by Utkan Şahin & Semih Tuna / info@eurohoops.net
Elinizin altında geride kalan 20 yılı bir kitap gibi birleştirecek bir düğme olsaydı ve siz bu düğme bassaydınız… Nasıl olurdu?
Bu sorunun cevabını hayatın diğer alanlarında belki veremeyebiliriz ama sizi, bir takımın son 20 yılına götürebiliriz.
Bildiğiniz gibi Eurohoops Fırın, bu yolculuğa ilk olarak ING Basketbol Süper Ligi’nin köklü takımlarıyla çıktı. Son dönemde karşınıza ligimizdeki bazı takımların son 20 yılındaki kadrolarından en iyi isimleri alarak, “Milenyum Kadroları” oluşturduk.
Şimdi ise aynı formatı Turkish Airlines EuroLeague’e taşıyor ve 10 şampiyonlukla tarihte zirvede yer alan Real Madrid‘in modern dönemdeki en iyi kadrosunu oluşturuyoruz.
Oyunun kurallı belli; 2000’den bu yana İspanyol devinin kadrosunda yer alan oyuncularından 12 + 1 kişilik bir kadro oluşturmak!
Neyse lafı uzatmadan gelin önce bizim oluşturduğumuz kadroya bakalım. Ardından siz de lütfen sosyal medyadan “Milenyumdaki Muhteşem Kadrosunu” gönderin.
Not: Modern EuroLeague, 2000’den bu yana süregelen kısımdır.
Baskonia’nın Modern EuroLeague’deki En İyi Kadrosu
Anadolu Efes’in Modern EuroLeague’deki En İyi Kadrosu
Panathinaikos’un Modern EuroLeague’deki En İyi Kadrosu
Fenerbahçe Beko’nun Modern EuroLeague’deki En İyi Kadrosu
Zalgiris Kaunas’ın Modern EuroLeague’deki En İyi Kadrosu
Oyun Kurucular
#13 Sergio Rodriguez
Oynadığı sezonlar: 2010-2016
Henüz 16 yaşındayken Avrupa basketbolunda önemli bir yıldız olması beklenen Sergio Rodriguez, bütün yeteneklerini Real Madrid formasıyla kanıtladı.
Genç yaşta NBA’e giden İspanyol guard, orada istediği performansı gösteremeyince 2010 yazında yeniden yapılanan Madrid’in yolunu tuttu. İlk sezonunu sakin geçiren Rodriguez, sonrasında ise Sergio Llull ve Rudy Fernandez’le birlikte Madrid’in durdurulamaz üçlüsü oldu.
O Madrid takımı belki sadece bir kere şampiyon olabildi ama gerçekten izlemesi çok keyifli bir takımdı.
Hücumda durdurulamaz olan bu üçlü, zaten takımı üst üste 3 kez finale taşıdı ama şampiyonluk ancak 2015’te Madrid’deki Final Four’da geldi. Tabii şampiyonluk biraz geçmiş olsa da 20 yıllık özleme de bu üçlü son vermiş oldu.
Sergio, şampiyonluğun yanında kariyerinin en özel performansını da bu formayla sergiledi. 2013-2014 sezonunda bir NBA yıldızı gibi oynayan İspanyol guard, birçok istatistikte kariyer ortalamalarını tutturdu ve o sezonu EuroLeague’in MVP’si olarak tamamladı.
İspanyol yıldız, 2016’da tekrar NBA’e dönme kararı alarak takımdan ayrıldı ama yaptıklarıyla bu kulübün tarihine geçmeyi başardı.
#23 Sergio Llull
Oynadığı sezonlar: 2007-?
Manresa’da parladıktan sonra 2007 yazında Real Madrid‘e transfer olan Sergio Llull da bu kulübün efsaneleri arasına kendini yazdırdı.
