2020-21 EuroLeague: 6 Takım, 6 Yeni Koç, 6 Farklı Gelecek

04/Ağu/20 11:04 Ağustos 4, 2020

admin69

04/Ağu/20 11:04

Eurohoops.net

Turkish Airlines EuroLeague’de koç değişiklikleri takımlara nasıl yansıyacak?

by Semih Altınbaş / info@eurohoops.net

2019-20 sezonu COVID-19 salgını sebebiyle hiç beklenmedik bir şekilde sona ererken genel intiba takımların ekonomik nedenlerle büyük güç kaybetmesi sonucunda artık daha mütevazı kadrolar kurulacağı yönündeydi.

Fakat hiç de öyle olmadı. Lig son birkaç sezondur sürekli artan ihtişamını koruyarak yetenek bazında ilerlemeye devam etti. Kadrolar artık daha da şaşaalı bir hal aldı.

Güçlenen takımların adedi, zayıflayan takımlara göre daha fazla.

Bununla beraber tam 7 takım başantrenörlerinde değişikliğe gitmek durumunda kaldı.

Bir anda yaşanan stratejik değişimler, yıllarca aynı koç tarafından çalıştırılan takımlar için pek de kolay olmayabilir. Fakat istikrarı yakalayamayan takımlar açısından da yaz döneminde yapılanmayı sağlıklı tamamlayıp sabır çerçevesinde zamanla başarıya ulaşmak bakımından avantajlı olabilir.

Eurohoops Fırın olarak bu yaz koç değişikliğine giden takımlara bu tercihlerin nasıl etki edeceğini değerlendirdik.

NOT: Koç değiştiren 7 takımdan birisi olan Fenerbahçe Beko’nun Igor Kokoskov hamlesiyle ilgili detaylı analizimize buradan ulaşabilirsiniz.

Kızılyıldız – Sasa Obradovic

Kızılyıldız’ın bu sezon yapılanmasında gerçekten olumlu gelişmeler yaşandı. Önce kulübün tarihinde önemli yer edinmiş isimlerden Sasa Obradovic‘i renklerine bağladılar. 90’lı yıllarda oyuncusu olduğu ALBA Berlin’de koç olarak EuroLeague deneyimi yaşayan Obradovic, son olarak Lokomotiv Kuban ve ardından Monaco gibi EuroCup takımlarını çalıştırdı.

Sırp ekibinin kadrosu da bu doğrultuda kariyeri yükselişte olan, her takıma katkı sağlayabilecek oyunculardan oluşturuldu.

ALBA’dan pivot Landry Nnoko’yu getirerek uzun rotasyonundaki savunma ve sertlik açığını kapatmayı hedefleyen Belgrad temsilcisi Valencia‘da çok iyi bir sezon geçiren Jordan Loyd’la da anlaşarak hücum üretkenliği bakımından seviye atladılar. Partizan’dan Corey Walden, Promitheas’tan Langston Hall da yine guard rotasyonuna yapılan eklemeler arasında yer aldı.

Yaklaşık 2 ay önce yayınlanan Kızılyıldız’ın yol haritası yazımda da belirttiğim gibi yerli oyuncu problemini çözmeleri gerekiyordu ve bu yönde de Aleksa Radanov’u FMP’den geri çağırabileceklerini aktarmıştım. Kızılyıldız geçtiğimiz günlerde Radanov’un geri döndüğünü açıkladı.

Yine FMP’den Duop Reath’i de geri çağırdılar. Yaşı ve deneyimlerinin kısıtlılığı sebebiyle zaafları olsa da bu da bana göre alınabilecek risklerden birisiydi.

Şimdi Obradovic’in elinde Marko Simonovic, Dejan Davidovac, Aleksa Radanov, Ognjen Kuzmic, Branko Lazic gibi oyunculardan oluşan hatrı sayılır bir yerli rotasyonu var.

