Tanıklar Anlatıyor: NBA Tarihinin En İyi Takım Arkadaşı Kendrick Perkins

31/Ağu/20 10:30 Haziran 24, 2023

admin69

31/Ağu/20 10:30

Eurohoops.net

Eurohoops Çeviri, NBA’in önemli eski veteranlarından Kendrick Perkins’in kariyerine tanık olanlarla odaklanıyor.

by Jake Malooley, Çeviri: Arma Kaynar / info@eurohoops.net

Bu çevirinin tüm hakları Eurohoops Ltd. Şti.’ye aittir ve tamamının veya bir kısmının izinsiz kullanılması kesinlikle yasaktır.

Bu yazı 13 Ekim 2017 tarihinde SportsIllustrated’da yayınlanmış ve uyarlanarak çevrilmiştir.

Kevin Durant, cam podyumun arkasında dururken 2013-14 Oklahoma City Thunder kadrosunda yer alan takım arkadaşlarına bakıyordu. Hasheem Thabeet’e şakaları için teşekkür ettikten sonra Derek Fisher’ın profesyonelliğinin herkese örnek olduğunu dile getiren Durant, daha sonra Kendrick Perkins ile göz göze geliyordu. Tecrübeli pivota “Buraya gelmeden önce senden nefret ediyordum. Ancak buraya geldiğin anda sana karşı olan tüm düşüncelerimi değiştirdim. Bugüne kadar sahip olduğum en iyi takım arkadaşlarından birisini, çok teşekkür ederim” diyordu. 

Durant’in sesi konuştukça gitgide çatallaşıyordu ve yıldız oyuncunun duygusallaştığını rahatlıkla görebiliyordunuz. “Gece yarısı yaptığımız telefon görüşmeleri, bana mesajla sürekli olarak MVP olduğumu hatırlatman…” dedikten sonra yıldız isim konuşmasını kesmek zorunda kalıyordu. Durant, gözyaşları akmaya başladığı anda kafasını öne doğru eğdiğinde MVP ödül töreni için basın toplantısı odasında bulunan herkes alkışlamaya başlıyordu. 

Durant’in herkesin akıllara kazınan MVP konuşmasının çok kısa bir sekansıydı bu anlar. Ancak Durant’in Perkins hakkında bu söyledikleri, NBA’de oynayan birçok oyuncunun sonuna kadar katıldığı açıklamalardı. Kariyeri boyunca 5.4 sayı – 5.8 ribaund ve 1.2 blok ortalamaları yakalayan, savunmada ekmeğini taştan çıkararak iyi bir kariyere sahip olan Perkins, birçok oyuncu tarafından modern NBA tarihindeki en iyi takım arkadaşı olarak görülüyor. Perkins hakkındaki düşüncelerini Westbrook, “O, takım arkadaşlarına yardımcı olabilmek için elinden gelen her şeyi yapabilen bir oyuncu. Onu bu yüzden hepimiz çok seviyoruz.” şeklinde anlatıyordu. Uzun oyuncunun eski koçu Scott Brooks ise Perkins’in karakter özelliklerini “Ne olursa olsun o önemseyen bir oyuncu. Çok büyük bir kalbi var ve sadece kazanmayı istiyor.” diyerek tanımlıyordu. 

Perkins, Oklahoma City’ye gittikten sonra bir grup kurup Westbrook ve Durant’e mesaj göndermiş. “Oklahoma’ya gitmeden önce KD ve Russ hakkında hiçbir şey bilmiyordum. Thunder’da da Boston Celtics’te olduğu gibi bir ilişki yakalamak istiyordum” diyerek bu hareketinin arkasındaki mantığı açıklıyor Perkins. Bir noktadan sonra bu grupta sabah akşam konuşmaya başlamışlar. Yeri geldiğinde NFL hakkında sohbet ediyorlarmış, yeri geldiğinde NBA hakkında dedikodu yapıyorlarmış. 2016 senesinin Nisan ayında bu grup hakkında Westbrook “Sürekli birbirimizle konuşuyoruz.” demişti. Ancak Perkins’in söylediğine göre Durant’in Oklahoma City’den ayrılarak Golden State Warriors’a gitmesinin ardından gruptaki isim çok da şaşırtıcı olmayan şekilde kesilmiş. Fakat Perkins, en azından gelecekte bu grubun tekrar aktif hale geleceğini düşünüyor. “Westbrook MVP seçildikten sonra ikisinin konuştuğunu biliyorum. Bence aradaki buzları kırmaya başladılar.” diyor Perkins. 

