by Utkan Şahin & Semih Tuna / info@eurohoops.net
Elinizin altında geride kalan 20 yılı bir kitap gibi birleştirecek bir düğme olsaydı ve siz bu düğme bassaydınız… Nasıl olurdu?
Bu sorunun cevabını hayatın diğer alanlarında belki veremeyebiliriz ama sizi, bir takımın son 20 yılına götürebiliriz.
Bildiğiniz gibi Eurohoops Fırın, bu yolculuğa ilk olarak ING Basketbol Süper Ligi’nin köklü takımlarıyla çıktı. Son dönemde karşınıza ligimizdeki bazı takımların son 20 yılındaki kadrolarından en iyi isimleri alarak, “Milenyum Kadroları” oluşturduk.
Şimdi ise aynı formatı Turkish Airlines EuroLeague’e taşıyor ve son 20 yılda 4 kere şampiyonluk gören CSKA Moskova’yı karşınıza çıkartıyoruz.
Oyunun kurallı belli: 2000’den bu yana Rus devinin kadrosunda yer alan oyuncularından 12 + 1 kişilik bir kadro oluşturmak!
Neyse lafı uzatmadan gelin önce bizim oluşturduğumuz kadroya bakalım. Ardından siz de lütfen sosyal medya üzerinden “Milenyumdaki Muhteşem Kadronuzu” gönderin.
Not: Modern EuroLeague, 2000’den bu yana süregelen kısımdır.
Baskonia’nın Modern EuroLeague’deki En İyi Kadrosu
Anadolu Efes’in Modern EuroLeague’deki En İyi Kadrosu
Panathinaikos’un Modern EuroLeague’deki En İyi Kadrosu
Fenerbahçe Beko’nun Modern EuroLeague’deki En İyi Kadrosu
Zalgiris Kaunas’ın Modern EuroLeague’deki En İyi Kadrosu
Real Madrid’in Modern EuroLeague’deki En İyi Kadrosu
Maccabi Tel Aviv’in Modern EuroLeague’deki En İyi Kadrosu
Oyun Kurucular
#10 J.R. Holden
Oynadığı sezonlar: 2002-2011
CSKA Moskova’nın oyun kurucu rotasyonu o kadar gösterişli ki, Rus devinin yıllardır neden EuroLeague’de başarılı olduğunu hemen ortaya çıkıyor.
Oyun kurucu rotasyonunda anlatacağımız ilk isim ise J.R. Holden!
2002’de Dusan Ivkovic yönetiminde yeni bir yapılanmaya giden CSKA Moskova, ilk iş olarak tarihe geçecek bir guard ikilisi oluşturdu: Theo Papaloukas ve JR Holden!
Papaloukas daha çok işin organizasyon tarafındaydı, AEK’da skorerliğiyle dikkat çeken Holden ise işin skor üretme tarafından sorumluydu. Holden 9 yıllık Moskova macerasında bunu eksiksiz bir şekilde de yaptı ama sadece skorerliğiyle hafızalara kazınmadı.
Birçok Amerikalı guardın aksine Avrupa basketboluna harika bir şekilde adapte olan Holden, özellikle Messina dönemiyle birlikte oyunu sürekli zorlamaktansa ne zaman nerede ipleri eline alacağını çok iyi bilen bir oyuncu oldu.
Bu kritikti çünkü onun Papaloukas’la yakaladığı uyum, CSKA Moskova’yı başarılara taşıdı. Holden, Rusya’da geçirdiği 9 sezonun 8’inde Final Four gördü.
Messina öncesinde Final Four’larda hayal kırıklığı yaşayan CSKA, 2006-2009 yılları arasında üst üste final oynadı ve bu 4 finalin 2’sini kazandı. Eğer karşılarında Obradovic olmasa belki de 4’te 4 yapacaklardı.
Holden da bu unutulmaz döneminin simge isimlerinden biriydi.
Ayrıca Amerikalı oyuncu, sadece CSKA Moskova’yla değil, Rusya Milli Takımı’yla yaptıklarıyla da tarihe geçti. Rusya, 2007’de sürpriz bir şekilde Avrupa şampiyonu olurken maçı kazandıran basket ondan geldi.
Çok değil, 90’ların başında bile böyle bir hikayeye kimse imkan vermezdi. Gerçekten de Netflix hala neden bunun belgeselini yapmadı?