Yerli havuzundaki bu isimlerden takıma ciddi dış şut katkısı verebilecek olanları da var, ciddi savunma spesiyalisti olanı da var. Geçen sezonun kadrosuna bakınca bana göre doğru yolda ilerliyorlar. Herhangi bir başarısızlık durumunda da bunun arkasında dururum.

Açıkçası Kızılyıldız’ın daha önce belirttiğimiz tüm eksiklerini nokta atışı hamlelerle kapatması, ateşli tribünleriyle onların nereye kadar varabileceği konusunda basketbolseverleri heyecanlandırıyor.

Sasa Obradovic için de bu takımın kariyerindeki en önemli koçluk sınavı olacağını düşünürsek onları merak etmemek mümkün değil.

Barcelona – Sarunas Jasikevicius

jasikevicius_barcelona

Yaz sezonunun en büyük bilinmezlerinden birisi Sarunas Jasikevicius’un geleceğiydi. Litvanyalı koç Kaunas – İstanbul – Barcelona hattında geçirdiği sıcak saatlerin ardından Svetislav Pesic’le yolların ayrılmasıyla özellikle de çok kritik bir sezona baş koyan bir camia olan Barcelona’nın yolunu tuttu.

Bartomeu yönetiminin gelecek sene yapılacak seçimler için en büyük dayanaklarından birisi basketbol takımının başarılı olması olacaktı ve 2019 yazında yaptıkları kocaman yatırım felaket biçimde ters tepti. Önce sezon COVID-19 sebebiyle iptal edildi, ACB’deyse sezonu kötü geçiren Baskonia‘ya şampiyonluk hediye ettiler.

Ardından ivedi biçimde Saras’ı kadronun başına geçirdiler.

Geçen sezonki Barcelona’ya bir göz atacak olursak sahada kısa rotasyonundan takıma hükmedecek bir oyuncunun eksikliği çok yaraladı onları. Bu sebeple yapılan Nick Calathes transferi ve onun Saras’la çalışacak olması heyecan verici olsa gerek.

Pesic, kısaların bu durumunu fırsat bilip ligin en iyi 2-3 savunmacısından birisi olarak sayılabilecek Adam Hanga’yı bir toplu hücum silahı haline getirdi. Barça’yı taşıyan olgulardan birisi aslında buydu ama Hanga’nın hücum edebiliyor olması sadece söküğe yama olur. Yamalara da hem görüntü olarak hem de işlev olarak çok güvenilmez her daim.

Diğer yandan Kyle Kuric, Pierre Oriola ve Brandon Davies gibi isimlerin kadroda tutulması çok büyük hamleler oldu.

Saras’ın düşünmesi gereken şeyler arasında son döneminde sakatlıklarla boğuşsa da Baskonia‘yla oynanan final maçında görüldüğü gibi iyi durumda olduğu müddetçe etki edebileceği açık Thomas Heurtel’i bu kadronun yan parçası olmaya adapte etmek olacak.

Takımındaki oyunculara nasıl katkı sağlayıp onları geliştirdiğine Zalgiris döneminde şahit olduğumuz bir isim olarak Leandro Bolmaro’ya neler katabileceğini de ben şahsen merak ediyorum. Mundo Deportivo’dan Jose Ignacio Huguet‘nin haberine göre Saras, 15 Ağustos’ta başlayacak hazırlık kampından bir hafta önce genç yetenekleri tanımak adına onlarla çalışacak.

Calathes – Higgins dengesi, Ante Tomic’in ayrılığı sonrası Davies’in arkasında benchte oluşan boşluğun nasıl kapatılacağı gibi problemleri var halihazırda Barcelona’nın.

Saras bütün bunların üstesinden gelip takımı Avrupa’nın zirvesine taşıyarak mevcut yönetimi büyük bir dertten kurtarabilecek mi? Bunun cevabını almak için epeyce zamanımız olacak 2020-21 sezonunda.

Bayern Münih – Andrea Trinchieri

Bu yaz neler olduğuna anlam veremediğimiz ekipler arasında zirveyi Bayern Münih çekiyor. Andrea Trinchieri’nin gayet başarılı ilerlettiği Partizan projesini bırakıp Bavyera ekibiyle anlaşmasının ardından kulübün yaptığı hamleler tam anlamıyla birer şok etkisi yarattı.

