by Utkan Şahin & Semih Tuna / info@eurohoops.net
Elinizin altında geride kalan 20 yılı bir kitap gibi birleştirecek bir düğme olsaydı ve siz bu düğme bassaydınız… Nasıl olurdu?
Bu sorunun cevabını hayatın diğer alanlarında belki veremeyebiliriz ama sizi, bir takımın geçmişine götürebiliriz.
Eurohoops Fırın, yazı dizisinde ING Basketbol Süper Ligi’nin köklü takımlarının 21. yüzyıldaki en iyi kadrolarını değerlendirdi ve en iyilerden “Milenyum Kadroları” oluşturmaya karar verdi.
Oyunun kurallı belli; 2000’den bugüne sarı-kırmızılı forması giymiş isimlerden 12+1 kişilik bir kadro oluşturmak!
Lafı uzatmadan gelin önce bizim oluşturduğumuz kadroya bakalım. Ardından siz de lütfen sosyal medyadan “Milenyum’un Muhteşem Kadrosunu” gönderin.
Pınar Karşıyaka: 21. Yüzyılın En İyi Kadrosu
Türk Telekom: 21. Yüzyılın En İyi Kadrosu
Darüşşafaka Tekfen: 21. Yüzyılın En İyi Kadrosu
TEKSÜT Bandırma: 21. Yüzyılın En İyi Kadrosu
Beşiktaş Icrypex: 21 Yüzyılın En İyi Kadrosu
Oyun Kurucular
#30 Carlos Arroyo
Oynadığı sezonlar: 2012-2015
Biliyorsunuz, her kadroyu kurarken bir de takıma kaptan seçiyoruz. Galatasaray için bu seçimimizi hemen yapacağız.
Sarı-kırmızılı ekip, ülke basketbolunun en köklü takımlarından… Kulübün basketbol şubesinin geçmişi 100 yılı aşkın bir süreye dayanıyor. Dolayısıyla da bu forma altında efsaneleşen birçok isim var fakat sadece 20 yılı ele aldığımız zaman, bu kulüpte onda daha iyi bir oyuncu ve lider geçmedi.
2013’te Galatasaray, ligde 23 yıl sonra şampiyonluk sevinci yaşarken takımın lideri de yıldızı da o’ydu. Keza sarı-kırmızılılar, tarihinde ilk kez EuroLeague playoff’u oynarken de takımın bir numarası o’ydu. Arroyo’nun lider karakteri o kadar baskındı ki, bu özelliği sayesinde kendi döneminde rakip takım taraftarlarının en çok kıskandığı isimdi.
Bütün bu liderliği ve yeteneklerinin yanı sıra Galatasaray’ı benimsemesiyle taraftarın kalbinde yer kazanan Arroyo, taraftarın hala en sevdiği basketbolculardan.“This is my house” cümlesi, birçok taraftarın tüylerini hala diken diken ediyordur.
#10 Malik Dixon
Oynadığı sezonlar: 2005-2006
Biliyorsunuz, ülke sporunun üç büyük takımının basketbolla olan ilişkisi hep biraz inişli çıkışlı olmuştur.
Türkiye’nin ya da kulübün yaşadığı ekonomik buhranlardan ilk olarak basketbol şubeleri etkilenir. Bu yüzden de biz son 20 yıl içerisinde bu kulüplerimizde büyük isimlerin geldiği altın dönemlerin yaşandığını da gördük, daha küçük hedeflerin olduğu ortamda parlayan isimleri de…
Malik Dixon ikinci döneme giriyor.
2005-2006 sezonunda yolu Galatasaray‘la Türkiye’ye düşen Dixon, bu topraklarda gördüğümüz en büyük skorerlerdendi.
Fransa 2, İtalya 2 ve İsrail Ligi’nden sonra Türkiye Ligi’nin de sayı kralı olmuştu o sezon. Süper bir top hakimiyetine sahipti, istediği yerden istediği şekilde sayı bulacak gibi oynuyordu.
Maç içerisinde zaman zaman kaybolsa da konsantrasyonunu toplandığında o dönem onu durduracak oyuncu sayısı çok değildi. Kazandırdığı birçok maçın arasında en unutamadıklarım tek başına aldığı Pınar Karşıyaka (40 sayı) ve Efes Pilsen (30 sayı 8 asist) maçlarıydı. Keza All-Star maçında Kerem Tunçeri’ye yaptığı hareket televizyon başında hayran etmişti.
Dixon o sezon 21.8 sayı performansıyla lige damga vururken Galatasaray da onun bu performansı sayesinde bir yıl sonra playoff’a geri dönmeyi başardı.
Dediğim gibi belki Galatasaray’ın 2010’lu yıllarda yaşadıkları düşününce bu çok büyük bir başarı gibi size gelmeyebilir ama dönemin şartlarına göre Dixon’ın yaptıkları da bıraktığı izde gerçekten önemliydi.