2019-20 NBA: En Kötü Gözüken 10 Kontrat

27/Tem/20 20:46 Ağustos 5, 2020

Mehmet Bahadır Akgün

27/Tem/20 20:46

Eurohoops.net

NBA’de gelecek sezon hangi kontratlar göze batıyor?

by John Hollinger – Çeviri: M. Bahadır Akgün / info@eurohoops.net

Bu çevirinin tüm hakları Eurohoops Ltd. Şti.’ye aittir ve tamamının veya bir kısmının izinsiz kullanılması kesinlikle yasaktır.

Bu yazı 16 Haziran 2020 tarihinde The Athletic‘te yayınlanmış ve uyarlanarak çevrilmiştir.

Serbest oyuncu piyasasında kazanmak zor. Gerçekten zor.

Taraftarlar, serbest oyuncu transfer döneminde bunu atlıyor. Maaş bütçesindeki boşluğun getirdiği imkanlar heyecan verici ama süperyıldız garantisi yokken verilen paraya oranla iyi bir değer getiren bir oyuncuya sözleşme vermek gerçekten zor.

Bunun bir sebebi de daha önce bahsettiğim “kazananın laneti.” Bir başka deyişle, bir oyuncu için yarışı kazanan takım, genelde o oyuncunun değerini haddinden en fazla gören takım oluyor. Ancak ek olarak NBA, ikinci bir zorluk daha sunuyor. Serbest oyuncu sözleşmeleri, kontrat değerlerindeki fazlalığın büyük bir kısmı zaten çaylak kontratlarında ve o kontratların uzantılarında olduğu için serbest oyuncu sözleşmeleri hâli hazırda “kazanmanın” en zor olduğu kontratlar.

Bazı takımlar, bu konuyu başarıyla geride bıraktı. Ancak bugün madalyonun diğer yüzüne, şu anda takımların sahip olduğu en kötü serbest oyuncu kontratlarına bakacağız.

Başlamadan önce kurallara bir göz atalım.

Öncelikle, serbest oyuncu piyasasında verilen kontratlardan bahsediyoruz, diğer kontratlardan değil. Bu sebeple John Wall, Andrew Wiggins, Kevin Love, Eric Gordon veya CJ McCollum gibi hak ettiğinden fazla kazanan isimler, sözleşmelerini uzatarak bu kontratları aldıkları için listemizde yer almıyor.

Ayrıca, kötü serbest oyuncu kararlarına odaklandığımız için, kontratında bir ya da iki sezon kalan oyuncular, kalan kısımda muhtemelen katkı vermeyecek olsa da şu ana kadar o kontratın karşılığını verdilerse o isimleri de listenin dışında bıraktık. Bu anlamda uzun vadeli kontratlarının son dönemlerine giren, onlarla sözleşme imzalayan takımlara şu ana kadar büyük katkılar vermiş Blake Griffin, Chris Paul ve Mike Conley gibi isimler listemizden muaf tutuldu.

Son olarak da bazı sakatlık durumlarını bir kenara ayırmak istiyorum. Özellikle Kevin Durant ve Kyrıe Irving’in kontratlarının ilk yılı sonrası o kontratların ne kadar değerli olduğu, bundan sonra sahada ne kadar kalabileceklerini düşündüğünüze bağlı. Her iki oyuncunun da kazandıkları paranın hakkını verebilmek için önümüzdeki üç sezonda ortalama 2.000 dakika süre alıp All-Star’a yakın bir seviyede oynamaları gerekiyor. Kontratı hak edip hak etmediklerini o zaman göreceğiz.

Bununla birlikte gelecekte etkisi olumsuz olacak kontratlar yine de var. Bir kez daha, oyuncu değerlendirmeleri için kendi yöntemimi kullandım.

Gelin lafı daha fazla uzatmadan listemize geçelim…

1. Klay Thompson – Golden State Warriors

Kalan kontratı: 4 yıl, 157 milyon dolar

Denklem: -108 milyon dolar

Thompson’a 2019 yazında beş yıllık maksimum kontrat vermek, Thompson sakatlanmamış olsa da riskli ile kötü arası seviyede bir karar olurdu. Diz sakatlığı da ortaya çıkmışken ligin en kötü kontratı olabilir. Bunu da ligin en kötü kontratına sahip olmak konusunda 1-2 şey bilen biri olarak söylüyorum.

Böyle iyi bir oyuncunun değerinin bu kadar düşük olması imkansız gözüküyor ama işin aslı bu. Sorun şu: Maaşı o kadar yüksek ki… Sözleşmeyi aldığında altı ila dokuz yıllık tecrübesi buluan, maksimum beş yıllık, en fazla %8 oranında zam alan bir oyuncu olarak en üst seviye maaşa yakın.

