Anadolu Efes’in Modern EuroLeague’deki En İyi Kadrosu

23/Haz/20 12:27 Haziran 23, 2020

Utkan Sahin

23/Haz/20 12:27

Eurohoops.net

Eurohoops Fırın, Anadolu Efes’in 2000-2020 yılları arasında forma giyen oyunculardan “muhteşem kadroyu” yarattı:

by Utkan Şahin & Semih Altınbaş / info@eurohoops.net

Elinizin altında geride kalan 20 yılı bir kitap gibi birleştirecek bir düğme olsaydı ve siz bu düğme bassaydınız… Nasıl olurdu?

Bu sorunun cevabını hayatın diğer alanlarında belki veremeyebiliriz ama sizi, bir takımın son 20 yılına götürebiliriz.

Eurohoops Fırın, yeni yazı dizisinde ING Basketbol Süper Ligi’nin köklü takımlarının son 20 yılındaki kadrolarını değerlendirdi ve en iyilerden “Milenyum Kadroları” oluşturmaya karar verdi.

Bu yolculukta ilk olarak karşınıza Pınar Karşıyaka çıktık ve arkasından Türk Telekom, Darüşşafaka Tekfen, TEKSÜT Bandırma, Beşiktaş Sompo Japan’la devam ettik. Bu hafta ise lig tarihinde en çok şampiyonluğu yaşamış olan Anadolu Efes var.

Oyunun kurallı belli; 2000’den bugüne Beşiktaş Sompo Japan forması giymiş isimlerden 12+1 kişilik bir kadro oluşturmak!

Listeye eleştiriler gelmeden önce şunun altını çizmek istiyorum; kadroyu oyuncuların kariyerlerine göre değil, lacivert-beyazlı formayla yaptıkları etkiye göre hazırladık.

Lafı uzatmadan gelin önce bizim oluşturduğumuz kadroya bakalım. Ardından siz de lütfen sosyal medyadan “Milenyum’un Muhteşem Kadrosunu” gönderin.

Pınar Karşıyaka: 21. Yüzyılın En İyi Kadrosu

Türk Telekom: 21. Yüzyılın En İyi Kadrosu

Darüşşafaka Tekfen: 21. Yüzyılın En İyi Kadrosu

TEKSÜT Bandırma: 21. Yüzyılın En İyi Kadrosu

Beşiktaş Sompo Japan: 21. Yüzyılın En İyi Kadrosu

Oyun Kurucular

#22 Vasilije Micic

Oynadığı sezonlar: 2018-?

Bana bazen Shane Larkin’in muhteşem bireysel performanslarının etkisiyle Türk basketbol kamuoyu, Vasilije Micic’e yeterince hakkını teslim etmiyormuş gibi geliyor.

Eğer böyle bir durum gerçekten varsa kesinlikle çok yanlış çünkü bu adam kesinlikle Türk basketbolunun izlediği en özel oyun kuruculardan biri!

Aslında daha büyük kelimeler kullanırdım ama malum lacivert-beyazlıların tarihinde Petar Naumoski gibi bir gerçek var ve Micic’i överken arkasında duramayacağım büyük kelimeler etmek istemiyorum. Sonuçta Naumoski, birçok açıdan bu ülke basketbolu için dönüm noktası olan efsanelerden biri.

Fakat Micic de oyun zekası, yaratıcılık ve rakibin eksiğini cezalandırma konusunda bana kalırsa en az onun kadar özel bir isim!

Son 1.5 yılda rakip savunmalar için Larkin’i yavaşlatmak gerçekten büyük bir olay ama bana sorarsanız, iyi günündeki bir Micic’i de durdurmak da en az bu kadar zor. Rakip savunma ne yaparsa yapsın, nasıl tuzaklar kurarsa kursun bu adam, kolay kolay yanlış karar vermiyor.

Shane Larkin ile kurdukları ortaklık ise hem hikayesiyle hem de ortaya koydukları performansla modern EuroLeague tarihe şimdiden geçti. Eğer ikisi birlikte yol almaya devam ederse de bu tarihe geçiş çok da büyük yerlere gidebilir.

