by Jake Malooley, Çeviri: Arma Kaynar / info@eurohoops.net
Bu çevirinin tüm hakları Eurohoops Ltd. Şti.’ye aittir ve tamamının veya bir kısmının izinsiz kullanılması kesinlikle yasaktır.
Bu yazı 13 Ekim 2017 tarihinde SportsIllustrated’da yayınlanmış ve uyarlanarak çevrilmiştir.
Kevin Durant, cam podyumun arkasında dururken 2013-14 Oklahoma City Thunder kadrosunda yer alan takım arkadaşlarına bakıyordu. Hasheem Thabeet’e şakaları için teşekkür ettikten sonra Derek Fisher’ın profesyonelliğinin herkese örnek olduğunu dile getiren Durant, daha sonra Kendrick Perkins ile göz göze geliyordu. Tecrübeli pivota “Buraya gelmeden önce senden nefret ediyordum. Ancak buraya geldiğin anda sana karşı olan tüm düşüncelerimi değiştirdim. Bugüne kadar sahip olduğum en iyi takım arkadaşlarından birisini, çok teşekkür ederim” diyordu.
Durant’in sesi konuştukça gitgide çatallaşıyordu ve yıldız oyuncunun duygusallaştığını rahatlıkla görebiliyordunuz. “Gece yarısı yaptığımız telefon görüşmeleri, bana mesajla sürekli olarak MVP olduğumu hatırlatman…” dedikten sonra yıldız isim konuşmasını kesmek zorunda kalıyordu. Durant, gözyaşları akmaya başladığı anda kafasını öne doğru eğdiğinde MVP ödül töreni için basın toplantısı odasında bulunan herkes alkışlamaya başlıyordu.
Durant’in herkesin akıllara kazınan MVP konuşmasının çok kısa bir sekansıydı bu anlar. Ancak Durant’in Perkins hakkında bu söyledikleri, NBA’de oynayan birçok oyuncunun sonuna kadar katıldığı açıklamalardı. Kariyeri boyunca 5.4 sayı – 5.8 ribaund ve 1.2 blok ortalamaları yakalayan, savunmada ekmeğini taştan çıkararak iyi bir kariyere sahip olan Perkins, birçok oyuncu tarafından modern NBA tarihindeki en iyi takım arkadaşı olarak görülüyor. Perkins hakkındaki düşüncelerini Westbrook, “O, takım arkadaşlarına yardımcı olabilmek için elinden gelen her şeyi yapabilen bir oyuncu. Onu bu yüzden hepimiz çok seviyoruz.” şeklinde anlatıyordu. Uzun oyuncunun eski koçu Scott Brooks ise Perkins’in karakter özelliklerini “Ne olursa olsun o önemseyen bir oyuncu. Çok büyük bir kalbi var ve sadece kazanmayı istiyor.” diyerek tanımlıyordu.
Perkins, Oklahoma City’ye gittikten sonra bir grup kurup Westbrook ve Durant’e mesaj göndermiş. “Oklahoma’ya gitmeden önce KD ve Russ hakkında hiçbir şey bilmiyordum. Thunder’da da Boston Celtics’te olduğu gibi bir ilişki yakalamak istiyordum” diyerek bu hareketinin arkasındaki mantığı açıklıyor Perkins. Bir noktadan sonra bu grupta sabah akşam konuşmaya başlamışlar. Yeri geldiğinde NFL hakkında sohbet ediyorlarmış, yeri geldiğinde NBA hakkında dedikodu yapıyorlarmış. 2016 senesinin Nisan ayında bu grup hakkında Westbrook “Sürekli birbirimizle konuşuyoruz.” demişti. Ancak Perkins’in söylediğine göre Durant’in Oklahoma City’den ayrılarak Golden State Warriors’a gitmesinin ardından gruptaki isim çok da şaşırtıcı olmayan şekilde kesilmiş. Fakat Perkins, en azından gelecekte bu grubun tekrar aktif hale geleceğini düşünüyor. “Westbrook MVP seçildikten sonra ikisinin konuştuğunu biliyorum. Bence aradaki buzları kırmaya başladılar.” diyor Perkins.
