by Vladimir Stankovic – Çeviri: M. Bahadır Akgün / info@eurohoops.net
Bu çevirinin tüm hakları Eurohoops Ltd. Şti.’ye aittir ve tamamının veya bir kısmının izinsiz kullanılması kesinlikle yasaktır.
Bu yazı 19 Mart 2017 tarihinde EuroLeague.net‘te yayınlanmış ve uyarlanarak çevrilmiştir.
Bu işi yaptığım 50 yıl ve taraftar olduğum birkaç yılın yanında basketbol maçlarında birçok harika geri dönüş gördüm, duydum veya okudum. Bu konuda benim anılarımı ise aşağıda bulabilirsiniz. Ancak yalnızca tek maçlık geri dönüşleri değil, eleme usulü turlardaki geri dönüşleri de listeye dahil ettiğimi belirtmek isterim. Sıralama ise çok önemli değil. Bununla birlikte asıl üst sıraları modern EuroLeague’deki geri dönüşlere verdim.
Çok daha fazla geri dönüş olduğuna eminim ama bunlar benim hatırladıklarım. Siz de daha fazlasını yazarsanız sevinirim!
10. CSKA Moscow–Real Madrid, 1963
Kıta finalinde iki dev rakip şampiyonluk için oynadı. Franco rejiminin bir Sovyet takımının İspanya topraklarında oynamasına izin vermesi açısından da tarihi bir maçtı. Maç, 5.000 taraftar önünde 23 Haziran 1963 günü Madrid’de oynandı. Real Madrid, maçı Carlos Sevillano ve Emiliano Rodriguez’in sırasıyla 26 ve 24 sayılık harika performanslarıyla 86-69 kazandı.
İkinci maç ise sekiz gün sonra Moskova’da Lenin futbol stadyumunun içindeki bir parkede 20.000 taraftarın önünde oynandı. CSKA, maçı 17 sayı farkla 91-74 kazanıp eşleşmeye denge getirdi.
O dönemdeki kurallara göre ertesi gün aynı sahada bir maç daha oynanması gerekiyordu. CSKA, ev sahibi avantajını kullanarak Genadiy Volnov’un 26 sayısı ile maçı 99-80 kazandı ve ilk Avrupa şampiyonluğuna uzandı.
9. Partizan Belgrade-Cantu, 1989
O sezon Korac Kupası’nda Partizan ve Cantu, finalde karşılaştı. Cantu, ilk maçı evinde Kent Benson’dan aldığı 24 sayılık katkı sayesinde 89-76 kazanmıştı. Vlade Divac’ın o maçtaki 28 sayısı Partizan için yeterli olmamıştı ve Sırp devinin işi Belgrad’da oynanacak ikinci maça kalmıştı.
22 Mart 1989 günü Partizan, devre arasına 12 sayı farkla 55-43 önde girdi ve maç sonunda farkı 19 sayıya çıkarıp (101-82) şampiyonluğa uzandı. Divac, bu kez 30 sayı ile devleşti. Cantu’yu Antonello Riva’nın 36 sayısı da kurtaramadı.
8. Estudiantes Madrid – Olimpija Ljubljana, 1988
Aynı sezon aynı kupada Estudiantes, Ljubljana’ya konuk olup maçı da 26 sayı farkla 96-70 kaybetmişti. O maçta Dusan Hauptman (29 sayı) ve Radoslav Curcic (26 sayı) maçın yıldızları olmuşlardı.
Madrid’deki maç ise 9 Kasım 1988 günü oynandı ve Estudiantes, 92-65 kazandı! Devre arasında İspanyol devi farkı yalnızca 11 sayıya çıkarabilmişti ancak ikinci yarıda John Pinone (22) ve Juanan Orenga (20) Estudiantes’i geri döndürdü.
7. Zalgiris Kaunas – Cibona Zagreb, 1989
Eski Winners Cup’ta Cibona ve Zalgiris, aynı çeyrek final grubuna düştü. Bu maçta Zagreb; Sabonis, Kurtinaitis, Chomicius, Iovaisha gibi isimlerin oynadığı bir Zalgiris takımını konuk etti. Cibona’nın ikinci yarının ortalarında 95-77 mi 91-77 mi önde olduğuna emin değilim ama bir videoda Cibona’nın bir noktada 91-56 önde olduğunu görmüştüm.
Zalgiris, deli gibi üçlük atmaya başladı. Takım, maçı %45 isabet oranıyla 22 üçlük bularak tamamladı. Sabonis, ikinci yarının başından o yana 4 faul ile oynuyordu ama son dakikada skoru 101-104’e getiren 2 sayıyı kaydedip ribaundu da alarak maçın galibini belirledi. Aca Petrovic’in 36 sayısı da işe yaramadı çünkü neticede kazanan Zalgiris oldu.
6. Olimpia Milan – Partizan, 2011
Bu maçın sezon sonunda iki takım için de büyük bir önemi yoktu ancak bir maçın son saniyeye kadar bitmediğini göstermek açısından çok iyi bir örnek.
Devre arasında Milano, 31-19 gibi farklı bir skorla öndeydi. 26. dakikada Stefano Mancinelli’nin üçlüğü skoru 45-24’e getirdi ama hâlâ oynanacak 14 dakika vardı. Üçüncü çeyreğin sonunda Partizan, hâlâ 17 sayı farkla, 56-39 gerideydi. Ioannis Bouroussis son çeyreğin başında farkı daha da artırdı ama sonra Partizan şöleni başladı.