Perkins’in etkileri, Durant’i Golden State’e gittiği dönemde de takip etmiş. LeBron James ve Cleveland Cavaliers, hala Perkins’in onlara destek olmak için söylediği şeylerin kafasının arkasında döndüğünü söylüyor. Doc Rivers ve Los Angeles Clippers ile hala derin bağları var. Bu isimlerin yanı sıra Perkins; Tom Thibodeau, Scott Brooks ile Wizards, Alvin Gentery, Anthony Davis, Rajon Rondo ve New Orleans’taki takım arkadaşları gibi isimlerle hala yakın bir ilişkiye sahip. Perkins’in liderlik şekli, Russell Westbrook’un Paul George ve Carmelo Anthony gibi yıldızlarla takım arkadaşı olduğu dönemde MVP ödüllü oyuncunun işlerini bir hayli kolaylaştırmış. Perkins’ten sonra Celtics’in formasını giyen Kyrie Irving de eski takım arkadaşının tavsiyelerini sık sık dinleyen isimler arasında. Peki Texas, Beaumont’lu bir oyuncu, kendisini NBA’in elit seviyesinden bu kadar isme birden kabul ettirmeyi nasıl başardı? 

Sessiz Bir Çocuktu”

Beaumont şehri, Houston’a yaklaşık olarak 90 dakikalık bir mesafede yer alıyor. Hal Pastner ve Georgia Tech koçu oğlu Josh, Perkins’in kariyerinin başlamasına sebep olan Houston’daki altyapı programının başındaki isimlerdi. Bu iki koç; daha önce Emeka Okafor, Rashard Lewis, Stephen Jackson ve T.J. Ford gibi birçok ismin de antrenörlüğünü yapmıştı. 

Hal Pastner: Kendrick’i yanımıza almıştık. O çok sessiz bir çocuktu. Yazları bizim evimizde kalırdı ve karanlıktan korktuğu için üst kata çıkamazdı. 

Josh Pastner: Kendrick çok uzun kollara sahipti ve ince bir yapısı vardı. 20 sayı önde de olsanız geride de olsanız yüz ifadesi asla değişmezdi. Gizli servis ajanlarına benziyordu. 

Hal Pastner: Kendrick’i bulduğumuz dönemin çok yakınlarında Ndudi Ebi’de bizim için oynamaya başlamıştı. Aynı yaz döneminde ikisi de neredeyse 30 santim uzamışlardı. Boylarıı yaklaşık 2.00 metreye ulaşmıştı. Sekizinci sınıftalarken LeBron James’in takımıyla oynamıştık ve onları mağlup etmiştik. Maçtan sonra LeBron yanımıza gelip ‘İkiz kuleleri bir türlü durduramadık’ demişti. 

Lamar Üniversitesi’nde oynadıktan sonra Kenneth Perkins, Yeni Zelanda’da profesyonel olarak basketbol oynamak için eşi ve 18 aylık oğlu Kendrick’ten ayrılmak zorunda kalmıştı. Kendrick 5 yaşındayken bir güzellik salonunda çalışan annesi, vurularak hayatını kaybetmişti. Bunun üzerine Kendrick’in bakımını büyükannesi ve büyükbabası üstlenmişti. Kendrick’in basketbol takımındaki arkadaşları da ailesi gibi olmuştu. 

Hal Pastner: İlerleyen dönemlerde koç Boutte, Perkins ile yakından ilgilenmeye başlamıştı. 

Andre Boutte, Ozen Lisesi Koçu: O dönemde Kendrick’in bir baba figürüne ihtiyacı vardı. Arada Sabile Gölü’nde balık tutmaya gider ve bir babanın günlük hayatta oğluyla konuştuğu şeylerden sohbet ederdik. Onun yaşındaki bir çocuk, Kendrick’in yaşadığı şeyleri yaşadığı zaman en önemli şey onu bazen de olsa güldürebilmektir. 

1999-2003 yılları arasında Perkins, 4 kez bölge şampiyonu ve 1 kez de eyalet şampiyonu olmasını sağladı. Perkins, lisedeki son senesinde 27.5 sayı – 16.4 ribaund ve 7.8 blok ortalamalarıyla oynayarak takımının 33-1’lik bir dereceye taşıdıktan sonra eyalet şampiyonasını final maçında kaybetmişti. 

