by Mandela Namaste, Çeviri: Arma Kaynar / info@eurohoops.net
Bu çevirinin tüm hakları Eurohoops Ltd. Şti.’ye aittir ve tamamının veya bir kısmının izinsiz kullanılması kesinlikle yasaktır.
Bu yazı 20 Mayıs 2020 tarihinde BleacherReport’ta yayınlanmış ve uyarlanarak çevrilmiştir.
Bir crossoverın kurbanı olmak hiç eğlenceli değil fakat iyi bir crossover izlemek de bir sihirbazlık gösterisi izlemek gibi. Bir oyuncunun, diğer bir oyuncuya üstünlük kurduğunu çok net şekilde görebiliyorsunuz. Crossoverı yapan oyuncu da hem rakibini ekarte ediyor hem de onu küçük düşürüyor.
Bu yazımızda NBA tarihinin en küçük düşürücü dokuz crossoverını sizler için sıralayacağız. Bu sıralamayı yaparken birçok farklı faktörü göz önünde bulundurduk. Bunların arasında her hareketin sonucu, maçın durumu, rakip gibi birçok farklı kriteri göz önünde bulundurduk. Buna ek olarak her oyuncudan en fazla bir pozisyonu listeye dahil edeceğiz. Bu son kriter, birkaç pozisyonun dışarıda kalmasına sebep oldu ancak adil bir liste olması açısından bu gerekliydi.
Konuyu daha çok uzatmadan bilek-kıran crossoverların listesine geçiyoruz.
Andre Igoudala, 2014 yılındaki bu pozisyonu basket bularak bitiremedi ancak bu yaptığı hareketin ne kadar harika olduğunu değiştirmiyor. Igoudala’nın arka arkaya iki kez el değiştirdiği bu hareket görülmeye değerdi.
Denver Nuggets forması giyen Quincy Miller, NBA’de sadece 69 maçta oynadı. Bu yüzden Iggy’nin kendi seviyesinde birisine bu hareketi yapmadığını söyleyebilirsiniz. Ancak hızlı hücum esnasında crossover yapmak, sete set hücumda yapmaktan çok daha zor.
Miller, yanlış zamanda yanlış yerde olmasının acısını çekiyor. İlk önce bel arkasından el değiştiren Igoudala, daha sonra harika bir zamanlamayla crossoverını yapıyor. Igoudala bu hareketi Quincy karşısında değil ligin en iyi savunmacılarından birsinin karşısında bile yapsa aynı derecede etkili olabilirdi.
Igoudala’nın pozisyon sona erdikten sonraki surat ifadesi neredeyse her şeyi anlatıyor. Igoudala’nın kendi yaptığı hareketten etkilendiğini söylemek lazım.
- Jason Williams vs Gary Payton (Kings vs. Sonics, 17 Şubat 1999)
Gary Payton’ın savunmadaki ününü önemsemeyen tek kişi belli ki Michael Jordan değilmiş.
Jason Williams, Payton’ın savunma yeteneklerini önemsemediğini açıkça dile getirmese de 1999 yılında yaşanan bu pozisyonda gayet iyi bir iş çıkardığını söylemek lazım. Sacramento Kings’in eski oyun kurucusu, her zaman en akla gelmeyecek hareketleri çok rahat bir tavırla yapardı.
Topu çalıp Kings hızlı hücumunu başlattıktan sonra Jason Williams, bir an için durup hücumun pozisyon almasını sağlamaya çalışıyor. En azından Payton’ın topu Williams’tan çalmak için uzandığı esnada düşüncesi buydu.
Ancak Williams’ın her an topu çok iyi şekilde kontrol ettiğini aklından. Bu da Williams’ın hızını kullanarak The Glove’un yanından geçmesini sağladı.
Payton’ın hakkını vermek gerekirse yaşadığı utancın farkında olan tecrübeli oyuncu, pozisyon sona erdikten sonra Williams’a bakıp “İyi hareketti, çaylak” diyişi kameralara yakalanıyor. Belki Payton’ın bunu bu kadar rahat şekilde dile getirmesinin arkasındaki sebep Sonics’e karşı hiçbir zaman gerçek bir tehdit olmadığını düşünmesi olabilir. Ama bu Payton’ın bu üst seviye hareketin kıymetini bilmediği anlamına da gelmiyor.
Williams, kıs bir süre için de olsa ligin en renkli oyuncularından birisiydi. Bu süre kısa da olsa Williams, birçok parlak harekete imza attı. Eğer bir gün NBA tarihindeki en iyi dirsek paslarını sıralamak istersek, Williams’ın hakkını daha iyi verebiliriz.
The Last Dance belgeselinin sekizinci bölümünde gördüğümüz gibi 1995-96 Bulls, sezonun ilk anından itibaren büyük bir odaklanmayla sahaya çıkmıştı. Ancak en azından bir maç için genç Jason Kidd, Bulls’u yenilebilir göstermeyi başarmıştı.
1994-95 sezonunda Yılın Çaylağı ödülünü kazanan Kidd, bir sonraki sene performansını arttırarak 16.6 sayı – 9.7 asist – 2.2 top çalma ortalamaları yakaladı. Kasım ayında oynanan bu maçta ise Kidd, geleceğin yıldızlarından birisi olduğunu herkese kanıtladı.
Dallas’ın karşılaşmayı uzatmalarda 6 sayı farkla kaybetmesine rağmen Kidd, 25 sayı – 15 ribaund – 11 asist – 6 top çalma ile oynayarak etkileyici bir triple double’a imza atmıştı. Maç içerisindeki bu inanılmaz sekans da Kidd’in performansını çok güzel özetliyordu.
Kidd, ilk olarak yaptığı crossover ile Ron Harper’ı ekarte etmeyi başarıyor ki bu bile başlı başına zor bir şey. Kidd’in Harper’ı gerisinde bıraktığını gören Scottie Pippen, adamını bırakarak Kidd’i durdurmaya geliyor.
NBA tarihinin en iyi dış savunmacılarından birisinin varlığı Kidd’i fazla rahatsız etmemiş gibi gözüküyor. Rahat bir şekilde yönünü değiştiren Kidd, Luc Longley ve Toni Kukoc’un arasından attığı harika bir pas ile Lorenzo Williams’a boş bir smaç şansı veriyor.
Eğer bu satırları okurken kafanız karıştıysa, bu bile Kidd’in ne kadar yüksek bir oyun zekasına sahip olduğunun kanıtı. 22 yaşında yeniden yapılanma yolunda olan Mavericks forması giyen Kidd, bu zor pası olabilecek en kolay şekilde gösteriyor.