Galatasaray’ın Alex Hamilton Transferi Parkeye Nasıl Yansıyacak?

20/Tem/20 13:02 Temmuz 20, 2020

admin69

20/Tem/20 13:02

Eurohoops.net

Eurohoops Fırın, Galatasaray Doğa Sigorta’nın yeni oyuncusu Alex Hamilton’ın analizini huzurlarınıza sunuyor.

by Semih Altınbaş / info@eurohoops.net

ING Basketbol Süper Ligi ve FIBA Basketbol Şampiyonlar Ligi ekiplerinden Galatasaray Doğa Sigorta, yerli rotasyonundaki eklemeleri ve kontrat yenilemelerini duyurduktan sonra ilk yabancı transferini de yaptı.

Maccabi Rishon LeZion forması giyen guard Alex Hamilton’la 1+1 yıllık sözleşme imzalandı. Eurohoops Fırın olarak Hamilton’ın teknik analizi için sizlerin karşısındayız.

Önce oyuncuyu tanıtmak gerekirse, 5 Ekim 1993’te dünyaya gelen Alex Hamilton, basketbol kariyerine doğduğu şehirde bulunan Chipley Lisesi’nde başladı. Kolej tercihini ise 2012 yılında Louisiana Tech’ten yana kullandı ve dört yıl boyunca Louisiana Tech forması giydi. Louisiana Tech tarihinin en fazla sayı üreten, en fazla asist yapan ve en fazla top çalan beş oyuncusu arasında yer aldı. 19.8 sayı, 5.7 ribaund, 6.2 asist ve 2 top çalma istatistikleri yakaladığı kolej kariyerinin son yılında Conference USA Yılın Oyuncusu ödülünün sahibi oldu.

Mezuniyeti sonrası 2016 ve 2018 yılları arasını NBA G League takımlarından Santa Cruz Warriors‘ta geçiren Hamilton, ilk Avrupa deneyimi için 2018 Eylül’ünde Litvanya ekiplerinden Juventus Utena ile sözleşme imzaladı. 11 lig maçında 13.4 sayı, 4 ribaund, 3.6 asist ve 2.2 top çalma istatistikleri tutturdu. Aynı sezonun Aralık ayında İsrail Ligi ekiplerinden Maccabi Rishon ile sözleşme imzaladı.

Rishon’daki ikinci sezonunda EuroCup’ta da mücadele etti. Geride bıraktığımız EuroCup sezonunun üçüncü hafta MVP’si seçildi.

Şimdi vakit kaybetmeden Hamilton’ın incelemesine geçelim.

Savunma Katkısı Ne Düzeyde Olur?

Alex Hamilton’ın savunmasıyla ilgili söyleyebileceğimiz en önemli şey birebir savunmadaki başarısı. Çok büyük bir boy avantajı olmamasına rağmen (1.93) oyunu fizikselliğe yatkın. Buna hücum kısmında da ayrıca değineceğimiz yerler olacak ancak birebirlerde bu denli başarılı olması üzerinden biraz ilerleyeceğim.

Rakibinin karşısında iyi durması ve toplu savunmada sürekli karşısındaki oyuncuyu rahatsız edici yönelimleriyle benim dikkatimi çok çekti sezon içerisinde.

Bu tarz oyunları sadece şutu bozarak veya rakibinin dengesini kaybettirerek de değil, bildiğimiz blok yaparak durdurduğu oluyor. Bir kısa savunmacısında bu görmeye ne kadar alışık olduğumuz bir durum olabilir ki?

Diğer takımlara göre daha sete oturmayan, izolasyondan beslenen rakiplere karşı takımda Göksenin Köksal ve Hamilton gibi savunmacıların bulunması Galatasaray adına iyi bir gelişmedir diye düşünüyorum.

Savunmaya dair bir diğer artısıysa topsuz oyundaki sezgilerinin çok iyi düzeyde olması. Birebir meselesi çok daha dikkat çekici bir düzeyde olduğu için konuya oradan giriş yapmak istedim ancak Hamilton’ı Rishon’da tam olarak bir topsuz oyun silahı olarak izledik sahanın iki tarafında da…

Bu sebepten ötürü daha çok köşelerde vaktini harcayan Alex’le ilgili söyleyebileceğimiz şeylerden birisi rakibin olası paslarını bazen hiç olur olmadık şekilde düşünüp kesişleri. Galatasaray‘ın yüzünü çok güldürür bu konuda benim hissiyatıma göre.

Bir yandan bu “köşelerde takılma” olgusunun tek amacı pas araları değil. Hatta büyük amacı da o değil. Maccabi Rishon koçu, daha önceden Maccabi Tel Aviv‘den de tanıdığımız Guy Goodes onu yardım savunması açısından da yararlı olabilecek bir şekilde kullandı.

