by Arma Kaynar / info@eurohoops.net
2003 Draftına girerken Carmelo Anthony, NBA’e son yıllarda gelen en büyük potansiyellerden birisi olarak görülüyordu.
Hatta LeBron James ile aynı Draftta lige geliyor olmasaydı, skorer oyuncu büyük olasılıkla birinci sıradan seçilecek bir isim olabilirdi…
Lige, bir önceki sene Syracuse’u NCAA şampiyonluğuna taşımış 19 yaşındaki süper yıldız adayı bir genç olarak gelmişti Carmelo Anthony. Muhteşem bir skor yeteneğine sahipti, kolejde geçirdiği tek senede 22.2 sayı – 10.0 ribaund ve 2.2 asist ortalamalarıyla harika bir yılı geri bırakmıştı. Çok geniş bir skor repertuarı vardı, sahanın her yerinden skor üretebiliyordu. Draft öncesinden itibaren LeBron James ile karşılaştırılmaya başlanan skorer oyuncunun, ilerleyen yıllarda NBA’in yüzlerinden birisi olması bekleniyordu.
İlk sezonundan itibaren NBA’de bir yıldız olacağını herkese kanıtlamıştı. Ligdeki ilk sezonunda 21.0 sayı – 6.1 ribaund – 2.8 asist ortalamaları yakalayan Melo, bir önceki sezon Batı Konferansını son sırada tamamlayan Denver Nuggets’ın, sekizinci sırada playoff’lara girmesini sağlıyordu. Playoff’larda ilk turda ligin MVP’si seçilen Garnett’in formasını giydiği en iyi Minnesota Timberwolves kadrosuyla karşılaşan Nuggets, seriyi 3-1 kaybederek sezonu bitirdi.
Melo, henüz 19 yaşında olmasına rağmen yıllardır başarılı olamayan Nuggets’ı sezon boyunca taşımayı başarmış ve Denver şehrinde basketbolu adeta kurtarmıştı. Artık Denver’lılar geleceğe umutla bakabiliyorlardı.
Denver formasıyla başarılı günler geçirse de bu başarılar genellikle taraftarlarının hayal ettiği gibi playoff’larda değil normal sezonlarda geldi. Üst üste 7 yıl boyunca Nuggets’ı playoff’lara taşımayı başaran Melo, bu sezonlardan sadece bir tanesinde ilk turun ötesini görmeyi başarabildi. O yılda da konferans finallerine kadar yükselen Nuggets, Los Angeles Lakers’a 4-2’lik skor ile elenerek sezona nokta koyuyordu.
Carmelo’nun izolasyon skorerliğine dayalı oyunu, normal sezonlarda gayet iyi sonuçlar veriyordu. Ancak playoff’lar geldiğinde yetenekleri ve liderlik becerileri de Denver’ın elit seviyede olmayan kadrolarını taşımak konusunda yeterli olmuyordu. Melo’nun Denver’daki günlerinin, Batı Konferansı’nda 2000’li yılların en büyük güçleri Los Angeles Lakers ve San Antonio Spurs ile çakıştığını da söylemek gerekiyor. Denver’da geçirdiği dönemde toplam 7 kez playoff’a kalan Melo’nun 4 sezonu, bu iki takım karşısında sona erdi.
2010 sezonunda bir kez daha playoff ilk turunda sezonu sona eren Carmelo Anthony, yaz döneminde 2003 Draft’ında lige katılan diğer üç yıldız olan LeBron James, Dwyane Wade ve Chris Bosh’ın Miami Heat’te bir araya gelerek bir süper takım kurmasını izledi. 2006 yılında bu isimler çaylak kontratları bittikten sonra 4 yıllık sözleşmeler imzalarken Carmelo, Denver Nuggets ile 5 yıllık anlaşmaya varmasaydı belki de Chris Bosh yerine bu süper takımın parçası olabilirdi.
Belki de 2010-11 sezonuna tam olarak kafasında bu düşünceyle başlayan Carmelo, 7 sezonda 6 kez playoff ilk turunda elenmenin getirmiş olduğu hayal kırıklığıyla birlikte sezon ortasında Denver Nuggets yönetiminden takas edilmeyi istedi. Melo’nun gitmek istediği takımlar listesi yoktu. Kafasında sadece New York Knicks’e gitmek vardı. Yıldız oyuncunun sene sonunda kontratı sona erecekti ve yaz döneminde maaş bütçesinde boşluk olan Knicks ile rahatlıkla sözleşme imzalayabilirdi. Fakat Melo, sezon ortasında takas edilerek New York’a gitme konusunda ısrarcı oldu ve toplam 12 oyuncunun dahil olduğu bir takasla birlikte Knicks yolunu. Bu takasta New York ekibi, Wilson Chandler ve Danilo Gallinari gibi önemli isimlerden vazgeçmek zorunda kalmıştı. Eğer Melo, yaz dönemine kadar sabredebilseydi New York’taki günlerine çok daha kuvvetli bir kadroyla başlayabilirdi.
