by Utkan Şahin / info@eurohoops.net
“K – A – Z – A – N – A – N”
Sarunas Jasikevicius’un yaptıklarına ve basketboluna dair birçok etkileyici sıfat bulabilirsiniz. Ne bileyim, onun için “efsane”, “sihirbaz” gibi kelimeler kullanabilirsiniz. Bunların hiçbiri de yanlış olmaz ama onun için en özel olan kelimeyi bulacaksanız, bu kesinlikle “kazanan” olmalı!
Çünkü modern dönem EuroLeague’de bu kelimenin hakkını en çok veren iki oyuncudan biri 0! Çoğu efsanenin bir kere kazanmak için ruhunu şeytana satacağı EuroLeague’de tam 4 kere kupayı hava kaldırdı o!
Saras’la ilgili daha da etkileyici olanı ise bunu farklı takımlarla başarmış olması…
Bazı efsaneler vardır ve sadece “o” takımla birlikte büyür, büyütür. Saras ise öyle bir efsane değil. O gittiği her yeri büyütmeyi başaran bir isim!
Onu kariyeri boyunca birçok farklı takımda gördük ve Avrupa sınırları içerisinde gittiği her yerde öyle ya da böyle başarılı olmayı başardı. Avrupa’nın 3 büyük takımıyla da EuroLeague şampiyonluğu gördü ve 4 kupayla Kyle Hines’la birlikte Avrupa’nın zirvesinde o var.
İşimiz gerçekten çok zordu. Bu adamın kariyerinde o kadar çok özel performans ve maç var ki; listeyi 10 maç değil, 20 ve hatta 25 maçlık bir şekilde bile hazırlayabilirdik. Bu sebeple diğer oyuncularda yapmadığımız bir şeyi Jasikevicius için yapmak zorunda kaldık ve birbirine yakın tarihte, hikayesi olan maçları birleştirdik. Bunu yapmasaydık gerçekten çok özel performansları dışarıda bırakmak zorunda kalacaktık.
Neyse, lafı daha fazla uzatmadan karşınızda Sarunas Jasikevicius’un modern dönemdeki en iyi 10 maçı:
NOT: En iyi 10 maç verimlilik puanı üzerinden değil, maçların önemi ve anlamı üzerinden belirlenmiştir. Ayrıca sıralama, maçların tarihlerine göre düzenlenmiştir.
NOT – 2: Liste modern döneme göre hazırlanmıştır. Modern dönemin dışında kalan Union Olimpija maçları dolayısıyla bu listeye alınmamıştır.
Nando De Colo’nun EuroLeague Kariyerindeki En İyi 10 Maçı
Bogdan Bogdanovic’in EuroLeague Kariyerindeki En İyi 10 Maçı
Dimitris Diamantidis’in EuroLeague Kariyerindeki En İyi 10 Maçı
Juan Carlos Navarro’nun EuroLeague Kariyerindeki En İyi 10 Maçı
Mirsad Türkcan’ın EuroLeague Kariyerindeki En İyi 10 Maçı
Ekpe Udoh’un EuroLeague Kariyerindeki En İyi 10 Maçı
Shane Larkin’in EuroLeague Kariyerindeki En İyi 10 Maçı
Bryant Dunston’ın EuroLeague Kariyerindeki En İyi 10 Maçı
Jan Vesely’in EuroLeague Kariyerindeki En İyi 10 Maçı
10- Scavolini Pesaro – Barcelona: 87-88 ve Barcelona – Benetton: 76-75
Sezon: 2001/02 sezonu – TOP 16 2. hafta maçı
Performans: 11 sayı, 2 ribaund, 2 asist, 4-7 saha içi, 12 EFF
İki hafta içerisinde iki tane maç kazandıran basket atmak mı? Tam olarak Sarunas Jasikevicius’a yakışan bir olay!
Barcelona’daki ilk sezonunda takımının ilk playoff serisinde elenmesine engel olamayan Litvanyalı efsane, ikinci sezonunda ise TOP-16’da yumruğunu masaya hemen koydu.
