by Greg Swartz, Çeviri: Arma Kaynar / info@eurohoops.net
Bu çevirinin tüm hakları Eurohoops Ltd. Şti.’ye aittir ve tamamının veya bir kısmının izinsiz kullanılması kesinlikle yasaktır.
Bu yazı 19 Mayıs 2020 tarihinde BleacherReport’ta yayınlanmış ve uyarlanarak çevrilmiştir.
Bu lakap, kariyerleri boyunca birden fazla koç ile ters düşmüş oyuncular için geçerli olabilir. Ya da bir oyuncunun, bir koç ile anlaşamayıp çirkin bir şekilde onun kovulmasını sağlaması da bu unvana sahip olmak için yeterli.
Kariyerleri boyunca koç kovduran etiketiyle anılan yedi oyuncu için bu şöhretlerinin ne kadar adaletli olduğunu inceleyeceğiz.
Stephon Marbury
Marbury, 1990’lı yılların son dönemlerinde ve 2000’li yılların başlarında sesi en çok çıkan yıldızlardan birisiydi. 2005-06 yılında Marbury, performans olarak kariyer zirvesini gördüğü dönemde New York Knicks’in sahadaki lideriydi. Knicks, son beş yılda beş farklı koç ile çalışmış ve görevi en sonunda Larry Brown’a emanet etmişti.
Brown, 2004 yılında Detroit Pistons ile şampiyonluk kazanmış 2001 senesinde de Philadelphia 76ers ile final oynamıştı. Knicks, sezona 17-45’lik bir dereceyle başladıktan sonra Marbury ve Brown arasındaki ilişki git gide çirkinleşti.
Marbury, ESPN’e yaptığı açıklamalarda “Bence bu sorun artık kişisel. Bu işin hala basketbol ile ilgili olduğunu düşünmüyorum. O artık 30 yıllık kariyeriyle benim 10 yıllık kariyerimi yarıştırıyor. Herkes koçumuzun ne kadar harika bir koç olduğunu söylüyor. Ancak olduğumuzdan daha iyi hale gelmek zorundayız. Bu gerçekleşti mi? Hayıır.” ifadelerini kullanmıştı.
Brown, Marbury’nin bu açıklamalarına yine ESPN’e konuşarak “Ligin en iyi guardısın ama takımının derecesi 17-45. Ve sen bunun koçun suçu olduğunu söylüyorsun. Takım arkadaşlarını daha iyi hale getirmek ve maçlar kazanmak için oynamayacaksan neden bir takım sporu yapıyorsun gerçekten bilmiyorum. Önemli olan tek şey kazanmak. Eğer gerçekten en iyi oyuncuysan, maçların sonucunu etkileyebilmen gerekiyor.” cevap vermişti.
Marbury, sonuç olarak bu gerginliğin kazananı oldu. Marbury, Knicks’te iki sezon daha oynarken Brown ilk sezonun ardından 18.5 milyon dolar değerinde bir tazminat alarak görevinden ayrıldı.
Marbury ile Brown’ın kavgası, çirkin bir boşanmaya ve bir sezonluk koçluk görevi için harcanan 28.5 milyon dolarlık ücrete dönüştü.
Sonuç: Marbury’nin koç kovduran olduğunu söyleyebiliriz. Ama kimsenin aldığı tazminattan sonra Brown’a üzüldüğünü düşünmüyorum.
Dwight Howard
Howard 16 yıllık NBA kariyeri boyunca altı farklı takımda forma giydi ve hiçbir koçuyla, Orlando Magic’teki koçu Stan Van Gundy ile arasındaki kadar kötü bir ilişkiye sahip olmadı.
Van Gundy, beş yıl boyunca Orlando’da görev yaptı ve bu yılların hepsinde Magic playofflara kalmayı başardı. Hatta 2009 yılında Magic, NBA finalinde bile yer aldı. Bir süre için işler iyi gidiyor gibi görünüyordu. Fakat ikilinin arasının açıldığına dair dedikodular da vardı. İkilinin arasındaki ilişki, Magic’in Knicks’e 96-80 kaybettiği bir maçtan önce düzenlenen medya seansında iyice garip bir hal aldı.
Van Guncy, basın mensuplarına Howard’ın kendisini kovdurmaya çalıştığını ve yönetimin bu isteğe olumlu mu olumsuz mu yaklaşacağını bilmediğini söyledi. Howard, bundan sadece birkaç dakika sonra Van Gundy’nin yanına gelerek ona sarıldı ve medya mensuplarına dedikoduların yalan olduğunu belirtti.
Eğer Van Gundy, bu bilgiyi direkt olarak Magic yönetiminden aldığını söylemeseydi bu ikili arasında hoş bir an olabilirdi. Van Gundy, 2011-12 sezonunun sonunda takımdan ayrıldı ve bundan sadece birkaç ay sonra Dwight Howard Los Angeles Lakers’a takaslandı.
Sonuç: En azından Van Gundy ile olan ilişkisinde Howard suçlu.
Gary Payton
1999-2000 sezonunda playofflara kaldıktan sonra Sonics; Gary Payton, Rashard Lewis, Brent Barry, Vin Baker ve Ruben Patterson çekirdeğine Patrick Ewing’i ekledi. Takımın başındaki Paul Westphal, Sonics’in koçu olarak üçüncü sezonunu geçiriyordu ve lokavt nedeniyle kısa süren 1998-99 sezonunu 25-25, 1999-2000 sezonunu ize 45-37’lik derecelerle bitirmişti. Ewing, kariyerinin son dönemlerini oynuyor da olsa takıma olumlu bir katkı yapması bekleniyordu.
Ancak 2000-01 sezonunun başlangıcı adeta bir felaketti. Westphal ve Payton, Dallas Mavericks ile oynadıkları maç esnasında sahanın ortasında bağıra bağıra birbirleriyle tartıştılar ve Payton, Ewing ile Baker maçtan sonra takımın mücadele seviyesini eleştirdi.
Haberlere göre Westphal, ofisini terk edip oyuncularına eğer istedikleri buysa istifa edebileceğini söylemişti. Bu sezon başladıktan sadece dört gün sonra yaşanıyordu. Sonics’in ilk 15 maçında 6 galibiyet almasının ardından Westphal’ın görevine son verildi. Göreve getirilen Nate McMillan, sezonu 38-29’luk bir dereceyle bitirdi ve 2005’e kadar da takımın başında kaldı.
Sonics’in birçok tecrübeli oyuncusu büyük olasılıkla Westphal’ı sevmiyordu. Ancak bunu en çok dile getiren isim Gary Payton’dı.
Sonuç: Payton bir koç kovduran değil. Payton ile George Karl, altı yıl boyunca beraber başarılı şekilde çalışabildiler. Westphal, takımın tecrübeli oyuncuları işleri olması gerektiği gibi idare edemediği için kovuldu.