by Semih Altınbaş / info@eurohoops.net
Fenerbahçe Beko’da Dyshawn Pierre’in ardından ikinci transfer de sonuca kavuştu. Zalgiris Kaunas formasıyla yıllarca izlediğimiz Edgaras Ulanovas, artık Fenerbahçe‘nin başarısı için ter dökecek.
Sarunas Jasikevicius yönetimindeki Zalgiris‘in yükselişinde, Final Four oynamasında ve bir playoff gediklisi olma yolunda ilerlemesine büyük katkı sağlayan Ulanovas’ın transferi, sarı-lacivertli camia ve basketbolseverler tarafından nasıl değerlendirilmeli?
Eurohoops Fırın, dün (9 Temmuz 2020) itibarıyla Dyshawn Pierre’in analizini sizlerle buluşturmuştu, bugünse sırada Fenerbahçe’nin bir diğer yeni transferi Edgaras Ulanovas’ın oyununa teknik açıdan bakmak üzere hazır bulunuyor…
7 Ocak 1992 tarihinde Kaunas’ta dünyaya gelen Edgaras Ulanovas, 2008 ve 2010’da alt yaş kategorilerinde Litvanya Milli Takımı’nı temsilen mücadele ettikten sonra 2010 yılında memleketinin en büyük takımı olan Zalgiris Kaunas’ın yolunu tuttu.
Bu süreç içerisinde 2014 yılına kadar farklı farklı takımlarda kiralık forma giyen Ulanovas’ın 2010-2014 yılları arasında en dikkat çektiği sezon Neptunas Klaipeda formasıyla 2013-14 sezonu oldu.
Zalgiris Kaunas’taysa Sarunas Jasikevicius’un yönetiminde geçirdiği 4 buçuk sezonda büyük işler başaran ekibin en kritik parçalarından biriydi.
Şimdi gelin; tıpkı dün Dyshawn Pierre’de yaptığımız gibi kendisinin saha içinde neleri olumlu etkileyeceğini, neleri olumsuz etkileyeceğini konuşalım…
Fenerbahçe’nin Yeni Transferi Dyshawn Pierre, Sarı-Lacivertliler’e Ne Katar?
Savunmadaki İstikrarlı Profili Fenerbahçe’ye Nasıl Fayda Sağlar?
Çok fayda sağlar, çok farklı şekillerde, farklı stratejiler çerçevesinde fayda sağlar. Bunun başlıca sebebi de Ulanovas’ı izlerken çok çabuk farkedebileceğiniz üzere topa yaptığı enfes baskı olarak gözüküyor.
Fenerbahçe‘nin yıllardır başarıdan başarıya koşan kadrolara baktığınız zaman pek de topa baskı yapan oyunculardan kurulu bir takım olmadığını görüyoruz.
Yani, Anadolu Efes‘in elinde bu noktada istediği zaman sahaya atabileceği bir Doğuş Balbay varken Fenerbahçe‘nin de artık bu yönüyle öne çıkan bir ismi kadrosuna katması hakikaten mükemmel bir hamle statüsüne koyuyor Ulanovas’ı gözümüzde.
Sarunas Jasikevicius’un kullandığı tam saha preslerinin de en önemli aktörlerinden birisiydi Edgaras. Fakat sadece tam saha preslerinde veya yüz yüze müdafaada değil, post-up savunmasında da çok iyi iş çıkardığına defaatle şahit olduk.
Baktığınızda top çalma istatistiklerini hiç yüksek görmezsiniz ancak bu konuda ciddi manada gelişim kaydetmiş bir oyuncu olarak Zalgiris‘e yıllarını verdi.
Dünkü Pierre yazısında Kanadalı oyuncunun özverili biçimde fiziğini kullanmasına rağmen dezavantajlarının olduğunu söylemiştim. Edgaras’ı da özveriyle mücadele etmesi bakımından bu fotoğraftan çok ayırmak olmaz.
Fakat aralarında şöyle bir farklılık var. Ulanovas hakikaten kendinden uzun oyuncuları da üst düzey savunuyor. Bunda fiziğinin etkisi çok büyük elbette ancak iyi bir savunmacıda arayacağınız şeyler saf fizikten öte bir müdafaa içgüdüsü ve pozisyon bilgisi olmalı. Fenerbahçe’nin yeni transferi bunlara sahip.
Kanat savunmasında sıkıntı çekmeyecek olmak Sarı-Lacivertliler için harika bir haber olsa gerek, değil mi?
Bir müjde daha verelim o zaman sizlere. Edgaras Ulanovas, tıpkı Dyshawn Pierre gibi ribaund katkılarıyla da kendisini unutturmayan bir isim.