Gruptaki ilk maçta Saras’ın yokluğunda Barcelona, Bologna deplasmanından boynu bükük ayrılırken Katalanların gruptaki iddiasını sürdürmek adına bu maçı mutlaka kazanması gerekiyordu. Fakat işler beklendiği gibi gitmedi.
Sakatlığı sebebiyle Saras, sadece 14 dakika sahada kalabilirken Barcelona, Melvin Booker’ın inanılmaz performansı sebebiyle son bir dakikaya 87-82 geride girdi. Olası bir yenilgi Barcelona’nın gruptaki bütün iddiasını erkenden kaybetmesi anlamına gelecekti.
Saras buna izin vermedi.
Litvanyalı efsanenin bir asist ve basketiyle 4-0’lık seri yakalayan Katalanlar, kendisini bitime 8 saniye kala 1 sayı geride buldu. Pesaro, Pecile’yle hata yapınca hava atışına gidildi ve Katalanlar Roberto Duenas’la bu hava atışını kazandı.
Eline son sözü söyleme fırsatını geçiren Sarunas, bu fırsatı tepmedi ve orta mesafeden attığı basketle Barcelona’nın gruptaki ümitlerini ayakta tuttu.
Sezon: 2001/02 sezonu – TOP 16 3. hafta maçı
Performans: 21 sayı, 4 asist, 7-14 saha içi, 17 EFF
Sarunas Jasikevicius, İtalya’daki maç kazandıran basketinden sadece 15 gün sonrası, aynısını ve hatta daha zorunu başka bir İtalyan takımına daha yaptı.
Grubun kritik maçında Barcelona, Palau Blaugrana’da Benetton’ı ağırlarken işler Katalanların beklediği gibi gitmedi. Benetton, Tyus Edney’le ilk yarıyı domine etti ve soyunma odasına 10 sayı farkla önde gitti. Bir yenilgi Barcelona’nın gruptaki bütün şansını büyük oranda çöpe atması anlamına geliyordu çünkü o dönemde Final Four’a TOP 16 gruplarının liderleri gidiyordu. Tahmin edersiniz ki, 3 maçta alınacak 2 yenilgi üstesinden kalkılabilinecek bir durum değildi.
Saras yine takımının bu duruma düşmesine izin vermedi.
İlk yarıda Edney karşısında zor duruma düşen efsane isim, önce 3. çeyrekte takımının 10-4’lik bir seriyle maça tekrar ortak olmasına sağladı. Son çeyrekte iki takım da geri adım atmazken Benetton, Garbajosa’nın basketiyle bitime 4 saniye kala 2 sayı öne geçti.
Mola sonrası Barcelona, kendi sahasından topu çıkartırken Saras bir kez daha son sözü bulma şansı buldu. Kısıtlı süreye rağmen Edney’i ekarte etmeyi başaran efsane isim, zor pozisyonda üçlüğü gönderdi ve tam isabet!
Üst üste iki İtalyan takımını maç kazandıran basketiyle yıkan Saras, takımının Final Four ümitlerini de korudu ama Benetton deplasmanında takımı ikili averajı verecek şekilde kaybedince Katalanları Final Four’a götüremedi.
9- Panathinaikos – Maccabi: 84-91, CSKA Moskova – Maccabi: 80-83 & Maccabi – Siena: 88-86
Sezon: 2003/04 sezonu – Normal sezon 10. hafta maçı
Performans: 30 sayı, 4 asist, 10-14 saha içi, 26 EFF
Bir bölümde üç maçı birden koymak biraz şov oldu, farkındayım ama maçların önemi ve Saras’ın o maçlardaki performanslarını düşünürsek herhangi birisini dışarıda bıraksaydım çok yazık olacaktı.
Hikayeyi biraz başa sararsak aslında normal sezon grubunun son bölümündeki bu 3 maç, Saras’ın kendini Avrupa’ya bir kez daha kanıtlama performansıydı.
Çünkü Barcelona hikayesi çok da parlak bitmemişti. 2003’te Barcelona’nın tarihindeki ilk EuroLeague kupasını kazansa da Saras, Final Four’un hayal kırıklığı ismiydi. Dahası koç Pesic’le pek iyi anlaşamadıkları da bilinen bir gerçekti.
