by M. Bahadır Akgün / info@eurohoops.net
Geçtiğimiz Haziran ayı sonunda efsanevi koçu Zeljko Obradovic‘e veda eden Fenerbahçe Beko için yeni döneme geçiş hiç kolay olmayacak. Başta, takımın yeni lideri belli olmadan önce taraftarlarda hakim olan endişe ve merak, Sarunas Jasikevicius isminin gündeme gelmesiyle yerini büyük bir heyecana, Litvanyalı koçun Barcelona ile anlaşması sonrası ise daha büyük bir endişeye bıraktı.
Ancak Maurizio Gherardini’nin önderliğinde Fenerbahçe Spor Kulübü basketbol şubesi, elindeki imkanlar ve takım çalıştırmaya uygun koçlar bulunduğunda belki de en güvenilir kumarı oynayarak aslında NBA’de Sacramento Kings ile kontratı olması nedeniyle pek de takım çalıştırmaya uygun olmayan Igor Kokoskov ile sözleşme imzaladı. Kokoskov birçok açıdan Obradovic‘ten çok farklı bir koç. Hatta uyrukları ve kısa bir süre -o dönemki adıyla- Sırbistan & Karadağ Milli Takımı’nda birlikte çalışmış olmaları dışında belki de benzer hiçbir özellikleri yok. Öte yandan Fenerbahçe, o koltuğu Obradovic’e en çok benzeyen isme -birçok taraftara göre o isim Jasikevicius’tu- bile bıraksa yeni koçun işi hiç kolay olmayacaktı. Nitekim klişe tabirle ateşten gömleği giyen isim Igor Kokoskov oldu.
Kokoskov her ne kadar 2017 yazında İstanbul’da Slovenya Milli Takımı’nı EuroBasket 2017 şampiyonluğuna taşıyan koç olsa da ülkemizde ve hatta Avrupa’da karakter, felsefe ve oyuna bakış anlamında net fikir sahibi olunan bir isim değil. Son 21 yılını Birleşik Devletler’de geçirmiş genç bir koçu, 20’li yaşlarındaki kısa süreli Avrupa’da koçluk kariyeri ile değerlendirmek de hâliyle mümkün değil. Onu değerlendirmek, onun farklı özelliklerini anlayabilmek için bakabileceğimiz en iyi kaynaklar daha önce çalıştırdığı Gürcistan, Slovenya ve Sırbistan gibi milli takımlar ile NBA’de görev yaptığı sürede oyuncu, yönetici ve koçların kendisine dair görüşleri. Her ne kadar milli takım turnuvaları Avrupa’da oynanan basketbola daha yakın örnekler olsa da bu örnekler birkaç haftalık serüvenlerden oluşan, biraz da şansınızın yaver gitmediği sürece başarılı olamadığınız organizasyonlar olduğundan onları baz almak hiç kolay değil. Yine de hakkını teslim edelim, Igor Kokoskov şu ana kadar çalıştırdığı milli takımlarda hep beklentileri aşan, oyuncularından istediği şeyleri istediği şekillerde alan bir koç oldu.
EuroBasket 2017’de maç içi hamlelerinde de ne kadar iyi olduğunu bizlere gösterdi ancak artık kendisini bekleyen bambaşka bir sınav var: İlk kez Avrupa’da bir kulüp takımının başına geçiyor ve o takım, tarihinin en parlak günlerini son yedi yılda geçirdi. Kokoskov’un bu takımla neler başarabileceği, Kokoskov’un profilinin bu takıma ne kadar uygun olduğu konularında Utkan Şahin’in analizi çok daha yol gösterici olacaktır. Biz ise bu yazımızda NBA’de onunla çalışmış, onu yakından tanıma fırsatı bulmuş önemli isimlerin onunla ilgili sözlerine üç ayrı başlık altında bakacağız.
Lafı daha fazla uzatmadan o başlıklardan ilki ile başlayalım.
Kokoskov’un karakteri ile ilgili onunla çalışanlar bizlere neler söylüyor?
Kokoskov, 20 yılı aşkın NBA tecrübesi ile birçok Avrupalı koç için birtakım ilklere imza attı. NBA tarihinin ilk Avrupalı teknik ekip görevlisi olan Kokoskov, daha sonra 2018’de devraldığı Phoenix Suns baş antrenörlüğü görevi ile bu alanda da ilk Avrupalı isim olmayı başardı. Bu özellikleri başlı başına oyuna dair tutkusunu, öğrenme isteğini, çalışkanlığını ortaya koyan şeyler. Fakat ona dair en doğru tespitleri yapabilecek kişiler onun en yakınındaki isimler. Bunların başında da Alvin Gentry geliyor.