Her ne kadar Pierre’e nazaran daha az ribaund odaklı oynuyor olsa da onu bu bağlamda özel kılan bir durum var. Pierre’in kanatlardan içeriye hareketlenerek atletizmini konuşturup ribaundlarda rakiplerini domine ettiğini söylemiştik. Ulanovas bunun direkt olarak daha zoruyla meşgul oluyor.
Onu kendinden uzun bir oyuncuya karşı box ederken görüp ribaundu nasıl çektiğine şahit olabilirsiniz. Zaten 4 numara savunmasında ve fizik olarak eksik bir görüntü çizmemesi sebebiyle Igor Kokoskov onu zaman zaman 4 numara olarak bile bir yardımcı faktör olarak kullanmak isteyebilir.
Sarunas Jasikevicius Tedrisatı Onun Hücumuna Nasıl Yansıdı, Eksikleri Neler?
Hücumu üzerinden öncelikle konuşacağımız özelliği elbette herkesin bildiği üzere sırtı dönük oyundaki becerileri olmalı. Sarunas Jasikevicius’un Zalgiris‘ini çok uzun izleme fırsatı bulduğumuz bu 4 buçuk sezonda ne kadar post-up oynadıklarına da derinlemesine şahit olduk.
Bu noktada Saras’ın uzun süredir en büyük silahı da Brandon Davies, Zach LeDay gibi oyuncuların yanında Edgaras Ulanovas’tan başkası değildi.
Mesela dün Pierre hakkında da nasıl bir post-up oyuncusu olduğundan bahsettim, onun sırtı dönük oyununun top dağıtıcılık üzerine de epey mesai harcadığını söyledim. Ulanovas’ın da sıkça bu tip pas akışını sağlayacak bir oyuncu olduğunu söyleyebiliriz üstüne üstlük çok kuvvetli bir şekilde rakibini zorlayıp kendisi bitiriyor bu pozisyonları.
Zalgiris hücumları açısından söyleyeceğim Ulanovas’la ilgili ufak ufak fikir sahibi olmanızı kolaylaştırır. Tıpkı Pierre gibi topu elinde yüzü dönükken fazla tutmayan Edgaras’ı köşelerden yahut forvetten başka bir yerde görmek pek mümkün olmuyor topsuz oyunda. Alan paylaşımına bu şekilde çok ciddi katkıları oluyordu Zalgiris’te, bu yadsınamaz.
Yani tepeye çıkıp top aldığına, içeri drive edip skor çıkardığına belki de hiç şahit olmayacağız. Bu belli olmaz ancak bence fiziksel yapısını göz önünde bulundurunca özel bir program dahilinde bunu yapacağı bir ortam da oluşturulabilir hücumdaki çeşitliliği artırmak bakımından.
Elbette benim için bunu söylemesi kolay, böyle bir şeyin ne kadar zorlu bir süreci beraberinde getireceğinin de bilincinde olmak kaydıyla sadece içimden geçeni ifade ediyorum.
Şimdi işin en can alıcı noktasına gelecek olursak Saras yönetiminde kademe kademe nasıl şutuna seviye atlattığına bakmak gerekir diye düşünüyorum.
Jasikevicius takımı devralmadan önceki 2014-15 sezonunda sadece 31 üçlük denemiş bir isimken 2015-16 sezonundan itibaren bu sayılar sürekli bir artış içerisinde gözüküyor. En sonunda istenilen seviyeyi buldukça da orada seyretmeye başladı.
2019-20 sezonunda 63 üçlük denemişti mesela, daha sezonun bitmesine 6 hafta gibi bir zaman vardı.
Şut stili olarak hiç estetik bir yönü bulunmamakla beraber bu kadar yüzdeli bir hal almasına hep çok şaşırdığım oyunculardan Ulanovas.
Bu basit istatistikler üzerinden sahaya yansıttıklarını yorumlamak inanın hiç hoşuma gitmiyor fakat bu noktada merak gidermek açısından bir şeye daha değinerek oyunundaki bir eksikliği açıklayacağız:
Edgaras Ulanovas 2019-20 | Boyalı Alan ve Çevresinden | Orta Mesafe Atışlardan | Üçlük Atışlardan |
Toplam Sayı | 84 sayı | 4 sayı | 75 sayı |
Sayıların Yüzdesel Dağılımı | %60.9 | %2.9 | %36.2 |
Görüldüğü üzere bu sezonki şut dağılımından çıkan sonuç post-up oyunlarının boyalı alanda, alan paylaşımına sağladığı katkının üçlük atışlardaki başarısına nasıl yansıdığını gösteriyor.