Mike Kunstadt, Texas Hoops Dergisi yazarı: Vücudunu potaya yaklaşmak için çok iyi kullanıyordu. Potaya yaklaştığı andan itibaren de gücünü kullanarak işinizi bitiriyordu. Bloklarını patlayıcılığı sayesinde yapmıyordu ancak çok uzun kollara ve iyi bir zamanlamaya sahipti bu da onun muhteşem bir çember koruyucu olmasını sağlıyordu. 

Boutte: Chris Wallace [Dönemin Celtics genel menajeri] ve R.C. Buford maçlarımızı izlemeye gelmişti. Perkins, çoktan Memphis ile anlaşmıştı ve kolejde koç John Calipari için oynayacaktı. Onu ciddi anlamda çalıştıracak NBA tarzında bir koçla çalışmasını istiyordum. Perkins, NBA draftına katılacağını açıklayana kadar nereden seçileceğine dair bir fikrimiz yoktu. Ancak NBA takımlarıyla yaptığımız görüşmelerin ardından birinci turdan seçileceğine emin olmuştuk. 

Ekmeğini Taştan Çıkardığı Yıllar

kendrick-perkins-celtics.jpg

2003 NBA Draftının 27. sırasında Boston Celtics, Memphis Grizzlies ile yaptığı takas sonucunda Kendrick Perkins’i kadrosuna kattı. O dönemde 18 yaşında olan Perkins, çaylak senesinde hiç forma giymeyecekti. 

Boutte: Üzerinden çok büyük bir yük kalkmıştı. Ancak liseden bir oyuncu çıkıp direkt olarak NBA’e geçtiği zaman ister istemez bu seviyeye ayak uydurabilecek mi diye endişelenirsiniz.

Danny Ainge, Celtics genel menajeri: Draft denemesi için geldiğinde fazlasıyla kiloluydu ve vücudundaki yağ oranı %22’ydi. Fazlasıyla çalışması gerekiyordu. 

Jamie Young, Celtics asistan koçu: Perkins takıma katıldığı andan itibaren ilk yaptığı şey kilo vermeye çalışmak oldu. 

Perkins: Zor bir dönemdi. Fazla oynama şansım olmuyordu. Fiziğimi toparlamam için neredeyse bir sene boyunca beni oynatmadılar. Benim için ilginç bir deneyimdi fakat bu kariyerimin sağlam ilerlemesi için yapmam gereken bir şeydi. 

Ainge: Kilolu olduğu için neredeyse takımdan kesilecek noktaya gelmişti. Benim ofisim, oyuncuların ağırlık idmanı yaptığı odayı görüyor ancak o odadakilar benim ofisimi göremiyor. Kendrick’in üstünü çıkarıp aynada kendi vücuduna baktığını hatırlıyorum. Dürüst olmak gerekirse biraz komik ve sempatik bir durumdu. Ancak aynı zamanda onun ne kadar sıkı çalıştığının ve sonuçlarını görmek istediğinin de sembolik bir göstergesiydi. 

Mike James, dönemin Celtics guardı: Sessiz birisiydi çünkü bol bol dinlerdi. Sürekli bir şeyler öğrenmeye çalışıyordu. Bir çaylak olarak etrafındakilere saygı duyuyordu. 

Paul Pierce, Celtics forveti: O benim genç çaylağımdı. Çoğu zaman tecrübeli oyuncular onla uğraşırdı. 

Walter McCarty, dönemin Celtics forveti: Evimdeki televizyonu değiştiriyordum. Takımın tecrübeli oyuncularından birisi olduğum için Kendrick ve Brandon Hunter’ı evime getirmiştim. Evimde 4-5 tane televizyon vardı. Onlara eski olan televizyonları aşağı indirtip yenilerini yukarı çıkartmalarını söylemiştim. Onları ellerinde televizyon ile koşarak eve girip çıkarken izlemek komikti. 

Bir sonraki sezon Perkins, daha da sıkı çalışmaya başladı. Boston Celtics, 2.08 boyundaki Al Jeferson’ı 2004 draftının 15. sırasında seçtiğinde sadece önemli bir pota altı potansiyelini kadrosuna katmıyordu. Perkins’e de ideal bir partner bulmuşlardı. 

McCarty: Antrenmanlarda birbirleriyle çok mücadele ederlerdi. Perkins kimseye karşı geri adım atmazdı. 