Şampiyonluk sonrası Barcelona’dan ayrılarak Maccabi‘nin yolunu tutan efsane isim, kendini bütün Avrupa’ya göstermek istiyordu ve ne kadar özel bir oyuncu olduğunu daha TOP 16 gelmeden ortaya koydu.
Bu döneme dair ilk maçımız OAKA deplasmanından!
Her ne kadar Zeljko Obradovic ve Panathinaikos için o yıl pek kolay olmasa da OAKA, her zaman OAKA’dır. Maccabi ise Saras önderliğinde bu zorlu deplasmanın büyüsünü henüz ilk çeyrekten bozdu.
Ev sahibi ekibi ilk çeyrekte sahadan silen İsrail ekibi, 10. dakikanın sonunda kendisini 13-33 önde buldu. Saras ise bu bölümün tartışılmaz yıldızıydı.
20’si ilk yarı olmak üzere 30 sayıyla maçı tamamlayan efsane isim, 7/10 üçlük isabetiyle kendi rekorunu kırdığı gecede OAKA’da takımının çok rahat bir galibiyet almasını sağladı.
Sezon: 2003/04 sezonu – Normal sezon 13. hafta maçı
Performans: 25 sayı, 6 asist, 4 ribaund, 6/13 saha içi, 23 EFF
Sarunas Jasikevicius, OAKA’daki bireysel şovundan sadece 3 hafta sonra Avrupa’nın bir başka zorlu deplasmanından daha takımını çıkartmayı başardı.
Grup liderliği için kritik maçta Maccabi, grubun bir numaralı favorisi CSKA Moskova’ya konuk oldu. Dusan Ivkovic yönetimindeki CSKA, gösterişli kadrosuyla her zamanki gibi iddialıydı. Bu iddialarını da 3. çeyrekteki performansıyla gösterdiler.
Çekişmeli geçen ilk yarının ardından 3. çeyrekte şov yapan Rus devi, son çeyreğe 11 sayı önde girdi fakat Sarunas Jasikevicius henüz pes etmemişti.
Mirsad Türkcan’ın basketiyle CSKA, son çeyreğin hemen başında 13 sayı öne geçse de Saras önderliğinde ayağa kalkan 9 dakikada 28 sayı atarak maçı 80-80’de eşitledi. Son söz ise bu sefer Anthony Parker’dan geldi. Maccabi, Amerikalı yıldızının attığı üçlükle Moskova’da kazandı ve İsrail’deki maçın rövanşını aynı şekilde aldı.
Son çeyrekte takımını ayağa kaldıran Saras ise 25 sayı, 6 asistlik gösterişli performansıyla bir kez daha yıldızlaşmıştı.
Sezon: 2003/04 sezonu – Normal sezon 14. hafta maçı
Performans: 27 sayı, 7 asist, 9/15 saha içi, 32 EFF
Normal sezonun son haftasına girilirken hem CSKA Moskova hem de Maccabi liderlik için baş başaydı. İki takım da aynı galibiyet sayısıyla son haftaya girerken birbirlerini eşit farklarla mağlup ettikleri için de ikili averaj söz konusu değildi.
Bu sebeple daha iyi bir ikili averaja sahip olan CSKA, bir adım öndeydi ama Rus ekibinin Kaunas’ta olası bir yenilgi yaşaması her şeyi değiştirebilirdi.
Gerçekten de CSKA, Sabonisli Zalgiris karşısında deplasmanda ecel terleri döküyordu fakat Maccabi için de işler beklendiği gibi gitmedi.
Savunmada uyurgezer bir şekilde maça başlayan Saras ve arkadaşları, kendilerini devre sonunda 43-53 geride buldu. Fakat herhalde soyunma odasında Kaunas’taki skoru öğrenince Maccabili oyuncular kendilerine geldi.
3. çeyrekte Parker’ın önderliğinde maçı domine eden Maccabi, farklı bir şekilde öne geçti fakat Siena vazgeçmedi ve David Andersen’in faul çizgisinden bulduğu sayıyla bitime 12 saniye kala maçı 86-86’te eşitledi.
İşte o an, Sarunas Jasikevicius’a bir kez daha kritik anları oynama becerisini gösterme fırsatı düşmüştü.
