Alternatif NBA: 15 Batı Takımı, 15 Draft Hatası, 15 Telafi Seçimi

25/Ağu/20 11:19 Ağustos 25, 2020

Mehmet Bahadır Akgün

25/Ağu/20 11:19

Eurohoops.net

NBA tarihinde devasa draft fiyaskolarına şahit olduk… Peki her takım Milenyum’da draftlarda yaptığı en büyük hatayı nasıl telafi edebilir?

by Zach Buckley – Çeviri: M. Bahadır Akgün / info@eurohoops.net

Bu çevirinin tüm hakları Eurohoops Ltd. Şti.’ye aittir ve tamamının veya bir kısmının izinsiz kullanılması kesinlikle yasaktır.

Bu yazı 16 Temmuz 2020 tarihinde Bleacher Report‘ta yayınlanmış ve uyarlanarak çevrilmiştir.

NBA Draftı, en iyi ihtimalle destekli bir atış poligonu.

Bugünün teknolojisi sayesindeki gelişmiş istatistikler ve maç kayıtlarına rağmen her yıl yapılan yetenek tercihleri, hâlâ büyük sürprizler ve hayal kırıklıkları doğurabiliyor.

Bizim burada ilgi alanımız, 2020 yılının karamsarlığı içerisinde gerektirdiği şekilde hayal kırıklıkları.

Ancak her takımın 2000’li yıllarda yaptığı en büyük pişmanlığı doğuran draft tercihlerini hatırlarken bugünden geçmişe bakmanın rahatlığı ile o draftta doğru ismi takımlara seçtirerek o hataları düzelteceğiz.

Dallas Mavericks

Seçim: Dennis Smith Jr. (No. 9, 2017)

Umarız Smith bizi yanıltır çünkü hâlâ şansı var ve biz fazlasıyla erkenci davranıyoruz ancak Mavericks, son 20 yılın çoğunu ilk turun sonundan tercih yaparak ya da kendi draft haklarını dağıtarak geçirdiği için burada tanıma uyan pek yanlışı da yok. Maurice Ager, 2006’da 28. sıra draft hakkını harcamak için harika bir seçenek değildi ama zaten 28. sıranın başarı oranı da çok yüksek değil.

Smith konusunda ise durum farklı zira ilk 10’dan seçilen bir oyuncu için beklentiler çok daha yüksek. Elbette patlayıcı bir oyuncu ancak NBA’de oynayabilecek kabiliyete sahip mi? Kariyeri boyunca 40,0/31,4/64,7 ile şut attı ve asist ortalamasının yarısından çok top kaybı ortalaması yakaladı.

Mavericks, iki sezon bitmeden Smith ile yollarını ayırdı. Genç yetenek ve bir oyun kurucuya muhtaç olan New York Knicks ise Smith’i yalnızca üç maçta ilk 5’te başlattı ve 34 maçta 15,8 dakika süre alabildi.

Doğru seçim: Donovan Mitchell (No. 13)

Mavs, dış oyuncu skalasını genişletmek istiyorsa Mitchell, çok daha iyi bir tercih olurdu.

İlk sezonunda 20,5 sayı ortalaması ile oynadı ve sonraki iki sezonda verimini daha da artırdı. Şubat ayında ilk kez All-lStar seçildi ve 24 sayı, 4 asist, 4 ribaund ve 2 üçlük ortalamaları yakalayan 13 oyuncudan biri oldu.

Denver Nuggets

Seçim: Nikoloz Tskitishvili (No. 5, 2002)

Nuggets, Tsikitishvili’nin yeni Avrupalı büyük yetenek olduğunu düşünüyordu. 2,13’lük boyu ile topu yere vurabiliyor, şut atabiliyor ve sıçrayabiliyordu. En azından o dönemki Nuggets genel menajeri Kiki Vadeweghe’nin elindeki gözlemci raporu bu şekildeydi zira kendisi daha önce Tsikitishvili’yi hiç izlememişti.

“O dönemde yapılacak çok şey vardı. Ben Skita’yı basketbol oynarken izlememiştim” diyordu Vandeweghe Ağustos 2015’te yaptığı açıklamada. “Dolayısıyla bu bir daha asla yapacağım bir şey değil. İzlemediğim bir oyuncuyu draft etmem.”