Doc Rivers, dönemin Celtics koçu: Sürekli bire bir oynarlardı. İş o kadar ciddileşirdi ki birinin sakatlanacağından korktuğumuz için maçlarını durdurmak zorunda kalırdık.

Clifford Ray, Celtics asistan koçu: Adeta birbirleriyle savaşıyorlardı. Al’ın zaman içerisinde Perkins’in daha iyi bir oyuncu olmasını sağladığını düşünüyorum çünkü o harika bir skorerdi. Al Jeferson, Tanrı vergisi bir yeteneğe sahipti. Perkins ise bunun tam tersiydi. Perkins her zaman bizim en iyi savunmacımız olmuştu. Eğer birisi potaya gitmek isterse karşısına çıkan isim Perkins olurdu. Ne zaman bir şutu bloklamaya çalışacağını ne zaman hücum faul alacağını çok iyi bilirdi. 

Rivers: Perk ve Al, kendilerini bulmaya çalışıyorlardı. Al daha hücum odaklı bir oyuncuydu ve Perkins’e çok yardımcı olmuştu. Perkins’in kariyerinin başlarında kendisine bir rol biçmesinde çok önemli katkısı oldu. 

Young: Perkins’in rolü takımın sert adamı olmaktı ve ekmeğini taştan çıkarırdı. 

Celtics 2006-07 sezonunda hala Pierce’ın etrafında yapılanmaya çalışan bir takımdı. 11 Şubat tarihinde Celtics, Minnesota Timberwolves’a konuk olduğunda Perkins bir savunmacı olarak ne kadar önemli bir oyuncu olduğunu herkese gösteriyordu. 

Tom Thiboudeau, dönemin Celtics asistan koçu: Perkins sahip olduğu rolde yıldızlaşmaya başlamıştı ve sahadaki pis işlerin çoğunu o yapıyordu. 

James: Sahadayken çok sinirli bir görüntüsü olurdu.

Gerald Green, Celtics forveti: Takımın pis işlerini yapan isim oydu o yüzden zaman zaman çok sert fauller yapardı. 

Young: Minnesota’ya karşı oynadığımız maçta Perkins’in bütün karşılaşma boyunca Garnett’e sataştığını hatırlıyorum. 

James: Kendrick’in kimseden korkusu yoktu. 

Rivers: Perkins hakkında en sevdiğim şeylerden birisi KG, Kobe ya da Michael olmanız hiç farketmezdi. Kimsenin üzerinden sayı atamayacağına inanırdı. Her zaman “Harika bir oyuncu olabilirsin, ama bu gece senin gece değil” derdi. Diğer oyuncuları rahatsız ettiğini düşünüyordum ve bu çok hoşuma giderdi. 

Kevin Garnett, Minnesota Timberwolves forvet (1995-2007): Onunla neredeyse savaştığımız birçok karşılaşma olmuştu. Ligin tecrübeli yıldızlarından biri olduğunuzda genç oyuncular her zaman size diklenmeye çalışır. Bu da beni her zaman motive etmiştir.

Pierce: Neredeyse kavga ediyorlardı. 

Young: Maçın ardından ikisinin arasında yaşanan gerginliği tam olarak hatırlıyorum ama fiziksel olarak neredeyse hiçbir şey olmamıştı. Ama birbirlerine baya sataşmışlardı. 

Büyük Üçlü Dönemi

celtics-big-3.jpg

Perkins’in yaptıkları Minnesota ile Boston Celtics 2007 draft gecesi takas için masaya oturduğunda hala Kevin Garnett’in aklındaydı. Boston, Al Jefferson ve diğer varlıklarını sadece Garnett kontratını uzatırsa takas etmeyi kabul ediyordu. Takas görüşmeleri Temmuz ayına kadar sarkmıştı ve bu esnada Celtics, takıma keskin şutör Ray Allen’ı da katmıştı. Garnett, kontratını uzatmadan önce Pierce’ı aramıştı. 

Pierce: Garnett, beni telefonla aradı ve ‘Perkins’in olayı ne?’ diye sordu. ‘Takıma geldiğimde de benimle kavga etmeye çalışacak mı?’

Garnett, Celtics forveti (2007-2013): Paul’e bunu sorduğumda gerçekten endişeli değildim. Ancak Boston’a gittiğimde neyle karşılaşacağımı da bilmek istiyordum. 

Pierce: Garnett’e telefonda ‘Onun seni ne kadar çok örnek aldığını tahmin bile edemezsin’ dedim. Gerçekten inanamamıştı. 