Bu fırsatı yine harika bir şekilde kullanan efsane isim, potaya giderek bitime bir buçuk saniye kala basketi buldu ve Maccabi’nin grup liderliği için maçı kazanması sağladı fakat kaderin cilvesidir, aynı dakikalarda CSKA’da Victor Alexander’ın maç kazandıran basketiyle Zalgiris‘i yıkınca İsrail ekibi, 2. sırayla yetinmek zorunda kaldı.
8- Maccabi – Zalgiris Kaunas: 107-99
Sezon: 2003/04 sezonu – Normal sezon 6. hafta maçı
Performans: 37 sayı, 3 ribaund, 11/19 saha içi, 37 EFF
Basketbolda mucizelerin olduğunu gösteren daha iyi bir maç var mı bilmiyorum! Çünkü 8 Nisan akşamında Tel Aviv’de yaşananları bence sadece mucizeyle açıklayabiliriz.
O dönem Final Four için playoff oynanmazken TOP 16 grubunda lider olan takım, son 4 takımın arasına kalıyordu. İşin dramatik yanı ise G Grubu’nda son haftaya 3 takım da aynı dereceyle girdi.
Düğümü ise bu maç çözecekti. Zalgiris, daha önce Maccabi‘yi evinde yendiği için bu maçı kazanması halinde kendisini Final Four’da bulacaktı.
Maçın gerilimi sadece bu kadarla da değildi çünkü Litvanya basketbolunun iki efsanesi, Sarunas Jasikevicius ile Arvydas Sabonis karşı karşıyaydı.
Tek kelimeyle, “unutulmaz” bir maç oldu.
Saras’ın önderliğinde maça iyi başlayan Maccabi, soyunma odasına önde gitti ama 3. çeyrekte Sabonis’le kontrolü eline alan Zalgiris, öne geçti ve maç boyunca da bu avantajını korudu.
Bitime 4 saniye kala Maccabi, farkı 3’e düşürürken artık her şey bitmişti. Acele bir şekilde Giedrus Gustas’a faul yapan Saras, 5. faulü sebebiyle kenara geldi. Efsane isim 37 sayı atmasına rağmen Sabonis’i yıkamamıştı.
İşte mucize o anda hatalar zinciriyle birlikte geldi.
Bitime 2.2 saniye kala çizgide olan Gustas, sadece 1 tanesini soksa maç bitecekti. Saras, o anlarda Zalgiris benchine gidip milli takımdan arkadaşlarına tebrik ediyordu ama Gustas, beklenmedik bir şekilde 0/2 ile attı.
Aslında yine problem değildi. Maccabi’nin 2.2 saniyede ribaundu alıp üçlük atması çok zordu ama bir hata da Tanoka Beard’den geldi. Faul atışına erken giren Amerikalı pivot, Maccabi’ye topu kenardan çıkartma şansı verdi.
Bu fırsata rağmen yine her şey imkansız gibiydi. Hem Parker hem de Saras, 5 faulle kenardaydı ve Maccabi’nin Final Four için kendi sahasından çıkartacağı bir topla üçlük bulmaya ihtiyacı vardı.
Bu da oldu!
Tam sahayı geçen bir pasla buluşan Derrick Sharp, mucizeyi gerçek hale getirdi ve basketi bularak Maccabi’nin maçı uzatmaya götürmesini sağladı.
Arka arkaya yaşanan bu mucizelerin getirdiği enerjiyle uzatmayı domine eden Maccabi, sahadan galibiyetle ayrıldı ve şampiyonluğa yürüyeceği Final Four’a kapağı attı.
Hollywood, bu maçın hikayesini kullansa izleyenler kesin, “Amma da abartmışlar” der ama basketbol böyle bir spor…
7- Maccabi – Skipper Fortitudo Bologna: 118-74
Sezon: 2003/04 sezonu – Final Four final maçı
Performans: 18 sayı, 5 asist, 6/8 saha içi, 23 EFF
Barcelona’daki şampiyonluğunda Final Four’da felaket bir performans sergileyen Sarunas Jasikevicius, Maccabi‘nin kendi evindeki Final Four’una ise damga vurdu.
Final Four’un ilk maçı, sezon başında grup liderliği için yarıştıkları CSKA Moskova’ya karşıydı.
