by Utkan Şahin / info@eurohoops.net
2022 yazında Warriors formasıyla NBA’de mutlu sona ulaşan Nemanja Bjelica, birkaç ay sonra şampiyonluk yüzüğüyle birlikte Avrupa’ya dönmüştü.
Sakatlıklar sebebiyle Profesör’ün Avrupa kariyeri iyi geçmedi. Fenerbahçe‘de geçen sezon sadece 8 maça çıkabilen Bjelica, sezon başında ise Kızılyıldız’a transfer olmuştu. Sırp ekibinde de sakatlıklar yakasını bırakmayan Bjelica, bu sezon maça çıkamazken kariyeriyle ilgili önemli bir karar aldı ve Nemanja Bjelica 35 yaşında basketbolu bıraktığını açıkladı.
Son iki sezonu kötü geçmiş olsa da bu durum Bjelica’nın görkemli Avrupa günlerini hatırlamamıza engel değil.
2014-15 sezonunda Fenerbahçe formasıyla EuroLeague’in en değerli oyuncusu (MVP) seçilen Nemanja Bjelica, sergilediği şahane performansının ardından NBA’in radarına girmişti.
2013’te patlama yapamamış potansiyelli, çok zeki ve yetenekli bir 4 numara olarak kapısını girdiği kulüpten bir EuroLeague MVP’si olarak çıkış yaptı Bjelica. Avrupa’nın en iyi oyuncularından birisi olarak…
Peki basketbola son noktayı koyan “Profesör’ün” EuroLeague’de en iyi performans gösterdiği maçlar hangileriydi? Eurohoops Fırın seçti…
NOT: En iyi 10 maç verimlilik puanı üzerinden değil, maçların önemi ve anlamı üzerinden belirlenmiştir. Ayrıca sıralama, maçların tarihlerine göre düzenlenmiştir.
NOT – 2: Liste modern döneme göre hazırlanmıştır. Modern dönemin dışında kalan Union Olimpija maçları dolayısıyla bu listeye alınmamıştır.
Nando De Colo’nun EuroLeague Kariyerindeki En İyi 10 Maçı
Bogdan Bogdanovic’in EuroLeague Kariyerindeki En İyi 10 Maçı
Dimitris Diamantidis’in EuroLeague Kariyerindeki En İyi 10 Maçı
Juan Carlos Navarro’nun EuroLeague Kariyerindeki En İyi 10 Maçı
Sarunas Jasikevicius’un EuroLeague Kariyerindeki En İyi 10 Maçı
Mirsad Türkcan’ın EuroLeague Kariyerindeki En İyi 10 Maçı
Ekpe Udoh’un EuroLeague Kariyerindeki En İyi 10 Maçı
Shane Larkin’in EuroLeague Kariyerindeki En İyi 10 Maçı
Bryant Dunston’ın EuroLeague Kariyerindeki En İyi 10 Maçı
Jan Vesely’in EuroLeague Kariyerindeki En İyi 10 Maçı
10- Olimpia Milano – Baskonia: 85-95
Sezon: 2012/13 sezonu – Normal sezon 3. hafta maçı
Performans: 20 sayı, 9 ribaund, 1 asist, (8/13 saha içi), 25 EFF
Bazen potansiyelli genç bir oyuncunun patlaması için sadece bir kıvılcım yeterlidir. Nemanja Bjelica içinse bu kıvılcım 2012-2013 sezonunda geldi.
Hatırlarsınız; Sırp forvet, henüz alt yaş gruplarındayken yetenekleriyle tüm Avrupa’da tanınıyordu. Hele hele Kızılyıldız’da gösterdiği performansla ismini daha da fazla duyurmaya başladı ama Vitoria’daki ilk iki yılı onun için çok parlak değildi.
EuroLeague’e oyunu adapte etmekte zorlanan Bjelica, Baskonia‘nın geniş kanat rotasyonu içerisinde kayboldu ve beklenen çıkışı yapamadı. Türkiye’de olsa ondan ümit çoktan kesilmişti ama Baskonia böyle saçma bir hatayı yapmadı. Bjelica da 2012-2013 sezonuyla birlikte yeteneklerini sergilemeye başladı.
Onun için bu sezonun farklı geçeceği henüz sezonun 3. maçından belliydi.
O akşam Baskonia deplasmanda Olimpia Milano‘ya konuk olurken karşılaşma 3. çeyreğe kadar başa baş gidiyordu. Son çeyrekte ise bütün dengeyi Bjelica bozdu.