Garnett: Boston’a gittiğim ilk gün Perkins ile oturduk ve konuştuk. Neredeyse anında çok iyi arkadaş haline gelmiştik. Oyuna bakış açılarımız çok benziyordu ve o andan itibaren birbirimizle çok iyi anlaştık. Şikayet eden insanlardan ve iş ahlakı olmayan kişilerden çok hoşlanmam. Kolay vazgeçen insanları sevmem. Bu açıdan bakınca Perk bana çok benziyordu. 

Pierce: Aralarındaki ilişki bir abi – kardeş ilişkisine benziyordu. 

Ray Allen, Celtics guardı: Boston’a gittiğimizde Perk, Garnett’i örnek almaya başlamıştı. Garnett’in nasıl çalıştığını görüyordu ve her zaman onunla konuşabiliyordu. Garnett’in sürekli ona destek olmak için orada olduğunu biliyordu. Zamanla KG’yi örnek almaya başladı. 

Pierce: Garnett, liseden direkt olarak lige geçen birçok çocuğa ilham vermişti. 

Ainge: İkisinin de birbirlerine karşı çok büyük saygı duyduğunu düşünüyorum çünkü ikisi de çok sıkı çalışırdı ve her şeyden önce takımı düşünürdü. O yüzden aralarında bu kadar hızlı bir arkadaşlık geliştiğini düşünüyorum. Normalde KG’nin sevgisini kazanmak kolay değildir fakat onun Perk’e saygı duymaya başlaması çok zaman almadı. 

Rivers: Beraber çıktıkları ilk antrenmanı hatırlıyorum. Hemen trash talk’a başlamışlardı. İlk beş ve yedek beş arasında maç yapıyordu. İlk antrenmanın 30. dakikasında Eddie House ve James Posey, ilk beş oyuncularının onlara üstünlük taslayamayacağını net şekilde belli etmişti. 

James Posey, dönemin Celtics guardı: Antrenman çok yoğun geçiyordu. Beraber maceramıza yeni başlıyorduk ve şampiyonluk kazanabileceğimize gerçekten inanıyorduk. 

Rives: İki üç kere antrenmanı durdurmak zorunda kalmıştım. Onlara ‘Ya konuşabilirsiniz ya da oynayabilirsiniz. İlk beşimiz bunların ikisini de yapabiliyor. İkisini birden yapamayanlar sussun!’ demiştim. 

Allen: Takımdaki herkesin üst seviye karakterleri vardı. 

Garnett: Birçok tartışmaya ve kavgaya girdiğimiz oluyordu. Takımdaki herkes barbardı. 300 Spartalıya benziyorduk. Dünyadaki herkesin bize karşı olduğunu düşünüyorduk. O takımdan istediğinize sorabilirsiniz, kendimizi savaşçı gibi görüyorduk.

Mike Zarren, Celtics yardımcı genel menajeri: O kadro beraber harika çalışıyordu. Herkes takımdaki rolünün ne olduğunu biliyordu. Garnett 5 numara oynamaktansa 4 numara oynamayı tercih ediyordu. Perk’ün fiziksel yükün bir kısmını çekmesi onu rahatlatıyordu. Perk de bunu yapabildiği için çok mutluydu. 

Garnett: Savunmada iletişim kurmaktan biz sorumluyduk. Doc bu sorumluluğu bize vermişti. İkimiz de iyi pasörlerdik. Bu yüzden sahada kısa süre içerisinde bir uyum yakaladık. 

Perkins: KG, ilk Boston’a geldiğinde bana ‘Savunmanın liderleri biz olacağız. Hücumda Paul ve Ray için perdelemeler yaparak onların boşa çıkmasını sağlayacağız. Pota altında sana pas verdiğimde pozisyonları bitirmeye hazır ol’ demişti. 

Mike Gorman, CSNNE Celtics spikeri: Ne zaman Garnett’e baksam onun hemen arkasında Perkins’i görürdüm. Perk, Garnett mitinin arkasındaki isimdi. Garnett’in yanında işler yolunda gitmediği zaman kullanabileceği birisi vardı. 

Thibodeau: Şampiyon olduğumuz sene Perkins, takımın çok önemli bir parçasıydı. Üzerinden sayı atmak çok zordu ve hücumda yaptığı perdelemelerle takımımıza kattıkları nedeniyle hiçbir zaman hak ettiği değeri de görmedi. 

