NBA: Yaz Döneminde Panik Hamlesi Yapması En Olası 5 Takım

15/Tem/20 11:20 Temmuz 15, 2020

admin69

15/Tem/20 11:20

Eurohoops.net

NBA’de yaz dönemlerinde işler takımlar için çok iyi ya da çok kötü gidebiliyor. Bu da doğal olarak takımların ve ligin kaderini belirliyor.

by Zach Buckley, Çeviri Arma Kaynar / info@eurohoops.net

Bu çevirinin tüm hakları Eurohoops Ltd. Şti.’ye aittir ve tamamının veya bir kısmının izinsiz kullanılması kesinlikle yasaktır.

Bu yazı 14 Haziram 2020 tarihinde BleacherReport’ta yayınlanmış ve uyarlanarak çevrilmiştir.

Dikkatli bir şekilde planlamalarını yapan ve şansın da biraz yanında olduğu takımlar bir yaz döneminde bile şampiyonluk şanslarını ciddi şekilde arttırabiliyorlar. 

Ancak yaz döneminde takımlar duygusal kararlar alırlarsa lig genelindeki pozisyonlarını kötü şekilde etkileyecek hesaplama hataları yapabiliyor. Bu hatalara düşen kulüpler de kendilerini verdikleri kötü kararların ardından kötü kontratlarla uğraşmak zorunda kalabiliyor. 

Detaylandıracağımız çeşitli sebepler nedeniyle bu yazıdaki beş takım, bahsettiğimiz hataları yaparak önümüzdeki yaz döneminde yanlış hamleler yapabilir. Bu ekipleri, hata yapma olasılıklarının büyüklüğüne göre sıraladık: 

  1. Washington Wizards

NBA sezonu Coronavirüs sebebiyle araya girdiğinde Wizards, %37.5’lik bir galibiyet yüzdesine sahipti ve savunma sıralamasında lig genelinde 29. sırada bulunuyordu. Bu yüzden Wizards, önümüzdeki yaz döneminde agresif bir tutum sergileyebilir. 

Washington Wizards’ın genel menajeri Tommy Sheppard, yaptığı açıklamalarda takımın geleceği ile ilgili “Amacımız Wizards’ı tekrar playoff potasına sokacak yetenekli bir grubu tekrar bir araya getirmek. Bunun bir gecede gerçekleşecek bir şey olmadığının farkındayız. Ancak bunun için uzun süre beklemeye de niyetimiz yok. Her gün bunun için çalışmaya devam edeceğiz. Önümüzdeki yaz döneminde de takımımızı geliştirmek için elimizden geleni yapacağız.” ifadelerini kullanmıştı.

Wizards’ın geleceğini belirleyecek en önemli unsurlardan bir tanesi John Wall’un sakatlığından nasıl döneceği. Wall, en son bir sezonda 42’den fazla maç oynadığında henüz 26 yaşındaydı. Yetenekli oyun kurucu, önümüzdeki Eylül ayında 30 yaşına girecek. Oyun stili atletizm üzerine kurulu olan John Wall, bu sefer yaşadığı aşil sakatlığından geriye dönmeye çalışacak. 

Washington Wizards’ın guard rotasyonunda Bradley Beal ve John Wall gibi çok önemli iki isim bulunuyor. Fakat bu ikilinin beraber oynadığı dönemde çok başarılı olduğunu söylemek de doğru olmaz. Wizards bu ikilinin beraber oynadığı dönem boyunca hiçbir zaman 50 maçın üzerine çıkmayı başaramadı. Wizards, bu ikilinin yanında şu andakine kıyasla çok daha tecrübeli oyuncuların bulunduğu kadrolarla da playofflarda ikinci turun ötesini görmeyi başaramadı. 

Wizards’ı çok büyük hatalar yapmaktan alıkoyacak bir şey varsa o da kulübün finansal anlamda fazla esnekliğe sahip olmaması. Bu sene sonunda sözleşmesi bitecek olan keskin şutör Davis Bertans’ı kadroda tutmak için önemli bir miktarı gözden çıkarmak zorundalar. Wizards, kısa vadeli dönemde iddialı bir takım olmak adına takıma önemli oyuncular katabilmek için mid-level exception kontratını ve birinci tur haklarını kullanabilir. 

Bunların hepsini bir araya getirdiğimizde en son 2017 senesinde bir playoff serisi kazanan Wizards’ın, playofflarda başarılı olabilmek için ellerindeki az sayıdaki varlığı cömertçe harcayacağı çıkarımını yapabiliriz. 

  1. Phoenix Suns

Phoenix Suns’ın sabrını yavaş yavaş kaybettiğini söyleyebiliriz. Arizona ekibinin 10 yıldır playofflarda yer alamadığını düşününce de bunun doğal olduğu ortada. 

Ancak mantıklı olmayan kısım, elinizdeki en iyi ikin oyuncu olan Devin Booker ve Deandre Ayton henüz 23 ile 21 yaşındayken sabırsız şekilde hamleler yapmak. 