#4 Theo Papaloukas
Oynadığı sezonlar: 2002-2008 ve 2012-2013
JR Holden’ın olduğu yerde elbette Theo Papaloukas da olmalı!
Son yıllarda genç nesil, Yunan oyun kurucu denilince nedense hep Vassilis Spanoulis ve Dimitris Diamantidis’ten bahsediyor. Fakat bu iki efsane isimden önce de EuroLeague Papaloukas’ın krallığıydı.
Onunla ilgili ilk anımı hiç unutamıyorum.
2005’te Efes ile CSKA Moskova playoff serisi oynadığında ben de halihazırda basketbola yeni yeni aşık olan bir gençtim. Papaloukas ise o serinin yıldızıydı. Baktığınız zaman istatistikleri öyle ihtişamlı değildi ama kenardan gelip, 2.00’lik boyuyla her şeyi gören ve rakibini sürekli cezalandıran bir tanrı gibiydi.
Onunla ilgili en çok sevdiğim şey de kenardan gelmesiydi. Her ne kadar Messina’yla bu konuda zaman zaman tartışsalar da Papaloukas gibi tarihin en iyi 10 oyun kurucusu arasında rahatlıkla ismini sayacağımız bir ismin, maça kenarda başlayıp harika oyun zekasıyla rakibin hatalarını cezalandırması gerçekten kıymetli bir özellikti.
Oyunundaki şut defosuna rağmen böylesine büyük bir oyuncu olması da biraz da bu özelliği sayesindeydi.
CSKA‘nın o muhteşem döneminde kadrosunda başka önemli isimler elbette vardı ama takımın lideri o’ydu ve 2006 sezonu gerçekten özeldi.
Onun önderliğinde CSKA 25 yıllık EuroLeague şampiyonluğu özlemine son verirken Final Four’un MVP’si de haklı olarak Papaloukas seçildi. Yunan efsane, o yazın devamında Dünya Kupası’nda Yunanistan’ın tarihi bir olayla Amerika’yı yenerek final oynamasına da yardımcı oldu.
Ha keza 2007’de de normal sezonun MVP’si seçilerek bunu başaran ilk Yunan oyuncu oldu.
Papaloukas, gerçekten özel bir lider ve oyuncuydu.
#4 Milos Teodosic
Oynadığı sezonlar: 2011-2017
Bir kulübün tarihinde sadece JR Holden ve Theo Papaloukas’ın geçmesi bile o kulübü oldukça şanslı yapar. Peki ya bir de bunların üstüne Milos Teodosic var desem?
Sanırım bu artık şansın da ötesine gider!
Bana sorarsanız; Milos Teodosic, Avrupa’da bir neslin izlediği en saf yetenekti.
Farkındayım belki biraz iddialı bir cümle oldu ama Teodosic’in saha içerisinde bize sunduklarını düşününce bence siz de bana hak vereceksiniz. Avrupa basketbol tarihinde sayısız efsane var ve hepsi bir şekilde dönemlerine damga vurdu.
Sırp guard ise yetenekleriyle 2010’lu dönemlerde aynısını yaptı. Belki kariyerinin başında ondan beklendiği kadar kendi dönemini domine etmedi. Hatta onun özelinde bir ara Teodosic’in yaşadığı başarısızlıklar, yaşadığı başarılardan daha dikkate değer bir hale geldi. En basitinden 2016’daki şampiyonluğu pek konuşulmaz ama Teodosic denilince topu havaya diktiği meşhur maçlar ve finaller hemen dillerden dökülür.
Fakat bence bu önemli değil. Teodosic, gerçek bir sihirbazdı. CSKA‘nın kazanacağından emin olduğunuz bir maçı bile izlemeniz için sebepti. Çünkü her an, her saniye sizi şaşırtacak bir şey yapabilirdi.
Aklınızı uçuracak bir asisti gayet kolay bir şeymiş gibi gösterebilir yahut o şut da atılır mı diyeceğiniz bir üçlüğü sokabilirdi. Onu izlemek gerçekten büyük bir zevkti.
Öte yandan Nando De Colo’yla yakaladıkları uyum da bir şekilde tarihe geçti.