Kulübün yeniden yapılanma döneminde takımın genç yeteneği olan Llull, özellikle Rudy Fernandez ve Sergio Rodriguez’in gelişiyle birlikte daha da yükseldi ve takımın liderlerinden biri oldu.
İlk yıllarında belki bütün o NBA’den gelen yıldızların yanında daha sönüktü. Hatta biraz tamamlayıcı bir parça gibiydi ama oyun zekasıyla ve sertliğiyle hep Sergio Rodriguez’in takıma sunamadığı bazı şeyleri sundu. Özellikle kritik anlarda aldığı sorumlulukla dikkat çekti. Hatta hatırlarsınız, o dönem Avrupa’da hep bir Llull – Rodriguez karşılaşması da vardı.
2015’teki şampiyonluğa büyük bir katkı veren Llull, asıl performansını ise sonrasında gösterdi.
Rodriguez’in gidişi, Fernandez’in sakatlık sebebiyle düşüşüyle birlikte takımın tek lideri haline gelen İspanyol guard, özellikle 2016-2017 sezonunda inanılmaz bir performans sergiledi.
16.8 sayı ve 5.9 asist ortalamasıyla kariyerinin en yüksek ortalamasını tutturan Llull, tartışmasız bir şekilde EuroLeague’de MVP ödülünün sahibi oldu. Ödül bir yana gösterdiği performansla insanlara “Bu adamın EuroLeague’de ne işi var” bile dedirtti. Zaten o dönem Houston, onu NBA’e götürmek için çok uğraştı ama bir türlü ikna edemedi.
Llull için en üzücü ise kariyerinin en iyi döneminde yaşadığı ağır sakatlık oldu. 8 aya yakın basketboldan uzak kalan İspanyol yıldız, geri döndükten sonra da eski seviyesinde geri dönemedi. Yine de 2018’de Real Madrid‘le birlikte ikinci şampiyonluğunu kazandı.
Bu Kasım’da 33 yaşına basacak olan Llull, çok büyük bir ihtimalle Real Madrid formasıyla basketbolu olacak. Emekli olduğu zaman da bence Madrid’in onun formasını emekli etmesi gerekiyor.
#7 Facu Campazzo
Oynadığı sezonlar: 2014-2015 ve 2017-2020
Oyun kurucu rotasyonundaki son ismimiz ise son dönemde takımın yeni büyük lideri olan Facu Campazzo!
2014’te Arjantin’den ayrılarak Real Madrid‘e gelen yıldız guard, burada yükseleceği zamanı büyük bir sabırla bekledi. Hatırlarsınız, 2015’teki şampiyonlukta kendisi pek fazla süre alamayan 3. guarddı. Sonrasında Murcia’ya kiralandı ve orada geri döneceği zamanı bekledi.
Geri döndüğü zaman ise beklentilerin çok üstünde bir performans sergiledi.
Herkes onun Llull’un yanında duracak 2. bir guard olmasını beklerken Campazzo, bunun çok daha ötesine çıktı. Doncic’in gidişi ve Llull’un düşüşüyle birlikte Madrid kadrosunda oluşan lider eksikliğini fark eden Arjantinli yıldız, son 2 yılda bunu harika bir şekilde doldurdu.
Yaratıcılığıyla halihazırda EuroLeague’in izlemesi en keyifli guardlarından olan Campazzo, oyunun diğer tarafında yaptığı harika savunmayla da rakiplerin karşısında görmekten en az hoşlandığı oyuncu oldu.
Milli takım ve Real Madrid‘de gösterdiği performansın ardından Arjantinli guard için NBA söylentileri yüksek sesle söylenmeye başladı. Aslına bakarsanız, bence hak ediyor da ama İspanyol devi, onu kadrosunda tutabilmek adına NBA çıkış ücreti olarak 6 milyon dolar gibi bir meblağ belirlemiş durumda…
Campazzo eğer bu parayı ödeyip NBA’e giderse elbette Madrid adına büyük bir kayıp olur ama eşi benzeri görülmemiş bir NBA çıkışıyla yine kulübün tarihine geçmeyi hak eder.