Anthony Parker ile birlikte maçı domine eden Saras, 18 sayı ve 6 asistlik performansıyla Rus ekibini yıktı ve Maccabi‘yi finale götürdü.
Finaldeki rakipleri ise Bologna şehrinin diğer takımı olan Fortitudo’ydu. İtalyan ekibi, normal sezonda Maccabi, bu salonda yıkmıştı ama Saras ve arkadaşlarının, bu sefer onlara aynı şeyi yapma fırsatı verme niyeti hiç yoktu.
Sarunas Jasikevicius önderliğinde maça harika başlayan Maccabi, daha ilk çeyrekten maçı bitirdi ve 10. dakikayı 31-13 önde geçti. İsrail devi, farka rağmen maçın devamında da hiç durmadı ve sahadan 44 sayı farkla 118-74 ile galip ayrılarak Final Four tarihine geçecek bir zafer almayı başardı.
Üst üste 2. EuroLeague zaferini yaşayan Saras ise faul problemine girmesine rağmen 17 dakikada 18 sayı atarak maçın en iyilerinden biri oldu.
6- Maccabi – Montepaschi Siena: 85-84
Sezon: 2004/05 sezonu – Top-16 2. hafta maçı
Performans: 13 sayı, 5 ribaund, 3 asist, 4/19 saha içi, 6 EFF
Sarunas Jasikevicius neden büyük bir oyuncu biliyor musunuz? Daha önce üçlük çizgisi gerisinden 8 kere karavana attığı maçta, galibiyeti getiren üçlüğü atabildiği için…
Hem milli takım hem de Maccabi‘yle unutulmaz bir 2003-2004 sezonu geçiren efsane isim, İsrail’deki 2. sezonuna da oldukça formda başladı.
Arada sırada basınla atışsa da her şey yolundaydı. Efsane Maccabi, onun ve Parker’ın önderliğinde basketbolseverlerin gözüne hoş gelen bir basketbol oynuyordu. Evet, bazı geceler savunma yapmadıkları için kaybediyorlardı ama işler ne zaman ciddileşse onlar da her şeyi kontrol ediyordu.
İsrail devi, o sezon TOP 16 grubunda bütün maçlarını kazanarak grubu lider tamamlarken de böyle oldu. Maccabi gruptaki 6 maçının beşini farklı bir şekilde kazanırken sadece 1 maçta zorlandı.
O maçta da bu adam devreye girdi.
Aslında Saras için kendi standartlarına göre kötü bir geceydi. Bir türlü dış şut ritmini bulamayan efsane isim, son anlara gelirken 0/8 üçlük isabetiyle oynuyordu. Yaptığı 3 asistin karşılığında ise 4 top kaybı vardı.
Saras’ın bu kötü gecesini iyi değerlendiren Siena da son bölüme 82-84 önde girdi fakat Saras’ın hala söyleyeceği bir sözü vardı.
Felaket bir gece geçirmesine rağmen kendinden hiç şüphe etmeyen yıldız isim, bitime 22 saniye kala üçlüğü kaldırdı ve maçı getiren şutu sokarak felaket bir geceyi mutlu sonla bitirdi.
Ne adam ama?!
5- Maccabi – Tau Ceramica: 90-78
Sezon: 2004/05 sezonu – Final Four final maçı
Performans: 22 sayı, 6 ribaund 5 asist, 7/11 saha içi, 26 EFF
Üst üste kazanılan iki EuroLeague şampiyonluğundan sonra üçüncüsü için Saras’ı ne durdurabilir ki? Hiçbir şey!
Tüm sezon boyunca harika bir basketbol oynayan Maccabi, Moskova’daki Final Four’a adeta eline kolunu sallayarak geldi. Onlara rakip olabilecek tek takım vardı: o da Final Four’un ev sahibi olan CSKA Moskova!
Herkes bu finali beklerken Maccabi, yarı finalde 3 yılın ardından Final Four’a geri dönen Panathinaikos‘u harika bir hücum performansıyla devirerek işin kendine düşen tarafını yerine getirdi.