Tsikitishvili’nin NBA’deki en büyük katkısı, Vandeweghe’ye ders verecek kadar oldu. Üç sezon bile sürmeyen Denver kariyerinin yanı sıra ligde toplam dört yıl kalabildi. 2,9 sayı, 1,8 ribaund ortalamaları ve 30,4/23,5/73,0 şut isabet oranları ile o kadar kalabilmiş olması bile küçük bir mucize sayılmaz.

Doğru seçim: Amar’e Stoudemire (No. 9)

Liseden profesyonel hayata direkt geçen Stoudemire, Olimpiyat hızında koşusuyla ligin tozunu attı. 13,5 sayı ve 8,8 ribaund ortalamaları ile Yılın Çaylağı seçilirken ikinci sezonunda ortalamasını 20,6 sayıya çekti. İlk All-Star deneyimini üçüncü sezonunda yaşarken dördüncü sezonu diz sakatlığı ile geçti ancak beşinci sezonunda tekrar All-Star seçilmeyi başardı.

 

Golden State Warriors

Seçim: Patrick O’Bryant (No. 9, 2006)

Warriors, Haziran 2006’da O’Bryant’ı seçtikten iki ay sonra Don Nelson’ı baş antrenör olarak göreve getirdi. Bu ikili birbirine hiç uymuyordu. O’Bryant, uzun, ham ve potadan uzak oynayamayan bir oyuncuydu ve Nelson’ın sisteminde bu tip yeteneklere yer yoktu.

O’Bryant’ın NBA’de oynayacak yeteneği olmamış da olabilir (kariyer verimlilik ortalaması 11,0’da kaldı) ancak en başta kendisi için felaket bir takıma gitmesi de bu anlamda zararlı oldu. Warriors, iki sezonda onu 40 maçta oynattı ve üçüncü yılda sözleşmesini uzatmadı.

Doğru seçim: JJ Redick (No. 11)

Redick hiçbir zaman yıldız kategorisine girmedi ancak etkili dış şutu, Nellie’nin sistemine mükemmel uyum sağlardı. Redick, NBA’deki altıncı sezonuna kadar maç başına dört üçlük denemedi. Warriors’ta ise 2006-07’de maç başına en az dört üçlük deneyen dört oyuncu vardı ve hiçbiri de Redick kadar iyi şutör değildi.

Houston Rockets

Seçim: Royce White (No. 16, 2012)

Rockets‘ın White ile ilgilenmek için basketbol anlamında önemli sebepleri vardı. 2,03’lük boyu ve güçlü fiziği ile çok yönlü bir oyun vaat ediyordu. Kolejdeki tek sezonunda Iowa State’te sayı, ribaund, asist, blok ve top çalma kralı olmuştu.

Ancak anksiyete bozukluğu vardı ve bu yüzden uçmaktan da korkuyordu. Rockets ile zihinsel sağlık protokolü konusunda ortak bir nokta bulamadıklar ve o olmadan da White oynayamadı.

Rockets’ta hiç maça çıkmadı ve çaylak sezonu sonrası Philadelphia 76ers‘a yüksek korumalı ikinci tur draft hakkı karşılığında takaslandı. Sezon başlamadan serbest bırakıldı. Daha sonra Sacramento Kings ile 10 günlük kontratlar imzaladı, üç maçta toplam dokuz dakika süre aldı ve bir daha da NBA’de oynayamadı.

Doğru seçim: Draymond Green (No. 35)

Rockets, çok yönlülük arıyorsa Green, bunu rahatlıkla verebilirdi. Üç kez All-Star seçilen, üç kez şampiyonluk yaşayan ve yılın savunmacısı ödülünü de kazanan Green, boyalı bölgede çok iyi bir savunmacı ve özel bir pasör. Lig tarihinde 6 ribaund, 5 asist, 1 top çalma ve 1 blok ortalamalarına sahip tek oyuncu.

 

Los Angeles Clippers

Seçim: Yaroslav Korolev (No. 12, 2005)

Korolev’in en iyi hâli inanılmaz bir oyuncu gibi gözüküyordu. Harika bir oyun görüşü, çabuk bir ilk adımı ve savunmada yeterli yatay çabukluğu olan, oyun kuran dev bir forvetti.

Ancak onun bu potansiyele ulaşma ihtimali çok da yüksek değildi ve Clippers, onu lotarya seçimi yaparak çok yukarıdan tercih etti. Sonra hem onu geliştirme konusunda başarısız olup hem de uzun vadeli bir proje olması gerekirken sabırsız davranarak (ikinci yılının sonunda serbest bırakarak) o hatayı daha da perçinledi.