Perkins’in etkileri, Durant’i Golden State’e gittiği dönemde de takip etmiş. LeBron James ve Cleveland Cavaliers, hala Perkins’in onlara destek olmak için söylediği şeylerin kafasının arkasında döndüğünü söylüyor. Doc Rivers ve Los Angeles Clippers ile hala derin bağları var. Bu isimlerin yanı sıra Perkins; Tom Thibodeau, Scott Brooks ile Wizards, Alvin Gentery, Anthony Davis, Rajon Rondo ve New Orleans’taki takım arkadaşları gibi isimlerle hala yakın bir ilişkiye sahip. Perkins’in liderlik şekli, Russell Westbrook’un Paul George ve Carmelo Anthony gibi yıldızlarla takım arkadaşı olduğu dönemde MVP ödüllü oyuncunun işlerini bir hayli kolaylaştırmış. Perkins’ten sonra Celtics’in formasını giyen Kyrie Irving de eski takım arkadaşının tavsiyelerini sık sık dinleyen isimler arasında. Peki Texas, Beaumont’lu bir oyuncu, kendisini NBA’in elit seviyesinden bu kadar isme birden kabul ettirmeyi nasıl başardı?
“Sessiz Bir Çocuktu”
Beaumont şehri, Houston’a yaklaşık olarak 90 dakikalık bir mesafede yer alıyor. Hal Pastner ve Georgia Tech koçu oğlu Josh, Perkins’in kariyerinin başlamasına sebep olan Houston’daki altyapı programının başındaki isimlerdi. Bu iki koç; daha önce Emeka Okafor, Rashard Lewis, Stephen Jackson ve T.J. Ford gibi birçok ismin de antrenörlüğünü yapmıştı.
Hal Pastner: Kendrick’i yanımıza almıştık. O çok sessiz bir çocuktu. Yazları bizim evimizde kalırdı ve karanlıktan korktuğu için üst kata çıkamazdı.
Josh Pastner: Kendrick çok uzun kollara sahipti ve ince bir yapısı vardı. 20 sayı önde de olsanız geride de olsanız yüz ifadesi asla değişmezdi. Gizli servis ajanlarına benziyordu.
Hal Pastner: Kendrick’i bulduğumuz dönemin çok yakınlarında Ndudi Ebi’de bizim için oynamaya başlamıştı. Aynı yaz döneminde ikisi de neredeyse 30 santim uzamışlardı. Boylarıı yaklaşık 2.00 metreye ulaşmıştı. Sekizinci sınıftalarken LeBron James’in takımıyla oynamıştık ve onları mağlup etmiştik. Maçtan sonra LeBron yanımıza gelip ‘İkiz kuleleri bir türlü durduramadık’ demişti.
Lamar Üniversitesi’nde oynadıktan sonra Kenneth Perkins, Yeni Zelanda’da profesyonel olarak basketbol oynamak için eşi ve 18 aylık oğlu Kendrick’ten ayrılmak zorunda kalmıştı. Kendrick 5 yaşındayken bir güzellik salonunda çalışan annesi, vurularak hayatını kaybetmişti. Bunun üzerine Kendrick’in bakımını büyükannesi ve büyükbabası üstlenmişti. Kendrick’in basketbol takımındaki arkadaşları da ailesi gibi olmuştu.
Hal Pastner: İlerleyen dönemlerde koç Boutte, Perkins ile yakından ilgilenmeye başlamıştı.
Andre Boutte, Ozen Lisesi Koçu: O dönemde Kendrick’in bir baba figürüne ihtiyacı vardı. Arada Sabile Gölü’nde balık tutmaya gider ve bir babanın günlük hayatta oğluyla konuştuğu şeylerden sohbet ederdik. Onun yaşındaki bir çocuk, Kendrick’in yaşadığı şeyleri yaşadığı zaman en önemli şey onu bazen de olsa güldürebilmektir.