Trinchieri’nin öğrencileri arasında bu sezon itibarıyla yer alacak yeni isimler Malcolm Thomas, JaJuan Johnson, Jalen Reynolds, Wade Baldwin IV ve Nick Weiler-Babb.

Uzun rotasyonu felaket bir hal aldı bana göre Bayern’in. Greg Monroe – Danilo Barthel ikilisi belki ligin en iyi ikilisi değildi ancak Bayern Münih’in yatırım standartları göz önünde bulundurulduğu zaman çok çok fazla geliyorlardı bu üçlüye göre.

Şimdiyse atletik ve arada sırada pas akışını yönetebilecek bir uzun rotasyonu kurdular. Zaten çok iyi bir düzeyde olmayan sertlikleri daha da düştü. Ligin transfer sezonunda açık ara en büyük hayal kırıklığı Bayern oldu şimdiye kadar.

Yatırım olarak Bayern’den bekleyeceğimiz atılımları hiç göremeyişimiz açıkçası asıl hayal kırıklığı. Takım yetkililerinin Alman basketbolunda söz sahibi olacaklarına ilişkin keskin açıklamaları vardı fakat son dönemde ALBA Berlin’in Aito Garcia Reneses tarafından oluşturulan yapılanması, Trinchieri’nin Brose Bamberg‘i onların hep fersah fersah önündeydi.

Bundan 2 ay kadar önce yine Bayern’le ilgili yazıda Barthel’le ilgili “Sözleşmesi sona eren isimler arasında o da var ve bana göre Bayern Münih’in onu kesinlikle kadroda tutmak için özel bir çaba sarf etmesi gerekiyor. Çünkü yine benim şahsi fikrime göre Danilo Barthel bu organizasyonu tamamen doğru planlama ve bu planlamayı uygulamaya koyacak sabrın doğrultusunda ileri taşıyabilecek oyuncu…” şeklinde bir değerlendirmede bulunmuştum.

Barthel’i Fenerbahçe‘ye yollamak durumunda kalan Bayern, Monroe’yu da Khimki’ye kaptırırken yerlerine getirdikleri isimler sezon içerisinde çok tartışılacak isimler oldu.

Trinchieri’nin EuroLeague düzeyinde soru işaretlerini hala silemediği bir ortamda böyle bir kadroyla çalışacağını düşününce keşke Partizan’daki o derli toplu yapının başında dursaydı diye içimden geçirmiyor değilim.

LDLC ASVEL Villeurbanne – T.J. Parker

Listedeki ilk 3 ekip bilindik koçlarla kadrosunu güçlendiren takımlardı ancak son 3 takım bunun tersine koçlar düzeyinde de soru işaretlerini silmeyi başaramadılar.

LDLC ASVEL bu ekiplerden birisi. Sezon içerisinde uzun zaman sonra EuroLeague’de bulunmalarına rağmen zaman zaman önemli performanslar göstermelerini sağlayan Zvezdan Mitrovic’le pek de iyi ayrılmamalarının ardından takımın başına kulüp sahibi Tony Parker’ın kardeşi T.J. Parker ve eski basketbolcu Frederic Fauthoux’nun yöneteceği duyuruldu.

Parker hamlesi Fransa basınında Tony’nin torpiliyle, tepeden inme olarak değerlendirilse de T.J. bu noktada kendisini 8 yıldır asistanlık yaptığını ve çok çalıştığını öne sürerek savundu.

Bütün bunları geride bırakacak olursak uzun rotasyonunda Moustapha Fall ve Kevarrius Hayes gibi eklemelerle seviye atlayan ASVEL, kısa rotasyonunda epey dağınık bir yol izledi.