Ve belki de bir gün şu an Micic’in Efes tarihindeki önemine dair bugün benim kullanamadığım büyük kelimeleri kullanmaya başlayabiliriz. O güne kadar ise Sırp oyun kurucu, Efes‘in son 20 yılki en iyi kadrosunun tartışılmaz bir parçası olarak kadromuzda yer alsın.

#0 Shane Larkin

Oynadığı sezonlar: 2018-?

M-V-P! M-V-P! M-V-P!

Shane Larkin’i anlatabilecek tek kelime bu sanırım. Bu küçük boylu adam, sadece 1.5 sezon içerisinde Avrupa basketbolu tarihinde kendine yer edinmeyi başardı. Kimine göre tarihin bu sırasında kime de göre başka sırasında fark etmez! Bu sezondan itibaren her büyük skorer, her durdurulamayan oyuncu Larkin’in Efes‘le geçirdiği dönemle kıyaslanacak.

Koca sezonda onu durdurabilen kimse çıkmadı. Onu herhalde bir tek virüs durdurabilirdi ve maalesef de o ihtimal gerçekleşti.

Yani geçen sezon normal sezon ve playofftaki Barcelona maçlarını, Final Four’daki rekorunu vs. her şeyi unutun. Bu adam, geçen yazın flaş transferi ve ligi domine eden bir diğer isim Nikola Mirotic’i yaptıklarıyla gölgede bıraktı.

EuroLeague’deki tek maçlık sayı rekorunu kırışı, üçlük rekoruna ortak oluşu elbette önemliydi ama bence onun burada yaptıklarının etkileri çok daha ileride çıkmaya devam edecek. İleride basketbolcu olan bir yeteneğin, Shane Larkin’den özenip bu sporu oynamayı tercih ettiği söyleyeceğinden ben şimdiden çok eminim.

Nasıl bu ülke basketbolunda Petar Naumoski, Carlos Arroyo, Bogdan Bogdanovic gibi isimler iz bıraktıysa Shane Larkin de şimdiden aynısını başardı.

Gelecek yıllarda da onu bu formayla görmeye devam edeceğiz. Gerçekten insan bir an önce EuroLeague geri dönsün de bu adamı izlemeye devam edelim demeden edemiyor!

Dışarıda kalan diğer önemli isimler: Kerem Tunçeri, Ender Arslan, Marko Popovic, Jordan Farmar, Thomas Heurtel, Jayson Granger, Damir Mulaomerovic

Şutör Guardlar

#13 Marcus Brown

Oynadığı sezonlar: 2001-2003

İtalya’da parlayıp Anadolu Efes’te üst seviyeye hazır olan skorer oyuncu profilinin başlangıcı olan Marcus Brown aynı zamanda bu yolun en büyük yıldızıydı.

EuroLeague’deki ilk yılında parladıktan sonra Efes’e gelen Amerikalı skorer, iki yıl boyunca lacivert-beyazlı formayı giyerken harika skor yeteneğiyle herkesin hafızasına kazındı.

Sadece Efes tarihinin değil, EuroLeague tarihinin de en iyi şutör guardlarından biri olan Brown, söz konusu sayı atmaksa kimsenin onu geçmesine izin vermezdi.

Hücum portföyünde birçok silah barındıran Brown, müthiş bir şutör olmasının yanında faul alma konusunda da oldukça becerikliydi. Kritik anlarda sorumluluk almaktan çekinmeyen yıldız oyuncu, bu topraklarda çok güzel iki yıl geçirdi. Açıkçası çocuk aklımla o dönem onu izlerken bu adamı kimse durduramazmış gibi gelirdi.

Zaten çoğu zaman da böyle olurdu. Ya Brown sayı atar ya da rakipler tek çareyi onu faul yapmakta bulurdu.

Efes, onun önderliğindeki iki yıl boyunca o Final Four sonrası rüzgarını devam ettirmeyi başardı. Belki kulüp tekrar oraya gidemedi ama hep ligin korkulan takımlarından oldu. Ligde ise şampiyonluğu kimseye bırakmadı.

Belki onu izleme şansı bulamamış olan genç arkadaşlar, Brown’un skorerlik seviyesini tam olarak anlayamayabilir ama kendisi, modern EuroLeague tarihinde 1500 sayı barajını geçen ilk isimdi.

Büyük efsaneler, ondan sonra geldi.