Boston Celtics 2008 yılında finallerde Los Angeles Lakers’ı yenerek şampiyonluğa ulaştı ve sonraki 3 yıl boyunca da şampiyonluk mücadelesi verdi. Bu dönem boyunca Perkins, Garnett’in en büyük yardımcısı olmaya devam etti. 

Pierce: Takım arkadaşları için yapmayacağı fedakarlık yoktu. Kahvaltıdaki son sandalyeyi size verirdi. Takımdaki genç oyuncuların keyfinin yerinde olduğundan emin olurdu. Saygı kazanmak için karşınızdakine saygı duymanız gerekir. Perkins tam olarak böyle bir insandı. 

Garnett: Zorlu bir çocukluk geçirdiği ortada, annesini çok erken yaşta kaybetmişti. Çok küçükken evin ekmek kazanan kişisi olmak zorunda kalmıştı. Bu yüzden de birçok insandan birçok farklı şey öğrenmişti.

Perkins: Yetiştirilme tarzınız, karakterinizde çok büyük rol oynuyor. Ben, eğer sizin yanınızdaysam sonuna kadar yanınızda kalırım. Eğer sizin yanınızdaysam sonuna kadar gelirim. 

Green: Perk, bazen Hulk’a bazen de Teddy ayıcığına benzer. Çaylak yılımdayken beraber alışverişe gitmiştik ve bana bir yığın şey almıştı. Los Angeles’a gittiğimizde Faruk diye bir adamdan bana 4-5 tane kot pantolon almıştı. 

Marquis Daniels, Celtics guardı: Takımda arabaları olmayan oyuncular vardı. Perkins onlara sürekli arabasını ödünç verirdi. Herkesi evine davet eder ve yemek hazırlardı. Dışarıda onlara yemek ısmarlardı. 

Bill Walker, Celtics forveti: Deplasmanlara gittiğimizde hep beni arar ve beraber takılalım derdi. Beraber yemeğe çıktığımızda nasıl hazırlanmam gerektiğine dair hikayeler anlatırdı. Her zaman beni cesaretlendirirdi ve maç kasetlerini benimle izleyerek hatalarımı gösterirdi. 

Brian Scalabrine, Celtics forveti: Benim çocuklarımın adlarını hala hatırlıyor ve Perk ile yaklaşık altı sene önce oynamıştım. O zaman çocuklarımdan birisi 2 yaşındaydı diğeri ise yeni doğmuştu. 

Boston Celtics, 2009 yılında konferans yarı finallerinde elendikten sonra 2010 yılında tekrar NBA Finallerine dönmüştü. Boston, serinin altıncı maçına girerken 3-2 önde bulunuyordu. Altıncı maçın yedinci dakikasında bir ribaund mücadelesi esnasında Perkins sakatlandı…

Tony Allen, Celtics guardı: O sakatlıktan önce Perk, ligdeki en iyi pivotlardan birisiydi. 

Zarren: Sakatlık yaşandığı anda o kadar da kötü gözükmüyordu. Bazı diz sakatlıklarında dizin çok kötü esnediğini görürsünüz, Perk’ün sakatlığı öyle değildi. 

Allen: Onun sağlığı için korkmuştum. Daha sonra NBA şampiyonluğunu kazanmamız riske girdiği için korkmuştum. ‘Perk olmadan nasıl kazanacağız?’ diye düşünüyordum. 

Ainge: Onun sakatlandığını görmek gerçekten çok üzücüydü. 

Zarren: Perkins, soyunma odasına gittiğinde sakatlığının ciddi olduğu belliydi. Soyunma odasındaki herkes ağlıyordu. 

Rivers: Perk’ün yedinci maçta oynama şansına sahip olmaması benim için çok üzücüydü. 

Zarren: O sezon Rasheed Wallace gayet iyi performans gösteriyordu. 

Ray Allen: Deplasmanda bir maç daha çalmamız gerekiyordu. 

Rivers: Bu durum Perkins’in ne kadar değerli bir parça olduğunu bir kez daha gösterdi. En mücadeleci oyuncumuzu kaybetmiştik. Kevin maç boyunca bu rolü üstlenmeye çalıştı ancak bunun onu fazlasıyla yorduğunu düşünüyorum. 

Daniels: Perkins’in sakatlığı yüzüğü kazanmamızla kaybetmemiz arasındaki fark olmuştu. 

