by Zach Buchanan, Çeviri: Arma Kaynar / info@eurohoops.net
Bu çevirinin tüm hakları Eurohoops Ltd. Şti.’ye aittir ve tamamının veya bir kısmının izinsiz kullanılması kesinlikle yasaktır.
Bu yazı 4 Mayıs 2020 tarihinde TheAthletic’te yayınlanmış ve uyarlanarak çevrilmiştir.
Arizona Sonbahar Ligi kurulalı henüz üç sene olmuştu. Düşük ücretler karşılığında seyirciler Phoenix bölgesinde American League’inde sonraki üç yılda Yılın Çaylağı seçilecek Marty Cordova, Derek Jeter ve Nomar Gaciaparra’yı izleyebiliyordu. İlerleyen yıllarda MVP seçilecek olan Jason Giambi de oradaydı.
AFL, o sezon 2.200 kombine bilet satarak rekor kırmıştı. Ancak bunun arkasındaki sebep beyzbolun yıldızlarını izlemek değildi. Herkes sadece bir adamı izlemek için yanıp tutuşuyordu ve o adamın bütün beyzbol liginde eşi benzeri yoktu. O adam, MLB’de bir maça bile çıkmadı. Hatta o sonbahardan sonra bir daha beyzbol oynamadı. O adam dünyanın en ünlü isimlerinden birisi olan Michael Jordan’dı.
Jordan’ın beyzbol kariyeri henüz yeni başlamıştı. Ancak bu kariyerin çok uzun sürmeyeceğini Jordan dahil neredeyse kimse bilmiyordu. Michael Jordan, son kez parkeye çıktığında takvim yaprakları 1993’ün Haziran ayını gösteriyordu. Jordan, yine Phoenix’te Chicago Bulls’u üst üste üçüncü şampiyonluğuna taşımıştı. Bu şampiyonluğun ardından Jordan, dünyadaki herkesi şoka uğratarak basketboldan emekli olmuş ve beyzbolda şansını deneyeceğini açıklamıştı. Chicago Bulls ile birlikte Chicago White Sox’ın da sahibi olan Jerry Reinsdorf, Jordan’a beyzbol kariyerinde de bir şans vermek istedi.
Jordan, Scottsdale Scorpions formasıyla Arizona’ya geldiğinde gelişim ligi takımlarından Birmingham Barons ile vasat bir performans göstermişti. Ancak Jordan’ın bu performansı, onun şöhretini sekteye uğratmamıştı. Sonbahar liginde Jordan, beyzbol oynamak için nereye giderse gitsin yüzlerce insan onu takip etmek için statlara koşturuyordu. Seyirci sayısı o kadar fazlaydı ki statların tribünlerinde yeni düzenlemelere gitmek zorunda kalınmıştı.
Jordan, beyzbol liginin en önemli genç yetenekleriyle birlikte sahaya çıkıyordu. Jordan, ilerleyen iki ay boyunca beyzbol kariyerinin son maçlarını oynayacaktı. Ligdeki kalan herkes için ise bu iki ay kariyerlerinin en inanılmaz dönemi haline gelmişti. İmza almak için tribünleri dolduran yüzlerce taraftarla karşı karşıya kalacaklardı. Takım olarak akşamları dışarı çıktıklarında Jordan’ın ünlü arkadaşlarıyla birlikte zaman geçireceklerdi ve basketbolun majestelerini arada oynadıkları basketbol maçlarında yakından görme şansına sahip olacaklardı.
Bu yazı, o iki aylık dönemin hikayesini anlatıyor. Beyzbolun en büyük yıldızlarının iki ay boyunca Jordan’ın takım arkadaşı olduğu günleri, o dönemi birinci elden yaşayan 24 oyuncu, koç ve yönetici ile konuştuk.
Tıpkı bu isimlerle basketbol oynarken Jordan’ın söylediği gibi, ilerleyen yıllarda bu isimlerin torunları bile onlardan bugünlerin hikayesini dinlemek isteyecekti…
“Merhaba, Ben Michael Jordan”