by Utkan Şahin & Semih Tuna / info@eurohoops.net
Elinizin altında geride kalan 20 yılı bir kitap gibi birleştirecek bir düğme olsaydı ve siz bu düğme bassaydınız… Nasıl olurdu?
Bu sorunun cevabını hayatın diğer alanlarında belki veremeyebiliriz ama sizi, bir takımın son 20 yılına götürebiliriz.
Bildiğiniz gibi Eurohoops Fırın, bu yolculuğa ilk olarak ING Basketbol Süper Ligi’nin köklü takımlarıyla çıktı. Son birkaç haftadır karşınıza ligimizdeki bazı takımların son 20 yılındaki kadrolarından en iyi isimleri alarak, “Milenyum Kadroları” oluşturduk.
Şimdi ise aynı formatı Turkish Airlines EuroLeague’e taşıyor ve 20 yıldır ligin demirbaşlarından olan Panathinaikos‘un modern dönemdeki en iyi kadrosunu ortaya çıkarıyoruz.
Oyunun kurallı belli; 2000’den bugüne Panathinaikos forması giymiş isimlerden 12 kişilik bir kadro oluşturmak!
Açıkçası bu hiç kolay olmadı. Evet, 2012’den beri onları Final Four’da göremiyoruz ama son 20 yıla baktığımızda yaşadıkları 4 şampiyonlukla bu kupayı CSKA Moskova’yla birlikte en çok kaldıran takım onlar. Dolayısıyla kadrolarında hep görkemli isimleri gördük.
Neyse lafı uzatmadan gelin önce bizim oluşturduğumuz kadroya bakalım. Ardından siz de lütfen sosyal medyadan “Milenyum’un Muhteşem Kadrosunu” gönderin.
Baskonia’nın Modern EuroLeague’deki En İyi Kadrosu
Anadolu Efes’in Modern EuroLeague’deki En İyi Kadrosu
Oyun Kurucular
Dimitris Diamantidis
Oynadığı sezonlar: 2004-2016
Tek bir formayla 12 sezon, 278 maç, 3 EuroLeague şampiyonluğu, sayısız ödül ve gerçek bir efsane…
Dimitris Diamantidis’in Panathinaikos tarihi için nasıl bir oyuncu olduğunu sanırım en basit bu şekilde anlatabiliriz. Yoksa öbür türlü onu anlatabilmek için ancak bir kitap yazmamız gerekir.
Kişisel fikrim; Dimitris Diamantidis, EuroLeague’in bütün özel efsaneleri arasında bile başka bir yerde. Diğerlerinin hepsi için birer eleştiri görürsünüz fakat bunca yıldır onu ya da onun oynadığı basketbolu sevmeyen bir kişi görmedim. Sanırım Avrupa basketbolu bir kişi olsaydı, bu Dimitris Diamantidis olurdu.
Panathinaikos içinse tartışmasız bu kulübün en büyük efsanesi…
12 yıllık döneminde ondan ne istenirse onu hep sahaya koydu. Bazen büyük yıldızların yanında arkayı toplayan isim oldu, bazen de büyük yıldızlar çekip gittikten sonra takımın kurtarıcısı…
Obradovic‘le yaşadıkları “Baba-oğul” ilişkisi bir kulübün 10 yıl boyunca zirvede kalmasını sağladı. Bu ikili birlikte 3 şampiyonluk gördü. Bu 3 şampiyonluğun 2’sinde de MVP seçilen kişi o’ydu.
Özellikle 2011’de yaptıkları tarihe geçecek bir performanstı. Aynı sezonda hem Panathinaikos’u sürpriz bir şampiyonluğa taşıdı hem de normal sezon ve Final Four’un MVP ödülünü kazandı. 2012’den sonra Obradovic‘siz kalan Panathinaikos’u da ilerleyen yaşına rağmen ayakta tutmaya çalıştı.
2016’da ise artık onun için bu formayı çıkarma zamanıydı. Panathinaikos ise büyük bir aptallık yapmadı ve o formayı çıkardıktan sonra hemen 13 numaralı formayı emekli etti.
Biliyorsunuz, her takım için bir de kaptan seçiyoruz. Sanırım Panathinaikos için bu konuda kimsenin bir gram şüphesi bile yoktur. Kulübün en büyük efsanesi olarak, kaptanlık da Diamantidis’in hakkı…
Sarunas Jasikevicius
Oynadığı sezonlar: 2007-2010 ve 2011-2012
Sarunas Jasikevicius’un Atina günleri kariyerinin ilginç günleriydi.
Hayalkırıklığı yaşadığı NBA sonrasında büyük beklentilerle ve büyük bir kontrat karşılığında – yıllık 3.5 milyon euroyla takımın en çok kazanıydı – Atina’ya gelen Sarunas Jasikevicius, bazen bekleneni tam veremedi, bazen de herkesin uyuduğu günlerde takımı o taşıdı.
İlk dönemi biraz zorluydu. Hem Obradovic‘le uyumu hem de takımın diğer iki büyük ismiyle uyumu biraz geç gerçekleşti. Yine de Avrupa basketbolunun iki zeki ismi bir yolunu buldu.
Diamantidis – Spanoulis – Jasikevicius üçlüsüne rağmen hayalkırıklığıyla geçen ilk yılın ardından 2009’da raylar yerine oturdu. CSKA‘yla oynanan unutulmaz finalin gizli kahramanlarından olan Saras, kurulan bu büyük takımın şampiyonluğa ulaşmasına yardımcı oldu.
Kendisi ise 3. büyük takımında 4. şampiyonluğunu kazanarak modern EuroLeague tarihine ismini altın harflerle yazdırdı.
Yine de bana sorarsanız, onun Atina’daki asıl büyük performansını 2011-2012 sezonunda gördük.
Playoff’a kadar yine ortalıkta yoktu ama playoff’ta bir anda öne fırladı. Unutulmaz Maccabi serisinde takımı ayakta tutan efsane isim, Final Four’da da CSKA Moskova’nın başına fena halde bela oldu. Fakat açıkçası hakemler daha fazlasına izin vermedi.
Dönüp baktığımızda ise nasıl Diamantidis’i diğer efsanelerden ayıran bir özelliği var ise Saras’ı da ayıran adaptasyon yeteneği oldu. 3 büyük takımla da başarılı oldu ve öyle ya da böyle 3’ünün de tarihine isimini yazdırdı.
Bu çok az oyuncuya nasip olacak bir olay.