Perkins: Savunmada sorun yaşamamıştık. Lakers o gün kazanmayı bizden daha fazla istedi ve kazandı. 

Zarren: Perkins’in takıma getirdiği belirli bir hava vardı. Eğer Perk oynasaydı yedinci maç nasıl olurdu bilemiyorum. Kaybetmek tabii ki hala canımı yakıyor. Perk dahil hiçbirimiz o maçı tam anlamıyla atlatamayacağız. 

Yapılan testler sonucunda Perkins’in çapraz bağlarının koptuğu ortaya çıktı ve tecrübeli oyuncu bir sonraki sezonun büyük kısmını rehabilitasyon ile geçirdi. Perkins, 2011 yılında sadece 11 maçta forma giydi ve Celtics uzun oyuncuyu takas döneminin son gününde Jeff Green karşılığında Oklahoma City Thunder’a takas etti. 

Perkins: Takas gerçekleştiğinde ağladım. 

Ainge: Benim için çok zor bir karardı. Perk’ü çok severdim, onu neredeyse ben yetiştirdim. Sözleşmesi bittikten sonra yüklü bir kontrat alacağını biliyorduk, bu yüzden onu Oklahoma’ya yolladık. Thunder için de Perkins pahalı gelmiş olacak ki ona yer açmak için James Harden’ı takas ettiler. 

Zarren: O takas için anlaştığımızda odadaki neredeyse herkes ağlıyordu. 

Rivers: Koçluk yaptığım dönem boyunca gerçekleştirdiğim en zor takas oydu. Bir soyunmda odasında takımın herhangi bir takasa daha ağır bir reaksiyon verdiğini görmemiştim. Soyunma odasındaki neredeyse herkes ağlıyordu, birisi ölmüş gibiydi. 

Allen: Onun için çok üzülüyordum çünkü nasıl bir yüreğe sahip olduğunu biliyordum. Perk kariyeri boyunca sadece bir takım için oynamıştı. O da diğer herkesin isteyeceği gibi iyi para kazanmak istiyordu. 

Daniels: Takımımızın çok önemli bir parçasını, bir kardeşimizi kaybetmiştik. 

Rivers: Sahip olduğumuz ilk beş, tamamen sağlıklı olduğu süre boyunca hiçbir playoff serisini kaybetmemişti. 

Garnett: Keşke Ainge de bunu aklından çıkarmasaydı. 

Thunder Kankaları

perkins-thunder.jpg

Perkins, Thunder’a takas olduktan sonra yeni kulübüyle 4 yıl 36 milyon dolar değerinde bir kontrat imzaladı. 2010 yılındaki playoff deneyiminden sonra Perkins’in takımı katılması 2011 yılında uzun bir playoff macerasının yolunu açtı. Oklahoma, 2011 yılında konferans finallerinde mücadele ettikten bir sonraki sene NBA finallerinde yer aldı. Thunder, Perkins’in formasını giydiği dönemde asla playoffları kaçırmadı. 

Boutte: Oklahoma’ya ilk yollandığı dönemde çok üzgündü. Ancak Thunder için de muhteşem bir takım arkadaşı olmaya devam etmişti. 

Perkins: Garnett’in nasıl çalıştığını ve işleri nasıl ilerlettiğini görmüştüm. Onun nasıl liderlk ettiğini görmüştüm. Ben de Garnett’ten tüm öğrendiklerimi Oklahoma’ya götürdüm. 

Pierce: Oklahoma City’ye gittiğinde Perkins’in 5 numaralı formayı giymesinin sebebi Garnett’ti. 

Nick Collison, Thunder forveti: Playofflarda oynamaya başlamıştık ancak takımdaki çoğu oyuncunun playoff deneyimi yoktu. Bu yüzden Perkins’in takıma katılması bizim için harika bir şeydi. Onun Oklahoma’da oynadığı dönemde sahip olduğumuz başarılarda Perkins’in çok büyük payı vardı. 

Perkins: Takıma katıldığım ilk antrenmanda Durant ve Wesbrook şakalaşıp gülüyorlardı. Onlara ‘konsantre olun’ dedim. Daha sonra bana cevap verdiler ve biraz tartıştık. Ancak o günden beri bir daha hiç sorun yaşamadık. 

Russell Westbrook, dönemin Thunder guardı: Sözünü asla esirgemezdi. Takıma yardımcı olacağını düşündüğü bir şey varsa mutlaka dile getirirdi. 