Norris Cole, Allerik Freeman gibi eklemeler yaptıkları kısa rotasyonundaki birincil yaratıcıların güvenilirliği ve birbirlerine nasıl adapte olacakları soru işaretlerinden birisi olarak kalırken forvette Livio Jean-Charles gibi bir gücü kaybetmeleri de pek kolay üstesinden gelinebilecek bir sorun gibi durmuyor.

Jean-Charles, Tonye Jekiri gibi isimler önemli kayıplar, yerlerini doldurduğunuz kişiler ne kadar yüksek profilli ve potansiyelli olursa olsun endişe vericiliğini kaybetmiyor.

Koçun stratejik duruşuyla ilgili bir ifadede bulunmak için öncelikle kendisini izlememiz gerekir fakat eğer bu oyuncuları takımda tutup guard olarak yükselişte bir birincil yaratıcı hamlesi gelmiş olsaydı daha farklı konuşabilirdik.

Elbette köklü takımların radarında olan bu isimleri kadroda tutmak kolay bir şey değil, hatta imkansıza yakın bir şey. O yüzden de “böyle olmasaydı şöyle iyi olurdu” tarzı yargılar da pek geçerlilik göstermiyor.

Panathinaikos – Georgios Vovoras

Kapalı kutulardan birisi de Panathinaikos‘un yeni başantrenörü Georgios Vovoras. Panathinaikos‘ta asistan koçluk deneyimlerinin ardından üst düzeyde ilk tecrübesini de yine Yeşiller’le yaşayacak.

Yardımcılığını yaptığı koçlardan biri olan Rick Pitino’nun işine bağlılığı yönünden övüp teknik anlamda “harikulade” olarak nitelediği Vovoras, 2020-21 sezonu EuroLeague aksiyonu açısından merak uyandıran isimler arasında yer alıyor.

Kurulum aşamasındaki takıma bakacak olursak Manos Papadopoulos’un Zenit St. Petersburg genel menajerliğini üstlenmesinin ardından Dimitris Diamantidis ve Fragiskos Alvertis’e emanet edilen basketbol aklının ilk sezonunda yaratacağı etki Vovoras konusunda olduğu gibi herkesin odak noktalarından birisi.

Nemanja Nedovic ve Howard Sant-Roos transferleri şimdiye dek kulübün attığı 2 büyük doğru adım olarak gözüküyor.

Özellikle Sant-Roos benim çok ama çok beğendiğim, Darüşşafaka‘daki döneminin de ötesinde geçtiğimiz sezon Will Clyburn’ün sakatlığı sonrası CSKA‘nın kanat savunmasındaki direncine yaptığı katkı bakımından takdir ettiğim bir isim.

Panathinaikos’un dengeli bir takım oluşturması bakımından bu 2 oyuncunun varlığının da iyi gelişme olduğunu söylemek mümkün. UNET Holon forması giyen Marcus Foster’ı da kadrolarına katmalarıyla Ioannis Papapetrou’nun yükselişteki kariyerini de göz önüne alınca iyi bir kanat rotasyonu oluşturduklarını düşünüyorum.

Georgios Papagiannis ve Dinos Mitoglou gibi oyuncuların yer aldığı kadroda Calathes’in ayrılığı sonrası ikili oyun yönetecek bir kısa boşluğu yaşıyorlar ve bir dönem adlarının yan yana anıldığı Lorenzo Brown’la imzalamamaları kendi adlarına yine iyi bir gelişme oldu bana kalırsa.

Zach Auguste transferi soru işaretlerini bünyesinde barındıran bir hamle oldu elbette. Bunu da söylemek lazım yani. Ben bir EuroLeague takımının yönetiminde söz sahibi olsam takımımda ne kadar savunmacı olursa olsun uzun rotasyonunda savunmada böyle etkisiz bir oyuncuyu barındırmak istemezdim.

Fakat iş işten geçtiğine göre Auguste’ın sürelerini 13-15 dakika gibi belirli sınırlar çerçevesinde ayarlayıp Papagiannis’le beraber aynı anda sahaya atmamanın veya 4 numaradan dakika vermemenin yollarını aramalı Panathinaikos’ta basketbolu yöneten kişiler.