Papaloukas – Holden sonrası dönemde yaşanan büyük hayal kırıklıklarını sadece böylesine elit bir ikili sonlandırabilirdi. 2016’da da bunu yaptılar!
Şutör Guardlar
#1 Nando De Colo
Oynadığı sezonlar: 2014-2019
Milos Teodosic’ten bahsettiysek, hemen Nando De Colo’ya geçmemiz gerekir. Çünkü bugünlerde nasıl EuroLeague’de bir “Shane Larkin – Vasilije Micic” gerçeği varsa onların döneminde de De Colo – Teodosic gerçeği vardı.
Aslında Fransız yetenek, CSKA Moskova’ya transfer olurken Dimitris Itoudis’in kafasındaki plan bu muydu, pek emin değilim.
Evet, De Colo 2014’te CSKA‘ya NBA’den transfer oldu ve o yaz döneminin konuşulan isimlerinden biriydi ama gerçekçi olalım bu kadar büyük etki yaratması da beklenmiyordu. Fransız yıldız, NBA’e gitmeden önce Valencia‘da geçiş hücumlarında oldukça etkili olan ama yarı saha hücumunda o kadar parlak olmayan bir isimdi.
CSKA Moskova’da ise ilk yılından sonra tam olarak büyük bir yıldıza dönüştü.
Bazı oyuncular vardır, yetenekleri bir kenara mental olarak da rakiplerine zarar verir. De Colo’nun CSKA Moskova dönemi de aynen böyleydi. Bütün takımlar onu durdurmak için elinden geleni yapardı, hatta bazen bunu başardıklarını da düşünürdü ama istatistik kağıdına bir bakardınız ki, o çoktan 20 sayıyı potanıza göndermiş.
Bu anlamda De Colo, 2015-2017 yılları arasında ligin en özel oyuncusuydu. İstatistikler de bunu söylüyor. CSKA’da oynadığı 5 yıllık dönemde ligde onun kadar skorer başka bir isim yok. Dahası en yakın rakibiyle de arasında 500 sayıdan fazla fark var.
Üstelik, De Colo saha içerisindeki bu bireysel özelliklerini takım başarısını da dönüştürmeyi başarmış bir isim!
2016’da CSKA, 9 yıl sonra EuroLeague’de şampiyonluk yaşarken De Colo, o sezon 3 büyük ödülü birden kazandı: sayı kralı, normal sezon MVP’liği ve Final Four MVP’liği!
Keza çok eleştirildiği, 2019 şampiyonluğunda da onun izi çok büyük.
Rus ekibi, yıllar sonra ilk kez kendi evinde bir playoff maçı kaybetmesine rağmen De Colo, Vitoria’daki iki maçta da olağanüstü oynayarak her şeyi yoluna koyan isim oldu. Sonra da Final Four’da favori Real Madrid‘i yıkan isim yine o’ydu.
Kesinlikle özel bir skorer ve bunu da sadece 5 yıl CSKA Moskova forması giymesine rağmen, Rus devinin tarihinin en çok sayı atan oyuncusu olarak ispatladı.
#21 Trajan Langdon
Oynadığı sezonlar: 2005-2011
JR Holden ve Theo Papaloukas’ın yanında bir de Trajan Langdon! Gerçekten vay canına!
Duymuşsunuzdur, Langdon’ın lakabı “Alaskalı Suikastçi”… NBA’in aksine Avrupa’da pek fazla lakap görmeyiz ama herhalde bunun bir zirvesi varsa o da Langdon’ın lakabıdır.
Avrupa’da lakabı kendisine bu kadar uygun başka bir oyuncu var mı bilmiyorum.
Alaska’nın çıkardığı en büyük oyuncu olan Langdon, mimiksiz ve gösterişsiz oyunuyla belki çok dikkat çekmezdi ama söz konusu öldürücü darbeyi vurmak ise ondan daha iyisini hiç görmemiş olabiliriz.
Yıldız oyuncu, bu özelliğini de en iyi Rusya’da gösterdi.
Langdon, 2005’te Efes‘ten CSKA‘ya geçerken Rus devi, Papaloukas – Holden ikilisine rağmen üst üste 2 Final Four’da da hiç beklemediği sonuçlarla karşılaşmıştı. Holden ise bu ikilinin aradığı can simidi oldu.