Ancak Melo’nun ilerleyen yıllarda Knicks formasıyla yaşadığı başarısızlıkların sorumlusu olarak yeteri kadar sabırlı olmamasını göstermek de çok doğru olmaz. Evet, Melo yaz dönemine kadar bekleyerek daha kuvvetli bir kadroya sahip olabilirdi. Ancak yıldız oyuncunun New York’ta geçirdiği dönemde de Knicks yönetimi de onun işini hiçbir zaman kolaylaştırmadı.
Knicks, Melo’nun New York’ta geçirdiği 6 sezon boyunca ne doğru koçu bulmakta başarılı oldu ne de skorer oyuncunun etrafına kaliteli kadrolar kurabildi. Bu 6 yılın sadece ilk üç sezonunda playoff’larda mücadele etme şansı yakalayan Melo’nun Knicks’i sadece bir kez ilk turu geçmeyi başardı ve o yılda da Paul George’lu Indiana Pacers’a boyun eğdi.
New Yok Knicks formasıyla son kez 2013 yılında playoff oynayan Carmelo; NBA’de oynanan basketboldaki yaşanan devrim niteliğindeki gelişmelerden sonra giderek değeri azalan bir oyuncu haline geldi. Burada tabii ki Melo’nun her geçen gün kilo alması ve kişisel performansının düşmesinin de etkisi vardı. Ancak NBA genelinde takımların çok daha tempolu bir oyun oynaması ve Melo’nun oyununun en büyük yapı taşı olan orta mesafe şutlarından neredeyse vebaymış gibi kaçmaya başlaması da Melo’nun pazarını git gide daralttı.
Melo’nun 2014 yazında Knicks’ten ayrılmak gibi bir şansı da vardı. O dönemde James Harden ve Dwight Howard’lı Houston Rockets ile Derrick Rose ve Joakim Noah’lı Chicago Bulls, yıldız oyuncu ile yakından ilgileniyordu. Ancak Melo, bu iki takımdan birisine gitmek yerine Knicks ile 5 yıllık bir anlaşma imzalamayı tercih etti. Melo ve Knicks, bu anlaşma imzalandıktan sonraki üç sezonda playoff’larda hiç yer almadı ve en sonunda 2017 yılında yıldız oyuncu Oklahoma City Thunder’ın yolunu tuttu.
Thunder’da da Melo’nun kendisine çok uygun bir rol oynadığını söyleyemeyiz. Takımın lideri net olarak Russell Westbrook’tu ve takımın ikinci yıldızı olması için de Indiana Pacers formasıyla iyi bir sezon geçiren Paul George takıma katılmıştı. Carmelo Anthony’nin daha çok bir set şutörü olarak takım arkadaşlarına alan açması bekleniyordu ve kariyeri boyunca en sevdiği izolasyon hücumlarını oynamak için pek fırsatı olmuyordu.
Kariyeri boyunca oynadığı maçlarda bol bol şut kullanarak ritim yakalayan Melo’nun Oklahoma City’de böyle bir şansı olmadı. Thunder formasıyla çıktığı 78 maçta 16.2 sayı – 5.8 ribaund ortalamaları yakalayan Melo hakkında lig genelindeki algı giderek daha da olumsuzlaşıyordu. Melo, Thunder formasıyla yaklaşık 5 yıl sonra ilk kez playoff oynama şansı bulsa da skorer ismin performansı, normal sezonun bile gerisinde kaldı ve 6 maçta 11.8 sayı – 5.7 ribaund ortalamaları yakaladı ve savunmada da çok kötü bir performans gösterdi. Thunder’ın ilk turda Utah Jazz’e elenmesinin ardından Oklahoma ekibi, Melo’yu Atlanta Hawks’a takas etti. Hawks da bu takasın ardından Melo’yu serbest bıraktı.
