NBA Tarihinde İki Tarafa da Kazandıran 10 Takas

08/Tem/20 11:10 Temmuz 8, 2020

admin69

08/Tem/20 11:10

Eurohoops.net

Spordaki dallarındaki en iyi takaslar, takasın iki tarafının da kendisini iyi hissettiği ve gelecekte karşı taraf ile tekrar anlaşma yapmaya sıcak bakabildikleridir.

by Greg Swartz, Çeviri Arma Kaynar / info@eurohoops.net

Bu çevirinin tüm hakları Eurohoops Ltd. Şti.’ye aittir ve tamamının veya bir kısmının izinsiz kullanılması kesinlikle yasaktır.

Bu yazı 7 Haziran 2020 tarihinde BleacherReport’ta yayınlanmış ve uyarlanarak çevrilmiştir.

Bu takaslar genellikle “kazan – kazan” olarak adlandırılır. Bu hamlelerde, takasın taraflarından birisini daha kazançlı olarak yaftalamak çok kolay değildir. Nadir de olsa NBA tarihinde bu tarz hamlelerin gerçekleştiğini görebiliriz.

Bu yazıda yer alan 10 takas, anlaşmada yer alan herkes için olumlu sonuçlar doğuran hamleler olarak tarihe geçti.

1980’ler

Takas: Cleveland Cavaliers; Kevin Johnson, Tyrone Corbin, 1988 ilk tur draft hakkı, 1988 ikinci tur draft hakkı ve 1989 ikinci tur draft hakkı karşılığında Phoenix Suns forması giyen Larry Nance ile Mike Sanders’ı kadrosuna katarken 1988 yılında Phoenix ekibinin ilk turdaki draft hakkını aldı.

Johnson, 1987 NBA draftının yedinci sıra seçimiydi ve Cavaliers kadrosunda Mark Price’ın yedeği olan yetenekli bir oyun kurucu olarak görülüyordu.

Price, ikinci sezonunda 16.0 sayı – 6.0 asist – 1.2 top çalma ortalamalarıyla oynadıktan sonra sonraki dört yılda All-Star seçildi ve Cavaliers organizasyonunun en iyi oyuncularından birisi olarak tarihteki yerini aldı.

Cleveland; Price, Brad Daugherty, Ron Harper, John Williams ve Dell Curry’den oluşan potansiyelli bir genç çekirdeğe sahipti ve takıma seviye atlatmak için All-Star kalibresinde bir oyuncuyu kadrosuna katmak istiyordu.

Suns ise 28-54’lük dereceyle bitireceği sezonun ortalarındaydı ve genç yeteneklere ihtiyaçları vardı. 2.08 boyundaki Larry Nance, Suns takımının en yetenekli oyuncusuydu ve 1985 yılında All-Star seçilmişti.

Nance ve Johnson’ın etrafında gerçekleştirilen takas, iki takıma da uzun vadede yardımcı olmayı başardı. Cavs, Nance eklemesiyle birlikte doğu konferansındaki playoff takımları arasına girmeyi başardı.

Johnson ise kariyerinin geriye kalan 11.5 sezonunu Phoenix’te geçirdi ve bu süre boyunca üç kez All-Star seçilirken çıktığı 683 maçta 18.7 sayı – 9.5 asist ve 1.5 top çalma ortalamalarıyla oynadı. Phoenix, Cavaliers’tan aldığı birinci tur hakkını Dan Majerle’yi seçmek için kullandı. Majerle de Suns ile geçirdiği yedi sezonda üç kez All-Star seçildi.

Takas: New York Knicks; Bill Cartwright, 1988 birinci tur hakkı ve 1988 üçüncü tur hakkı karşılığında Chicago Bulls’tan Charles Oakley, 1988 birinci tur hakkı ve 1988 üçüncü tur hakkını aldı.

1988 NBA Draftının yapıldığı gün gerçekleşen takas, iki takımın da kadrosuna daha uyumlu oyuncular eklemesini sağladı.

Oakley, NBA’deki en iyi ribaundçulardan birisi haline gelirken Chicago Bulls bir önceki senenin draftında 10. sıradan seçtiği Horace Grant’e daha çok oynama şansı ve gelişme imkanı sağlamış oldu.

Takasın diğer tarafındaki Knicks de benzer bir ikilemle karşı karşıyaydı. Cartwright, All-Star seçilmiş bir oyuncuydu ancak New York ekibi Patrick Ewing’i pivot pozisyonunda kullanmak istiyordu. Bunun için de yıldız oyuncunun yanında oynatabilecekleri bir uzun forvete ihtiyaçları vardı.