Son çeyreğe arka arkaya 2 üçlükle başlayan Sırp yıldız, Baskonia’nın bir anda öne fırlamasını sağladı. Bjelica sonra da yavaşlamadı. Son çeyrekte toplamda 10 sayı atarak maçın Baskonia lehine dönmesini sağladı ve tüm Avrupa’ya “ben geliyorum” mesajını verdi.
9- Baskonia – Cedevita Zagreb: 97-70
Sezon: 2012/13 sezonu – Normal sezon 10. hafta maçı
Performans: 22 sayı, 3 ribaund, 3 asist, 9/10 saha içi, 27 EFF
Nemanja Bjelica, EuroLeague kariyeri boyunca skorerliğinden daha çok, çok yönlülüğüyle dikkat çeken bir yıldızdı. Şöyle hatıralarınızda geri dönüp baktığınız da Sırp yıldızın bireysel skoru anlamında öne çıktığı pek fazla maç hatırlamazsınız.
Cedevita Zagreb maçı ise onun için bu anlamda özel bir karşılaşma…
Normal sezonun son haftasında Baskonia, kendi evinde Hırvat rakibi karşısında çok rahat bir galibiyet alırken karşılaşmanın yıldızları takımın iki genç yıldızı, Fabien Causeur ve Nemanja Bjelica’ydı.
Bu ikili toplamda 45 sayı atarak geceye damgalarını vururken Bjelica ise hücumda EuroLeague’deki kariyer gecesini geçirdi.
7/7 ikilik ve 2/3 üçlük performansıyla kusursuza çok yakın bir performans sergileyen Sırp yıldız, 22 sayıyla da EuroLeague kariyerinin en yüksek sayısına ulaşmış oldu.
Bjelica o gece sadece sayı rekorunu da kırmadı. Sergilediği 27 verimlilik puanıyla da kariyerinde ilk kez EuroLeague haftanın MVP’si olmayı başardı.
8- Maccabi – Baskonia: 70-71
Sezon: 2012/13 sezonu – TOP 16 Grubu 2. hafta maçı
Performans: 17 sayı, 5 ribaund, 6/11 saha içi, 17 EFF
Normal sezon gruplarında 22 sayı atmak, kariyer rekoru kırmak falan iyi, hoş şeyler elbette ama EuroLeague’de herkes sizin TOP 16 ve playoffta ne yaptığınıza bakar.
Bu sebeple 2012-2013 sezonunda Bjelica’nın kendisini bu seviyede de kanıtlaması gerekiyordu. Kendisi de herhalde bunun farkındaydı çünkü çok değil, 2. haftadan kendini kanıtladı.
TOP 16 Grubu’nun ikinci haftasında Bask ekibi, deplasmanda gruptaki doğal rakiplerinden biri olan Maccabi‘ye konuk oldu. Son çeyreğe girilirken işler Baskonia için hiç de iyi gitmiyordu. 3. çeyrekte sadece 6 sayı atabilen konuk ekip, son çeyreğe 8 sayı farkla geride girdi.
Bjelica ise işleri değiştiren oyuncu oldu.
Çeyreğin hemen başında attığı üçlükle Maccabi‘nin 21-1’lik serisine son veren yıldız isim, takımı krizden çıkardı. Sonrasında da öldürücü darbe ondan geldi.
Maçın bitimine 4 dakika kala iki takım, skorda başa başken duruma yine el koyan Bjelica, arka arkaya attığı iki üçlükle Baskonia‘nın öne fırlamasını sağladı ve maçı kazandırdı.
O sezonun genelinde üç sayı çizgisinin gerisinden bir türlü ritmini bulamayan Sırp yıldız, o gece ise maçın sadece son çeyreğine 3 üçlük sığdırarak kendisini göstermeyi başardı.
7- Fenerbahçe – Unicaja Malaga: 69-67
Sezon: 2013/14 sezonu – Top-16 Grubu 2. hafta maçı
Performans: 13 sayı, 9 ribaund, 5/10 saha içi, 18 EFF
2012-2013 sezonunda gösterdiği çıkıştan sonra Bjelica’nın transfer yapacağı kesindi.
Kimse sözleşmesi biten böylesine değerli bir yeteneğe hayır demezdi. Zaten başta Barcelona olmak üzere birçok önemli takım ona teklif yaptı. Sırp yıldızın tercihiyse Zeljko Obradovic faktörü sayesinde Fenerbahçe‘den yana oldu.
Bjelica’nın sarı-lacivertli formayla ilk yılı ise hem kendi adına hem de takım adına sıkıntılı geçti.
