by John Hollinger – Çeviri: M. Bahadır Akgün / info@eurohoops.net
Bu çevirinin tüm hakları Eurohoops Ltd. Şti.’ye aittir ve tamamının veya bir kısmının izinsiz kullanılması kesinlikle yasaktır.
Bu yazı 16 Haziran 2020 tarihinde The Athletic‘te yayınlanmış ve uyarlanarak çevrilmiştir.
Serbest oyuncu piyasasında kazanmak zor. Gerçekten zor.
Taraftarlar, serbest oyuncu transfer döneminde bunu atlıyor. Maaş bütçesindeki boşluğun getirdiği imkanlar heyecan verici ama süperyıldız garantisi yokken verilen paraya oranla iyi bir değer getiren bir oyuncuya sözleşme vermek gerçekten zor.
Bunun bir sebebi de daha önce bahsettiğim “kazananın laneti.” Bir başka deyişle, bir oyuncu için yarışı kazanan takım, genelde o oyuncunun değerini haddinden en fazla gören takım oluyor. Ancak ek olarak NBA, ikinci bir zorluk daha sunuyor. Serbest oyuncu sözleşmeleri, kontrat değerlerindeki fazlalığın büyük bir kısmı zaten çaylak kontratlarında ve o kontratların uzantılarında olduğu için serbest oyuncu sözleşmeleri hâli hazırda “kazanmanın” en zor olduğu kontratlar.
Bazı takımlar, bu konuyu başarıyla geride bıraktı. Ancak bugün madalyonun diğer yüzüne, şu anda takımların sahip olduğu en kötü serbest oyuncu kontratlarına bakacağız.
Başlamadan önce kurallara bir göz atalım.
Öncelikle, serbest oyuncu piyasasında verilen kontratlardan bahsediyoruz, diğer kontratlardan değil. Bu sebeple John Wall, Andrew Wiggins, Kevin Love, Eric Gordon veya CJ McCollum gibi hak ettiğinden fazla kazanan isimler, sözleşmelerini uzatarak bu kontratları aldıkları için listemizde yer almıyor.
Ayrıca, kötü serbest oyuncu kararlarına odaklandığımız için, kontratında bir ya da iki sezon kalan oyuncular, kalan kısımda muhtemelen katkı vermeyecek olsa da şu ana kadar o kontratın karşılığını verdilerse o isimleri de listenin dışında bıraktık. Bu anlamda uzun vadeli kontratlarının son dönemlerine giren, onlarla sözleşme imzalayan takımlara şu ana kadar büyük katkılar vermiş Blake Griffin, Chris Paul ve Mike Conley gibi isimler listemizden muaf tutuldu.
Son olarak da bazı sakatlık durumlarını bir kenara ayırmak istiyorum. Özellikle Kevin Durant ve Kyrıe Irving’in kontratlarının ilk yılı sonrası o kontratların ne kadar değerli olduğu, bundan sonra sahada ne kadar kalabileceklerini düşündüğünüze bağlı. Her iki oyuncunun da kazandıkları paranın hakkını verebilmek için önümüzdeki üç sezonda ortalama 2.000 dakika süre alıp All-Star’a yakın bir seviyede oynamaları gerekiyor. Kontratı hak edip hak etmediklerini o zaman göreceğiz.
Bununla birlikte gelecekte etkisi olumsuz olacak kontratlar yine de var. Bir kez daha, oyuncu değerlendirmeleri için kendi yöntemimi kullandım.
Gelin lafı daha fazla uzatmadan listemize geçelim…
1. Klay Thompson – Golden State Warriors
Kalan kontratı: 4 yıl, 157 milyon dolar
Denklem: -108 milyon dolar
Thompson’a 2019 yazında beş yıllık maksimum kontrat vermek, Thompson sakatlanmamış olsa da riskli ile kötü arası seviyede bir karar olurdu. Diz sakatlığı da ortaya çıkmışken ligin en kötü kontratı olabilir. Bunu da ligin en kötü kontratına sahip olmak konusunda 1-2 şey bilen biri olarak söylüyorum.
Böyle iyi bir oyuncunun değerinin bu kadar düşük olması imkansız gözüküyor ama işin aslı bu. Sorun şu: Maaşı o kadar yüksek ki… Sözleşmeyi aldığında altı ila dokuz yıllık tecrübesi buluan, maksimum beş yıllık, en fazla %8 oranında zam alan bir oyuncu olarak en üst seviye maaşa yakın.