Oakley, bu uzun forvet rolünü muhteşem şekilde oynadı ve sonraki 10 sezon boyunca double-double ortalamaları yakaladı. Oakley, 1994 yılında All-Star maçına seçilme başarısını da gösterdi. Chicago Bulls’da ise Grant ve Cartwright çok iyi bir pota altı ikilisi oluşturarak takımlarının 1991 ile 1993 yılları arasında kazandığı üst üste üç şampiyonlukta çok önemli rol oynadı.

Takasta el değiştiren takaslar da iki takım için değerli parçalar haline geldi. Chicago, daha sonra Dennis Rodman takasında kullandığı Will Perdue’yu seçerken Knicks de 19. sıra seçimiyle Rod Strickland’i kadrosuna ekledi.

1990’lar

Takas: Miami Heat; Alonzo Mourning, LeRon Ellis ve Pete Myers’ı kadrosuna katmak için Charlotte Hornets’e Glen Rice, Matt Geiger, Khalid Reeves ve 1996 birinci tur hakkını yolladı.

1993 yılında Michael Jordan’ın ilk emekliliğinin ardından Charlotte Hornets, 1990’lı yılların bir sonraki dominant takımı gibi gözüküyordu.

Charlotte’ta geçirdiği üç sezonun ardından takım arkadaşı Larry Johnson ile bazı anlaşmazlıklar yaşayan Alonzo Mourning, kontratını uzatmayı kabul etmedi ve Hornets’i kendisini takas etmeye zorladı.

Miami bu fırsatı tepmeyerek 25 yaşındaki All-Star pivotu kadrosuna katmak için kadrosundaki yıldız oyuncu Rice ile birlikte birkaç rol oyuncusunu ve birinci tur draft hakkını Hornets’e yolladı.

Mourning, Heat organizasyonu tarihindeki en iyi oyunculardan birisi haline geldi ve 1995 yılından 2002 senesine kadar 19.1 sayı – 9.5 ribaund – 3.0 blok ortalamaları yakaladı.

Rice ise etkili bir skorer olarak kariyerinin en iyi üç sezonunu Hornets forması altında geçirdi. Üst üste iki yıl All-Star seçilme başarısını gösteren Rice, Hornets formasını giydiği dönem boyunca 23.5 sayı – 4.4 ribaund – 2.4 asist ile oynadı.

Takas: Phoenix Suns; Charles Barkley ve 1999 ikinci tur draft hakkını karşılığında Houston Rockets’tan Sam Cassell, Robert Horry, Chucky Brown ve Mark Bryant’ı aldı.

Suns, Charles Barkley’i Houston Rockets’a yolladığında yıldız oyuncu kariyerinin en iyi dönemlerini geride bırakmıştı. Ancak bu takas iki taraf için de fazlasıyla olumlu sonuca sebep oldu.

Barkley, Houston’da geçirdiği dört yıl içerisinde 16.5 sayı – 12.2 ribaund – 3.9 asist ve 1.1 top çalma ortalamalarıyla oynadı ve Rockets’ın üç kez playofflarda yer almasına yardımcı olurken 1997 yılında da All-Star seçildi.

Bu esnada Cassell de Phoenix için çok değerli bir varlık haline geldi. Ancak bunun yaşanması için Suns’ın bir takas daha yapması gerekti.

Phoenix’te oynadığı 22 maçın ardından Cassell; Michel Finley ve Jason Kidd’in de yer aldığı altı oyunculu bir takas ile Dallas Mavericks’in yolunu tuttu. Kidd, Suns formasıyla geçirdiği 4.5 sezonda üç kez All-Star seçildi.

2000’ler

Takas: Memphis Grizzlies; Marc Gasol, Kwame Brown, Javaris Crittenton, Aaron McKie, 2008 birinci tur draft hakkı ve 2010 birinci tur draft hakkı karşılığında Pau Gasol ve 2010 ikinci tur draft hakkını Los Angeles Lakers’a yolladı.

2008 yılında bu takas gerçekleştiğinde herkes tartışmasız şekilde Lakers’ın lehine gözüküyordu.

Pau Gasol, ligin en yetenekli uzunlarından bir tanesiydi ve All-Star kalibresinde bir oyuncuydu. O dönemde Marc Gasol, henüz İspanya’da oynuyordu ve NBA’e gelip gelmeyeceği bile bir soru işaretiydi. Kwame Brown, asla beklentileri karşılayamayan birinci sıra seçimiydi ve takasta Memphis’e maaşları denkleştirmek dışında bir amaçla yollanmamıştı.

Takas o dönemde o kadar tek taraflı gözüküyordu ki San Antonio Spurs koçu Gregg Popovich, takas komitesini arayarak bu takası veto etmeleri gerektiğini söylemişti.

