Luka Doncic’in Büyüyen Efsanesi ve 2020 NBA Playoff’larının En Büyük 8 Hikayesi

24/Ağu/20 14:58 Ağustos 24, 2020

admin69

24/Ağu/20 14:58

Eurohoops.net
doncic_mavericks_celebrates_buzzerbeater

2020 NBA Playoff’ları başlayalı çok uzun süre olmadı ancak daha şimdiden birçok önemli olaya şahit olduk.

by Zach Buckley, Çeviri: Arma Kaynar / info@eurohoops.net

Bu çevirinin tüm hakları Eurohoops Ltd. Şti.’ye aittir ve tamamının veya bir kısmının izinsiz kullanılması kesinlikle yasaktır.

Bu yazı 24 Ağustos 2020 tarihinde BleacherReport’ta yayınlanmış ve uyarlanarak çevrilmiştir.

Playoff’lar başlayalı henüz çok kısa bir süre oldu ancak normal sezon bittikten sonra ne gibi senaryolarla karşı karşıya kalabileceğimizi biliyorduk. Sezon boyunca izlediğimiz performansların playoff’larda zirveye çıkacağını düşünmek tüm basketbolseverleri doğal olarak heyecanlandırıyor. Paul George’un bir anda neden şut atmayı unuttuğunu düşünmek ise o kadar da heyecan uyandırıcı değil.

Demek istediğimiz şu ki şu ana kadar Playoff’larda oynanan maçlardan yola çıkarak yapılan iddialı tespitler okumak istiyorsanız, yanlış yerdesiniz. Ancak uzun vadede sezonun kaderini etkileyecek olaylara dair samimi gözlemler okumak istiyorsanız tam olarak olmanız gereken yerdesiniz.

Luka Doncic Özel Bir Oyuncu

Luka Doncic’in Pazar günü yarattığı mucizenin arkasında milyonlarca imkansızlık vardı. Ancak belki de bunları saymaya başlamamız gereken nokta şu: Luka Doncic henüz NBA’deki ikinci sezonunu oynuyor ve ilk kez Playoff’larda yer alıyor.

Luka Doncic, NBA’e gelmeden önce de profesyonel seviyede başarılar yakalamış bir oyuncuydu. Ancak bu onun NBA seviyesinde yeni bir oyuncu olmadığı anlamına gelmiyor. Doncic, ligdeki henüz ikinci yılında dünyanın en önemli basketbolcularından birisi haline geldi.

NBA’e ilk geldiği andan itibaren Doncic’in dünya üzerindeki en özel süperstarlardan birisi olacağı belliydi. Ancak Doncic, son 2 yıl içerisinde sürekli olarak kendisini aşmayı başardı. Doncic, 2020 Playoff’larında oynadığı ilk karşılaşmada 21 şut deneyerek 42 sayı kaydetti ve NBA tarihinde ilk playoff maçında en yüksek skora ulaşan oyuncu oldu. Ancak anlaşılan o ki Mavericks‘in yıldız oyuncusu yavaş yavaş ısınıyormuş…

Los Angeles Clippers ile Dallas Mavericks arasında Pazar günü oynanan serinin dördüncü maçında bambaşka bir seviyeye çıktı. Üçüncü maçta bileğini burkan Doncic’in dördüncü maçtan önce sahaya çıkıp çıkamayacağı bile kesin değildi. Doncic’in dördüncü maçta forma giyeceği belli olduktan sonra Mavericks’in diğer yıldızı Porzingis’in ise sakatlığı sebebiyle forma giyemeyeceği ortaya çıktı. Bu durum da yedinci sıradaki Dallas Mavericks’i Doncic’in tek başına taşıması gerektiği anlamına geliyordu ve karşısında ligin en iyi dış savunmacılarından ikisi olan Paul George ve Kawhi Leonard’ın yer aldığı Los Angeles Clippers vardı.

Ancak ne Doncic’in sakat bileği, ne karşısındaki savunmacılar ne de Porzingis’in yokluğu bir şey değiştirmedi. Doncic, 46 dakika oynadığı karşılaşmada 43 sayı – 17 ribaund – 13 asistlik tarihi bir triple-double’a imza attı ve uzatmaların son saniyesinde takımına karşılaşmayı 135-133 kazandıran üç sayılık basketi Clippers potasına gönderdi.