Geçtiğimiz yaz döneminde de benzer bir tutum sergileyen Suns; Ricky Rubio, Aron Baynes ve Cameron Johnson gibi potansiyeli çok yüksek olmayan ama belirli bir istikrarı sağlayabilen oyuncuları kadrosuna kattı. Bu da Arizona ekibinin son 5 sezonundaki en iyi sezonunu geçirmesini sağlayarak karşılığını verdi. 

Booker’ın All-Star seçilmesine ve Ayton’ın oyunun iki alanında da gösterdiği gelişime rağmen Suns, gerçekten seviye atlayabilmek için bir oyuncuya daha ihtiyaç duyuyor gibi gözüküyor. İdeal bir senaryoda Suns, sahip olduğu draft hakkıyla birlikte bu iki oyuncunun yaşına uygun bir seçim yaparak takımını güçlendirmeyi düşünebilirdi. Fakat önümüzdeki yaz döneminde maaş bütçesinde önemli bir boşluk bulunan ender takımlardan olan Suns, bu durumu kadroya tecrübeli bir oyuncu ekleyerek kullanmak isteyecektir. 

Ocak ayında Suns’ın Kevin Love ve Danilo Gallinari’yi takas etmek istediğine dair haberler çıkmıştı. Aynı zamanda önümüzdeki yaz döneminde Phoenix ekibinin serbest oyuncu pazarında Gallinari, Davis Bertans ve Paul Millsap gibi isimlerle ilgilenmesi bekleniyor. Bu üç oyuncu da takıma muhakkak yardımcı olacaktır fakat bu isimlerle Suns’ın seviye atlayacağını söylemek de çok doğru olmaz. Phoenix, takımın playoff ilk turunda elenmesinden fazlasını sağlamayacak tecrübeli isimler yerine takımın tavanını şampiyonluk seviyesine çıkaracak genç oyuncuların peşinde koşmalı. 

Takıma yardımcı olması için birkaç tecrübeli oyuncuyu kadroya katmakta tabii ki bir sakınca yok. Ancak Ricky Rubio’ya toplam değeri 51 milyon dolar olan bir kontrat vermek için TJ Warren’ı takas etmek gibi hamleler Phoenix ekibine uzun vadede zarar verecektir. 

  1. New York Knicks

Yeni bir yönetim anlayışının Knicks için de yeni bir sayfa anlamına gelmesi gerekiyor değil mi? Herkes Knicks’in sabırlı ve hedefine odaklı şekilde yeniden yapılanarak daha parlak yarınlara yürümesini bekliyor. 

Leon Rose, Mart ayında göreve geldikten sonra New York’lu taraftarlara seslenmek için kaleme aldığı açık mektupta “Sizden sabırlı olmanızı rica ediyorum. Bunun karşılığında sizlere karşı her zaman dürüst ve şeffaf olacağımın sözünü verebilirim. Yönetim olarak mantıklı bir yol haritası çizerek hem kısa hem de uzun vadede başarılar elde etmek istiyoruz.” ifadelerini kullanmıştı.

Ancak bu işi hayata geçirmek söylemesi kadar kolay değil. Sabır göstermek demek birçok farklı anlama gelebilir. 35 yaşındaki Chris Paul için takas gerçekleştirip önümüzdeki iki sezonda tecrübeli oyun kurucuya 85.6 milyon dolar ödemek pek sabır gösterilebilecek bir anlayış değil. Ancak gelen haberler, Knicks’in bunu ciddi anlamda bir olasılık olarak gördüğüne işaret ediyor. 62 yaşındaki Tim Thibodeau’yu göreve getirmek de izlenecek yollardan birisi olmamalı fakat tecrübeli koç Knicks’in önümüzdeki sezon başına geçme ihtimali en yüksek olan isim. 

Bu iki hamlenin de sabırlı olmak ya da yeniden yapılanmakla çok alakası yok gibi gözüküyor. 

Knicks, uzun süredir genç yetenekleri göz ardı edip daha görkemli isimlerin peşinden koşuyor. Önümüzdeki yaz döneminde Knicks’in Paul ve Thibodeau’yu takıma katması alışıldık senaryonun devam edeceği anlamına gelebilir. 

  1. Philadelphia 76ers

Sixers’ın en önemli şampiyonluk adaylarından birisi olarak girdiği sezonda Philadelphia ekibinin konferans finallerine kalıp kalamayacağı ciddi şekilde tartışılmaya başladı. Çoğu zaman bu tartışmalar “Eğer Sixers konferans finaline ulaşamazsa kadroda ciddi bir yenilenmeye gitmesi gerekiyor” cümlesiyle sona eriyor. 

Eğer Sixers, üst üste üçüncü sezonunda da playofflarda ikinci turun ötesine geçmeyi başaramazsa bu koç Brett Brown ve genel menajer Elton Brand’in kulüpteki geleceği ile alakalı ciddi soru işaretleri uyandıracaktır. Hatta Ben Simmons veya Joel Embiid ikilisinden birisini takas etmek bile gündeme gelecektir. 