Şutör Guardlar
#22 Louis Bullock
Oynadığı sezonlar: 2004-2010
Real Madrid‘in son yılları hep çok görkemli oldu.
Özellikle 2010’dan bu yana İspanyol devi, hep EuroLeague’in zirve takımları arasında yer aldı. İki sezon dışında hep Final Four’a gittiler, iki kere de şampiyon oldular. Fakat 2000’lerin ilk bölümü onlar adına bu kadar parlak değildi.
O dönem bütçe küçülten Madrid, Avrupa’nın zirvesinden uzakta kaldı. Hatta bir EuroLeague’in dışına bile düştü.
Louis Bullock ise Madrid’in bu kötü döneminin ayakta kalan yıldızıydı.
Amerikalı skorer, 6 yıllık Real Madrid kariyerinde şartlar ne olursa olsun takıma liderlik yapan isim oldu. Son sezonu dışında da hep çift haneli sayı ortalaması tutturdu.
Bullock belki listedeki diğer oyuncular gibi EuroLeague’de takımı başarıya taşımadı ama Madrid’in tekrardan buraya geri dönmesini sağladı. Kulübün 2000’lerde kazandığı 2 lig şampiyonluğunda önemli rol oynayan Amerikalı skorer, 2007’de de EuroCup zaferinin mimarlarındandı. Real Madrid o şampiyonluk sayesinde de tekrar EuroLeague’e geri döndü.
Bu sebeple Bullock da kadroda yer almayı hak eden yıldızlardan…
#7 Luka Doncic
Oynadığı sezonlar: 2015-2018
21 yaşındasınız ve Avrupa basketbolu tarihinin en görkemli takımlarından birinin tarihine geçtiniz…
Luka Doncic’in hikayesi gerçekten benzersiz!
16 yaşındaki birçok genç basketbolcu adayının hayalini henüz o yaştayken gerçekleştiren Doncic, Real Madrid gibi iddialı bir takımın rotasyonunda yer almayı başardı. Sonrasında ise gümbür gümbür geldi.
Bir yıl sonra henüz 18 bile basmadan rotasyonun önemli parçası haline gelen Sloven yıldız, 18’nde ise EuroLeague’in en büyük yıldızlarından biri oldu.
Hatırlarsınız, 2017-2018 sezonunda Real Madrid‘in başına gelebilecek bütün talihsizlikler geldi. Herhalde takımda sakatlanmayan tek kişi, koç Pablo Laso’ydu. Llull’un neredeyse hiç katkı veremediği, Campazzo, Randolph, Ayon gibi isimlerin sakatlıklardan başını kaldıramadığı sezonda Doncic, her şeyi ayakta tutan kişiydi.
O yaşta Real Madrid gibi bir takımı tek başına sırtlayan Sloven yıldız, İspanyol ekibini önce playoff’a soktu, sonra da şampiyonluğa taşıdı. Ve henüz 18 yaşındayken EuroLeague’de hem normal sezonun hem de Final Four’da MVP ödülünü kazandı.
Vassilis Spanoulis’in onun hakkında meşhur bir lafı var; “Böylesi 50 yılda bir gelir” diye… Gerçekten de öyle!
#20 Jaycee Carroll
Oynadığı sezonlar: 2011-?
Şutör guard pozisyonu için son yerimizi ise belki de sadece Real Madrid‘in değil, modern EuroLeague’in en iyi şutörü olan Jaycee Carroll için kullanacağız.
2011 yazında Gran Canaria’dan Real Madrid‘e geçen Amerikalı oyuncu, en üst seviyede yeteneklerini fazlasıyla kanıtladı.
Belki Real Madrid’in yükseliş döneminde takımın hiçbir zaman büyük yıldızları arasında yer almadı. Zaten ilk iki yılı dışında da hiç çift hanelerde sayı ortalaması da tutturmadı ama mükemmel bir rol oyuncusu olarak Real Madrid’in en önemli silahlarından biri oldu.