Aslında onun performansında bir sıkıntı yoktu. Taraftar da onu hemen benimsedi. Bjelica’nın soğukkanlı ve cesur hareketleri sarı-lacivertli taraftarların çok hoşuna gitti. Hemen hemen herkesin favori oyuncusu haline geldi.
Fakat Obradovic‘in ilk sezonu olduğu için elde dağınık bir takım yapısı vardı ve o yaz kendisiyle birlikte yapılan diğer iki transfer Linas Kleiza ve Luka Zoric’in bekleneni verememesi hem onu hem de takımı etkiledi. En basitinden Obradovic mecburiyetten maçın değerli anlarında ona daha çok 5 numaradan süre vermek zorunda kaldı.
Sarı-lacivertliler sezona iyi başlasa da bu dengesiz ortamda TOP 16’le birlikte düşüşe geçti.
Bu zor sezona rağmen Bjelica, kendisini kanıtlamayı başaracak performanslar sergilemeyi de bildi. TOP 16’deki Malaga maçı da bu açıdan en iyi olduğu karşılaşmaydı.
Gruptan çıkmak adına az da olsa olan ümitlerini korumak için o gece Fenerbahçe, Malaga’yı mutlaka yenmek zorundaydı ama son çeyreğe girilirken işler iyi gitmiyordu. Sarı-lacivertliler, son 5 dakikaya girilirken 6 sayı gerideydi ve birisinin sorumluluk alması gerekiyordu.
Bu işi yapan da Bjelica oldu.
Hem hücumda hem de savunmada takımını ayağa kaldıran Sırp yıldız, önce bir üçlükle takımını maça geri soktu, sonra da arka arkaya yaptığı asist ve smaçla Fenerbahçe’yi bir anda galibiyete taşıdı.
Sezonun devamında sarı-lacivertliler, playoffa kalamadı ama en kritik anlarda Bjelica’nın liderliğine güvenebileceklerini görmüş oldu.
6- Barcelona – Fenerbahçe: 89-91
Sezon: 2014/15 sezonu – Normal sezon 9. hafta maçı
Performans: 13 sayı, 6 ribaund, 3 asist, 4/7 saha içi, 14 EFF
Gelelim, Bjelica’nın MVP seçileceği sezona!
Fenerbahçe‘deki ilk senesinde kadro planlamasında çok radikal değişikliklere gitmeyen Zeljko Obradovic, 2. sezonda ise işleri değiştirmeye karar verdi. Kleiza’yla yolları ayıran Sırp koç, kendisiyle özdeşleşen basketbol anlayışının da dışına çıkarak tamamıyla bireyselliğe yakın olan bir takım kurguladı.
Bu takımın liderlik koltuğuna ise Bjelica’yı oturttu. Ortaya ise izlemesi inanılmaz zevkli olan bir lider çıktı. İşin skor atma kısmı Andrew Goudelock’taydı, diğer her şey ise Bjelica’dan sorumluluğundaydı.
Normal sezonun 9. haftasında Palau Blaugrana’da oynanan maç ise Fenerbahçe adına değişik bir sezon olacağının ilk işaretiydi.
OAKA deplasmanında alınan sert yenilgi sebebiyle sarı-lacivertliler, hem basın hem de kendi taraftarınca oldukça eleştiriliyordu. Benzeri bir yenilgi Barcelona’da gelse işler daha da kötüleşebilirdi ama Bjelica ile arkadaşları buna izin vermedi.
Aslında son çeyreğe kadar Sırp yıldız için pek de iyi bir maç geçmiyordu.
Fenerbahçe maçın içerisindeydi ama onun 2 sayısına karşılık 3 top kaybı vardı. Son çeyrekte ise bambaşka bir Bjelica ortaya çıktı.
Çeyreğin hemen başında attığı üçlükle geri döndüğünü gösteren yıldız oyuncu, çeyreğin devamında da durmadı ve sürekli sarı-lacivertlileri taşıdı. En kritik hareketi ise bitime 15 saniye kala geldi. Sarı-lacivertliler, 2 sayı gerideyken Vesely‘in çeldiği topu harika bir şekilde tamamladı ve maçın uzatmaya götürdü.
Öldürücü hamle ise en sonda geldi.
Bitime 4 saniye kala Obradovic‘in harika kenar oyunuyla bomboş bir turnike atan yıldız oyuncu, Fenerbahçe’nin zorlu Barcelona deplasmanından galibiyetle ayrılmasını sağladı.
Böylesine kritik ve önemli bir basket atmasına rağmen yüzündeki hiçbir mimiğin değişmemesi ve hatta sevinmemesi ise oldukça ikonik bir ana şahit olmaması sebep oldu.