İkinci maçtan ise sürpriz geldi. Final Four’un favorisi gösterilen CSKA Moskova, yarı finalde bir başka Litvanyalı efsane olan Arvydas Macijauskas’a dur diyemeyince büyük bir hüsrana uğradı.
Artık karşılarında finallerin müzmin takımı Tau Ceramica – Baskonia – vardı.
3. finalinde artık daha da olgunlaşan Saras, ne faul problemi yaşadı ne de baskı! Maçı harika bir şekilde domine eden Sarunas Jasikevicius, Nestoras Kommatos’tan aldığı ekstra yardımla da Maccabi’nin soyunma odasına 50-39 önde gitmesini sağladı. Tau Ceramica yine de pes etmedi. Pota altında kurdukları üstünlükle geri döndü ve farkı 3 sayıya düştü.
Saras duruma hemen el koydu.
4. çeyreğin başını domine eden Litvanyalı efsane, farkı tekrardan güvenilir bir noktaya getirdi ve kendisinin üst üste 3. kez, Maccabi’nin ise 2. kez şampiyon olmasını sağladı. Final Four’un en skoreri olan Saras, MVP ödülünü de haklı bir şekilde cebine koydu.
4- Panathinaikos – Lottomatica Roma: 86-83
Sezon: 2007/08 sezonu – Normal sezon 1. hafta maçı
Performans: 11 sayı, 2 ribaund, 2 asist, 2/4 saha içi, 16 EFF
Şöyle uzaktan istatistiklere baktığınız zaman Sarunas Jasikevicius’un en iyi 10 maçından biri gibi gelmeyebilir. Belki de en iyi maç özelinde haklı da olabilirsiniz ama bu karşılaşmanın Saras’ın kariyerindeki özel maçlardan biri olduğu düşünülür.
Bildiğiniz gibi Saras, EuroLeague’de üst üste 3 şampiyonluk yaşadıktan sonra kimine göre büyük bir hata kimine göre de yapılması gerekeni yaparak kariyerini NBA’e taşıdı. Litvanya’yla Amerika’yı yenme başarısı gösteren bir oyuncu olarak oraya gitti. Herkesin de gözü haliyle ondaydı. Fakat bu macera onun kariyerindeki en büyük pişmanlığı oldu.
NBA’de hak ettiği değeri bir türlü göremedi, performansı düştü ve 2007’de Panathinaikos‘la geri dönmeye karar verdi.
Panathinaikos‘tan döneminin Avrupa’daki en büyük kontratlarından birini alan Saras, – yıllık 3 milyon 500 bin euro – basın toplantısında gelen soru üzerinde çarpıcı bir açıklama yaptı: “Kendimi tekrar tekrar kanıtlamama ihtiyacım yok.”
Efsane ismin sözleri böyleydi ama ilk maçtaki performansı onun neler yapabildiğini bir kanıtlamasıydı.
Aslında ilk 3 çeyrekte pek ortada yoktu. Çok daha fazla süre almamıştı ama son çeyrekte yine o sahne aldı. Panathinaikos’un kendi evinde Lottomatica Roma karşısında beklenenden daha fazla zorlanırken son 2 dakikaya 75-79 geride girdi.
O ana kadar sadece 2 sayısı olan Saras, bir anda ipleri eline aldı. Önce bir üçlükle maçı ortaya götüren yıldız isim, arkasından faul çizgisinden bulduğu arka arkaya sayılarla maçı çevirdi.
Son 2 dakikada Panathinaikos’un attığı 11 sayının 9’una imza atan yıldız isim, adeta lige “ben geri döndüm” mesajını verdi.
Tahmin edersiniz ki, Panathinaikos taraftarı da çılgına döndü. Sonuçta bu kadar büyük bir isim ilk maçında böylesine bir şov yapıyorsa taraftar elbette deliye döner.
3- Panathinaikos – Olympiakos: 82-84 & Panathinaikos – CSKA Moskova: 73-71
Sezon: 2008/09 sezonu – Final Four yarı final maçı
Performans: 18 sayı, 3 ribaund, 5 asist, 5/10 saha içi, 24 EFF
Basketbolun en güzel yanlarından biri, kağıt üstüyle sahadaki durumun her zaman aynı olmamasıdır.