Maçın ardından Dallas koçu Rick Carlisle, yaptığı açıklamalarda “Bu çocuğun dramatik anlarda oynamak için yaşadığını biliyoruz. Harika bir oyuncu olduğu gibi kritik anlarda performansını daha da yükselten bir isim. O, bu büyük anlar için yaşıyor ve çok cesur bir oyuncu.” ifadelerini kullandı.

Doncic’in varlığı tek başına Dallas Mavericks’i playoff’ların en büyük sürpriz adaylarından birisi haline getiriyor.

Normal sezonu net rating kategorisinde altıncı sırada bitiren Dallas Mavericks, puan durumundaki sırasından daha iyi bir takım ve şu anda ligin en büyük şampiyonluk adayıyla oynadıkları playoff serisinde 2-2 eşitlik var. Doncic, gerçekten tarihin akışını değiştirebilecek düzeyde bir basketbolcu ve önümüzdeki haftalarda yıllarca konuşulacak bir playoff macerasının ilk adımlarını atıyor olabilir.

Sıralama Maçları Artık Sona Erdi

Orlando Fanusunda oynanan sıralama karşılaşmaları mükemmeldi.

Batı Konferansı’nda sekizinci sıra için verilen yarış adeta nefesleri kesti. Eğer önümüzdeki yıllarda play-in turnuvası devam etmezse bu NBA’in bir şeyleri kesinlikle yanlış yaptığı anlamına geliyor. En önemli oyuncularını sakatlığa kurban veren Washington Wizards dışında neredeyse bütün takımların play-off’larda yer alma ihtimali var gibi gözüküyordu ve takımların rotasyonlarında yaptıkları yeni denemeler neredeyse her gün yeni bir oyuncunun üst düzey performanslar sergilemesiyle meyvesini verdi.

Ancak Playoff’larda ev sahibi avantajının da olmadığı bir ortamda özellikle elit takımların sıralama maçlarını çok da ciddiye almadığını söylemek gerekiyor. Playoff’ların tekrar başlamasıyla birlikte bütün takımlar tekrar işleri ciddiye almaya başladı.

Milwaukee Bucks ve Los Angeles Lakers‘ın serilerinin birinci maçlarını kaybetmesi dışında Playoff’ların ilk turunda henüz çok büyük kaoslara şahit olmadık. Basketbol dünyasının ağır abileri, neden normal sezon boyunca ligin tepesinde yer aldıklarını bir kez daha göstermeye başladılar. Orlando Fanusunda beklenmedik derecede iyi performans gösteren oyuncular ise tekrar eski günlerine dönmüş gibi gözüküyorlar.

T.J. Warren, Playoff’larda 19.7 gibi iyi bir sayı ortalamasıyla oynuyor ancak Pacers‘ın kanat oyuncusunun sıralama maçlarında yakaladığı 31.0 sayı ortalamasının çok uzağında olduğunu söylemek gerekiyor. Sıralama maçlarında maç başına 4.3 üç sayılık isabetini %50.7’lik bir oranla kaydeden Gary Trent Jr., %36.4 gibi bir yüzdeyle 1.3 isabet seviyesine gerilemiş durumda. Playoff’larda maç başına sahada kaldığı 25.8 dakika başına 14.3 sayı kaydeden Michael Porter Jr., hala iyi bir performans gösteriyor fakat sıralama maçlarında 38.1 dakika başına kaydettiği 31.3 sayının uzağında olduğu da aşikar.

Orlando Fanusu, bazı oyunculara oyun kimliklerini değiştirme şansı yakaladı ve bazı isimler de burada gösterdikleri performanslarla birlikte ilerleyen dönemde daha fazla şans yakalayacaklardır. Ancak sıralama maçlarındaki momentumun ne kadarının Playoff’larda devam ettiğini merak ediyorsanız bu sorunun cevabı neredeyse hiç…

Fred VanVleet, Yaz Döneminde Yüklü Bir Kontrat Alacak

Ligin önümüzdeki yılki maddi durumunun belli olmaması sebebiyle 2020 yılının serbest oyuncu pazarı hakkında net konuşmak çok kolay değil. Ancak Fred VanVleet’in iyi bir kontrat alacağı kesin olan birkaç durumdan bir tanesi.

Bu durum yeni öğrendiğimiz bir şey değil. VanVleet, son yıllarda neredeyse düzenli olarak oyununda ciddi seviyeler atlamaya devam etti ve şu anda NBA’de 17.0 sayı – 6.0 asist – 2.5 üç sayı isabeti ortalamalarıyla mücadele eden 10 oyuncudan bir tanesi.