Ronnie Brewer, dönemin Thunder guardı: Thunder’da takım olarak ‘kimse bizimle uğraşamaz’ diye düşünüyorduk. Bu zihniyetin arkasındaki en büyük faktör Perkins’ti. 

Anthony Morrow, dönemin Thunder guardı: Farklı oyuncularla nasıl iletişim kuracağını çok iyi biliyordu. Oyuncuları motive etmek için sadece birkaç cümle kurması yetiyordu. 

Andre Roberson, Thunder guardı: Evinin kapıları her zaman bize açıktı. 

Westbrook: Onun evine gider ve beraber güzel zaman geçirirdik. Hep beraber televizyon izlerdik. 

Reggie Jackson, dönemin Thunder guardı: Moralimin kötü olduğunu düşündüğü için bir anda benim evime gelirdi. Her zaman doğru zamanda doğru şeyleri söyleyip kendimizi iyi hissetmemizi sağlardı. 

Collison: Takımın moral durumunun nasıl olduğunu her zaman çok iyi hisseder ve doğru şekilde davranırdı. 

Caron Butler, Thunder forveti: Kaybettiğimiz maçlardan sonra gece geç saatlerde mesaj atardı. Sabaha karşı 02.00 – 03.00 gibi yazar ve “Adamım nasılsın? Sence bugün niye kaybettik?’ yazardı. 

Thabo Sefolosha, dönemin Thunder forveti: Her zaman nasıl daha iyi hale gelebileceğimizi, kendimizi geliştirmemiz için ne yapmamız gerektiğini düşünürdü. 

Westbrook: Kötü bir maç çıkardığımda beni arardı. İyi bir maç çıkardığımda beni arardı. Geceleri uyuyamadığımda birisiyle konuşmam gerektiğini hissedersem saat kaç olursa olsun Perkins’in telefonu açacağını bilirdim. Onu özel kılan şeylerden bir tanesi de buydu. Her zaman böyle birisiydi.

Garnett: Nasıl iletişim kurması gerektiğini ona ben öğrettim.

Perkins: Herkeste telefon numaram vardı ve beni istedikleri zaman arayabilirlerdi. Eğer uyanıksam ne olursa olsun telefonu açardım. Durant’in mental anlamda zorlandığı ve beni aradığı zamanlar olmuştu. Russell sakatlandığında insanlar daha Durant’in MVP olma ihtimalini konuşmuyorken bile ona ‘Sen MVP’sin. Bizi taşıyabilirsin.’ diyordum. 

Serge Ibaka, dönemin Thunder forveti: Benchteyken, sahadayken, her zaman konuşurdu. Konuşmayı, sesini kullanmayı çok severdi. Güveniniz azaldığında sizi motive ederdi. 

Steven Adams, Thunder pivotu: Bana da tavsiye verdiği oldu ama biraz acımasızdı. ‘Sahaya çık ve o adama vurduğundan emin ol’ derdi. 

Jackson: Herkes onun sahadaki sert yanını görüyor. Ancak saha dışında yumuşacık bir insan. 

Deandre Liggins, dönemin Thunder guardı: Oklahoma City’ye gittiğimde onun için markete gitmemi istemişti. Bana durduk yere harçlık vermişti. Starbucks’a gidip ona kahve almam için 1000 dolar verdi ve para üstünü almadı. 

Butler: Maç kaseti izlerken her zaman dürüst olurdu. 2014 playofflarında Memphis karşısında 2-1 geriye düştükten sonra seriyi kazanıp konferans finallerine kalmamızda en büyük paylardan biri, maç kasetlerini izlerken Perkins’in başlattığı tartışmalardı. 

Perkins: KD’ye her zaman ligdeki en iyi oyuncu olduğunu ve bunu bilerek hareket etmesi gerektiğini söylerdim.

Sefolosha: Gerçekten çok yoğundu. Sırtımız duvara yaslandığında ne yapmamız gerektiğini o söylerdi. Onun söyledikleri, herkesi etkilerdi. 

Westbrook: Takımdaki herkesle bire bir olarak konuşmak istedi. Sanırım takım olarak istediğimiz şey buydu. O andan itibaren çok daha iyi savunma yapmaya başladık. 

Adams: İnsanların onu sevmesinin ve birçok takımın onu kadrosunda istemesinin sebebi bu. Kimsenin kaytarmasına izin vermiyordu. Herkese karşı dürüst davranıyordu ve işlerini yapmasını sağlıyordu.