Yine de Clippers’ın süreci yönetme konusundaki başarısızlığı, onun NBA seviyesinde olmamasından daha az rol sahibi oldu ligin dışında kalmasında. 34 maçta 39 sayı atabildi ve %28,3 ile şut attı.

Doğru seçim: Danny Granger (No. 17)

Clippers, Granger’ı alsa fark yaratacak kısa forveti bulabilirdi.

Skorer forvet, daha ikinci sezonunda çift haneli skor ortalaması yakalamıştı. Dördüncü sezonunda ise o ortalama 25,8 sayıya kadar çıktı. Diz sakatlıkları nedeniyle en iyi dönemi kısa sürdü ama o dönemde savunmacılar için kabus gibiydi. 2008-09 ve 2010-11 arasında 23 sayı, 5 ribaund ve 2 üçlük ortalamaları yakalayan tek oyuncuydu.

Los Angeles Lakers

Seçim: Javaris Crittenton (No. 19, 2007)

Lakers, büyük bir hata yapacak kadar üst sıralardan seçim yapmadı ve genelde doğru tercihler yaptı ancak Crittenton, geri almak isteyecekleri bir tercih oldu.

Combo guard, Lakers’ta 22 maça çıktıktan sonra Şubat 2008’de Pau Gasol karşılığında yapılan takas paketinde yer aldı. Kariyerinde 5,3 sayı, 1,8 asist ortalamaları ile oynarken %23,1 ile üçlük attı.

Doğru seçim: Jared Dudley (No. 22)

Dudley, draftta kalan en iyi oyuncu değildi ancak NBA finaline çıkan (daha sonraki iki sezonda şampiyon olan) 57 galibiyetli Lakers’ta güzel bir ritim yakalayabilecek deneyim ve yeteneğe sahipti.

Dudley, %39,4 üçlük isabet oranı ile savunmada çok yönlü bir oyun tarzı sunuyor. Şut yaratıcılığı olarak yetenekleri kısıtlı olsa da üç farklı sezonda çift haneli sayı ortalaması yakaladı.

Memphis Grizzlies

Seçim: Hasheem Thabeet (No. 2, 2009)

Thabeet’in uzun bir fiziği vardı ancak ne yazık ki bunun ötesinde bir şey sunamadı.

Pota çevresinde fena bir savunmacı olmayabilir ancak pek ribaundcu değildi ve daha güçlü oyuncular tarafından rahatlıkla ekarte edilebiliyordu. Hücumda ise tamamen başka oyuncuların yardımına ihtiyacı vardı ve öyleyken bile bitiriciliği sınırlyıdı. İkinci sezonunda %42,5 ile şut attı.

Daha da kötüsü, Memphis’in ona ihtiyacı yoktu. Marc Gasol, önceki sezon yılın en iyi ikinci çaylak takımına seçilerek yükselişinin sinyallerini vermişti ve Thabeet’in onu aşma şansı yoktu. Thabeet, 113 maça çıktıktan sonra Rockets‘a takaslandı. Lotarya döneminde 3 sayı ve 3 ribaund ortalamalarının altına düşen başka bir ikinci sıra seçimi yok.

Doğru seçim: James Harden (No. 3)

Grizzlies, Harden ve Stephen Curry gibi iki geleceğin MVP’sini seçebilirdi ancak Mike Conley takımdayken Harden, daha uygun bir seçim olurdu. (Bu bir teselli mi yoksa ateşe körükle gitmek mi bilmiyoruz ancak takım kulislerinde konuşulana göre Memphis, Thabeet’i seçmese Tyreke Evans’ı seçecekti.)

Harden, Michael Jordan’dan bu yana görülmeyen seviyelerde skor üretiyor. Sekiz All-Star deneyimi bulunan Beard, çok yakında üst üste üçüncü kez sayı kralı ödülünü alacak.

Minnesota Timberwolves

Seçim: Jonny Flynn (No. 6, 2009)

KAHN!

Dönemin Timberwolves basketbol operasyonları başkanı David Kahn’dan başka kim bunun iyi bir fikir olduğunu düşünecekti ki? Beşinci ve altıncı sıradan iki oyun kurucu alarak (Ricky Rubio) rotasyonu doldurdu ve ikisinde de Stephen Curry’yi seçmedi.

