by Utkan Şahin / info@eurohoops.net
Sadece Avrupa basketbolu değil, tüm dünyada bazı oyuncular takımlarının başarıya ulaştığı yolda büyük yüklerin altına girer, sahada zaman zaman görünmeyen işleri yapar ve en az bir yıldız oyuncu kadar etkili olurlar.
Gel gelelim, o kadar etkili olmalarına rağmen yıldızlar kadar değer görmez, onlar kadar spektaküler bir nitelik taşımazlar.
EuroLeague’in tarihi boyunca da her daim bu tip oyuncular basketbolseverlerin unutulmaz anlar yaşamasına olanak sağladılar.
Bu isimlerin kıymetleri de elbette o takımlardan ayrıldıkları zaman bilinir genellikle.
Eurohoops Fırın olarak son 10 yılda hakkı yeterince verilmemiş, bu bağlamda en baskın örnekleri oluşturan 11 ismi sizler için derledik.
Not: Liste, EuroLeague’de A lisansı bulunan her bir takımdan sadece bir oyuncu alarak oluşturulmuştur.
Anadolu Efes: Dario Saric
Dario Saric’in Anadolu Efes kariyeri bana kalırsa biraz yanlış değerlendiriliyor.
Hırvat forvet, İstanbul’a geldiğinde elbette beklentiler ondan çok büyüktü. Sonuçta alt yaş milli takımlarında ortalığı birbirine katan bir yetenekti ve önemli bir yıldız olmasına kesin gözüyle bakılıyordu. Bütün bunların yanına Dusan Ivkovic gibi büyük bir koçla çalışacak olması beklentileri daha da büyüttü.
Fakat Lacivert-Beyazlılar’da Ivkovic’in dönemi beklendiği kadar parlak geçmeyince sanki Saric de hayal kırıklığı yaratmış gibi bir algı oluştu. Bana kalırsa bu doğru değil.
20 yaşında Efes‘e gelen Saric, İstanbul macerasında iyi bir performans sergiledi. Üstelik takımının yapısı ona çok uymamasına rağmen bunu yaptı.
İlk yılında hücumda daha çok bir bitirici gibi kullanıldı ve pota altında Krstic gibi dominant bir uzun olması sebebiyle hep üç sayı çizgisinin arkasında gezmek zorunda kaldı. İkinci sezonunda ise Efes, onun yanına Derrick Brown gibi benzer özelliklerinin çok fazla olduğu bir 4 numara getirdi.
Bütün bunlara rağmen Saric, Efes‘in çarpık düzeni içerisinde genç bir oyuncu olmasına rağmen ayakta kaldı. Mesela ilk sezonunda Real Madrid‘e karşı oynadığı playoff serisinde ribaundlara verdiği katkı çok değerliydi. Keza 2. sezonunda da TOP 16’de takımının en iyisi o’ydu.
Efes, Saric gibi önemli bir yetenekten daha fazlasını alabilir miydi? Evet, alabilirdi ama alamaması Saric’ten daha çok Efes’ten kaynaklandı. Bu sebeple de Hırvat forvet, burada gösterdiği performansla daha değer görmeyi kesinlikle hak ediyor.
Diğer isimler: Tyler Honeycutt, Krunoslav Simon, Rodrigue Beaubois, Stephane Lasme
CSKA Moskova: Viktor Khryapa
Viktor Khryapa sizlere biraz iddialı bir seçim gibi gelebilir. Sonuçta yıllarca CSKA Moskova’nın kaptanlığını yaptı ve bu takımın en önemli isimlerinden biriydi.
Fakat ben hala Khryapa’nın hak ettiği kadar takdir edildiğini düşünmüyorum.
Rus uzun forvet, bana kalırsa kendi pozisyonunda modern EuroLeague’in en iyi 10 oyuncusu arasında yer alıyor. Onun kadar akıllı, oyun bilgisi yüksek ve çok yönlü kaç tane oyuncu var bilmiyorum.
