gün
Kareem Abdul-Jabbar hakkında söylenecek çok fazla bir şey yok. Tarihin hala en skorer oyuncusu ve yanına dahi yaklaşabilmiş birisi hala gelmedi.
Oynadığı 20 sezonun 19’unda All-Star olabilecek kalibrede bir isim olması, henüz üniversite dönemlerindeki atletizminin günümüzde bile karşılığının olmaması gibi birçok kriter onun zamanının ne kadar ötesinde bir pivot olduğunun apaçık kanıtı.
38 yaşında Finaller MVP’liğini yakalamış bir isimden bahsediyoruz. Böyle bir dominasyonu görmek ancak 1950 ve 60’lı yıllarda Bill Russell’ın kariyerini incelediğimiz zaman karşımıza çıkar herhalde.
“Skyhook” şutunun yaratıcısı olan Kareem, listenin en özel oyuncusu konumunda. Toplam 20 yıl forma giydiğini düşünürsek eğer günümüzdeki gibi mezun olmadan lige girebilme imkanı olsa belki de Kareem, çok daha uzun süreli bir baskın performanslar bütünüyle karşımızda olabilirdi.
5. Dikembe Mutombo
Yaş: 42 yıl, 300 gün
Dikembe Mutombo tarihin en iyi savunmacılarından birisi. 8 kez All-Star seçilip 4 kez de Yılın Savunmacısı olan Mutombo, boyalı alanda resmen bir canavar gibiydi.
Bloklarıyla ve sonrasındaki parmak hareketiyle çember savunmasını apayrı bir seviyeye taşıyan Dikembe Mutombo, ribaundlar konusunda da ligde 2 kez liderlik koltuğuna oturmuş bir isimdi.
Daha eski dönemlerde oynamış olsaydı ligde nasıl bir dominasyon oluşturacağı üzerine yapılan revizyonlarıyla meşhur bir isimdir.
Kariyeri boyunca Denver Nuggets, Atlanta Hawks, Philadelphia 76ers, New Jersey Nets, New York Knicks ve Houston Rockets gibi ekiplerde forma giyen Dikembe Mutombo, 43 yaşına yaklaştığı bir dönemde NBA’de sahne alarak listede önemli bir sıraya oturdu.
4. Vince Carter
Yaş: 43 yıl, 45 gün
Vinsanity… 2019-20 sezonunun en büyük hüzünlerinden birisi de onu daha uzun süre izleyemeyecek olmamız. 4 farklı decade (10 yıllık süreç) içerisinde forma giymiş ender isimlerden biri olan Carter, Atlanta Hawks formasıyla 11 Mart’ta ligin ertelenmesiyle basketbola veda etti.
İnanılmaz atletizmi, efsanevi smaçlarıyla şampiyon olmayı sonuna kadar haketmiş oyunculardan birisiydi tarihteki. 43 yaşındayken son olarak forma giyme şansı bulduğu NBA’in özel figürlerinden birisi olduğu kesin.
Eğer Toronto Raptors süreci beklendiği gibi şampiyonlukla sonlansaydı onun kariyerinden epey farklı bir dille bahsediyor olabilirdik belki de…
Ancak bütün pişmanlıklar ve keşkeler bir yana, Smaç Yarışmaları’ndaki performanslarının hiç unutulmayacağından da bahsetmek lazım.