Lakers için takas anında etkilerini göstermeye başladı. 2008 yılında NBA Finaline çıkan Lakers, Celtics’e mağlup olduktan sonraki iki yıl üst üste şampiyonluğa uzanmıştı.

Ancak ilerleyen yıllarda Marc Gasol, Memphis Grizzlies organizasyonunun tarihinin en iyi oyuncusu haline geldi. 10.5 yıla yakın bir süre boyunca Grizzlies formasını giyen Marc Gasol, üç kez All-Star seçildi ve iki kez All-NBA takımında yer almasının yanı sıra 2012-13 sezonunda Yılın Savunmacısı seçildi.

Takas: New Jersey Nets; Jason Kidd, Malik Allen ve Antoine Wright karşılığında Dallas Mavericks’ten Devin Harris, DeSagana Diop, Trenton Hassell, Maurice Ager, Keith Van Horn, 2008 birinci tur draft hakkı ve 2010 birinci tur draft hakkını kadrosuna kattı.

2000’li yılların başlarında Jason Kidd’in liderliğinde üst üste iki kez final oynayan New Jersey Nets, 2007-08 sezonuna gelindiğinde vasat bir performans göstermeye başlamıştı.

34-48’lik bir dereceyle bitirilen sezonun ardından New Jersey Nets için Jason Kidd’in yüklü kontratından kurtulmak ve genç yetenekler ile draft haklarıyla yeniden yapılanmaya girmek öncelik haline gelmişti.

Dallas ise 34 yaşındaki oyun kurucuyu tekrar kadrosuna katmak istiyordu. Bu doğrultuda Dallas ekibi Devin Harris ve iki tane birinci tur draft hakkının bulunduğu bir teklif ile Kidd’i kadrosuna kattı.

Kidd’in hücumdaki üretim seviyesi git gide azalsa da yıldız oyun kurucu, yaratıcılığı ve liderliği ile birlikte Dallas Mavericks’in ihtiyacı olduğu tecrübeyi takıma kattı ve 2011 yılında kazanılan şampiyonlukta çok önemli bir rol oynadı.

Harris ise 2008 yılından 2011 yılına kadar New Jersey Nets’te oynadığı dönemde 17.7 sayı – 6.9 asist ortalamalarıyla oynadı ve daha sonra Derrick Favors ile birlikte Deron Williams karşılığında Utah Jazz’e takas edildi.

Takas: Los Angeles Lakers, Shaquille O’Neal’ı; Lamar Odom, Caron Butler, Brian Grant, 2006 birinci tur draft hakkı ve 2007 ikinci tur draft hakkı karşılığında Miami Heat’e yolladı.

Shaquille O’Neal ve Kobe Bryant’ın ilişkisinin iyice gerilmesiyle birlikte Los Angeles Lakers, 2004 yazında bu iki isim arasında tercih yapmak zorunda kalmıştı.

2000, 2001 ve 2002 yılında kazanılan şampiyonlukların ardından Lakers, 2003 yılında batı konferansı finallerinde San Antonio Spurs’e, 2004 yılında ise NBA finallerinde Detroit Pistons’a mağlup olmuştu. O’Neal, 32 yaşına gelmişti ve hala ligin en iyi pivotlarından birisi olmasına rağmen formu yavaş yavaş düşmeye başlamıştı.

Miami Heat’te Dwyane Wade’in yanında ikinci yıldız olmayı kabul eden Shaq, 2006 yılında Miami Heat’in kulüp tarihindeki ilk şampiyonluğu kazanmasında büyük rol oynadı.

Lakers ise Shaq’ı takas ederek 25 yaşındaki Kobe Bryant’ı kadrosunda tutmayı başarmıştı.

7 yıl boyunca Lakers formasını terleten Lamar Odom, bu dönemde 13.7 sayı – 9.5 ribaund – 3.7 asist ortalamaları yakaladı ve 2009 ile 2010 yılında şampiyonluğa uzanan ekibin çok önemli bir parçası oldu. Butler, Lakers’ta oynadığı tek sezonda 15.5 sayı – 5.8 ribaund ortalamaları ile oynadı ancak Los Angeles ekibi, enteresan bir karara imza atarak sezon sonunda onu Kwame Brown karşılığında Washington Wizards’a takasladı. Lakers, aldığı birinci tur hakkı ile Jordan Farmar’ı seçti ve kadrosuna önemli bir rotasyon oyuncusu eklemiş oldu.

Bu takasın gerçekleşmesinin ardından iki takım da şampiyonluklar kazanmayı başardı. Yıllar sonra da Kobe ve Shaq, aralarındaki buzları erittiler.