Üstelik Khryapa, bütün CSKA Moskova kariyeri boyunca rolünü hiç sorgulamadan takımı için ne eksikse onu sahaya koydu. Özellikle de büyük maçlarda… 2016’daki meşhur ribaund zaten Rus ekibine bir kupa getirdi ama mesela 2009’daki finalde de Khryapa, hücum ribaundlarıyla takımını maçta tutan isimdi.
Bütün bunlara rağmen Rus yıldızı en iyi 10 oyuncu listelerinde pek göremiyoruz.
Sanırım bu oyunun çok gösterişli olmaması ve istatistiklerinin çok yüksek olmamasıyla alakalı ama CSKA Moskova yıllarca zirvede kaldıysa bunda onun emeği çok büyük. Onun saha içerisinde yapabildikleri olmasaydı, CSKA için işler çok daha zor olurdu.
Buna rağmen Khryapa övgüleri her zaman düşük seviyede olmuştur.
Diğer isimler: Nikita Kurbanov, Daniel Hackett
Barcelona: Boniface Ndong
Boniface Ndong’un bu listede yer almamasının sebebi geç yaşta EuroLeague’e gelmesinden kaynaklanıyor.
Senegalli uzun, EuroLeague’de ilk kez 30 yaşında oynadı. Buna rağmen o yaşında ligde iyi bir iz bırakmayı başardı. Eğer daha erken yaşta bu seviyede onu görebilseydik bence ondan bugün çok daha övgüyle bahsedebilirdik.
Ndong, Barcelona’nın şampiyon olan kadrosunun gizli kahramanlarından biriydi.
O takımı hatırlarsınız, Juan Carlos Navarro gibi büyük bir liderin yanında yer alan düzen oyuncularından kurulmuş – biraz Lorbek farklıydı – bir kadroydu. Xavi Pascual’in ekibi, savunmasıyla öne çıkıyordu. Ndong ise o savunmanın temel taşlarındandı.
Bir kere gerçekten zeki bir uzundu. Özellikle Barcelona’yla birlikte doğru pozisyon alma konusunda oldukça elit bir hale gelmişti ve iyi bir çember savunucusuydu. Onun potaltında olması Barcelona’ya gerçekten büyük bir sertlik avantajı getiriyordu.
İşin hücum tarafında ise belki birebir oynaması için alan açacağınız bir uzun değildi ama yüzü dönük hücumu sayesinde değerli katkılar verebiliyordu. Özellikle orta mesafe şutu çok değerliydi.
Bütün bunlara rağmen Barcelona’nın şampiyon kadrosu denilince Ndong, hep arka planda sayılır. Bence o takımın temel taşlarındandı. Bu sebeple de Barcelona’da hak ettiği değeri yeterince görmemiş bir isim denilince aklıma hep o gelir.
Üstelik sadece Barcelona için de değil, eğer daha genç yaşta onu bu seviyede görseydik çok daha görkemli bir kariyeri olabilirdi. Ndong’da bu özellikler kesinlikle vardı.
Diğer isimler: Fran Vazquez, Victor Claver
Olimpia Milano: Kaleb Tarczewski
Olimpia Milano, A Lisansı’na sahip takımlar arasında bu konuda en çok zorlandığımız takım.
Biliyorsunuz, İtalyan devinin modern EuroLeague geçmişi, hayal kırıklıklarla dolu. Yüksek bütçelere rağmen yıllardır elle tutulur tek başarıları, 2014’teki playoff başarıları… Bana sorarsanız, orada da playoffta elenmeleri yine bir hayal kırıklığıydı.
Sahadaki başarısız sonuçlar bir yana Milano‘ya gelen birçok önemli isim, bireysel performans olarak da büyük hayal kırıklıkları yarattı. Bu sebeple Milano’nun geçmişinden bu tarz hak ettiği değeri göremeyen bir isim bulmak pek kolay değil.