Sadece Avrupa basketbolu tarihine bakarsak, bile rüya takım diye adlandırılan birçok takımın hüsrana uğradığını görürüz. Panathinaikos‘un rüya takımı da bir benzerini yaşadı.
2007’de Jasikevicius’u kadrosuna katan Yunan devi, bugün belki de modern dönemin en iyi 3 guardı olarak adlandırabileceğimiz; Diamantidis – Jasikevicius – Spanoulis üçlüsüne sahipti.
Fakat bu birlikteliğin ilk sezonu hiç de beklendiği gibi gitmedi. TOP 16’in son maçında Partizan’a kaybeden Panathinaikos, sürpriz bir şekilde playoff’u bile göremeden sezona nokta koydu.
İlk sezondaki performansın ardından ikinci sezonda da benzeri bir performans yaşansaydı o rüya takım, kabus takımına dönüşecekti ama Zeljko Obradovic buna izin vermedi.
Drew Nicholas’la birlikte daha dengeli bir takım haline gelen Panathinaikos, üstüne bir de Nikola Pekovic gibi bir pivotu kadrosuna ekledi ve çok da fazla zorlanmadan Berlin’deki Final Four’a kapağı attı.
O2 World Arena’daki Final Four ise her maçıyla tam bir şaheserdi.
Final Four’un yarı finalinde Yunanistan’ın iki düşman tarafı rakipti ve ikisi de şampiyonluk için çılgınca paralar ortaya koymuştu. Sanırım bu bile Berlin’deki Final Four’u efsanelerin arasına sokmaya yeterdi.
Maç şanına yakışacak kadar keyifli bir karşılaşma oldu.
Panathinaikos, ilk çeyrekten öne fırlasa da Olympiakos, ezeli rakibinin kopup gitmesine hiç izin vermedi. Saras ise karşılaşmanın 2. yarısına damga vurdu.
İlk yarıda çok ortalarda gözükmeyen ve sadece 3 sayıyla oynayan efsane isim, 3. çeyreğin ortasında Olympiakos öne geçince oyuna girdi ve karşılaşmayı değiştirdi. 4 dakikada 7 sayı, 2 asist yapan Saras, Panathinaikos’un 16-9’luk seriyle son çeyreğe önde girmesini sağladı.
Fakat Saras’ın henüz işi bitmemişti.
Son çeyrekte de sazı eline alan yıldız isim, Olympiakos ne zaman geri dönmeye çalışsa onlara dur dedi. Son sözü de maç 80-80’ken Pekovic’e yaptığı asistle söyledi.
Bu basketle Panathinaikos, hem Final Four kaldı hem de ezeli rekabette rakibine büyük bir darbe vurdu.
Sezon: 2008/09 sezonu – Final Four final maçı
Performans: 10 sayı, 4 ribaund, 4 asist, 3/6 saha içi, 12 EFF
Yarı final özeldi ama final daha da özeldi.
Avrupa’nın iki büyük koçu Ettore Messina ile Zeljko Obradovic, bir kez daha finalde karşı karşıya gelirken ortaya belki de modern dönemin en iyi final maçı çıktı.
İlk yarı tamamıyla Panathinaikos’un üstünlüğüyle geçti. Özellikle 2. çeyrekte Saras şov yaparken Panathinaikos, arka arkaya üçlüklerle soyunma odasına 48-28 önde girdi. 2. yarıda ise işler değişti.
CSKA harika savunmasıyla maça geri dönerken son anlara iki takım da nefes nefese girdi.
Açık konuşmak gerekirse, Saras’ın en iyi final maçlarından biri değildi. Özellikle en kritik anda çizgide 2’de 1’le oynaması ondan beklenmeyecek bir durumdu ama vatandaşı Siskauskas, son topu değerlendiremeyince Panathinaikos zafere ulaştı.
Saras ise bu zaferle birlikte Avrupa basketbolu tarihine geçti.
3 takımla birden EuroLeague şampiyonluğu gören tek isim olan efsane isim, ayrıca toplam 4 şampiyonlukla modern dönemde bu kupayı en çok kazanan iki isimden biri oldu.
