by Paolo Uggetti, Çeviri Arma Kaynar / info@eurohoops.net
Bu çevirinin tüm hakları Eurohoops Ltd. Şti.’ye aittir ve tamamının veya bir kısmının izinsiz kullanılması kesinlikle yasaktır.
Bu yazı 19 Haziran 2020 tarihinde TheRinger’da yayınlanmış ve uyarlanarak çevrilmiştir.
NBA’de bir takımın başarılı olabilmesi için şüphesiz ki görevinde başarılı olan birçok farklı kişinin beraber çalışması gerekiyor. Oyuncular, koçlar, antrenörler, gözlemciler…
NBA kulüpleri, oyuncuların sahada maksimum verimi verebilmesi için bir araya getirilen organizasyonlar. Bu organizasyonların en büyük sorumluları da tartışmasız şekilde yukarıda bahsettiğimiz tüm etkenleri bir araya getiren yöneticiler. Takımların genel menajerleri ve basketbol operasyonları başkanları, aldıkları veya almadıkları her karar ile takımlarının kaderini belirliyorlar.
Bugün aldıkları kararlarla takımlarının kaderlerini çizme konusunda en başarılı olan yöneticileri sizler için sıralayacağız.
5. Lawrence Frank – Los Angeles Clippers
Lawrence Frank’in kariyer hikayesi, kolay kolay karşınıza çıkacak tarzda bir hikaye değil. Bir koç olarak kariyer zirvesini çıktığı 13. maçta yaşayan Frank, 2004 yılında görev aldığı New Jersey Nets‘i 13-0’lık bir başlangıca taşımıştı. İlerleyen yıllarda Boston ve Detroit’te de görev alan Frank, 2013 yılında asistan koç olarak tekrar Nets benchine döndü. O dönemde takımın başında, yaklaşık 10 yıl önce Frank’in koçluğunu yaptığı Jason Kidd vardı. Kidd ile Nets’in arasındaki ilişki biraz tatsız sona erdi ve Frank de Clippers‘ın yolunu tuttu. Frank’i ilk olarak yardımcı koç olarak göreve getiren Los Angeles ekibi, zamanla tecrübeli çalıştırıcıyı basketbol operasyonları başkanlığına getirdi. Frank, bu göreve geldiğinden beri ligin en zekice hamlelerinden bazılarına imza attı.
Lawrence Frank’in tartışmasız şekilde en büyük hamleleri geçtiğimiz yaz döneminde Clippers’ın Kawhi Leonard ve Paul George’u kadroya katmasıyla geldi. Clippers, bir gecede sadece bir değil iki süperstara sahip bir takım haline gelmişti. Frank ve yönetiminin hamleleri sayesinde Clippers, ligin en iddialı takımlarından birisi haline geldi.
4. Sam Presti – Oklahoma City Thunder
Frank’in takımını belirli bir seviyeye getirmek için çeşitli riskler aldığından bahsetmiştik. Sam Presti ise takımını ileriye taşımak için diğer isimlerin risklerinden yararlanan bir yönetici. Kevin Durant, James Harden ve Russell Westbrook çekirdeğinin istenilen başarılara ulaşamadığını gören Presti, bu çekirdekten elinde son kalan parçalar olan Paul George ile Russell Westbrook’u takas ederek yeniden yapılanma yoluna girmeyi tercih etti. Bunun karşılığında yaşlanan bir oyun kurucu, genç bir oyun kurucu, Danilo Gallinari ve bir çuval dolusu draft pickini eline geçirdi.
Harden’ın takas edilmesinden Durant’in takımdan ayrılmasına kadar birçok farklı olayı göz önüne aldığımızda Presti’nin orjinal planının başarısız olduğunu söyleyebilriiz. Ancak tecrübeli yöneticinin başarısızlıklarını telafi etmesi en önemli özelliklerinden birisi. Chris Paul, Thunder‘a katıldıktan sonra yepyeni bir motivasyon ile mücadele etmeye başladı. Shai Gilgeous-Alexander, potansiyel bri yıldız gibi gözüküyor. Presti, sahip olduğu picklerle takas piyasasına düşecek sıradaki yıldızı takımına katabilir ya da NBA Draftından yeni Kevin Durant’i bulabilir.
3. Danny Ainge – Boston Celtics
Danny Ainge’in sadece ilk üçte alması değil bu listede yer alması bile tartışabilir. Bunu Danny Ainge kötü bir yönetici olduğunu ve bilgili bir basketbol adamı olmadığı için söylemiyoruz. Ancak bu listede bulunmayı Ainge’den daha çok hak eden adaylar olduğunu da söyleyebilirsiniz. Bob Myers, lig tarihindeki en iyi takımlardan bir tanesini kurdu ve bunu yaparken Kevin Durant gibi bir süperyıldızı kadrosuna katarak üç şampiyonluk kazandı. Frank gibi Sean Marks da ligin “üvey kardeşlerinden” biri olarak görüen bir kulübün ligin en önemli süperyıldızlarından ikisini Nets‘e getirmeyi başardı. David Griffin, Cleveland’da şampiyonluğa ulaşacak bir takım kurduktan sonra New Orleans şehrindeki NBA basketbolunu kurtarmış olabilir.
