by Sam Amick, Çeviri: Arma Kaynar / info@eurohoops.net
Bu çevirinin tüm hakları Eurohoops Ltd. Şti.’ye aittir ve tamamının veya bir kısmının izinsiz kullanılması kesinlikle yasaktır.
Bu yazı 20 Mayıs 2020 tarihinde TheAthletic’te yayınlanmış ve uyarlanarak çevrilmiştir.
Bu yazı için Steve Kerr’ün bize yardımcı olmasını umuyorduk.
Sonuçta Kerr, tarihin en iyi takımlarından birisinde oynamış ve bir diğerinin de koçluğunu yapmıştı. Bu yüzden bu yazı için danışabileceğimiz en iyi kişi olacağını düşünüyorduk. Ancak Kerr, buna çok yanaşmadı.
Çünkü Kerr, zeki birisi.
“Farklı dönemlerdeki takımları kıyaslamak çok zor. Çünkü oynanan oyun, kurallar, oyuna yaklaşım çok farklı.” diyor oyunculuk döneminde 5, koçluk döneminde 3 kez şampiyon olan Kerr. “Bence tarihteki 5-6 takımın diğerlerinden daha iyi olduğunu söylemek görece daha kolay. Ancak bu takımları da kendi içlerinde kıyaslamaya başladığın anda iş çok zorlaşıyor.”
Kerr’ün akılcı söylemlerine rağmen biz yine de bu kıyaslamayı yapacağız, bu yüzden bazı kurallar belirlememiz gerekiyor.
- Sadece şampiyon takımlar değerlendirmeye alınacak. Bu yüzden şampiyonluk yaşayan 73 takım arasından seçimlerimizi yapacağız.
- Dominant kelimesi buradaki en önemli detay. Sezonun belirli bir süresi boyunca vasat bir performans göstermeniz sizin listede daha aşağılarda yer almanızı ya da hiç almamanızı sağlayabilir.
- Bu yazıda dönemleri kıyaslamıyoruz. Bu yazı, sadece takımların ellerindeki imkanlarla neler başarabildikleriyle ilgili. Bununla beraber 1976-78 sezonuna kadar ligde 18 takımdan fazla ekibin yer almadığını da söylemek gerekiyor. Bu yüzden daha fazla takımın olduğu dönemde oynayan takımlar ekstra puan kazanıyor.
- Sadece robotlar tamamen objektif olabilir. O yüzden bu yazının da belirli bir seviyede sübjektif olduğunu söylememiz gerekiyor.
Yazıya geçmeden önce kullanacağımız istatistikleri de paylaşmak istiyoruz. Bu istatistiklerin hepsi basketball-reference.com’dan alınmıştır.
Net rating: Takımın 100 pozisyonda rakiplerine karşı elde ettiği sayı farkı.
MOV: Takımın kazandığı maç başına rakiplerine attığı fark.
SRS: Bu değer; ortalama sayı, rakiplere atılan fark ve fikstür zorluğunu göz önünde bulunduruyor.
Pace: Takımların 48 dakika başına yarattığı pozisyon sayısı.
OWP: Normal sezon ve playofflardaki galibiyet yüzdesi.
1. 1995-96 Bulls
Normal sezon derecesi: 72-10
Playoff derecesi: 15-3
Net rating: 13.4 (Hücum 115.2, Savunma 101.8)
MOV: 12.24
SRS: 11.80
Pace: 91.1
OWP: .870 (87-13)
Playoff yolu:
Birinci tur: Miami Heat, 3-0
Doğu yarı finali: New York Knicks, 4-1
Konferans finali: Orlando Magic, 4-0
NBA finali: Seattle Supersonics, 4-2
Bulls’un sezon boyunca elde ettikleri istatistikler neden burada olduklarını çok net gösteriyor. Tarihin en iyi net rating ve galibiyet yüzdesine sahipler. Ancak takımın hikayesi de gayet etkileyici. Mchael Jordan’ın 1995 yılında beyzboldan döndükten sonra Orlando Magic’e elenmesinden sonra herkes efsane ismin eski formuna dönüp dönemeyeceğini sorgulamaya başlamıştı. Efsane isim, intikamını alarak geriye döndüğünü herkese gösterdi.