Hawks tarafından serbest bırakıldıktan sonra yaz döneminde Carmelo Anthony, Houston Rockets ile anlaştı. Biraz yukarıda Carmelo’nun yeteneklerinin ve oyun tarzının evrimleşen NBA basketboluna çok da uyum sağlamadığını söylemiştik. Houston Rockets, modern basketbolun felsefesini sadece benimsemekle kalmayıp bunu en uçlarda yaşayan takımlardan bir tanesi. Rockets, sadece yüksek tempo basketbolu oynamakla kalmıyor ve orta mesafe şutlarına da oyun planında neredeyse hiç yer vermiyor. Melo’nun Rockets hücumuna nasıl uyum sağlayacağı merakla beklenirken, sezon başladıktan sonra skorer ismin bir önceki sezon playoff’larda ortaya çıkan savunma zaafiyeti de gün yüzüne çıkıyordu. Rockets ile sezonun başından itibaren çok iyi bir performans gösteremeyen Melo, Houston ekibinin sezona yaptığı beklentilerin altında kalan başlangıçla birlikte sadece 10 maça çıktıktan sonra serbest bırakılıyordu.
Melo hakkındaki algı o kadar olumsuzlaşmıştı ki skorer ismin bir daha NBA’de forma giymesi bile çok düşük bir ihtimal olarak görülüyordu. İlerleyen günlerde en 2-3 haftada bir “Melo, NBA’e dönmek istiyor” tarzı haberler hepimizin karşısına çıkıyordu. O da sosyal medya hesaplarında paylaştığı antrenman görüntüleriyle sık sık bu ateşi harlıyordu. Ancak 2018-19 sezonunun kalan kısmında karşısına onunla ilgilenen bir takım bile çıkmadı. Bir noktadan sonra ligdeki oyuncular dahi ona saygısızlık edildiğini düşünmeye başladıklarını dile getirmekten çekinmiyorlardı.
Yine de Melo, tekrar NBA’e dönme isteğinden hiç vazgeçmedi. Daha önce Thunder ve Rockets’ta oynadığı zamanlarda görece daha ufak rollere bile sıcak bakmadığını dile getirmekten çekinmeyen isim, basketboldan uzak kaldığı dönemde bu konuda da belirli bir ölçüde olgunlaştı. Herhalde hayatta sık sık hepimizin başına geldiği gibi Melo da basketbolun kendisi için ne kadar değerli olduğunu onu kaybedince anladı ve tekrar en sevdiği şeyi yapabilmek için bazı fedakarlıklar yapması gerektiğini bu noktada fark etti.
Melo’nun 1 yılı aşkın süredir beklediği şansı ona veren takım Portland Trail Blazers oldu. 2019’un Kasım ayında Batı ekibiyle ile kontrat imzalayan 36 yaşındaki oyuncu, bu sözleşmeyi imzaladıktan sonra gayet duygusal bir halde ve çatallaşan sesiyle “Basketbol benim hayatımın aşkı, bir dönem gerçekten bir daha NBA’e dönemeyeceğimi düşünmeye başladım ve vazgeçmeye çok yakındım” diyerek ligden ayrı kaldığı dönemde ne kadar zorlandığını anlatıyordu. “Bu hem mental anlamda hem de duygusal anlamda üstesinden gelmem gereken bir engeldi.”
Carmelo, tekrar lige döndükten sonra NBA’deki herkes bir yanlışın sonunda düzeltildiğini dile getirmeye başlamıştı. Melo’yu serbest bırakan Houston Rockets’ın koçu Mike D’Antoni bile skorer ismin Blazers ile anlaşması hakkında “Bizim yaşadığımız sorunlar Melo’nun suçu değildi. Herkesin bunda payı vardı. Biz sezona yavaş başladık ve daha farklı bir yöne gitmek istediğimize karar verdik. Umarım Portland’da başarılı olur. O gerçek bir lider, Rockets formasını giydiği dönemde ondan ne istediysek elinden geleni yaptı.” sözlerini söylüyordu.
Melo’nun yeni takım arkadaşı Damian Lillard da skorer oyuncunun ligde bu kadar uzun süre bir fırsat daha bulamamasına anlam veremeyenlerden birisiydi:
“Melo’ya delice bir şey yapmış ve ligden kovulmuş gibi davranılıyordu. Onun kalibresinde ve seviyesinde bir oyuncu utanç verici bir şey yapmadığı halde çok uzun süre yeni bir şans bulamadı. Bu gerçekten çok garipti. Bence bu yüzden birçok insan ona olan desteğini göstermek istiyordu. Çünkü herkes ona saygı duyuyor ve onn iyi bir oyuncu olduğunun ligdeki herkes farkında.”