Playofflarda yer alıp almayacakları noktasında bir tahminde bulunmanın en zor olduğu ekipler arasında PAO. Koçunu henüz çalışma arkadaşlarının iyi referansları haricinde tanımıyoruz, kadronun kurulumunda olumlamalara layık hamleler yer alsa da şüpheleri sezon içerisinde minimize mi yoksa maksimize mi edeceklerini göreceğiz.

Zalgiris Kaunas – Martin Schiller

ASVEL ve Panathinaikos‘un koçlarında gördüğümüz durumu tekrar etmek zorunda kalacağız ancak Martin Schiller hakkında da EuroLeague koçluğu gibi dünya basketbolunun en ciddi işine adapte olabilecek kadar bilgi sahibi olduğumuzu zannetmiyorum.

Zalgiris, Sarunas Jasikevicius’un mükemmel bir miras haline getirdiği yapı olarak Schiller’in ellerinde. Bu yapıyı Ertuğrul Erdoğan’a emanet etmek daha garantici bir duruş olabilirdi hele ki kulübün COVID-19 salgınından yediği darbe sonucunda bütçeyi yönetebilecek bir koç arayışında olduğunu düşünürsek…

Avusturyalı başantrenör de Vovoras ve Parker gibi kariyerinin en önemli adımını atıyor olacak 2020-21 sezonu itibarıyla.

Zach LeDay’in ayrılığı ve Jock Landale’ın NBA’den kontrat kovalayacağını belirtmesiyle Joffrey Lauvergne, Augustine Rubit ve Marek Blazevic gibi eklemeler yapan Kaunas ekibi Edgaras Ulanovas’ın üzerine de Patricio Garino ve Tomas Dimsa’yı getirip Arturas Milaknis’le nikah tazeledi.

Guard rotasyonunda Thomas Walkup’ın opsiyonunu kullanmayarak takımda kalmasıyla derin bir nefes alan Litvanya temsilcisi Steve Vasturia gibi potansiyelli bir isimle rotasyonunu büyük ölçüde tamamlamış oldu.

Yani bu oyuncuları sahada bir bütün halinde izleyip görmek sağlıklı yorum yapabilmek açısından en iyisi ancak öngörü sunmak için burada olduğumuza göre Marius Grigonis’in becerileri doğrultusunda şekillenecekmiş gibi gözüken ancak yan parçaların daha fazla dahil olduğu bir hücum şablonu görebiliriz.

Hoş, bu takımda herkes yan parça olarak gözüktü geçen sezon ve şimdi de çok farklı bir durum söz konusu değil. Geçen yılki takım sezona kötü başlangıç yapıp playoff hattında sonradan söz sahibi olmaya başlamıştı ancak bence şimdiki takıma göre tavanı daha yüksekti o ekibin.

Bir kere kanadında ligin pozisyonunun en iyi isimlerinden birisi olan Ulanovas ve LeDay gibi yükselen yıldızı vardı. Rubit’le belki çember savunuculuğu bakımından seviye atlanacağı düşünülebilir. Ancak Ulanovas’ın kaybıyla kanattan sırtı dönük üreticiliğinden mahrum kalacak Zalgiris‘te bunu Schiller’in nasıl kapatacağı merak konusu.

Eğer Saras kadar sırtı dönük oyuna meraklı bir koçsa elinde böyle bir gücü olmayacak ve Nigel Hayes’le idare etmek durumunda kalacak. Tabii böyle bir oyun tercih etmezse de Hayes’in bu bağlamda bir çeşitlilik kattığından bahsedeceğiz belki de sezon içerisinde. Dediğim gibi, bir bilinmezler bütünü.

Basketbol gündemindeki en son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!

EuroLeague gündemindeki son gelişmeler için tıklayın!

EuroLeague’de transfer gelişmeleri için tıklayın!

NBA gündemindeki son gelişmeler için tıklayın!

Basketbol Süper Ligi’nden tüm gelişmeler için tıklayın!