by Alex Kennedy, Çeviri: Cem Doğan
Bu yazı 18 Mayıs 2020 tarihinde HoopsHype‘ta yayınlanmış olup uyarlanarak Türkçeye çevrilmiştir.
Sekiz sezonda altı şampiyonluktan sonra Chicago Bulls hanedanı, 1998 yazında sona ermiş. Phil Jackson, Michael Jordan, Dennis Rodman, Steve Kerr, Jud Buechler ve Luc Longley takımdan ayrılmıştı. Yalnızca altı oyuncu takımda kalmıştı. 62 galibiyetlik derece normal sezonun en iyi derecesine imza attıktan ve üçüncü arka arkaya şampiyonluğun ardından Bulls, 1998-99 sezonunda sadece (ligin en kötü üçüncü derecesi olan) 13 galibiyet alabildi. Böylece 1969-70 Boston Celtics‘ten sonra, şampiyonluk üstüne playoff göremeyen, tarihteki ikinci takım oldu. İşte ‘The Last Dance’ten sonra yaşananlar…
Dickey Simpkins (Bulls forveti, 1994-2000): O yaz, dönüşümün başladığını görebiliyorduk. Takımda kalan tecrübeli oyuncular olarak bunu benimsemeliydik. Başımızda kolej basketbolundan gelen yeni bir koç olacaktı ve kadroda birçok genç oyuncu bulunacağını biliyorduk. Yeniden yapılanmanın başladığını biliyorduk. Şampiyonluk adayı bir takımdan böylesine keskin bir değişim sürecine girmek zordu.
John Jackson (Chicago Sun-Times, Bulls yazarı 1994-99): Genel menajer Jerry Krause takımı dağıtmaya hazırdı ve o noktada takım sahibi Jerry Reinsdorf da kalmalarını istemiyordu çünkü 1997-98’de toplam 61.3 milyon maaş ödeniyordu ve de devam etmeye karar verirlerse bu rakam 80 milyona çıkacaktı. Şampiyonluklar yaşamak Reinsdorf için önemliydi fakat verdikleri son eldeki geliri düşününce, kârlı sezonlardan biri değildi bu. 1998-99 muhtemelen en çok kâr ettikleri sezonlardan biri olacak çünkü 28.6 milyon maaş ödeyeceklerdi ve gelirler aşağı-yukarı aynı kalacaktı. Yani Reinsdorf takımı dağıtma kararına karşı değildi.
Jud Buechler (Bulls forveti, 1994-1998): Eğer bir şampiyonsanız, geri dönme hakkına sahip olduğunuzu ve dönüp bir kere daha kazanmayı deneyebileceğinizi hissedersiniz. Birisi sizi zirveden indirmedikçe daha fazla kazanmaya devam etmek istersiniz. Geri dönüp bakınca bizi oradan indirmeden devam edemeyecek olmamız hayal kırıklığıydı.
Scott Burrell (Bulls forveti, 1997-98): Hepimiz yeni kontrat istemiştik. Eminim insanlar Chicago’da kalmak isterdi. Bay Reinsdorf’un takımı dağıtma konusunda yapacağı çok şey vardı tabii. Herkes Jerry Krause’ı eleştiriyor fakat Reinsdorf’un da büyük rolü var. Yani, George Steinbrenner’ı yedi finalde beş kez şampiyon olduktan sonra Yankees’i dağıtırken göremezsiniz. Takımı yenilemek için birkaç kişi getirirler; asla takımı dağıtmazlar.
Sam Smith (Chicago Tribune köşe yazarı, 1987-2008): Bu tam anlamıyla sondu; önceki sefer gibi değildi. O zaman Scottie Pippen ve Horace Grant, Phil Jackson’la kalmıştı. 1998-99’un kötü bir sezon olacağından emindik.
Rusty LaRue (Bulls guardı, 1997-2000): Birçok muamma vardı. Kampa geldik, yeni bir sistem var, yeni oyuncular, kısa bir kamp ve üniversite sisteminden gelen, NBA’de hiç çalışmamış bir koç. Günden güne bakınca, rekabet beklentisi anlamında tamamen farklı bir his vardı.
Corey Benjamin (Bulls guardı, 1998-2001): Bize ‘Baby Bulls’ diyorlardı. Michael, Scottie, Dennis ve Phil’i kaybetmiştik fakat hâlâ son şampiyonduk. Ben daima Bulls’ta oynamak ve Michael Jordan gibi olmak istemiştim, o yüzden beni draft etmeleriyle rüyam gerçek olmuştu.
Kent McDill (Daily Herald’ın Bulls yazarı 1988-1999; altı şampiyonlukta da takımı takip eden tek gazeteci): Sezona girerken beklenti yoktu. Bulls’un herhangi bir şey başaracağını düşünmek için sebep yoktu. Belki bazı insanlar playoff umudunu sürdürmüş olabilir. Ama diğer yandan, takım için hiç beklenti bulunmuyordu.
Kornel David (Bulls forveti, 1998-2000): Herkes büyük isimlerin ayrıldığını biliyordu, yani beklentiler düşüktü. İnsanlar daha çok “Bu takım ne yapabilir?” diye merak ediyordu.