Onun perdelerden çıkıp attığı şutlar, rakiplerin başına her zaman büyük bir bela oldu. 37 yaşında olduğu geçen sezon bile bu böyleydi. Ve muhtemelen gelecek sezon da aynı şekilde olacak.
Real Madrid’le hem ligde hem de EuroLeague’de büyük başarılar kazanan Carroll, ismini başka bir şekilde de Real Madrid tarihine geçirdi. Yıldız şutör, kulübün gösterişli tarihinde en çok maça çıkan Amerikalı oyuncu oldu.
Real Madrid’den kimlerin gelip geçtiğiniz düşünürsek bu Carroll’ın ne kadar muazzam bir iş başardığı bize gösteriyor.
Kısa Forvetler
#5 Rudy Fernandez
Oynadığı sezonlar: 2011-?
Bazı oyuncular vardır; rakip takımların onu asla sevmez ama kendi taraftarı adeta tapar… Rudy Fernandez de işte tam olarak öyle bir oyuncu!
Onun rakipler tarafından sevilmemesi için birçok sebep var. Bir taraftan gerçekten büyük bir yetenekten bahsediyoruz. Açıkçası onun 2012’de buraya geri dönmesi büyük bir olaydı. NBA’de rahatlıkla oynamaya devam edebilirdi. Geri döndükten sonra da 2015’teki sakatlığına kadar Avrupa’da pozisyonun en iyi oyuncu o’ydu.
Real Madrid‘in o 2012-2015 yıllarında oynadığı harika basketbolda büyük bir etkendi. Bugün son 10 yılın en iyi kadrolarında yer alıyorsa Fernandez, hep o dönemdeki performansı sayesinde bu oldu.
2015’te yaşadığı bel sakatlığı onu değiştirdi. İlk başlarda hareket bile edemeyecek durumdaydı ve kariyeri erken bitebilirdi ama Fernandez, sakatlık sonrasında oyununu değişirdi. Büyük bir yıldızdan daha çok, şutları sokan o tecrübeli oyuncuya evrildi ve bu tarzıyla da takımına ciddi katkılar verdi.
Onun sevilmemesinin tek sebebi harika yetenekleri ve kariyeri de değil açıkçası… Biliyorsunuz, Avrupa’daki kariyeri boyunca saygı kurallarını geçtiği birçok olay oldu. Haliyle rakip takımlarının taraftarlarıyla arası da hiçbir zaman iyi olmadı.
Fakat bu çok önemli değil. Onu sevmeyen taraftarlar bile muhtemelen yıldız oyuncuyu kadrolarında görmek için çoğu şeyden vazgeçerdi.
Real Madrid taraftarının ise bunu yapmasına gerek yok. O zaten bu kulübün bir efsanesi…
#8 Alberto Herreros
Oynadığı sezonlar: 1996-2005
İspanya basketbol tarihinin en büyük skorerlerinden olan Alberto Herreros, aslında modern EuroLeague’de pek fazla oynayamadı. Onun modern EuroLeague’de sadece 4 sezonu var ve bu 4 sezonda 30’lu yaşlarından sonraydı.
Fakat kulüp tarihiyle böylesine özdeşleşmiş birisi modern EuroLeague’de 4 yılda geçirse kadroda yer almayı hak eder.
Herreros, Madrid basketbolunun ta kendisi…
Madrid doğumlu olan büyük skorer, bütün kariyerini doğduğu yerde geçirdi. Önce Estudiantes’te oynadı, sonra da Madrid’in büyük takımına geçerek burada efsane oldu. 1997’de Real Madrid, Saporta Kupası’nı kazanırken MVP ödülü onundu.
Herreros, 2000 sonrasında da hiç hız kesmedi.
