by Utkan Şahin / info@eurohoops.net
Türk takımları, Turkish Airlines EuroLeague’de son 10 yılda en başarılı dönemlerini yaşadı.
Fenerbahçe Beko son 10 yılda Final Four’lara arka arkaya katılırken 2017’de de kupayı kazandı. Keza Efes de yıllar sonra Final Four’a geri döndü ve geride kalan sezonda da galibiyet rekorunu kırdı.
EuroLeague’de mücadele eden Türk takımı sayısı da arttı.
2010 öncesinde iki takımla ligde temsil edilen Türkiye, 2010’dan sonra ise bu sayıyı yukarı çekti. İlk kez oynayan Galatasaray, Darüşşafaka gibi takımlarımız da playoff görmeyi başardı.
Fakat sporun içerisinde sürpriz sonuçlar her zaman var. Türk takımları da altın dönemini yaşarken bile bu sürpriz sonuçlarla karşı karşıya kaldı.
Eurohoops Fırın ise yeni yazısında bu sürpriz sonuçlara yöneldi ve temsilcilerimizin, son 10 yılda EuroLeague’de aldığı en sürpriz 10 yenilgiyi belirledi.
Kıstasımız belli. Maç öncesi büyük ölçüde favori gösterilen Türk takımlarının, 40 dakika sonunda hiç beklemediği bir sonuçla karşılaştığı maçları ele aldık.
Listeyi hazırlarken mümkün olduğunca önemi yüksek maçlar üzerinden ilerlemeye çalıştık. Bu sebeple bir amacı olmayan ama sürpriz sayılabilecek bazı yenilgileri dışarıda bıraktık. (Örnek: Cedevita Zagreb – Fenerbahçe Beko (2015-2016 / Top -16)
Lafı daha fazla uzatmadan, karşınızda Türk takımlarının son 10 yılda aldığı 10 sürpriz yenilgi:
Not: Liste 2010-2011 yılından itibaren hazırlanmıştır.
Cholet Basket – Fenerbahçe: 82-78
Sezon: 2010/2011 Normal sezon 5. hafta maçı
Neven Spahija’nın ilk sezonu, Zeljko Obradovic dönemi öncesi muhtemelen Fenerbahçe taraftarını en çok tatmin eden sezondu.
Sarı-lacivertliler, 2007-2008 sezonunda Willie Solomon’un unutulmaz performansıyla tarihindeki ilk playoff’u oynasa da basketbol kalitesi ve alınan sonuçlar bakımından bu sezon çok daha değerliydi.
Sezona üst üste galibiyetlerle başlayan Fenerbahçe, Barcelona deplasmanı ve Montepaschi Siena karşısında alınan zaferlerle bir anda dikkatleri üstüne çekmişti. Fransa deplasmanı ise bulutların üstünde gezen sarı-lacivertlilerin ayaklarının yere değmesini sağladı.
Erman Kunter‘in yönettiği Fransız ekibi karşısında ikinci çeyrekte dağılan Fenerbahçe, maç boyunca geri dönmek için uğraştı ama Sammy Mejia’ya bir türlü dur diyemedi.
Sarı-lacivertliler ne zaman farkı kritik bir noktaya indirse hemen sazı eline alan yıldız oyuncu, 29 sayıyla oynayarak Fenerbahçe’ye EuroLeague’de sezonun ilk yenilgisini tattırdı.
Fenerbahçe bu yenilgi sonrasında hiç sendelemeden toparlanıp grubu 2. sırada tamamladı ama bu maçı da kazansalardı, sezona üst üste 7 galibiyetle başlayarak kulüp tarihinin rekorunu kıracaklardı.
Zalgiris Kaunas – Fenerbahçe: 85-84
Sezon: 2010/2011 Top 16 4. hafta maçı
Fenerbahçe adına 2010-2011 sezonunda bir kötü sürpriz de Kaunas’ta geldi. Üstelik bu sonucun bedeli çok daha ağır oldu.
Sezona harika başladıktan sonra Top-16’da da hız kesmeyen Spahija ve öğrencileri, harika bir başlangıçla gruptaki ilk 3 maçını da kazandı. Özellikle Olympiakos deplasmanında alınan galibiyetin değeri çok büyüktü. Eğer Fenerbahçe, Kaunas’taki maçı kazansaydı muhtemelen gruptan lider bir şekilde çıkacak ve playoff’a kalacaktı.
Fakat her şey ters gitti.
Türkiye Kupası’nda Mirsad Türkcan’ı sakatlığa kaptıran sarı-lacivertliler, takımın bir numaralı skoreri Roko Ukic’ten de bu maçta grip yüzünden yararlanamadı.
Bütün bu aksiliklere rağmen Fenerbahçe maçın yine büyük favorisiydi. Sonuçta karşıdaki Zalgiris‘in grupta hiçbir iddiası yoktu ve bir galibiyet Fenerbahçe için playoff’un kapılarını açacaktı.
Olmadı…
Ukic’in sakatlığında herkesin takıma liderlik etmesini beklediği Sarunas Jasikevicius, felaket bir maç çıkarttı. Üstüne bir de hakemlerin dengesiz düdükleri (Zalgiris 39 faul, Fenerbahçe 11 faul atışı kullandı) çıkınca sarı-lacivertliler, çekişmeli geçen maçı uzatmada 85-84 ile kaybetti.
Eline gelen büyük fırsatı kullanamayan Fenerbahçe, gruptaki diğer iki maçını da kaybetti ve gruptan çıkamadı. Zalgiris içinse bu, Top-16’daki tek galibiyetleri oldu.
