by Vladimir Stankovic / Çeviri: M. Bahadır Akgün / info@eurohoops.net
Bu çevirinin tüm hakları Eurohoops Ltd. Şti.’ye aittir ve tamamının veya bir kısmının izinsiz kullanılması kesinlikle yasaktır.
Bu yazı 3 Haziran 2020 tarihinde EuroLeague.net‘te yayınlanmış ve uyarlanarak çevrilmiştir.
Avrupa Basketbolu’nun 101 Büyük Oyuncusu. 2018 yılında EuroLeague Basketball tarafından sınırlı sayıda yayımlanan bir koleksiyon, Eski Kıta’da basketbolun bugünkü seviyeye gelmesinde rol oynayan isimleri onurlandırıyor. Bu büyük isimlerin birçoğunu 1969 yılından itibaren yazmaya başlayan yazar Vladimir Stankovic, efsanelerin kişisel hikayelerini anlatıyor ve Avrupa basketbolunun köklerinin, başka hiçbir yerde olmayan bir takım dinamiği yaratarak burada dünyanın her yerinden sporcu ile beslendiğini ve çok uzun olduğunu gösteiyor. O, kitabı kaleme aldığı dönemde emekli olmuş ve kendilerinden sonra gelen birçoklarını etkilemiş oyuncuları konu alıyor. Dileriz keyif alırsınız!
Atina’da düzenlenen 1970 Minikler EuroBasket’ten çıkan geleceğin yıldızları kadrosu, hiç fena değildi. Farklı takımlardan farklı harika oyuncular çıktı. SSCB’den Alexander Belov ve Valery Miloserdov, İspanya’dan Luis Miguel Santillana ve Rafa Rullan, İtalya’dan Pierluigi Marzorati ve Fabrizio Della Fiori, Yugoslavya’dan Marko Jaric ve Igor Rakocevic’in babaları Srecko Jaric ve Goran Rakocevic ile Çekoslovakya’dan 4 Aralık 1951 Brno doğumlu Kamil Brabenec.
Brabenec, Atina’da maç başına 16 sayı kaydederken muazzam bir uluslararası kariyeri de başlatmış oldu. 21. yüzyılın başında Jiri Zidek Sr.’ın ardından gelmiş geçmiş en iyi ikinci Çek oyuncu seçilen Brabenec, doğal bir skorerdi. Brabenec’in ardından listede Ivan Mrazek, Jiri Zednicek ve Frantisek Konvicka gibi isimler yer aldı.
Atina’da yaptığı patlamadan bir yıl sonra Brabenec, 1971 Essen EuroBasket için A Milli Takım ile hazırlanıyordu. 1972’de Münih Olimpiyatları’nda, 1973’te Barcelona’daki EuroBasket’te ve 1974’te ise Dünya Kupası’nda oynadı. Brabenec, 1987 Atina EuroBasket’e kadar yaklaşık 20 yıl boyunca uluslararası basketbolda önde gelen isimlerden biri oldu. Ancak 1987, yalnızca milli takım kariyerinin sonuydu. Kulüp seviyesinde 1995 yılına kadar oynadı ve 45 yaşında emekli oldu. Yerel ligde 11.029 sayı attı, milli takımla 403 maça çıktı, 1985’te EuroBasket gümüş madalyası kazandı ve 1977 ile 1981’de ise bronz madalya kazandı.
Brabenec, 1975-76 sezonu sonrası ligde yılın en iyi oyuncusu seçilirken toplamda 11 kez ligde yılın takımına seçildi. Ayrıca altı şampiyonluk kazandı. Tüm bunlar, doktorların en sevdiği spor olan buz hokeyini yapmasına izin vermemesine neden olan teşhisi sonrası yaşandı. Şanslıyız ki basketbolu seçti.
İstatistikler ve biyografik verilerinin ötesinde bir insan ve harika bir oyuncuydu. Doğal bir skorer, günümüz standartları gereği 1,90 boyuyla biraz kısa olsa da şutör guardın sözlük karşılığıydı. Ancak kendi döneminde yeterince uzundu. Dahası, tekniği, hızı ve şutu ile daha uzun savunmacıları aşma konusunda hiç sorun yaşamadı. Harika bir oyuncuydu ve ben de kendi ifadesine katılıyorum: “Bugün basketbol oynasa NBA’de oynardı.”
Aslında kendi döneminde bile NBA’e o kadar uzak değildi zira Detroit Pistons kendisiyle ilgileniyordu. Hatta kulüp binasına da gitmişti ama daha sonra ülkesine dönmeye karar verdi çünkü 1970’li yıllarda bir NBA takımında oynamak, milli takımdaki yerinizden vazgeçmek anlamına geliyordu ve o da bu bedeli ödemek istemedi.
Yanılmıyorsam Brabenec’i ilk olarak 1972 Olimpiyatları’nda televizyonda görmüştüm. Yugoslavya’nın Çekoslovakya’yı 66-63 yendiği maçta. En çok hatırladığım oyuncu, 18 sayı ile oynayan ve Kresimir Cosic, Vinko Jelovac, Zarko Knezevic ve Milun Marovic gibi oyuncuları sahada çıldırtan Zidek’ti. Brabenec 4 sayı attı. Bir yıl sonra EuroBasket’te Yugoslavya, şampiyonluğa giden yolda Çekoslovakya’yı 91-76 mağlup etti. Zizek (22 sayı), Jiri Pospisil (20 sayı) ve henüz genç olan Brabenec’in (14 sayı) performansları dikkat çekti. 1974 Dünya Kupası’nda 17,7 sayı ortalamasıyla Zidek’ın yalnızca 0,3 sayı altında kaldı. Arjantin karşısında 41 sayı attı.