İlk senesinde 2006’da CSKA Moskova, yıllar sonra şampiyonluğa ulaşırken Langdon asıl büyük etkisini 2008’de gösterdi. Finalde Maccabi karşısında sadece bir şut kaçırarak 21 sayı atan Langdon, tarihin en iyi final performanslarından birini sergileyerek Final Four’un MVP’si seçildi.
Alaskalı Suikastçi, şutörlüğü ve sahadaki o “cool” duruşuyla izlemesi çok zevkli bir oyuncuydu.
Modern EuroLeague tarihinde de en iyi 10 Amerikalı oyuncu arasında onun ismi, takvim yaprakları döndükçe yer almaya devam edecek.
#22 Cory Higgins
Oynadığı sezonlar: 2015-2019
“Tarih tekerrürden ibarettir” sözü sizce de Trajan Langdon ile Cory Higgins’in hikayelerini tam olarak anlatmıyor mu?
Aynı Langdon gibi Türkiye’den Moskova’ya geçiş yapan Higgins, CSKA Moskova’nın tarihinde hemen hemen benzer bir etki yarattı. Nasıl Papaloukas ile Holden ikilisinin zirveyi görmek için Langdon gibi bir isme ihtiyacı varsa Teodosic ile De Colo’nun da Higgins’e ihtiyacı vardı ve Amerikalı skorer, daha ilk sezonundan bunu sundu.
İlk yılında bu iki dev ismin yanında çok fazla konuşulmayan ama saha içinde işini harika yapan Higgins, aynı Langdon gibi ilk sezonundan takımının EuroLeague şampiyonluğu görmesine oldukça yardımcı oldu. Özellikle de finaldeki performansı çok kritikti. Onun şut yeteneği, Fenerbahçe‘nin savunma planlarını alt üst etti.
Higgins, sonrasında da aynı Langdon gibi takım içerisinde yükselişe geçti.
Bir rol oyuncusu olarak geldiği CSKA‘da önce iyi bir 2. adam, sonra da dikkat çekici bir lider oldu. Özellikle de 2019’daki şampiyonlukta bunu çok iyi gösterdi. O sezon kritik anlarda şut yüzdesi olarak inanılmaz bir performans gösteren Amerikalı yetenek, Rus ekibinin şampiyon olmasında büyük bir rol oynadı ve 4 yıllık Moskova dönemine 2 şampiyonluk sığdırmış oldu.
Langdon ile Higgins ikilisinin tek farkı, başlangıç ve bitirişleriydi. Langdon, gelmeden önce EuroLeague’de biraz gezmişti. Higgins ise CSKA’dan sonra biraz gezmeye karar verdi ve Barcelona’ya transfer oldu.
Aman, o kadarlık farklılık da olsun canım!
Kısa Forvetler
#9 Ramunas Siskauskas
Oynadığı sezonlar: 2007-2012
Ramunas Siskauskas’ın aslında bu kulübe iki tane EuroLeague kupası borcu var ama bu efsane ismin kadroda yer almayı hak etmediği anlamına da gelmiyor.
İlk borcu gelmeden önceydi. Atina’daki Final Four’da her ne kadar MVP ödülü Dimitris Diamantidis’e gitse de CSKA Moskova’yı asıl yıkan isim o’ydu. Siskauskas o borcunu ödedi.
Panathinaikos‘la yaşadığı şampiyonluğun ardından büyük bir kontratla CSKA Moskova’ya geçen Litvanyalı yıldız, ilk yılında harika bir performans sergiledi.
O sezon harika CSKA Moskova kadrosunun en iyisi olan Siskauskas, normal sezonun MVP’si seçilerek modern EuroLeague’de bunu başaran ilk Litvanyalı oldu. Sonraki üç sezonu da harikaydı.
Belki CSKA şampiyonluğa ulaşamadı ama istikrarıyla o hep en iyileri arasında yer aldı.
2011-2012 sezonunda basketbola veda eden efsane isim, hala hatırlanan ikonik bir anla o vedayı yaptı. CSKA’nın rüya kadrosu İstanbul’da kimse imkan vermezken 19 sayıdan farktan geri gelen Olympiakos’a kupayı hediye etti.
Siskauskas ise bitime 9 saniye kala CSKA 1 saniye öndeyken iki faul atışını kaçırarak bu felaketin kapısını açan isim oldu.