Chicago Bulls’un Orlando Magic’e elenmesinin ve Magic guardı Nick Anderson’ın o dönemde NBA kuralları gereği 45 numara giyen Jordan hakkında “45 numara, 23 numara kadar iyi değil” demesinden altı ay sonra Bulls sezona önüne geleni ezerek girdi ve bir daha geriye bakmadı.
72 maç kazanarak o dönemin normal sezon rekorunu kıran Bulls, sezon içerisinden 13 ve 18 maçlık iki farklı galibiyet serisi yakaladı. İlk turda Alonzo Mourning’in Miami Heat’ini yendikten sonra ikinci turda Patrick Ewing’li New York Knicks’i beş maçta evlerine yolladılar. Konferans finalinde normal sezonda 60 maç kazanan Shaq ve Penny’li Orlando Magic’ten intikamını alan Bulls, finalde normal sezonu 64 galibiyet ile tamamlayan Supersonics’i altı maçta mağlup etmeyi başardı.
Bulls’un playoff performansı üzerinde sadece üç leke vardı. Bu maçlar da Knicks serisinin üçüncü ve Sonics serisinin dördüncü ile beşinci maçıydı. Ancak Bulls’a sezon boyunca hiçbir takım gerçek anlamda tehdit oluşturamadı.
2. 2016-17 Warriors
Normal sezon derecesi: 67-15
Playoff derecesi: 16-1
Net rating: 11.6 (Hücum 115.6, Savunma 104)
MOV: 11.63
SRS: 11.35
Pace: 99.8
OWP: .838 (83-16)
Playoff yolu:
Birinci tur: Portland Trail Blazers, 4-0
Konferans yarı finali: Utah Jazz, 4-0
Konferans finali: San Antonio Spurs, 4-0
NBA finali: Cleveland Cavaliers, 4-1
Warriors’a ilk sırayı vermemiz gerektiğini de baya düşündük çünkü playofflardaki maçlarının %94’ünü kazanmak inanılmaz bir başarı. Playofflar boyunca oynadıkları 17 maç boyunca aldıkları tek mağlubiyet final serisinde Cleveland ile oynadıkları dördüncü maçta geldi. Seri o sırada resmi olmasa da sona ermişti. LeBron James, karşılaşmayı 31 sayı – 11 asist – 10 ribaund ile tamamladı.
Ancak Warriors’ın playoff performansından bahsederken Kawhi Leonard’ın konferans finallerinin ilk maçında sakatlandığı pozisyonu konuşmamak da olmaz. O esnada Spurs, 25 sayı ile öndeydi ve tarihin en iyi kadrolarından biri olarak görülen Warriors’a maç boyunca üstünlük kurmayı başarmışlardı.
Daha sonra maçın üçüncü çeyreğinde Leonard, Zaza’nın çok tartışılan bir pozisyonda Zaza’nın ayağının üzerine düştü ve serinin kalanını kaçırdı. Warriors, maçın kalanında geri dönüşe imza atarak karşılaşmayı 113-111 kazandı. Daha sonraki üç maçta rakibine maç başına 20.6 sayı fark atan Warriors, kısa bir süre için de olsa yenilebilecek bir takım gibi gözükmüştü.
Finaller MVP’si ödülünü kazanan Durant, Steve Kerr’ün sisteminde ve Curry, Klay Thompson ile Draymond Green’in yanına katılarak tarihin en iyi çekirdeklerinden bir tanesini oluşturdu. Warriors’ın playofflar boyunca kazandığı 16 maç ortalama 15.6 sayı farkla geldi.
Warriors, normal sezonda da tarihin en yüksek dördüncü sayı farkını yakalayarak playofflara gelmişti. (11.63)