1999-2003 yılları arasında Perkins, 4 kez bölge şampiyonu ve 1 kez de eyalet şampiyonu olmasını sağladı. Perkins, lisedeki son senesinde 27.5 sayı – 16.4 ribaund ve 7.8 blok ortalamalarıyla oynayarak takımının 33-1’lik bir dereceye taşıdıktan sonra eyalet şampiyonasını final maçında kaybetmişti.
Mike Kunstadt, Texas Hoops Dergisi yazarı: Vücudunu potaya yaklaşmak için çok iyi kullanıyordu. Potaya yaklaştığı andan itibaren de gücünü kullanarak işinizi bitiriyordu. Bloklarını patlayıcılığı sayesinde yapmıyordu ancak çok uzun kollara ve iyi bir zamanlamaya sahipti bu da onun muhteşem bir çember koruyucu olmasını sağlıyordu.
Boutte: Chris Wallace [Dönemin Celtics genel menajeri] ve R.C. Buford maçlarımızı izlemeye gelmişti. Perkins, çoktan Memphis ile anlaşmıştı ve kolejde koç John Calipari için oynayacaktı. Onu ciddi anlamda çalıştıracak NBA tarzında bir koçla çalışmasını istiyordum. Perkins, NBA draftına katılacağını açıklayana kadar nereden seçileceğine dair bir fikrimiz yoktu. Ancak NBA takımlarıyla yaptığımız görüşmelerin ardından birinci turdan seçileceğine emin olmuştuk.
Ekmeğini Taştan Çıkardığı Yıllar
2003 NBA Draftının 27. sırasında Boston Celtics, Memphis Grizzlies ile yaptığı takas sonucunda Kendrick Perkins’i kadrosuna kattı. O dönemde 18 yaşında olan Perkins, çaylak senesinde hiç forma giymeyecekti.
Boutte: Üzerinden çok büyük bir yük kalkmıştı. Ancak liseden bir oyuncu çıkıp direkt olarak NBA’e geçtiği zaman ister istemez bu seviyeye ayak uydurabilecek mi diye endişelenirsiniz.
Danny Ainge, Celtics genel menajeri: Draft denemesi için geldiğinde fazlasıyla kiloluydu ve vücudundaki yağ oranı %22’ydi. Fazlasıyla çalışması gerekiyordu.
Jamie Young, Celtics asistan koçu: Perkins takıma katıldığı andan itibaren ilk yaptığı şey kilo vermeye çalışmak oldu.
Perkins: Zor bir dönemdi. Fazla oynama şansım olmuyordu. Fiziğimi toparlamam için neredeyse bir sene boyunca beni oynatmadılar. Benim için ilginç bir deneyimdi fakat bu kariyerimin sağlam ilerlemesi için yapmam gereken bir şeydi.
Ainge: Kilolu olduğu için neredeyse takımdan kesilecek noktaya gelmişti. Benim ofisim, oyuncuların ağırlık idmanı yaptığı odayı görüyor ancak o odadakilar benim ofisimi göremiyor. Kendrick’in üstünü çıkarıp aynada kendi vücuduna baktığını hatırlıyorum. Dürüst olmak gerekirse biraz komik ve sempatik bir durumdu. Ancak aynı zamanda onun ne kadar sıkı çalıştığının ve sonuçlarını görmek istediğinin de sembolik bir göstergesiydi.
Mike James, dönemin Celtics guardı: Sessiz birisiydi çünkü bol bol dinlerdi. Sürekli bir şeyler öğrenmeye çalışıyordu. Bir çaylak olarak etrafındakilere saygı duyuyordu.
Paul Pierce, Celtics forveti: O benim genç çaylağımdı. Çoğu zaman tecrübeli oyuncular onla uğraşırdı.
Walter McCarty, dönemin Celtics forveti: Evimdeki televizyonu değiştiriyordum. Takımın tecrübeli oyuncularından birisi olduğum için Kendrick ve Brandon Hunter’ı evime getirmiştim. Evimde 4-5 tane televizyon vardı. Onlara eski olan televizyonları aşağı indirtip yenilerini yukarı çıkartmalarını söylemiştim. Onları ellerinde televizyon ile koşarak eve girip çıkarken izlemek komikti.