Thompson, o kadar çok para kazanıyor ki bu kontratı meşru kılabilmek için gelecek dört sezonda da ligin en iyi 15 oyuncusundan biri olması gerekiyor. 25 yaşındaki Thompson’ın buna yakın bir şeyler yapma şansı vardı ama 30 yaşında, çapraz bağ sakatlığı yaşamış, kontratının sonunda 34 yaşında olacak Thompson’ın bu şansı yok. Warriors, daha ilk sezonunda 33 milyon doları çöpe atmış oldu. Genel toplamda bu anlaşmadan kazançlı çıkma şansları kalmadı ancak ikinci yıl ile beşinci yıl arasındaki dönem de çok kolay geçmeyecek gibi gözüküyor.

Thompson 30 yaşında ve kontratı imzaladığında çapraz bağları kopmuştu. İyimser bakıp tamamen iyileşeceğini düşünseniz bile buradaki diğer mesele, Thompson’ın sevenlerinin bahsettiği gibi gelişmiş istatistiklerinin 2014-15 sezonu hariç asla en üst seviyede olmamış olması.

Neden böyle? Hücumda keskin bir şutör ve herkes için alan açabilen muazzam bir tehdit ancak inanılmaz ölçüde düşük serbest atış oranı nedeniyle hiçbir zaman elit şutörler kadar etkili olmadı. Thompson, 2018-2019’da kullandığı her serbest atış başına dokuz adet saha içi şut denedi. Ligde top kullanma oranı yüksek guardlar için açık ara en düşük oran bu. Tony Snell veya Terrance Ferguson gibi köşede şutunu bekleyen beşinci seçeneklerden bunu bekleyebilirsiniz ama beş kez All-Star seçilmiş bir oyuncudan bekleyemezsiniz. (İroniktir, Thompson’ın çapraz bağları da faul alırken koptu.)

Neticede Thompson, 2018-19 sezonunda %40,4 ile üçlük atsa da %57,1 doğru şut kullanma oranı yakalayabildi. Bu oran yine iyi ancak Reggie Miller tarzı bir tehdit (veya hatta Bojan Bogdanovic tarzı bir tehdit) kadar yüksek bir sayı değil. Toplu yaratıcı veya hünerli bir dağıtıcı olmadığı da düşünülünce hücumdaki becerisi “harika” değil de daha ziyade “iyi” ölçüsünde kalıyor.

Savunmada ise Thompson, iyi pozisyon alma ve toplu savunma yetenekleri nedeniyle alkış alıyor ama etkisi, ne bireysel istatistiklerde ne de takım istatistiklerinde o kadar yüksek gözüküyor. Hiç ribaund almıyor ki bu da başka bir düşük nokta. Kötü olduğu anlamına falan gelmiyor bunlar ama 35 milyon doları hak edecek kadar iyi olduğu anlamına da gelmiyor.

28 yaşındaki Thompson’ın istatistikleri bunlar. Şu anda kendisi 30 yaşında. Neticede 2020-21 sezonu için onu çaylak olmayan en iyi 20. şutör guard olarak görüyorum. Bu da çapraz bağ sakatlığı gözardı edilerek yalnızca istatistiklerine bağlı bir sıralama. Belki bu sıra, itibarı düşünülünce çok düşük gözükebilir ancak bana o kadar da gerçek dışı gelmiyor.

Bunu bu sezon sakatlık sonrası alabileceği kısıtlı süreler ile birleştirince bu sezonki değerini 12,3 milyon dolar civarında görüyorum. Bu miktar, alacağı 35 milyon doların çok altında kalıyor.

Burada yöntemlerimin haddinden fazla sert olduğu söylenebilir ancak bu yöntemleri biraz yumuşatsak bile onun kontratı “en kötü” kontratların zirvesinde açık ara farkla yer alacaktır. Örneğin Thompson’ın hem alacağı süreler hem de performansı ile ilgili çok büyük bir yanılgı içerisinde olduğumu varsayalım. Thompson’ın gelecek dört sezon boyunca en iyi 10 şutör guarddan biri olarak 2.000 dakika süre alacağını düşünürsek -ki bu fazla iyimser bir senaryo ama hadi sizin dediğniiz olsun- Thompson, yine de bu kontratın kalanında 77 milyon dolar civarında bir maaş almalı.

Çok iyi, değil mi? Yine de alacağı paranın neredeyse yarısına tekabül ediyor bu miktar. Denklemdeki negatif değeri de ligde açık ara farkla en kötü kontrat olmaya devam ediyor. Genel anlamda Thompson gerçekten sağlıklı olsa ve iyi oynasa bile kontratının son dört yılında negatif değerinin 100 milyon dolardan fazla olması çok olası.

2. Tobias Harris – Philadelphia 76ers

Kalan kontratı: 4 yıl, 140 milyon dolar

Denklem: -55 milyon dolar

Bugünün kelimesi “batık maliyet.” Sixers, iki adet ilk tur draft hakkı, iki adet ikinci tur draft hakkı ve Landry Shamet’i verip 2019 başında serbest kalmak üzere olan Harris’i aldığında hâli hazırda zarar etmişti.

Tüm bu parçaları bir hiç uğruna kaybetmiş olmak istemeyen Philly, Harris’e beş yıllık 175 milyon dolar vererek belki de işleri daha da kötüye götürdü.