Belki Real Madrid, o dönem zirveye aday bir takım değildi ama ilerleyen yaşına rağmen İspanyol forvet, dış atışlarını gönderdi ve hep iyi ortalamalara sahip oldu.
2005’te basketbolu bıraktıktan sonra da yine Madrid’den kopamadı ve Real Madrid’in yönetim kadrosuna geçiş yaptı.
Uzun Forvetler
#12 Nikola Mirotic
Oynadığı sezonlar: 2008-2014
Nikola Mirotic, şimdilerde ezeli rekabetin diğer tarafında ve Barcelona’nın en önemli yıldızı fakat bir zamanlar bu iş böyle değildi.
Henüz 14 yaşındayken Real Madrid ile profesyonel sözleşme imzalayan Mirotic, bu formayla rüştünü ispatladı. 2010’da EuroLeague’de tekrar yükselişe geçen Real Madrid‘in önemli parçalarından biri olan yıldız oyuncu, genç yaşına rağmen 4 numaradan harika performanslar sergiledi.
2014’te NBA’e gidinceye kadar kendi pozisyonun Avrupa’daki en önemli isimlerinden biri olan Mirotic, o unutulmaz Real Madrid kadrosunun da bir parçasıydı.
Özellikle Real’in üst üste iki kere finalde kaybetti dönemde İspanyol devinin iç – dış dengesini sağlamasında çok önemli bir görev üstlendi. Zaten o dönem ödüllere de doyamadı.
İki kere EuroLeague’in Yükselen Yıldızı seçilen yıldız oyuncu, iki kere de en iyi 2. beşe seçildi. Fakat bu ödüller bir türlü hem ona hem de takımına EuroLeague şampiyonluğunu getirmedi.
2014’te de NBA’in daha fazla ısrarına dayanamadı ve Chicago’nun yolunu tuttu.
#3 Anthony Randolph
Oynadığı sezonlar: 2016-?
Uzun forvet pozisyonunda diğer ismimiz ise “Bay İlk Çeyrek!” Yani Anthony Randolph!
NBA’de rahatlıkla oynayabilecek bir yetenek olmasına rağmen fiziksel dezavantajı sebebiyle yolu Avrupa’ya düşen Randolph, burada kendine harika bir kariyer kurdu.
Rusya’da Lokomotiv Kuban’da parladıktan sonra hemen Real Madrid‘e geçiş yapan Randolph, 2016’dan beri de takımın saha içerisindeki en büyük kozlarından biri.
Randolph’un 4 numaradan sağladığı skor katkısı Real Madrid‘i durdurulması zor bir takım haline getirdi. 4 yılda onun oynadığı maçlarda takımın %91.2’lik bir galibiyet yüzdesi olması da bunun en net örneği…
Problem ise Amerikalı yıldızın sakatlıklarında yaşanıyor. 4 yılda azımsanmayacak derece maç kaçırdı. Yine de ne zaman geri dönse hep takımı yukarıya taşıdı.
Randolph, 2023’e kadar muhtemelen Real Madrid formasıyla oynamaya devam edecek ve bir gün Real Madrid’e veda ettiği zaman değeri çok daha açık bir şekilde anlaşılacak.
Pivotlar
#9 Felipe Reyes
Oynadığı sezonlar: 2004-?
Biliyorsunuz, oluşturduğumuz takımlarda bir de kaptan seçiyoruz. Real Madrid‘de ise bu ünvan, kesinlikle Felipe Reyes’in hakkı! Çünkü son 20 yılda kulüpte oynayan bütün büyük yıldızların yanında gerçek efsane o…
Kariyerine Estudiantes’te başladıktan sonra 2004’te Real Madrid‘e geçiş yapan İspanyol pivot, o günden beri kendisine ne verilse kabul etti.