2- Lietuvos Rytas – Barcelona: 88-87
Sezon: 2010/11 sezonu – Normal sezon 9. hafta maçı
Performans: 11 sayı, 10 asist, 3/6 saha içi, 14 EFF
Sarunas Jasikevicius’la ilgili en çok sevdiğim detaylardan birisi de kariyerinin her bölümünde bir şekilde kendini kanıtlamak zorunda kalması ve bu sınavlardan hep alnın akıyla çıkması…
2009’daki şampiyonluk sonrası dizlerinden ameliyat olan yıldız isim, Panathinaikos‘taki 3. sezonun neredeyse tamamını kenarda geçirmek zorunda kaldı.
2010 yazında serbest kaldığında, 34 yaşındaydı ve savunmadaki defoları artık büyük bir takımın kaldırabileceği düzeyde değildi. Dahası hücumda da eskisi kadar verimli değildi. Büyük takımlar ilgi göstermeyince o da ülkesine geri dönmeye karar verdi ve Rytas’la anlaştı.
Efsane isim, normal sezonun 9. haftasında ise bütün Avrupa’ya hala kurşunun kaldığını gösterdi.
Siemens Arena’da Rytas, Barcelona’yı konuk ederken Saras, son şampiyonla adeta kedinin fareyle oynadığı gibi oynadı.
Özellikle son çeyrekte Barcelona’nın ikili oyun savunmasını paramparça eden Saras, sadece son 10 dakikada Barcelona gibi sert bir savunma takımı karşısında 10 sayı ve 5 asistle oynayarak Katalan ekibini tek başına yıktı.
Tüm Avrupa da onun hala zirve takımların başına dert olabileceğini gördü.
1- Maccabi Tel Aviv – Panathinaikos: 69-78
Sezon: 2011/12 sezonu – Playoff serisi 4. maçı
Performans: 13 sayı, 3 asist, 5/8 saha içi, 11 EFF
Türkiye’de zannedilenin aksine “oyuncu” Sarunas Jasikevicius ile “koç” Zeljko Obradovic arasındaki ilişki o kadar parlak değildi. Evet, belki iki büyük basketbol zekası, saha dışında da görüşüyordu ama sahada işlerin karıştığı çok oldu.
2010 yazında taraftarın Jasikevicius’un kalmasını istemesine rağmen Obradovic‘in onunla devam etmemek istememesi de bunun bir göstergesiydi.
Fakat bu ilişkide iki taraf da en kritik anlarda birbirlerine yardımcı olmayı başardı. Onlardan bir tanesi de unutulmaz Maccabi serisiydi.
Rytas ve Fenerbahçe‘de geçirdiği sezonun ardından Panathinaikos‘la zirveye geri dönen Saras, playoffa kadar pek ortada yoktu ama bu unutulmaz seride Obradovic’in ona en çok ihtiyaç duyduğu anda o yine devreye girdi.
Taktiksel anlamda belki de modern dönemin en iyi playoff serisi olan bu karşılaşmada, Panathinaikos ev sahibi avantajıyla seriye başlasa da 3. maçın sonunda kendini hiç beklemediği bir noktada buldu: 1-2 geride!
Üstelik serinin 4. maçı Tel Aviv’de oynanacaktı ve son şampiyon olan Panathinaikos, eğer kazanamazsa Final Four göremeden sezona nokta koyacaktı.
Saras buna izin veremezdi, vermedi de…
Serinin 3. maçında felaket bir performans sergileyen efsane isim, bu maçın da ilk 3 çeyreğinde pek ortada yoktu ama karar çeyreğinde 35 yaşında yine bütün sorumluluğu üstüne aldı.
Ev sahibi Maccabi, son çeyreğe 4 sayı geride girse de bir küçük kıvılcımla her an maçı ve seriyi kazanabilirdi ama Saras buna imkan vermedi.
Harika bir son çeyrek oynayan yıldız isim, son çeyrekte en kritik anlarda 8 sayı atarak Panathinaikos’un üstünlüğünü korumasını sağladı ve seriyi tekrardan Atina’ya taşıdı.
Bitime 12 saniye kala maçı bitiren faul atışlarını soktuktan sonra kenara gelen Saras’ı ilk tebrik edense Obradovic’ti…