Bu yönüyle Alex Hamilton’ı sezon boyunca hem İsrail Ligi’nde hem EuroCup’ta oynanan maçlarda rakip uzunlarla epey haşır neşir olurken gördüğümüz oldu yardım müdafaasının bir getirisi olarak. Bunun bir getirisiyse onun ribaund katkılarına harika bir yükseliş olarak geri dönüyor.

Geçen sezon İsrail Ligi’nde 4.4, EuroCup’ta 4.0 ribaund ortalamalarıyla mücadele eden oyuncudan Sarı-Kırmızılılar’ın gönül rahatlığıyla isteyebileceği şeylerden bir tanesi de budur diye düşünüyorum.

Şimdi bir şey daha söyleyeceğim ve diyeceksiniz ki “yeter artık”. Ama öyle. Galatasaray‘ın yeni transferi geçişlerde ve hızlı hücumlarda da atletizmiyle çok faydalı olabiliyor. Chasedown bloklarını sıkça görebiliriz eğer Galatasaray hücumda çok top kaybeden yahut düşük yüzdeyle oynayan bir takım olursa.

Benim onun savunmasında gördüğüm bir eksi var sadece ve bu da çok ciddi bir eksi. Hamilton’ın eşleşmesi topsuz perdeden çıkıp top aldıktan sonra Hamilton’ı rahatça ekarte edebiliyor.

Bu da zaman zaman çok ciddi skor opsiyonlarına sebep oluyor çünkü tepede fazla vakit geçirmediği ve topsuz perde oyunları genelde forvetlerden oynandığı için için tepeden geçilmiyor, forvetten geçildiği zaman da içerideki uzunların aynı anda eşleşmesi gereken 2 kişi oluyor.

Buna takım savunması üzerinden bir çözüm üretilebileceği konusunda bir umudum yok. Ancak Hamilton’ın bu noktada seviye atlamasıyla bu iş düzelir.

Ancak elbette buna rağmen Rishon gibi aman aman bir savunma takımı olmayan ekipte bir oyuncunun savunmacı özelliklerini bu kadar hissettirebilmesi özel bir durum olsa gerek.

Galatasaray’ın bu noktada yapacağı diğer transferler net bir değerlendirme yapabilmemiz açısından kritik olacak diye düşünüyorum. Çünkü henüz yerli rotasyonunu tamamlamaları hariç aldıkları tek yabancı Alex Hamilton ve bu yüzden de takıma uygunluk noktasında ortada henüz tamamlanmış bir yapılanma olmadığı için konuşmak mümkün olmuyor.

Topsuz Oyun, Açık Sahadaki Hücum Silahları ve Şut Meselesi

babb-promitheas-hamilton-rishon

Hamilton’ı sahada ağırlıklı olarak topsuz oyunda etkin biçimde gördük şimdiye kadar ve bunun da bozulacağını düşünmüyorum. Çünkü Rishon’da yanında eski Uşaklı D’Angelo Harrison gibi topu yönlendirecek ve skor üretecek bir isim daha vardı.

Uzun rotasyonlarındaki Darryl Monroe ve Zach Hankins gibi oyuncuları ve Adam Ariel gibi keskin bir şut gücünü de eklediğiniz zaman Rishon hücumları bu isimler üzerinden işliyordu.

Hamilton’ı toplu oyunda da sıkça gördük elbette ama köşelere çekildiği yahut içeri doğru yönelip uzunlardan pas alacağı backdoor cutları kovaladığı oyunlarda iyi bir bitirici olarak göze çarpıyor.

Kimi zaman sanki bir ceza atıcısıymış gibi sabit bir profil çizdiği oluyor ancak durum öyle de değil. Sahada topsuz hareketliliği en yüksek oyunculardandı takımında. Bu yönü takdir edilesi.

Öte yandan topla haşır neşir olmayan bir oyuncunun da bir takımı bu kadar sürüklemesini kimse beklememeli. Hamilton da zaten topla oynadığı süreçlerde olumlu görüntü çiziyor ağırlıklı olarak.

Köşede topu aldığı zaman ufak çaplı resitaller yaptığına sezon içinde şahit oldum ve bu sadece estetik açıdan değil, kendine şut pozisyonu yaratabiliyor olması bakımından da Galatasaray‘a pozitif etki edeceğini düşündüğüm bir mesele.

Top hakimiyetinin üst düzey olduğunu söylemek gerekir. Bu hakimiyetinin ona kattığı şeyler arasında hızlı hücumdaki etkinliği ve bitiriciliği de var.

Topsuz oyun ve açık sahadaki etkinliğinden bahsettiysek yarı saha hücumunda topu elinde tutan Hamilton’dan bahsetmemek de olmaz.

Ben oyuncuda bu sezon izlediğim maçlarda önemli bir IQ ve saha görüşü sezdim. Spor izleyiciliğinin bir klasiği vardır, ekrandan izlediğiniz süreçte size çok kolay yapılabilecekmiş gibi gelen şeyleri sporcular icra etmekte zorluk çekerler çoğu zaman.