“Uzun zamandır bu işteyim” diyordu Doğu Konferansı’ndan bir yönetici 2013’te yaptığı açıklamada “gördüğüm en acayip kararlardan biriydi bu. Sanki herkesin ötesinde düşünmeye çalışıyordu ancak bir tek kendisinin ötesinde düşünebildi.”

Flynn, ne sisteme ne de kadroya uyuyordu. Yine de çaylak sezonunda 13,5 sayı ve 4,4 asist gibi etkileyici ortalamalar yakaladı ancak en verimli oyuncu değildi. O başarı da kısa sürdü, kariyeri de. Kalça sakatlığı sonrası atletizmini kaybetti ve verimi de düştü. Minnesota’da bir yıl daha oynadıktan sonra NBA’de de yalnızca bir yıl geçirebildi.

Doğru seçim: Stephen Curry (No. 7)

Curry, basketbolda devrim yaptı ve Kevin Love ile her türlü pick-and-roll ve pick-and-pop düzeninde Gopher State’te yapabilirdi o devrimi.

Curry, bilek sakatlığını kontrol altına aldıktan sonra efsaneliğe yürüdü. Altı kez All-Star seçilirken bir kez sayı kralı, iki kez MVP seçildi (tarihin tek oy birliği ile MVP’si oldu) ve tarihin en iyi üçlük performansına imza attı.

New Orleans Pelicans

Seçim: Julian Wright (No. 13, 2007)

Wright, NBA seviyesinde fiziksel özelliklere sahipti ancak yetenekleri bunun çok gerisindeydi ve o açığı hiç kapatamadı.

Teoride tavanı yüksekti ancak şut atamıyor (16/61 üçlük, %58,4 serbest atış) ve yaratamıyor (231 maçta 182 asist) olması nedeniyle dış oyuncu olarak takıma yerleştirilemiyordu. Pelicans, üç sezon boyunca denedi ancak 2010’da Toronto Raptors‘a takasladı. Wright, Raptors‘ta 52 maça çıktıktan sonra bir daha NBA’de süre alamadı.

Doğru seçim: Wilson Chandler (No. 23)

Asla yıldız olmasa da Chandler, Wright ile aynı şekilde birçok fiziksel özelliğe sahipti ancak bunu destekleyecek NBA yetenekleri de vardı.

Çaylak sezonunda 16, ikinci yılında 70 maça ilk 5’te başladı. 12 sezonda 483 maça ilk 5’te başlarken şu ana kadar 12,5 sayı ve 5,3 ribaund ortalamaları yakaladı.

 

Oklahoma City Thunder

Seçim: Mouhamed Sene (No. 10, 2006)

2004’te 12. sıradan seçilen Robert Swift ve 2014’te 21. sıradan seçilen Mitch McGary de bizi düşündürdü ancak Sene’nin göz açıp kapayıncaya kadar biten NBA kariyeri, bambaşka bir felaket oldu.

NBA için gerekli fiziğe sahipti ancak yeteneklere sahip değildi. Üç sezon boyunca NBA’den para kazansa da yalnızca 47 maça çıktı ve toplam 103 sayı atabildi. %42,7 ile şut atan Sene, pota çevresinde oynayan dev bir pivot için çok düşük bir yüzde yakaladı.

Doğru seçim: Kyle Lowry (No. 24)

Sonics, 2006-07 sezonunda büyük bir hayal kırıklığı yaşadıktan sonra ertesi yaz hem Ray Allen hem de Rashard Lewis’i takaslayarak takımda temizliğe gitti.

Lowry de muhtemelen o sezonu kurtaramazdı -zira kendisi bileğindeki sakatlık nedeniyle çaylak sezonunda 10 maça çıkabildi- ancak yeniden yapılanma sürecinde temel parçalardan biri olabilirdi. Çift yönlü bir lider olan Lowry, altı kez All-Star seçildi ve 2019’daki şampiyonlukta önemli rol oynadı.

 

Phoenix Suns

Seçim: Josh Jackson (No. 4, 2017)

Phoenix’in tarihinde bir dolu kötü draft seçimi var. O yüzden de sadece birini seçmek kolay değil. Suns, son 11 yılda 2009’un 14. sıra seçimi Earl Clark, 2012’nin 13. sıra seçimi Kendall Marshall, 2016’nın dördüncü sıra seçimi Dragan Bender ve 2016’nın sekizinci sıra seçimi Marquese Chriss gibi hatalar yaptı.