İspanyol devi için takımın skorunu sürükleyen oyuncu da oldu, yıldızların yanında pis işleri yapan o harika görev adamı da…
2015’te Bourousis’in düşen performansı sonrasında 35 yaşında olmasına rağmen kariyerinin en özel performansını sergilemesi bile takdire şayandı. O sezon gösterdiği performansla hem takımının 20 yıl sonra şampiyon olmasına yardımcı oldu hem de EuroLeague’in en iyi beşine seçildi. Çok az oyuncu o yaşta bunu yapabilirdi.
Türkiye’de hep kötü niyetli olarak anılsa da bana sorarsanız; Reyes, kariyeri boyunca yaptıklarıyla saygıyı kesinlikle hak ediyor.
Sonuçta Real Madrid gibi bir takımda bu kadar yıl oynayıp, birçok istatistikte kulübün tarihine geçmek hiç kolay bir iş değil. Bu sebeple de bence Madrid’de Fernando Martin’den sonra forması emekli edilen 2. isim Reyes olmalı…
#14 Gustavo Ayon
Oynadığı sezonlar: 2014-2019
Bazı oyuncuların değerini takımdan ayrıldıktan sonra anlarsınız… Gustavo Ayon da Real Madrid için tam olarak böyle bir oyuncu!
2014’te büyük bir transfer olarak Real Madrid‘e gelen Meksikalı pivot, 5 yıllık İspanya macerasında takımın pota altındaki en önemli isimlerdendi. Onun pasörlüğü, hücumdaki yaratıcılığı Madrid’in hücumda çok üst düzey bir takım olmasını sağladı.
Ayon’un şanssızlığı en iyi döneminde karşısında Ekpe Udoh gibi bir uzun olmasıydı. Udoh olmasaydı hem buradaki kariyeri daha görkemli olurdu hem de muhtemelen Madrid’den Tavares gibi bir hamle gelmezdi.
Tavares sonrasında ise takım içerisindeki önemi biraz azaldı. Madrid’de geçtiğimiz yaz onun yerine daha genç bir ismi alarak farklı bir yola gitmeye karar verdi fakat beklenen sonuç olmadı.
Ayon sonrasında Madrid hücumda onun yaratıcılığını çok aradı. Takımın sezon içerisinde iyi günüyle kötü günü arasında büyük farklılıklar oluştu. Bana sorarsanız, Laso’nun elinde bir sihirli değnek olsa Ayon’un kadroda olmasını tercih ederdi. Yine de o tren kaçtı.
Ayon ise Madrid’de 5 yılda yaptıklarıyla bu kulübün modern dönemdeki kadrosuna ismini yazdırdı.
EKSTRA
#6 Sasha Djordjevic
Oynadığı sezonlar: 1999-2002
80’lerin sonu, 90’lar ve 2000’lerin başı Avrupa basketbolunun en büyük oyun kurucularından birisi Sasha Djordjevic’ti. Partizan’daki genç kadroyu ekürisi Danilovic’le beraber EuroLeague şampiyonluğuna taşıyan şutu, 1992 yılında Abdi İpekçi Spor Salonu’nun çemberinden geçerken bir kariyer de aynı zamanda yükselişe geçiyordu.
1996’da Portland Trail Blazers‘daki kısa macerasının ardından Katalan ekibi Barcelona’yla anlaşan Sasha, burada 2 ACB şampiyonluğu ve son sezonunda Koraç Kupası’nı kazanma başarısı gösterdi.
1999 yazıysa biraz olaylı geçti. Sasha artık ezeli rakip Real Madrid‘in bir oyuncusuydu…
O dönemde EuroLeague düzeyinde şimdiki gibi iddialı ekiplerden birisi değildi Real Madrid. Fakat ACB için çok tesirliydiler.
2000 yılındaki ACB Finali’nde Barcelona’yı devirirken Djordjevic’in Palau Blaugrana’da eski takımının taraftarlarına yaptığı nispet, Barça’nın efsane kaptanı Nacho Rodriguez’le arasında gerginlik bile yaratmıştı:
Eurohoops Fırın’daki son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!
Basketbol gündemindeki en son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!