by Eurohoops Team / info@eurohoops.net
Fenerbahçe Beko yardımcı antrenörü Erdem Can, Socrates Podcasts’te Uğur Ozan Sulak ve Caner Eler’in sunduğu Acil Servis isimli programa konuk oldu.
Sarı-lacivertli takımdaki yeni dönem, transfer çalışmaları, koç Igor Kokoskov ile geçmişe dayanan ilişkisi ve diğer birçok konuda içten açıklamalarda bulunan Can’ın demeçlerinden satır başlarını huzurlarınıza taşıyoruz…
“Aslında ilk defa bir yaza böyle giriyoruz. Biz genelde bu dönemlerde sezonun ağır yükünü yeni kaldırmış, transferlerle uğraşıyor olurduk ama biz yaza girerken biraz herkesin yaşadığı eve kapanma durumunu yaşadık ve o süreçte de bir belirsizliğimiz vardı açıkçası. Çünkü çok uzun zamandan beri ilk defa bu kadar -doğrusunu söylemek gerekirse- istikrarsız ve kötü bir sezonun üzerine bir de salgın çıkınca biz biraz kaldık. İlerisi için de çok plan yapamadan biraz yazın ne olacağını görmek üzerine geçti şu ana kadar.
O süreçte de koçun ayrılığı üzerine yeni koçun gelişi ve benim kendi adıma o aradaki sürecin sonunda takımımızda devam etme sonucuyla yola çıktık. Şimdi yeni bir takım kurma telaşı içindeyiz. Biraz alışılmışın dışında bir yaza giriş ve yaz süreci geçirdik açıkçası.”
Zeljko Obradovic‘in ayrılma kararı ile ilgili süreç kendisine sorulan Can, şunları söyledi:
“Sezon içinde koç yorgun olduğundan ve biraz dinlenmek istediğinden bahsediyordu ama ben yarışmacı kişiliğinden dolayı, özellikle salgın sonrası da bir süre dinlenince çok net bir şekilde geri döneceğini düşünüyordum ve onunla da konuşurken ona da böyle söylüyordum. O bir şekilde biraz mental olarak da yorulduğunu ve buna ihtiyacı olduğunu, bir yenilenme sürecine ihtiyacı olduğunu söylüyordu ama özellikle de buradan ayrıldığı güne kadarki süreçte hepimizde pozitif bir enerji vardı.
Adını koymamıştı ama pozitifti. Ancak birkaç gün sonra hem ailesiyle görüştü hem de kendisi düşünüp bu dinlenme kararını aldı. Bana derseniz eğer -ben hayatında hep doğru söyleyen biri olmaya çalıştım- bunu daha önceden biliyor muydunuz diye, ben açıkçası çok bilmiyordum. Ben koçun da daha önce buna net karar verdiğini düşünmüyorum. Ama kendisi değerlendirdi ve en sonunda bu yıl dinlenmeyi daha uygun buldu. Ama yıl içinde bunlar yokken de yorgunluk durumu vardı açıkçası ama bizim için o günden bugünün geleceğini düşünüyorduk diyebileceğimiz bir durum değil.”
Kulüpte kalmaya karar verme süreciyle ilgili de konuşan Can, şu ifadeleri kullandı:
“Kendi adıma çalıştığım insanlarla hem prensip olarak hem de kişisel yapı olarak biraz aidiyet duygusuna, beraber hareket etmeye, o kimyaya inanan biriyim. O yüzden koçla birlikte çalıştığımız dönemde onun ağzından başka bir şey duyana kadar %100 biz onunla çalışıyoruz ve sonuna kadar da onunla çalışmak istediğimi defaatle söylemiştim. O benimle çalışmak istediği sürece ben onunla her ortamda çalışırım.
Ona şunu da söyledim: Koç dese ki ‘Erdem, benim antrenman defterlerimi taşıyacaksın’, ben onu da yaparım. Çünkü onun yanındaki öğrencilik başka bir düzey. O yüzden de ben biraz buna odaklanmış bir şekilde kendimi bunu hazırlıyordum.
Çok daha önemli bir mücadele bizi bekliyor. Bu zamana kadar üzerine tuğlaları koyarak yaptığımız bir bina ne yazık ki repütasyon olarak birazcık sallandı. Dolayısıyla bu bizim için bir mücadele olacaktı. Ben de üzerine yeni bir şeyler koyarak, yeni bir şeyler yapıp tekrar insanlara ‘O öyle değildi, gerçek Fenerbahçe‘yi tekrar yarattı bu insanlar’ dedirtiriz düşüncesindeydim.
O yüzden ona çok konsantreydim. Koç ayrılınca ben de kendi adıma nasıl bir seçenek geleceğini görmek için bekledim açıkçası. Dediğim gibi daha önce de takımda kalma isteğim, Fenerbahçe gibi ait olduğum camianın yanı sıra Obradovic ile çalışmakla da ilgiliydi. Dolayısıyla o arada biraz ben de havada kaldım. Yani bana bir teklif vesaire gelse onu değerlendirecek bir konsantrasyondaydım.
Ancak sonra Igor ile ilgili konu gündeme geldi. Bizim de onunla daha önce birlikte çalışma durumumuz oldu. Utah’ta benim NBA Yaz Ligi’ne davet edilmemi sağlayan ilk kişi olarak orada çok büyük bir emeği vardır. Orada da bana çok yardımcı oldu. Sonra o ayrılsa da benim Utah ile ilişkim devam etti ve hâlâ ediyor. Ancak onun gelişi benim için şöyle önemli: Eğer ben Obradovic‘ten sonra biriyle asistan koç olarak çalışabileceksem kafamda açıkçası kim olabilir deseler, tek olabilir diyeceğim insan o diyebilirim. Ben bunu Zeljko ile de paylaştım.
Onun dışında birine asistan koçluk yapmayı istemiyordum da düşünmüyordum da. Bir noktada bir olgunluk seviyesine geliyorsunuz. Hayatta yeni bir mücadele istiyorsanız, buna hazırsanız, enerjiniz olduğunu düşünüyorsanız, onunla ilgili harekete geçmek için o enerjiyi bulmanız gerektiğini düşünüyorum. Ben de hayatı boyunca asistan koç olarak yaşamayı düşünen biri değilim. Hayata böyle bakmıyorum. Ama dediğim gibi bana ‘Zeljko dışında yanında asistan olabileceğin koç kim olur?’ deselerdi herhalde söyleyebileceğim 1-2 isimden biri o olurdu. O anlamda ben de gayet motive bir şekilde takımımla devam etme yönünde hareket ediyorum.”