Orta mesafe oyunu içinse hiçbir zaman aynı şeyleri söyleyebileceğimiz bir ortam olmadı. Bir post-up oyuncusu olarak ya da onu sıkça görmeye alışık olduğumuz üzere dipçizgiyi kendine mesken edinmiş bir forvet için orta mesafe oyunu önemli bir eksiklik olsa gerek.
Dyshawn Pierre’le Ortak Noktaları Sarı-Lacivertliler İçin Ne İfade Ediyor?
Bu başlığı ayriyeten açmak istememin sebebi son günlerde Pierre’in ardından Ulanovas’ın da isminin çıkmasıyla Avrupa basketbolu kamuoyu üzerinde oluşan “Aynı tip iki forvet, aynı takımın aynı rotasyonunda nasıl ola ki?” sorularına cevap aramaktı.
Olumsuz yönden bakmak gerekirse bu endişeye sahip olanların haklı sebepleri var. İkisinin de bu denli iyi post-up oyuncusu olması çok önemli ve dikkate alınması gereken bir ortak özellik. Fakat eğer tek sorun buysa, Fenerbahçe‘de Gigi Datome, Nikola Kalinic ve Nicolo Melli üçlüsü üzerinden post-up odaklı bir oyun döndü bundan önceki yıllarda.
Burada en önemli problem: Acaba Igor Kokoskov, post-up konusunu nasıl idare edecek?
Dünkü Pierre analizini okuyanlar bu soruyu sormamın sebebini biliyor. Kokoskov’un başantrenörlük deneyimlerinde post-up konusunda ne denli tasarruflu davrandığından bahsettik. Yani bu durum benim kafamı öyle karıştırıyor ki, Kokoskov’un zihnini okumak istiyorum gerçekten.
Önceki takımlarında bu kadar az başvurduğunuz bir hücuma bütün oyununu dayamış iki oyuncuyu transfer etme kararı sezon içerisinde izleyip göreceğimiz, ona göre değerlendireceğimiz bir karar olacak. Dürüst olmak gerekirse benim de bu noktada Kokoskov’un daha önce çalıştırdığı takımlarda post-up noktasında elverişli fazla oyuncu bulunmaması hariç pek bir cevabım yok.
Güçlü ancak kısa süreli deneyimlere sahip bir antrenör getirmenin de bu tarz riskler barındırabileceğini kabullenmek lazım. Mentalitesi hakkında net bir fikir sahibi olamıyoruz henüz derin bir izleme deneyimimiz olmadığı için.
Sırtı dönük oyunu konusunu artık bir kenara bırakacak olursak Ulanovas ve Pierre’in oyunlarındaki benzerlikler kadar keskin ve apaçık farklar olduğu fikrini de iyice oturtmalıyız.
Sosyal medyada sürekli Ulanovas’ın da takıma katılmasıyla Fenerbahçe‘nin şut gücünün düşeceğine yönelik yorumlar görüyorum. Evet, Fenerbahçe’nin özellikle Ulanovas’ın resmiyete dökülmesinden sonra Johnny Hamilton ve Danilo Barthel gibi oyunculara gitmesi (her ne kadar Barthel’in yüzdeleri fena gözükmeseydi de) takımın ribaundlardaki dominant potansiyeline karşın şut gücünün düşeceği verisini bizlere sunuyor.
Fakat bu durum 3 numara rotasyonundaki Edgaras ve Dyshawn’ın “kötü şutör” olmalarından sebeple olmayacak. Bir kere şu noktada mutabakat sağlayalım, Ulanovas’ın her sezon artış gösteren denemeleriyle beraber yüzde 35’in üzerinde bir dış şut oranı yakaladığı yerde ona “şut gücünü düşürecek oyuncu” damgasını vuramayız.
Fenerbahçe’in geçtiğimiz sezonlardaki gibi şut atabilmesi için ahım şahım şutörlere değil, düzenli bir hücum kurgusuna sahip olması gerektiğini görmüştük.
Savunmada Pierre’in zaaflarından geniş geniş bahsetmiş, Ulanovas hakkındaysa bu konuda övgülerimi dizmiştim. Litvanyalı oyuncunun yarı saha oyununda daha sağlam bir görüntü çizmesinden, pozisyonunda ligin en iyilerinden olmasından ve Kanadalı forvetin Avrupa’nın en üst düzeyindeki ilk sezonu olmasından ötürü Ulanovas, Pierre’e göre çok çok önde gözüküyor.
İkilinin dakikalarının nasıl ayarlanacağı da Fenerbahçe’ye ilişkin birçok konu gibi merak ediliyor.