Efsane bir ismin EuroLeague’e veda ettiği bir maçta bunların yaşanması üzücü ama yine de 5 yıllık dönemini esas aldığımız zaman Siskauskas, hep takımın en iyilerdendi ve bu yüzden kadroda yer almayı kesinlikle hak ediyor.
#21 Will Clyburn
Oynadığı sezonlar: 2017-?
Will Clyburn tercihimiz belki biraz garip gelebilir ama son Final Four’un MVP’sini kadroya almasaydık, bence büyük bir hata yapardık.
Bana sorarsanız; Amerikalı yıldız, EuroLeague’deki basketbolun son yıllardaki dönüşümünü en iyi gösteren oyunculardan… 2000’lerin ortasında olsa bırakın bir yıldız olmasını, muhtemelen EuroLeague kariyeri 10 maçı bile geçmeyecek bir oyuncu olurdu yıldız isim. Bugünlerde ise fiziksel avantajlarıyla tam olarak bir haksız rekabet!
Çünkü onun karşısında ne bir 3 numara ne de 4 numara koyabiliyorsunuz. Hangisini tercih ederseniz edin, ya hızlı ayaklarıyla ya da atletizmi ve fiziğiyle sizin başınıza dert oluyor. Hal böyle olunca da onun saha içerinde yarattığı avantaj CSKA için önemli bir koz oluyor.
Ayrıca bana sorarsanız, kariyerinde gösterdiği gelişimi takdir etmemiz gerekiyor.
Daçka döneminde Real Madrid seriyi Clyburn’ün dış şut problemine yıkarak döndürmüştü. O anlarda Clyburn’ün çaresizliği ve tedirginliği hala gözlerimin önünde…
Amerikalı yıldız sonrasında ise gayet kabul edilebilir bir şutöre dönüştü. Hatta 2019’daki finalde Efes potasına 4 üçlük isabeti göndererek kabul edilebilirliğin de ötesine geçti.
Sakatlığı sebebiyle onu geçen sezon pek izleyemedik. Bakalım geri döndüğünde de aynı şekilde oynamaya devam edecek mi?
Uzun Forvetler
#31 Viktor Khryapa
Oynadığı sezonlar: 2002-2004 ve 2007-2018
Geçtiğimiz günlerde kaleme aldığım, “kıymeti yeterince verilmeyen oyuncular” yazısında CSKA Moskova bölümünde Viktor Khryapa’ya yer vermiştim.
Öyle bir yazıdan sonra bir de gidip Khryapa’yı böyle bir kadroya almasam gerçekten ahmak gibi gözükürdüm. Hoş zaten böyle bir niyetim de yok.
Viktor Khryapa’nın modern EuroLeague’de kendi pozisyonunun en iyilerinden birisi olduğuna itiraz edecek birisi olduğunu sanmıyorum. Bana sorarsanız Rus oyuncu, yıldız oyuncular arasında hakkı yeterince verilmeyenler arasında yer alıyor.
Sanırım bu oyununun çok gösterişli olmaması ve istatistiklerinin çok yüksek olmamasıyla alakalı fakat diğer taraftan da Khryapa kadar akıllı, oyun bilgisi yüksek ve çok yönlü kaç tane oyuncu var bilmiyorum. Mesela çok konuşulmaz ama Khryapa’nın kariyerinde en iyi savunmacı ödülünü aldığı bir sezon da vardır.
Benim en sevdiğim yanı ise bütün CSKA Moskova kariyeri boyunca rolünü hiç sorgulamadan takımı için ne eksikse onu sahaya koydu. Özellikle de büyük maçlarda… 2016’daki meşhur ribaund zaten Rus ekibine bir kupa getirdi ama mesela 2009’daki finalde de Khryapa, hücum ribaundlarıyla takımını maçta tutan isimdi.
Bütün bunların yerine başka bir takıma gidip, daha büyük rollerde oynayabilirdi. Hatta belki hatırlarsınız bir ara Fenerbahçe‘ye transferi söylentisi çıkmıştı. Bu söylenti doğru değildi ama keşke onu buralarda izleseydik.
CSKA’ya geri dönersek; Khryapa, modern dönemde Rus ekibinin simge isimlerindendi ve bunun karşılığında da kariyerinde 2 EuroLeague şampiyonluğu ve sayısız Final Four oldu.