Carmelo Anthony de ligden ayrı kaldığı süre boyunca ligdeki oyunculardan gördüğü desteğin sebebini “Arada geçen bir yıl boyunca ligdeki oyuncularla beraber sık sık oynama fırsatı buldum. Benim hazır olduğumu gördüler, bana karşı oynadılar. Eğer lige geri dönmek için emek harcadığımı görmeseler bana destek olmazlardı. Ama bunu gördükleri için hala neler yapabileceğimi biliyorlardı.” diyerek anlatıyor.
19 Kasım tarihinde Portland Trail Blazers ile anlaşma imzalayan Carmelo Anthony, 2 Aralık tarihinde Blazers formasıyla Kasım ayının son haftasının oyuncusu seçiliyordu. Melo, bu haftada oynadığı 3 karşılaşmada 22.3 sayı – 7.7 ribaund – 2.7 asist ortalamaları yakalayarak takımının üç galibiyet almasını sağladı ve tüm lige geriye döndüğünü ilan etti.
Melo, ilerleyen günlerde de sakatlıklarla boğuşan Blazers takımına önemli katkılar vermeye devam etti. NBA, Coronavirüs salgını sebebiyle araya girene kadar maç başına 15.3 sayı – 6.3 ribaund ortalamalarıyla oynayan ve üç sayı çizgisinin gerisinden %37.1 ile şut atan Melo, takımının sakatlıklara rağmen playoff iddiasını Orlando Fanusu’na taşımasında çok önemli rol oynadı.
Tecrübeli isim, Orlando Fanusu’nda da takımına çok kritik katkılar yapmaya devam etti. Orlando’da Grizzlies ve Rockets karşısında aldıkları ilk iki galibiyette de son anlarda çok kritik basketlere imza atan Melo, burada oynadığı karşılaşmalarda da 17.6 sayı – 6.9 ribaund ortalamaları yakaladı ve 2019-20 NBA sezonunun en güzel hikayelerinden birisi haline geldi.
“Onun hakkında olumsuz konuşan herkesin özür dilemesi gerekiyor. O Carmelo Anthony. Evet, zor zamanlardan geçti ama sonuna kadar savaşmaya devam ederek lige geri döndü.” diyerek takım arkadaşının geçtiği yolun ne kadar zor olduğunu dile getiriyor Gary Trent Jr.
Melo, kasım ayında yaptığı açıklamalarda “Asla hala NBA seviyesinde oynayamayacak bir oyuncu olduğumu düşünmedim. Ancak medyanın benim hakkımda bir algı oluşturmasına izin vermiştim. Bunun benim kafama girmesine izin veriyordum. Zaman içerisinde kendimi medyanın yazdıklarından uzaklaştırmaya başladım, bu da benim mental anlamda bir eşiği atlamamı sağladı” diyerek son bir yıl boyunca sergilediği olgun tutumun arkasındaki nedenleri gözler önüne seriyor…
Carmelo, lige geldiği ilk andan itibaren sadece günümüzün değil tarihin en yetenekli skorerlerinden birisi olarak anıldı. Oyununda çeşitli zaaflar var mıydı? Tabii ki. Bu zaaflar hala var. Ancak çok uzun süre Melo; medyanın yazdıklarının, taraftarların onun hakkında düşündüklerinin onu etkilemesine izin vermişti. Bu sezon boyunca sık sık oyuna yaklaşımındaki zihniyet değişikliğinin önemini vurgulayan Melo, çok daha olgun bir tutum sergileyerek adeta ikinci baharını yaşıyor.
Melo şu anda Nuggets veya Knicks’teki kadar büyük bir isim değil. Şu anda liderlik ettiği bir takımı da yok. Thunder ve Rockets’taki günlerinin aksine bir yan rolü kabul etmekte çok daha gönüllü ve istekli gözüküyor. Melo kadar yetenekli bir oyuncu da bazı fedakarlıkları yapmayı göze aldığı zaman NBA’de etkili olmaması için bir sebep yok.
Portland dün gece Brooklyn Nets karşısında aldığı galibiyet ile birlikte, Batı Konferansında normal sezonu sekizinci sırada bitirdi ve Memphis Grizzlies ile playoff’larda yer almak için Play-In turnuvası oynayacaklar. Thunder formasıyla playoff’larda gösterdiği zayıf performansla birlikte ligden uzak kalmasına sebep olan bir döneme ilk adımlarını atan Melo, lige geri dönüş hikayesini bir kez daha playoff’larda boy göstererek taçlandırmaktan sadece bir maç uzaklıkta…