Anadolu Efes – Belgacom Spriou Charleroi: 79-80
Sezon: 2011/2012 Normal sezon 2. hafta maçı
Sezonun evindeki ilk maçında sürpriz bir yenilgi almak… Bir takımın başına gelebilecek en kötü şeylerden.
Anadolu Efes bu durumu, 2011-2012 sezonunda yaşadı.
Ufuk Sarıca yönetiminde o sezon yeni bir yapılanmaya giden ve kadrosuna Dusko Savanovic, Sasha Vujacic, Stanko Barac gibi isimleri katan lacivert-beyazlılar, hedefi playoff olarak koymuştu.
Fakat Abdi İpekçi’de oynanan bu maç, bu hedefe ulaşmanın Efes adına pek kolay olmayacağını gösterdi.
Belçika ekibi, karşısında maça felaket başlayan lacivert-beyazlılar, lokavt sebebiyle o dönem takımda yer alan Ersan İlyasova’nın harika performansı sayesinde maçın içerisinde yavaş yavaş da olsa geri dönmeyi başardı.
Charleroi’yi sürekli geriden takip eden Efes, Ersan’ın basketiyle bitime 1 dakika kala skoru eşitledi de…
Fakat son 1 dakikada işler yine terse döndü. Bir türlü savunma ribaundunu alamayan Efesli oyuncular, Justin Hamilton’ın ikinci şans sayısına da engel olamadı ve Ufuk Sarıca ve öğrencileri, sezonun içerideki ilk maçında zayıf rakibine kaybetti.
Spirou Charleroi sezonun devamında sadece bir galibiyet daha almayı başarırken Efes de yeni yapılanmasıyla sezonun devamında hayal kırıklığı yaşamaya devam etti.
Neptunas – Galatasaray: 82-72
Sezon: 2014/2015 Normal sezon 9. hafta maçı
Son 10 yılda EuroLeague’de 4 kez mücadele eden Galatasaray için en sürpriz yenilgi bu maçtı.
Bir sezon önce beklentilerin üstünde bir performans sergileyerek tarihinde ilk kez EuroLeague’de playoff oynayan Galatasaray, 2014-2015 sezonunda da yine yarışmacı bir takım olmak istiyordu. Fakat sezon kaos içinde geçti.
Sezonun hemen başında ilginç bir şekilde Furkan Aldemir’i NBA’e kaptıran sarı-kırmızılılar, ekonomik problemler yüzünden elindeki yabancı oyuncuları kadroda tutmakta da zorladı. Hatta sezonun ortasında takımın lideri olan Carlos Arroyu’yu bu sebepten dolayı kaybetti.
Bütün bu sebeplerin etkisiyle normal sezonda beklentilerin altında bir performansta kalan Galatasaray, 9. haftada Litvanya’da Neptunas karşısına mutlaka kazanması gereken bir maça çıktı.
Sarı-kırmızılılar Deividas Gailius’u maç boyunca bir türlü durduramayınca Litvanya’da gruptan çıkmak için direkt rakibi olan Neptunas’a 82-72 ile boyun eğdi ve şansını çok zora soktu.
Ergin Ataman ve öğrencileri, yine de son hafta işleri düzeltme şansını buldu.
Neptunas, Valencia deplasmanında farklı bir şekilde kaybedince ümitlenen Galatasaray, Abdi İpekçi’de grup lideri Olympiakos’u mağlup etti ve Top-16’ya kalmayı başardı.
Sarı-kırmızılılar, aslında Top-16’da da ALBA Berlin ve Kızılyıldız karşısında bu listeye girebilecek sürpriz yenilgiler aldı ama yukarıda bahsettiğimiz problemler, o zaman daha da ayyuka çıktığı için o maçları almamaya karar verdik.
Anadolu Efes – Nizhny Novgorod: 61-65
Sezon: 2014/2015 Normal sezon 9. hafta maçı
2014-2015’te normal sezonun 9. haftası, sadece Galatasaray için değil, Anadolu Efes için de beklenmedik bir sürprizle karşılaşılan bir haftaydı.
Harcanan paralara rağmen 2000’lerin başında EuroLeague’deki o yerini yavaş yavaş kaybeden Anadolu Efes, 2014 yazında geri dönmek için büyük bir hamle yaptı. Avrupa basketbolunun büyük koçlarından Dusan Ivkovic’i takımın başına getirdi.
Ivkovic’le birlikte Dario Saric ve Nenad Krstic gibi yıldızları da kadrosuna katan lacivert-beyazlılar, normal sezonda son 2 yılın finalisti Real Madrid‘i mağlup edince bir anda ilerisi için ümitlendi.
Abdi İpekçi’de oynanan bu maç ise Efes adına her şeyin o kadar da parlak olmadığını gösteren karşılaşmaydı.
Oyun kurucu pozisyondaki problemi sebebiyle hücumda yaratıcı oyuncu eksikliği yaşayan lacivert-beyazlılar, kendi evinde Nizhny Novgorod gibi bir takım karşısında sadece 61 sayı atabildi ve hiç beklemediği bir sonuçla karşılaştı.
Nizhny karşısında alınan bu yenilgi, Efes‘in oyun kurucu arayışlarını hızlandırdı ve lacivert-beyazlılar, bu problemi çözmek adına sezon ortasında Thomas Heurtel transferini yaptı.
Efes adına bu hamle gerekliydi fakat bu transfer, Nizhny karşısında aynı sezonda bir kez daha sürpriz yaşamasına engel olamadı.
Top-16’da bir kez daha Rus ekibiyle karşılaşan lacivert-beyazlılar, bu sefer atamadığı için değil, tutamadığı için rakibine deplasmanda 109-90 ile kaybetti. Heurtel faktörü tam olarak böyle bir şey olsa gerek…