2000 yılında Los Angeles Clippers‘ın başına geçen Gentry’nin üç yıl boyunca yanında olan Kokoskov ile ilgili sözleri ikilinin arasındaki dostluğu ve Kokoskov’un özel kişiliğini hayli iyi anlatıyor. Kokoskov’un Suns‘ın başında geçirdiği sıkıntılı günler ve o kötü sezon esnasında Gentry’nin verdiği bir demeç bize Kokoskov’un pes etmekten uzak, kararlı ve sakin bir duruşu olduğunu gösteriyor:
“Arka arkaya maçlar kaybetmek, sizin karakterinizi ölçer” diyor Gentry. “Kokoskov’un oyuncularına dürüst davrandığına inanıyorum. Bu işi yapıyorsanız, iyi günler kadar kötü günler de yaşayabileceğinizi anlamalısınız.”
“Ancak koç olarak Kokoskov, istikrarlı şekilde işini yapmaya devam ediyor. Ne olursa olsun oyuncularına öğretmeye devam edebilecek bir karaktere sahip.”
Nitekim o sezonun sonunda uzun yıllar birlikte çalıştığı bir başka önemli isim Quin Snyder, Kokoskov Suns’taki görevinden alındığında şunları söylüyor:
“Gelecekte başka fırsatlar bulacağına dair hiçbir şüphem yok. İlk kez bir programa dahil olduğunuz zaman, her türlü zorluk hâlinde yeni bir şeye başlıyorsanız hep bir sınav vardır sizin için.
Elbette koç olarak bir meslektaşınızın görevine son verildiğini görmek üzücü ama Igor konusunda durum benim için çok daha kişisel bir hâl alıyor.”
Yalnızca söz konusu koçlar değil, NBA’in önemli isimlerinden Ricky Rubio ve Joe Ingles de deneyimli çalıştırıcılar gibi düşünüyor Kokoskov konusunda. Rubio ayrıca Kokoskov’un karakter itibariyle oyuncularını kendisinden çok düşünen, onları ön plana koyan bir koç olduğunu da şöyle ifade ediyor:
“Hak ettiği yere döneceğine dair hiçbir şüphem yok. Akıllı, zeki bir koç ama aynı zamanda ilgili bir koç da. Sizi insan olarak sonuçlardan daha çok önemseyen çok fazla koç yok. Sizden önce kendisini kurtaracak birçok koç var.”
Joe Ingles de Rubio gibi Utah’ta beraber çalıştığı Kokoskov hakkında çok benzer şeyler düşünüyor:
“Burada olduğu dönemde çok özel biri olduğunu gösterdi. Burada olması bizim için çok güzeldi. İnanılmaz bir koç. İnanılmaz bir insan.”
Ingles, Kokoskov’un Suns’ta göreve başladığı dönemde ise deneyimli çalıştırıcı ile ilgili şu ifadeleri kullanmıştı:
“Phoenix onun gibi önemseyen, takımının kazanmasını isteyen birine sahip olduğu için şanslıydı. Kendisini kanıtlamış bir ‘kazanan.’ Gittiği her yerde çok şey kazandı. Onun için en iyisini diliyorum. Genç bir takımları var. Yaz dönemide takas falan bir şeyler yapma fırsatları olacak. Ne yaparlarsa artık. Ancak Igor inanılmaz bir koç ve insan.”
NBA tecrübesi had safhada olan Channing Frye, Kokoskov’un kendisi için ne kadar büyük bir iş yaptığını deneyimli oyuncunun anksiyete sorunlarını çözmesinde çok önemli rol oynadığını belirterek ortaya koyuyor.
Genç Suns takımında zaman zaman oyuncuları ile problem yaşadığı iddiaları gündeme gelen Kokoskov ile ilgili Mikal Bridges ise yaşadıkları bir atışmanın ardından şunları söylüyordu:
“Dönüş yolunda koçtan özür diledim. Sadece benim dikkatimi çekmeye çalışıyordu. Ben de kendi kendime sinirlenmiştim bir anlamda ve saygısızlık ettim.”
Gürcistan milli takımında birlikte çalıştığı ve takımın tarihinde ilk kez EuroBasket’e katılım hakkı kazandığı başarının ardından yapılan kutlamada herkes eğlenirken bir köşede hâlâ basketbol konuşması, o takımın oyuncularından Ty Ellis’in ifadeleriyle şu şekilde gelişiyordu:
“Masal gibiydi. Igor sanki hâlâ çalışıyordu.”
Ancak tüm bunların ötesinde Kokoskov’un karakteri ve ona yakınlığıyla ilgili en iyi ve en vurucu özeti yapan isim birlikte Avrupa şampiyonluğuna koştuğu Goran Dragic:
“ABD’ye gittiğim zaman ikinci babam gibiydi!”
Kokoskov’un basketbola karşı duruşu ve felsefesi
Igor Kokoskov’un oyuna yönelik bakışıyla ilgili farklı isimler yine benzer görüşler bildiriyor ancak bir kez daha ona en yakın isimlerden biri olan Gentry ile birlikte takındıkları çalışma üslubu bu konuda herkes için daha açıklayıcı olacaktır.