Yanlış olmasın, Harris hayli iyi bir oyuncu. Benim değerlendirme ölçütlerime göre 2019-20 sezonunda her iki forvet pozisyonunda en iyi 15 oyuncudan biri ve çok da istikrarlı. Son üç sezonda hiç maç kaçırmadı. Bu konu bazen hafife alınıyor ama önemli bir durum. Tüm bu değerlerle gelecek sezon 21,5 milyon dolar civarında bir maaş alması gerekiyor.

Çok iyi! Öte yandan Sixers, bunun neredeyse iki katını veriyor ona. Philly, gelecek dört sezonda ona 140 milyon dolar verecek ve Harris, bu süreçte yalnızca 85 milyon doları hak etmeyi vaat ediyor. 65 milyon dolarlık negatif kısım, Philly’nin gelecek yıllarda Harris’in kontratı da dahil olmak üzere zor kararlar almasına neden olabilir. Takımın ilk beş oyuncusunun maaşı gelecek sezon başka kimsenin maaşı devreye girmeden bile lüks vergisi sınırına yakın olacak.

3. D’Angelo Russell – Minnesota Timberwolves

Kalan kontratı: 3 yıl, 95 milyon dolar

Denklem: -48 milyon dolar

Russell’ın 2018-2019’da Brooklyn’deki All-Star performansı sonrası iki takım ona maksimum kontrat vermek için yarışa girdi ama o, iki takımda da maksimum kontratın karşılığını veremedi. Gelecek üç sezonda kazanacağı 95 milyon dolar nedeniyle verimini çok artırması gerekecek. Özellikle de savunma kısmında… Benim değerlendirmeme göre gelecek sezon 15,8 milyon dolar kazanmalı. Bu doğruysa, ligin en kötü üçüncü serbest oyuncu kontratı ona verilmiş oluyor.

Russell’a hak ettiği değeri vermiyor olabilirim zira Brooklyn’e oranla Golden State‘te verimi ve konsantrasyonu daha düşük görünüyordu ama Minnesota’ya gittiğinde de büyük bir çıkış göstermedi.

Şeytanın avukatı olup değerlendirmemin yanlış olduğunu ve aslında gelecek üç sezonda en iyi 10 oyun kurucudan biri olacağını söyleyecek olursanız şunu belirteyim, kontratı hâlâ “kaybeden” tarafta. Bu senaryoda bile yıllık değeri 20 milyon dolar değerinde olacak ama o sezon başına yaklaşık 32 milyon dolar kazanacak.

Bunlardan bağımsız olarak, kontratı ile ilgili inanılmaz bir gerçek daha var: Andrew Wiggins’in kontratından hâlâ daha değerli bir kontrat olarak gözüküyor.

4. Harrison Barnes – Sacramento Kings

Kalan kontratı: 3 yıl, 61 milyon dolar

Denklem: –37 milyon dolar

Gördüklerimiz, geçen sezon Cory Joseph, Trevor Ariza ve Dewayne Dedmon’a verilen kontratların gözümüze batmasına neden oluyor ancak Barnes’ın kontratında kalan üç yıl, Sacramento’nun hareketli 2019 yazında verdiği kontratlar arasında en negatif değeri oluşturmaya aday.

Barnes’ın değeri daha şimdiden sahadan çok lafta kaldı. Neredeyse tüm gelişmiş istatistiklerde ortalama bir oyuncu olarak yıllık yaklaşık 8 milyon dolar değere tekabül ediyor. Barnes istikrarlı, iyi şut atan ve farklı pozisyonları savunabilen bir oyuncu ve bunlar önemli yetenekler ancak genel anlamda etkisi, dolaştığı üç takımda da asla güçlü olmadı ve altıncı sezonuna girerken bu anlamda büyük bir değişiklik göstermeyecek gibi gözüküyor.

Bu listedeki birçok oyuncu gibi, Barnes’ın eksileri kolay kolay göze çarpmıyor. Aldığı paranın karşılığını verebilmek için hâlâ topu elinde çok tutuyor ve oyunun iki tarafında da karar mekanizması çok yavaş kalıyor. Ayrıca onun boyundaki atletik bir oyuncu için çok düşük ribaund oranına sahip. Öte yandan Barnes, bu yıl kariyerinin en iyi asist oranını yakaladı. Şutlarını da geliştirerek değerini daha da artırabilir. 2019-2020 sezonunda %37,5 ile üçlük attı ancak şutlarının 2/3’ünü iki sayılık atışlardan kullandı. Maç başına 10 üçlük denediğini görmeyi isterim.

Barnes, 2019’da Kings ile maksimuma yakın bir kontrat imzaladı ve üç sezon boyunca 61 milyon dolar kazanacak. En azından kontrattaki maaşı her yıl düşüyor olacak. Barnes’ın bu süreçte 24 milyon dolarlık bir kısmı hak etmesi bekleniyorken bu kontrat, 37 milyon dolar civarında negatif değere sahip.