Hatta sanırım Kaleb Tarczewski bu sıfatla listeye koyabileceğimiz tek oyuncu!
Milano’da 3. yılını geride bırakan Amerikalı pivot, ligde çok fazla konuşulmasa da ligin sert uzunlarından biri. Milano’nun çarpık kadro planlamalarına rağmen Kaleb, 3. yılında da bunu ortaya koymayı başardı. Fiziğiyle hem pota altındaki sertlik hem de ribaundlar konusunda hep takımını yukarıya çekmeyi çalıştı.
Buna rağmen EuroLeague’de genel olarak onun pivot pozisyondaki partneri Arturas Gudaitis’in övüldüğünü gördük.
Gudaitis’in işin hücum tarafında çok daha özel bir oyuncu olduğunu ben de kabul ediyorum fakat Kaleb de değerli bir uzun ve bunu özellikle yarıda kalan bu sezonda gösterdi. Hatta Messina’nın takım planlaması içerisinde çok daha öne çıkan isim oldu.
Bu sebeple de Milano, bana kalırsa sözleşmesi sona eren Kaleb’i kadroda tutmayı başararak önemli bir iş başardı. Evet, artık ellerinde Kyle Hines gibi bir pivot var ama Kaleb de Hines’ın fiziksel problemlerine yardımcı olabilecek en iyi isimlerden biri.
Umarım gelecekte Kaleb, Milano’da hak ettiği değeri daha fazla görebilir.
Fenerbahçe Beko: Nicolo Melli
Olimpia Milano‘nun aksine Fenerbahçe‘de ise bu listede yer almayı hak eden çok fazla isim var.
Açıkçası bana sorarsanız, Nicolo Melli‘nin yanında hem Marko Tomas hem de Brad Wanamaker da bu listeye girmeyi hak ediyor fakat kendimize koyduğumuz bir kural var. Her takımdan sadece bir kişiyi listeye alabiliyoruz. Bu üç isim arasında ise İtalyan oyuncu çok daha ağır basıyor.
Hayat garip bir döngü!
Bazen işler yolundayken eleştirilirsiniz ama gittiğiniz zaman ne kadar önemli olduğunuz anlaşılır. Nicolo Melli‘nin Fenerbahçe kariyeri de tam olarak böyle!
Hatırlarsınız, Brose’de gösterdiği performanstan sonra İtalyan oyuncunun Fenerbahçe’ye transfer olması büyük bir heyecan uyandırmıştı. Kendi pozisyonun en iyi isimlerinden biri olarak buraya geldi Melli…
Fakat bu heyecan, Melli’nin İstanbul’da geçirdiği iki yıllık süreçte zaman zaman homurdanmalara döndü. Taraftarın ondan görmek istediği, Brose’deki Melli’ydi ama bir sorun vardı: Obradovic‘in Melli’den istediği bu değildi.
Sırp koç, Melli’yi Brose’deki gibi hücumu organize eden bir 4 numara gibi kullanmaktansa oyun aklı ve bilgisiyle eksikleri kapatan bir joker gibi kullanmayı tercih etti. Bu da haliyle beklentilerle sahadaki Melli arasındaki bir farklılığın ortaya çıkmasına sebep oldu.
Geçen yaz dönemini hatırlayın. Melli, NBA’e gitmeye karar verince bazı taraftar yorumlarında çok daha agresif bir oyuncu olan Derrick Williams’ın çok daha iyi olduğu yazıyordu ama gerçeğin böyle olmadığı sezon içerisinde gözüktü.
Fenerbahçe, Obradovic döneminin en kötü sezonunu geçirirken Melli’nin bu takımda neredeyse her gediği kapattığı ve takım için ne kadar değerli olduğu ortaya çıktı. Yani Melli’nin değeri gittikten sonra anlaşıldı.
Diğer isimler: Marko Tomas, Brad Wanamaker