VanVleet, önümüzdeki serbest oyuncu pazarında kendi pozisyonunun en önemli isimlerinden biri olacak ve sınırsız serbest oyuncular arasında takım değiştirme ihtimali en yüksek olan oyuncu. Toronto Raptors‘ın 2019 yılındaki şampiyonluk yolunda oynadığı kritik yol da göz önünde bulundurulunca şampiyonluk için oynayan takımlar 26 yaşındaki guardı kadrosuna katmaya sıcak bakacaktır. Fakat henüz ligdeki dördüncü yılını geçiren VanVleet, yeniden yapılanma sürecinde olan takımlar için de cezbedici bir seçenek olacaktır.

VanVleet’in 1.85 boyunda olduğu ve çok atletik bir oyuncu olmadığı göz önünde bulundurulunca takımının başarısına bu kadar etki etmesi pek mantıklı gelmiyor. Fakat VanVleet, yüksek oyun motoru ve basketbol zekasını cesareti ile özgüveniyle birleştirerek bu zaaflarını fazlasıyla telafi ediyor.

Eğer VanVleet, Orlando Fanusunda yakaladığı 21.3 sayı – 7.8 asist ortalamalarını ve %52.7/%55.9/%80.0 şut yüzdelerini devam ettirmeyi başarırsa yıldız oyuncu eksiği olduğu düşünülen 2020 serbest oyuncu pazarının en gözde oyuncularından birisi olacaktır.

Donovan Mitchell, Süperstar Olma Yolunda Emin Adımlarla İlerliyor

İstatistiksel açıdan bakarsak Donovan Mitchell, 2017 Draftı’nın 13. sırasından seçilerek Utah Jazz‘e katıldığından beri bir anomali olmaya devam ediyor.

Kariyerinin ilk yılında normal sezonu 48 galibiyet ile tamamlayıp konferans yarı finallerine kadar ilerleyen takımın en skorer oyuncusu olan Donovan Mitchell, o günlerden beri takımına çok ciddi skor katkısı yapmaya devam ediyor. Orlando Fanusunda oynanan sıralama maçları başladığından beri Donovan Mitchell, NBA tarihinde 5000 sayı barajına en hızlı ulaşan üçüncü oyuncu unvanını da ele geçirdi. (LeBron James 197, Kevin Durant 205)

Ancak Donovan Mitchell’ın onun skor katkısına çaresizce ihtiyaç duyan bir Utah Jazz kadrosunda yer alması, skorer oyuncunun etkisini ölçmeye çalışırken işimizi zorlaştırıyor. Eğer Mitchell, etrafında daha fazla hücum silahı bulunan bir takımda yer alsaydı aynı şekilde skor üretmeye devam edebilir miydi?

Şu ana kadar elimizdeki bütün veriler bu sorunun cevabının “Evet” olduğunu gösteriyor. Playoff’ların ilk maçında Denver Nuggets karşısında 57 sayı – 9 ribaund – 7 asistlik inanılmaz bir performansa imza atan Mitchell, ikinci karşılaşmada 10/14 ile şut atarak 30 sayı üretti. Serinin üçüncü maçında 5/13 ile şut atarak 20 sayı kaydeden Mitchell, görece sessiz bir maç geçirdikten sonra serinin dördüncü maçında bir kez daha çıldırdı. 51 sayı – 7 asistlik bir performansa imza atan Mitchell, playoff’lardaki sayı ortalamasını 39.5’a çıkarırken şu ana kadarki karşılaşmalarda %56.3/%51.4/%95.5 gibi akıl almaz yüzdelerle şut atıyor.

Bununla birlikte Mitchell, oyununda da tam olarak ihtiyacı olan gelişimleri gösteriyor. Maç başına kullandığı üç sayılık atış sayısını 8.8’e kadar çıkaran skorer oyuncu, bu şutların yarısından fazlasını isabete çevirmeyi başardı. Pozisyonları zorlamadan agresif olmaya devam eden Mitchell, şu ana kadarki maçlarda 23 asist yaparken sadece 12 kez top kaybetti. Seri boyunca toplam 44 kez faul çizgisini ziyaret eden Mitchell, çizgiden kullandığı neredeyse bütün atışları sayıya çevirdi. (42)

Eğer Mitchell, bu seviyede performans göstermeye devam ederse şüphesiz ki adını ligin süperstarları arasına yazdıracaktır.