Ancak fırsat maliyeti, Jackson’ın seçildiği dönemden daha büyük olmadı hiç. İlk iki sezonunda 156 maça çıktı ancak %30’un altında galibiyet alan takımlarda istikrarlı bir ilk 5 oyuncusu olamadı. %41,5 ile saha içi, %29,4 ile üçlük atarken asist ortalamasından daha yüksek top kaybı ortalaması tutturdu.

Suns, onu geçen Temmuz ayında De’Anthony Melton ve 2020 ikinci tur draft hakkı ile birlikte takaslayarak Jackson’ın kontratından kurtuldu.

Doğru seçim: De’Aaron Fox (No. 5)

Ricky Rubio’yu takıma getirmeden önce Suns’ın oyun kurucu pozisyonu, Süreç’in bu kısmında görülmüş en zayıf gruptu belki de. Böyle olmak zorunda da değildi.

Jackson’dan hemen sonra seçilen Fox, yükselen bir yıldız olarak Devin Booker’ın da yakın arkadaşıydı. Bu ikilinin aynı arka alanda olması hâlinde Suns, playoff orucuna son verebilirdi.

Portland Trail Blazers

Seçim: Greg Oden (No. 1, 2007)

O draft sınıfının en büyük yeteneği olarak görülen Oden’ın kötü bir tercih olup olmadığı tartışılabilir. NBA, henüz dış oyun devrimini gerçekleştirmemişti ve bu yüzden de savunmada çapa olacak bir oyuncunun skorer bir forvetten daha kıymetli olduğunu düşünmek çok acayip değildi.

Ancak sakatlıklar, Oden’ın kendisini kanıtlama fırsatını bile elinden aldı. Dizinden geçirdiği ameliyat sonrası çaylak yılının tamamını kaçırdı ve sonra da farklı diz ameliyatları oldu. Altı sezon NBA’den para kazandı ancak 105 maçta 2.028 dakika süre alabildi.

“NBA tarihinin en büyük draft fiyaskolarından biri olarak anılacağım” diyordu Oden, 2016’da ypatığı açıklamada.

Doğru seçim: Kevin Durant (No. 2)

Oden tercihini şimdi bakıldığında daha da kötü gösteren şey, Durant’in çıktığı seviye oldu. Çaylak olarak 20,3 sayı ortalaması yakaladı ve tarihin en büyük oyuncularından birine tanıklık ettiğimizin ilk sinyallerinden biri oldu bu durum.

Kariyerinde 13 sezonu geride bırakan Durant, 10 kez All-Star seçildi, dört kez sayı kralı oldu, iki kez NBA şampiyonluğu yaşadı, iki kez final MVP’si seçildi ve bir kez de normal sezon MVP’si seçildi. 27,02 sayı ortalaması ile NBA tarihinde altıncı sırada yer alırken kariyer verimliliğinde sekizinci, artı-eksi verimliliğinde 10. sırada yer aldı.

Sacramento Kings

lillard_blazers

Seçim: Thomas Robinson (No. 5, 2012)

Kings, Jimmer Fredette, Georgios Papagiannis ve Nik Stauskas gibi seçimler ile birçok draft kabusunu sunabilir.

Ancak Robinson’ın serbest düşüşü, bambaşka bir kabus oldu. Sacramento’nun 2000’li yıllarda üçüncü ilk beş sıra seçimiydi ve daha önce tarihi bir çaylak sezonu geçiren Tyreke Evans ile dört kez All-Star seçilen DeMarcus Cousins seçilmişti. Robinson ise Kings’te bir tam sezon bile geçiremedikten sonra NBA’de beş yıl kalabildi.

Dikkat çeken hiçbir yeteneği olmayan Robinson, Kings’de 51 maça çıktıktan sonra 2013 takas döneminin sonunda Rockets‘a gönderildi. Altı farklı takımda oynadı, yalnızca birinde bir sezondan fazla kalabildi.

Doğru seçim: Damian Lillard (No. 6)

Lillard, Anthony Davis ve Bradley Beal’ın olduğu bir draft sınıfındaydı ve 2012-13 sezonunda Yılın Çaylağı ödülü için ilk sıra oylarını toplayan tek isim olmayı başardı. Lillard, o sezon maç başına 19,0 sayı attı ve o günden sonra da hep ortalamasını yükseltti.

Beş kez All-Star seçilen Lillard, 28,9 sayı, 7,8 asist ve 3,9 üçlük ortalamaları ile kariyerinin en iyi sezonunu geçiriyor. 26,2 verimlilik ortalaması ise ligde yedinci sırada.