2019 yılında Sixers, konferans finallerine kalmanın birkaç saniye uzağına kadar gelmeyi başarmıştı. Eğer bu sezon benzer bir sonuç alınırsa kağıt üstünde şampiyonluğun en önemli adaylarından birisi olan takımı dağıtmak biraz aşırı bir hamle olarak görülebilir. Ancak diğer açıdan bakarsa Sixers’ın bünyesinde bulunan kimsenin de içinde bulundukları durumdan hoşnut olduğunu söyleyemeyiz. 

Brown’ın görevinden alınması gerektiği neredeyse bir yılı aşkın bir süredir konuşuluyor. Elton Brand’in Tobias Harris ve Al Horford’a yaptığı büyük yatırımlar ise neredeyse felaket diyebileceğimiz geri dönüşler sağladı. Simmons ve Embiid ikilisi, beraber oynadıkları dönem boyunca hiçbir zaman bu kadar kötü bir performans sergilememişti. İki yıl önce aynı anda sahada oldukları 100 pozisyon başına rakiplerine 15.5 sayı fark atan bu ikili, bu sezon beraber sahada oldukları 100 pozisyon başına rakiplerinden 0.9 sayı fark yiyor. 

Simmons – Embiid ikilisini ayırmak kadar dramatik bir yöntem olmasa da kadroda bazı değişiklikler yapılması gerektiği aşikar. Bu ikilinin etrafındaki kadroyu yeniden düzenlemek seçeneklerden birisi olabilir. Sixers formasıyla henüz ilk sezonunu doldurmasına rağmen Horford’ın hak ettiğinden çok daha fazla bir miktara oynadığını söyleyebiliriz. Harris, sahada süperstar seviyesinde bir üretim göstermese de bir süperstar gibi ücret alıyor. 

Eğer Houston’daki durum çok daha karmaşık olmasaydı Sixers rahatlıkla bu listenin birinci sırasında bulunurdu. 

  1. Houston Rockets

Bu sezon Russell Westbrook ve James Harden’ın Rockets formasıyla geçirdiği ilk yıl. Ancak buna rağmen ikiliye ait olan zamanın sonuna hızla yaklaşıyoruz gibi gözüküyor.

Harden, 30 yaş bariyerini çoktan geçti ve Westbrook ondan bile daha yaşlı. Houston’ın yıldız ikilisi, kariyerleri boyunca playofflarda verimlilik anlamında zor anlar yaşadı. Harden, playofflarda mücadele ettiği son dört sezonda sadece %41.3 ile şut kullanırken Westbrook ise 2016 yılından beri %40 barajını aşmayı başaramadı. Bu iki ismi eleştiren isimler, bu yıldızların genellikle playofflarda gösterdikleri kötü performanslar nedeniyle bir takımı şampiyonluğa taşıyacak seviyede olmadıklarını söylüyorlar. 

Başarılı normal sezonların arkasından gelen etkisiz playofflardan bahsetmişken Rockets’ın koçu Mike D’Antoni hakkında bir şeyler söylememek de olmaz. Tecrübeli koç, kariyeri boyunca hiçbir zaman NBA Finallerinde boy gösteremedi. D’Antoni’nin sezon sonunda kontratının bitecek olması da Rockets’ın playoff macerası esnasında hissedecekleri baskıyı başka bir seviyeye çekiyor. 

Rockets’ın genel menajeri Daryl Morey, geçtiğimiz günlerde verdiği röportajda D’Antoni hakkında “O basketbol dünyasının en yaratıcı isimlerinden birisi ve harika bir partner. Onunla çalışmaya devam etmek isterim. Ancak geleceğin neler getireceğini bilemeyiz, bu duruma yaz döneminde karar vereceğiz.” ifadelerini kullanmıştı.

Houston, yavaş yavaş zamanının dolduğunun farkında. Geçtiğimiz yaz gerçekleştirilen Crhis Paul – Russell Westbrook takası James Harden’a verilen son güvenoyu gibiydi. Rockets’ın takas döneminde Clint Capela’yı takas etmesi de kısa beşli basketbol ve D’Antoni ile Westbrook ikilisinin son şansı gibi duruyor. Rockets’ın bu sezonun kalanında kendilerini kanıtlaması gerekiyor.

Rockets, “Ya şimdi ya hiç” deme noktasına gelmiş gibi gözüküyor. Houston ekibinin galibiyet yüzdesinde lig genelinde dokuzuncu sırasında net ratingte de yedinci sırada olduğu düşünülünce “Hiç” seçeneği daha yakın gibi gözüküyor. 

Eğer Rockets, playofflara erken şekilde veda ederse kulüp geleceği için ciddi bir yol değişikliğine gidebilir. 

Basketbol gündemindeki en son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!

NBA gündemindeki son gelişmeler için tıklayın!