Thompson, o kadar çok para kazanıyor ki bu kontratı meşru kılabilmek için gelecek dört sezonda da ligin en iyi 15 oyuncusundan biri olması gerekiyor. 25 yaşındaki Thompson’ın buna yakın bir şeyler yapma şansı vardı ama 30 yaşında, çapraz bağ sakatlığı yaşamış, kontratının sonunda 34 yaşında olacak Thompson’ın bu şansı yok. Warriors, daha ilk sezonunda 33 milyon doları çöpe atmış oldu. Genel toplamda bu anlaşmadan kazançlı çıkma şansları kalmadı ancak ikinci yıl ile beşinci yıl arasındaki dönem de çok kolay geçmeyecek gibi gözüküyor.
Thompson 30 yaşında ve kontratı imzaladığında çapraz bağları kopmuştu. İyimser bakıp tamamen iyileşeceğini düşünseniz bile buradaki diğer mesele, Thompson’ın sevenlerinin bahsettiği gibi gelişmiş istatistiklerinin 2014-15 sezonu hariç asla en üst seviyede olmamış olması.
Neden böyle? Hücumda keskin bir şutör ve herkes için alan açabilen muazzam bir tehdit ancak inanılmaz ölçüde düşük serbest atış oranı nedeniyle hiçbir zaman elit şutörler kadar etkili olmadı. Thompson, 2018-2019’da kullandığı her serbest atış başına dokuz adet saha içi şut denedi. Ligde top kullanma oranı yüksek guardlar için açık ara en düşük oran bu. Tony Snell veya Terrance Ferguson gibi köşede şutunu bekleyen beşinci seçeneklerden bunu bekleyebilirsiniz ama beş kez All-Star seçilmiş bir oyuncudan bekleyemezsiniz. (İroniktir, Thompson’ın çapraz bağları da faul alırken koptu.)
Neticede Thompson, 2018-19 sezonunda %40,4 ile üçlük atsa da %57,1 doğru şut kullanma oranı yakalayabildi. Bu oran yine iyi ancak Reggie Miller tarzı bir tehdit (veya hatta Bojan Bogdanovic tarzı bir tehdit) kadar yüksek bir sayı değil. Toplu yaratıcı veya hünerli bir dağıtıcı olmadığı da düşünülünce hücumdaki becerisi “harika” değil de daha ziyade “iyi” ölçüsünde kalıyor.
Savunmada ise Thompson, iyi pozisyon alma ve toplu savunma yetenekleri nedeniyle alkış alıyor ama etkisi, ne bireysel istatistiklerde ne de takım istatistiklerinde o kadar yüksek gözüküyor. Hiç ribaund almıyor ki bu da başka bir düşük nokta. Kötü olduğu anlamına falan gelmiyor bunlar ama 35 milyon doları hak edecek kadar iyi olduğu anlamına da gelmiyor.
28 yaşındaki Thompson’ın istatistikleri bunlar. Şu anda kendisi 30 yaşında. Neticede 2020-21 sezonu için onu çaylak olmayan en iyi 20. şutör guard olarak görüyorum. Bu da çapraz bağ sakatlığı gözardı edilerek yalnızca istatistiklerine bağlı bir sıralama. Belki bu sıra, itibarı düşünülünce çok düşük gözükebilir ancak bana o kadar da gerçek dışı gelmiyor.
Bunu bu sezon sakatlık sonrası alabileceği kısıtlı süreler ile birleştirince bu sezonki değerini 12,3 milyon dolar civarında görüyorum. Bu miktar, alacağı 35 milyon doların çok altında kalıyor.
Burada yöntemlerimin haddinden fazla sert olduğu söylenebilir ancak bu yöntemleri biraz yumuşatsak bile onun kontratı “en kötü” kontratların zirvesinde açık ara farkla yer alacaktır. Örneğin Thompson’ın hem alacağı süreler hem de performansı ile ilgili çok büyük bir yanılgı içerisinde olduğumu varsayalım. Thompson’ın gelecek dört sezon boyunca en iyi 10 şutör guarddan biri olarak 2.000 dakika süre alacağını düşünürsek -ki bu fazla iyimser bir senaryo ama hadi sizin dediğniiz olsun- Thompson, yine de bu kontratın kalanında 77 milyon dolar civarında bir maaş almalı.
Çok iyi, değil mi? Yine de alacağı paranın neredeyse yarısına tekabül ediyor bu miktar. Denklemdeki negatif değeri de ligde açık ara farkla en kötü kontrat olmaya devam ediyor. Genel anlamda Thompson gerçekten sağlıklı olsa ve iyi oynasa bile kontratının son dört yılında negatif değerinin 100 milyon dolardan fazla olması çok olası.