Genel anlamda oyuncu ve koçların sözlerinden yapılacak bir çıkarımla Kokoskov’un oyuncuyu ön plana koyan, önce oyuncusunu ve oyuncusunun gelişimini düşünen bir felsefeye sahip olduğunu daha önceki demeçlerden de görebiliyoruz. Ancak bu noktada Gentry’nin Kokoskov’un Dragic’in gelişimine etkisi ile ilgili sözleri, Sırp çalıştırıcının bu konuda ne kadar net bir tavrı olduğunu bir kez daha ortaya koyuyor:
“Goran Dragic’in bugünkü Dragic olmasında herkesten çok onun payı var bence. Bence genç bir oyuncunun NBA’de yapması gereken her şeyi yapması için Goran’a yardımcı olmak konusunda harika bir iş çıkardı ve ona çok da güven aşıladı.”
Yalnızca bu da değil, ikilinin birlikte çalıştıkları dönemde kullandıkları yöntemler ve birbirlerinin iş ilişkisi ile ilgili The Athletic’te kaleme alınan bir yazıdaki şu kısım bizlere Kokoskov’un oyuna bakış açısı ile ilgili daha net bir fikir veriyor:
“Kokoskov, Gentry’nin sıcak kişiliği ve oyuna karşı izlediği basit yaklaşımdan fazlasıyla etkilenmişti. Gentry, koç ekibinin katıldığı uzun toplantılar düzenleyip karmaşık setler çizmiyordu. Yardımcı koçların tavsiyelerinden beğendiklerini çabucak oyun planına eklemekten de çekinmiyordu.”
Bu anlamda yardımcılığı döneminde baş antrenörlere önemli katkılar yaptığını deneyimli çalıştırıcıların ifadelerinden anladığımız Kokoskov, basketbola karşı basit bir yaklaşım tarzını kendisi için daha uygun ve daha etkileyici buluyordu.
Keza Quin Snyder da Kokoskov’un sorumluluktan kaçmayan, oyun algısı çok yüksek bir felsefesi olduğu görüşünde:
“Dediğim gibi, ne kadar iyi olduğunu biliyorum. Slovenya ile Avrupa şampiyonluğu kazandı. Ben ilk göreve başladığımda bizim için çok önemliydi. Kişisel olarak benim için yaptıkları, desteği ve zekası… İnanılmaz bir basketbol aklı ve duygusu var. Dolayısıyla Suns‘tan ayrılması talihsizlik ama bence, onu tanıyan biri olarak yoluna bakıp bir sonraki fırsatını değerlendireceğini düşünüyorum.”
Kişisel fikrim, Kokoskov’un oyuna yaklaşımıyla ilgili en açıklayıcı yorumu Josh Jackson, The Undefeated’da kaleme aldığı yazısında yapıyor:
“Igor da harika bir öğretici. Steve Kerr gibi oyuncusunun hocası. Birçok kişi onunla ilgili bunu söylüyor. Sizi yalnızca yönlendirecek ya da bazı şeyleri belli şekilde yapmanızı söyleyecek biri değil. Size bunları açıklıyor. Ayrıca sizin söyleyeceklerinizi de dinlemeye hep açık. Sizin fikirlerinize açık. Ne yaptıklarını bilen oyuncularınız olduğu zaman böyle bir özgürlük ve hareket alanınız oluyor tabii. Yani daha iyiye gidip daha çok öğrendikçe, daha fazla özgürlüğümüz oluyor.”
Bu anlamda Kokoskov’un oyuncularına tanıdığı özgürlük ile farklı efsanevi koçları hatırlattığını fark ediyor, oyuncularından aldığı fikirlere açık olması hususunda ise Zeljko Obradovic‘in ikrarla dile getirdiği sözlerini anımsıyoruz. Obradovic yaptığı birçok açıklamada oyuncularından onların fikirlerini duymak istediğini söylemişti.
Kokoskov, öğrenmeye olan merakını ise aslında ABD’ye neden çok genç yaşta gittiği sorusunu yanıtlarken açıklıyor:
“Buraya Amerikalıların gizemini çözmeye gelmiştim” diyor. “Sakladıkları şey ne? Nasıl bir sistem? Sanki farklı bir gezegen gibi.”
Suns ile baş antrenör olarak anlaşmadan önce yaptığı görüşmelerde ortaya koyduğu tavır, organizasyonun genel menajeri Ryan McDonough’yu hayli etkilemiş olacak ki imza sonrası McDonough şunları söylüyordu:
“Takımımız ve oyuncularımız, onların güçlü ve zayıf yönleri konusunda çok iyi bir bakışı vardı. Takımımızın hücum ve oyuncu gelişimleri konusunda neler katabileceği konusunda iyi görüşlere sahipti. Igor’un hazır olmadığı ya da daha önce düşünmediğini sandığımız bir soru soramadık.
Igor, basketbol kariyeri boyunca öncü bir isim oldu ve kulübümüze de üst düzey bir koçluk deneyimi katkısı sunuyor. Hem NCAA hem de NBA seviyelerinde ilk Amerika doğumlu olmayan koç oldu ve son olarak baş antrenör olarak Slovenya’yı Avrupa şampiyonluğuna taşıdı, ki bu ülke tarihinin ilk Avrupa şampiyonluğu oldu. Igor’un takımları hep oyuncusunu geliştirmeye yönelik, yaratıcı bir oyun tarzına dayalı ve başarılı takımlar oldular.”