Alex Hamilton, tepede topla buluştuğu zaman köşede pas alabileceği kesin olmayan, riskli bir arkadaşını çok rahat bulabiliyor. Bu hem icrayla hem de görüşle ilgili bir şey.

Diğer yandan ikili oyun operatörlüğü konusunda da gelişime açık olduğu notunu düşerek fena diyemeyeceğimiz bir seviyede olduğunu düşünüyorum. Sadece kendi-bitiricilik konusunda da değil, uzunları bulma noktasında da önemli bir yeteneği olduğunu gözlemledim. Her ne kadar yaşı ilerlemiş olsa da Barış Ermiş’le yan yana oynayacak olması önemli bu bağlamda.

Birebir zorladığı zamanlardaysa fiziği ön plana çıkıyor tekrar.

Benim en şaşırdığım şeylerden birisi sırtı dönük oyunlarda sağladığı başarı ve hücumları sağ elle de bitirebiliyor olması. Sırtı dönük oyunda uzunların böyle bir beceriye sahip olmasına alışığız ama bir guarddan bahsettiğimizi unutmayalım. Hamilton bir solak ve bu onun adına çok ama çok önemli bir avantaj.

Hücumu adına söylenebilecek en büyük dezavantajı dış şut konusu. İyi bir dış şutör olduğunu söylemek mümkün değil ama bu durumun onun oyununu acınası hale getirmediğini de belirtmek lazım. Seviye atlaması için önündeki engellerden birisi ve gelecek sezon (opsiyon kullanılırsa gelecek 2 sezon) boyunca bu noktada nasıl bir ilerleme kaydedeceğini merak ediyorum.

Etmese dahi önemli bir oyuncu ancak potansiyeline ulaşmasının kilidini bunda görüyorum ben.

Bir diğer zaafiyetiyse çok motive olduğu ve iyi gününde olduğu zaman hücumdaki tercihleri sorgulanabilir oluyor. Cidden çok derli toplu bir oyuncu, özgüveni de çok yüksek ama kimi zaman da takımının zararına işliyor yaptığı tercihler.

“Her zaman iyisi olacak değil ya, hata da yapar” diyebilirsiniz, hak da veririm. Sadece izlediğim maçlarında aklıma takılan bir tespitim bu.

Galatasaray atletik bir oyuncuyu kadrosuna katarak yaptı ilk transferini. Başarılı bir transfer politikasıyla yollarına devam ediyorlar ve Alex Hamilton da bu yönden takıma büyük katkılar yapabilecek bir isim.

Atletik demişken bunu biraz oyuna potansiyel etkileri yönünden açmak gerekir. 26 yaşındaki oyuncu temponun yükseldiği anlara ayak uydurabilen, hatta tempoyu da yükseltebilen bir isim.

Yani işte Galatasaray‘ın yapılanması henüz tamamlanmadığı için de normatif bir kelam etmek istemiyorum ancak hızlı bir Cim-Bom izleyebiliriz parkede.

Topu taşıdığı anlarda temposunun da düştüğüne tanıklık edebiliriz. Hatta bu noktada top kayıpları da oluyor. Top kayıpları bağlamında vurdumduymaz bir oyuncu olmadığı için çok bedel ödeten türden şeyler olmuyor genellikle bunlar.

Final

Galatasaray son 2 sezonda koç Ertuğrul Erdoğan önderliğinde sportif başarı bakımından çok iç açıcı bir görüntü çizmese de basketbol şubesinin repütasyonu açısından önemli bir çağ açıldı.

Hamilton üst seviyeye sıçrama yapması beklenen bir oyuncu ve tıpkı Nigel Hayes, Aaron Harrison, henüz o seviyeye ulaşamamış olsa da Greg Whittington gibi belki aklıma da gelmeyen birçok oyuncunun yolundan giderek Sarı-Kırmızılılar’ın yolunu tuttu.

Uzun vadede Galatasaray basketbolunu sportif olarak belirli bir düzeyde tutacak olan strateji işte bu üst seviyeye oyuncu çıkarma stratejisidir. Bu noktada sürdürülebilirliği hem yerli hem yabancı oyuncular özelinde yakaladığı ve yatırım noktasında sıkıntı çekmeyecekleri bir düzenin oluşturulduğu bir zeminde tekrar başarılı olabilirler.

Bütün bunların ışığında Hamilton hamlesi yine koç Erdoğan’ın marifetlerinden birisi oldu fakat gelecek sezon için sağlıklı kelam edebilmemiz açısından yabancı rotasyonu konusunda da ellerini çabuk tutmaları gerekiyor.

Basketbol gündemindeki en son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!

EuroLeague gündemindeki son gelişmeler için tıklayın!

EuroLeague’de transfer gelişmeleri için tıklayın!

NBA gündemindeki son gelişmeler için tıklayın!

Basketbol Süper Ligi’nden tüm gelişmeler için tıklayın!