Nikola Pekovic, Vladimir Lucic, Dragan Milosavljevic ve Milan Macvan, dev bir geri dönüş için toplandılar. Partizan, Macvan’ın 18 sayı ve 11 ribaundluk harika performansı ile maçı 65-69 kazandı.
5. Olimpia Milan – Darüşşafaka Doğuş, 2017
Yine bir Milano maçı ama bu kez sonuç farklı. Mediolanum Forum’daki skor tablosunda üçüncü çeyrekte skor 43-68’di. Sahada tek takım var gibiydi ve o takım da Darüşşafaka‘ydı.
Ancak son 15 dakikada Milano, 46-19’luk bir seri ile maçı 89-87 kazandı! Davide Pascolo, bitime 90 saniye kala 84-82’ye getirdiği skor ile takımını ilk kez öne geçirdi. 30 saniye kala Rakim Sanders, galibiyeti garantileyen sayıları attı. O sezonun o maça kadar en büyük geri dönüşü oldu.
4. Olimpia Milan – Aris Thessaloniki, 1986
Yemin ederim Olimpia Milano tarihi yazmıyorum ama bu takımın maçlarından birçok geri dönüş hikayesi hatırlıyorum. Onlardan biri de 1986-87 sezonundan. İkinci eleme turunda Milano, Aris ile oynadı.
Yunanistan’da İtalyan ekibi 98-67 ile 31 sayı farkla kaybetti. İkinci maç 6 Kasım günü oynandı ve maç öncesi efsanevi koç Dan Peterson, oyuncularına “Kazanmak istiyorum, 1 sayı ile bile olsa. Ancak her dakika onlardan 1 sayı fazla atarsak 40 sayı farkla kazanırız” dedi. Milano, devrede 44-30 öndeydi ancak maç 83-49 bitti! Avrupa kupalarında gelmiş geçmiş en büüyk geri dönüştü. Milano, final grubuna çıktı ve final maçında da Maccabi‘yi 71-69 mağlup edip şampiyonluğa uzandı.
3. CSKA Moscow – Maccabi Tel Aviv, 2014
Milano‘daki 2014 Final Four’un yarı finalinde CSKA, Maccabi karşısında devre arasında 38-30 öndeydi. Üçüncü çeyreğin sonunda fark 15’e çıkmıştı: 55-40. Maccabi, farkı 53 saniye içerisinde 10 sayıya indirdi: 55-45. Ancak görünürde bir drama yoktu.
34. dakikada CSKA, 60-51 gibi rahat bir skorla oyunu domine ediyordu ancak bu durum Maccabi’nin hoşuna gitmedi. David Blu’nun üçlüğü ile fark 6 sayıya indi ve yeni bir maç başladı. 36. dakikada Milos Teodosic’in sayıları ile fark tekrar 8’e çıksa da Ricky Hickman’ın üçlüğü ile büyük seri başladı.
Daha sonra Tyrese Rice, iki dakika kala farkı 3 sayıya indirdi. CSKA, Nenad Krstic ile soluklandı ama yeterli olmadı. Daha sonra CSKA, 4 sayı farkla öndeyken Blu bir üçlük daha bulup farkı 1 sayıya indirdi: 67-66 ve bitime saniyeler kalmıştı. Viktor Khryapa, top kaybı yaptı ve Rice, son saniyede skoru üretip maçı takımına 67-68 kazandırdı.
2. Olympiacos Piraeus – Real Madrid, 2013
Londra’daki Final Four’un final maçında ilk çeyrek sonrası kimse parasını Olympiakos’a kumar oynamak için kullanmadı zira Real Madrid, 27-10 gibi çok farklı bir skorla öndeydi. İkinci çeyrekte işler birazcık toparlandı (27-14) ancak Real Madrid hâlâ farklı kazanıyordu.
Spanoulis, ilk yarıda tek sayı atmadı ama 5/9 üçlük isabet oranıyla maçı 22 sayı ile bitirdi. Olympiakos 17 sayı farktan ayaklanıp maçı 12 sayı farkla 88-100 kazandı ve finalde 100+ sayı atan ikinci takım oldu. (2004’te Maccabi, Skipper Bologna karşısında 118 sayı atmıştı.) Maçın MVP’si ise elbette Spanoulis’ti.
1. Olympiacos Piraeus – CSKA Moscow, 2012
Belki de finaller tarihinin en büyük ve en dramatik geri dönüşü! CSKA, üçüncü çeyreğin sonlarında 53-34 öndeydi. Ancak Olympiakos, yavaş yavaş geri dönüp 2-21’lik seri ile maçı kazandı.
Maçı kazandıran isabet ise Georgios Printezis’in bitime 0,7 saniye kala baseline‘dan bulduğu atış oldu: 61-62! Zaferin de başrolünde üç isim vardı: Printezis, ona son sayıda isabeti yapan Spanoulis ve koç Dusan Ivkovic. Bu üçlü, EuroLeague Basketball’un Spanoulis hakkındaki “Limitless” isimli muhteşem belgeselinde o finali açıklıyorlar.
Basketbol gündemindeki en son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!