Bir sonraki sezon Perkins, daha da sıkı çalışmaya başladı. Boston Celtics, 2.08 boyundaki Al Jeferson’ı 2004 draftının 15. sırasında seçtiğinde sadece önemli bir pota altı potansiyelini kadrosuna katmıyordu. Perkins’e de ideal bir partner bulmuşlardı.
McCarty: Antrenmanlarda birbirleriyle çok mücadele ederlerdi. Perkins kimseye karşı geri adım atmazdı.
Doc Rivers, dönemin Celtics koçu: Sürekli bire bir oynarlardı. İş o kadar ciddileşirdi ki birinin sakatlanacağından korktuğumuz için maçlarını durdurmak zorunda kalırdık.
Clifford Ray, Celtics asistan koçu: Adeta birbirleriyle savaşıyorlardı. Al’ın zaman içerisinde Perkins’in daha iyi bir oyuncu olmasını sağladığını düşünüyorum çünkü o harika bir skorerdi. Al Jeferson, Tanrı vergisi bir yeteneğe sahipti. Perkins ise bunun tam tersiydi. Perkins her zaman bizim en iyi savunmacımız olmuştu. Eğer birisi potaya gitmek isterse karşısına çıkan isim Perkins olurdu. Ne zaman bir şutu bloklamaya çalışacağını ne zaman hücum faul alacağını çok iyi bilirdi.
Rivers: Perk ve Al, kendilerini bulmaya çalışıyorlardı. Al daha hücum odaklı bir oyuncuydu ve Perkins’e çok yardımcı olmuştu. Perkins’in kariyerinin başlarında kendisine bir rol biçmesinde çok önemli katkısı oldu.
Young: Perkins’in rolü takımın sert adamı olmaktı ve ekmeğini taştan çıkarırdı.
Celtics 2006-07 sezonunda hala Pierce’ın etrafında yapılanmaya çalışan bir takımdı. 11 Şubat tarihinde Celtics, Minnesota Timberwolves’a konuk olduğunda Perkins bir savunmacı olarak ne kadar önemli bir oyuncu olduğunu herkese gösteriyordu.
Tom Thiboudeau, dönemin Celtics asistan koçu: Perkins sahip olduğu rolde yıldızlaşmaya başlamıştı ve sahadaki pis işlerin çoğunu o yapıyordu.
James: Sahadayken çok sinirli bir görüntüsü olurdu.
Gerald Green, Celtics forveti: Takımın pis işlerini yapan isim oydu o yüzden zaman zaman çok sert fauller yapardı.
Young: Minnesota’ya karşı oynadığımız maçta Perkins’in bütün karşılaşma boyunca Garnett’e sataştığını hatırlıyorum.
James: Kendrick’in kimseden korkusu yoktu.
Rivers: Perkins hakkında en sevdiğim şeylerden birisi KG, Kobe ya da Michael olmanız hiç farketmezdi. Kimsenin üzerinden sayı atamayacağına inanırdı. Her zaman “Harika bir oyuncu olabilirsin, ama bu gece senin gece değil” derdi. Diğer oyuncuları rahatsız ettiğini düşünüyordum ve bu çok hoşuma giderdi.
Kevin Garnett, Minnesota Timberwolves forvet (1995-2007): Onunla neredeyse savaştığımız birçok karşılaşma olmuştu. Ligin tecrübeli yıldızlarından biri olduğunuzda genç oyuncular her zaman size diklenmeye çalışır. Bu da beni her zaman motive etmiştir.
Pierce: Neredeyse kavga ediyorlardı.
Young: Maçın ardından ikisinin arasında yaşanan gerginliği tam olarak hatırlıyorum ama fiziksel olarak neredeyse hiçbir şey olmamıştı. Ama birbirlerine baya sataşmışlardı.