Ainge’in kariyer zirvesi 2008 yılında şampiyonluğa ulaşacak bir takım kurmasıyla yaşansa da tecrübeli yöneticinin her geçen yıl ünü daha da büyüdü. Danny Ainge, bu ününü ise NBA Draftında birinci sıra draft hakkını takaslayıp üçüncü sıradan Jayson Tatum’ı seçmesi gibi akılcı hamlelerle kazandı. Bu dönem boyunca Ainge’in neredeyse takas edilecek her oyuncuyla adının geçmesi ancak Celtics‘in asla hamle yapmaması da bu ününe ün kattı. Drafttan Marcus Smart ve Jaylen Brown gibi oyuncuları bulan Ainge, bir süperstarın şampiyonluk yürüyüşünde yanında ihtiyacı olacak oyuncuları bulmakta zorlanmıyor gibi. Tecrübeli yönetici, takımını şampiyonluğa taşıyacak süperyıldızın Kyrie Irving olduğuna inanmıştı ancak Ainge’in bu inancının yanlış olduğu ortaya çıktı. Kemba Walker, Irving’ten sonra iyi bir ekleme olarak görülse de Ainge’in ve Boston Celtics’in istediği şampiyonluğa ulaşmak için birkaç sinsi hamleye ve Jayson Tatum’ın önümüzdeki yıllar boyunca All-Star seviyesinde oynayan bir oyuncu olmaya devam etmesine ihtiyacı var.
2. Daryl Morey – Houston Rockets
Tıpkı Ainge gibi Morey’nin de ünü, bir yönetici olarak başardıklarının önüne geçiyor diyebiliriz. Özellikle internet ve sosyal medyanın etkisiyle Morey, başardıklarından çok daha büyük bir yönetici olarak görülüyor. Morey’nin özgeçmişi, tartışmasız şekilde övülmeyi hak ediyor ancak tecrübeli yönetici, henüz bir şampiyonluk kazanamadı. Bu durum, Morey’nin geçtiğimiz yıllarda Golden State Warriors‘a meydan okuyacak birkaç takımdan birisini kurduğu gerçeğini de değiştirmiyor.
Morey’nin birçok takımın katıldığı karışık takaslara imza atması tecrübeli yöneticinin adeta imzası oldu. İnandığı oyun felsefesini sahaya yansıtacak bir takım kurma uğruna radikal kararlar almaktan kaçınmayan Morey’nin bu sene imza attığı hamlelerin benzerini yapacak bir yönetici bulmak çok kolay değil. Bunu söylemek biraz küçümseyici olabilir ancak tıpkı 2000’li yıllardaki Phoenix Suns gibi Morey de hak ettiği değeri bir yüzük kazanmadan göremeyecek gibi duruyor.
1. Masai Ujiri – Toronto Raptors
NBA yönetimlerinin cesur kararlar almak ile tedbirli olmak arasındaki dengeyi tutturması kadar zor olan çok az şey var. Ve tüm ligde bunu Masai Ujiri’den daha iyi yapan bir yönetici yok. Başarılı bir yönetici olmanın basamaklarını dikkatli adımlarla çıkan Ujiri’nin yaptığı her hamlenin arkasında net bir amaç olduğunu görebiliyorsunuz. Buna geçen sezon Toronto’nun yakaladığı başarının ardından Raptors‘tan ayrılmamak da dahil.
Masai, 2018 yazında sadece Kawhi Leonard’ı takıma katmakla kalmadı yıldız oyuncunun etrafını bir şampiyonluk yürüyüşü için ideal parçalarla doldurdu ve Kawhi’ın kendisini rahat hissetmesini sağladı. Bu hamlelerle birlikte Toronto Raptors organizasyonu, Leonard’ın Kanada’da geçirdiği tek sezonda tarihindeki ilk şampiyonluğa ulaştı. Kawhi’ın takımdan ayrılmasından sonra bile Raptors, Doğu Konferansının en iddialı takımlarından birisi olmaya devam etti. Giannis Antetokounmpo’nun sözleşmesinin hızla sonuna doğru yaklaşırken Pascal Siakam’ın her geçen gün daha iyiye gittiğini de düşününce Masai ve Raptors, bir süre daha NBA’in zirvesinde yer alacak gibi gözüküyor.
Basketbol gündemindeki en son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!