by Utkan Şahin & Semih Tuna / info@eurohoops.net
Avrupa basketbolunun o zengin çeşitliliğini yansıtan en önemli unsur farklı farklı ülkelerden çıkan isimlerin en üst düzeydeki mücadeleleriyle uzunca bir zaman diliminde basketbolseverlerle buluşması olsa gerek…
Zaten “kıta basketbolu” dediğimiz olgunun getirisi olarak düşünebileceğimiz ilk şeyler bu uçsuz bucaksız, kalabalık gelenekler ve onların bünyesinden çıkan sporcu jenerasyonlarıdır.
Eurohoops Fırın olarak yeni başladığımız bu yazı dizisinde bu geleneklerin Eski Kıta’daki en üst düzey basketbol organizasyonu olan EuroLeague’deki yansımalarını huzurlarınıza taşıyacağız.
Bu yola Slovenya’yla çıkmıştık, arkasından da İtalya, İspanya, Sırbistan, Yunanistan ve Amerika geldi. Şimdi ise Avrupa kıtasının en yetenekli ülkelerinden Fransa sırada!
Fransa milli takım düzeyinde son 10 yılın Avrupa’daki en başarılı takımlarından biri. Keza söz konusu NBA’e oyuncu göndermek olduğunda da Avrupa’nın en başında yer alan onlar…
Fakat 2000’den bu yana Fransız takımlarının EuroLeague’de başarılı olamaması ve hatta bir ara Avrupa’nın en iyi liginde bir Fransız takımının bile olmaması onların EuroLeague karmasını oluşturmamızda elimizi biraz zorlaştırdı.
Sonuçta Fransa basketboluyla özdeşleşen Tony Parker, Evan Fournier, Rudy Gobert gibi yıldızlar modern dönemde hiç EuroLeague’de oynamadı. Boris Diaw ve Nicolas Batum gibi yıldızlar ise kariyerlerinin henüz toy dönemlerinde bu sahnede kısa süre aldı.
Bu sebeple de bu önemli isimlere kadromuzda yer veremedik ama merak etmeyin yine de bir kadro oluşturmayı başardık. İşte karşınızda EuroLeague’de son 20 yıldaki izlediğimiz en iyi Fransız oyunculardan ortaya çıkan 12 kişilik bir kadro!
Not: Modern EuroLeague dönemi, 2000’den bu yana gelen süreci kapsamaktadır.
Not 2: Liste hazırlanırken oyuncuların milli takımlarda forma giymek için aldığı pasaportlar değil, kökenleri göz önünde bulundurulmuştur.
Modern EuroLeague Tarihinin En İyi Sloven Yıldızlar Karması
Modern EuroLeague Tarihinin En İyi İtalyan Yıldızlar Karması
Modern EuroLeague Tarihinin En İyi İspanyol Yıldızlar Karması
Modern EuroLeague Tarihinin En İyi Amerikalı Yıldızlar Karması
Modern EuroLeague Tarihinin En İyi Sırp Yıldızlar Karması
Modern EuroLeague Tarihinin En İyi Yunan Yıldızlar Karması
Oyun Kurucular
#13 Thomas Heurtel
Kariyer: Baskonia, Anadolu Efes, Barcelona
Gönül isterdi ki, Fransa’nın kadrosuna Tony Parker gibi görkemli bir oyuncuyla başlayalım ama biliyorsunuz, onu EuroLeague’de sadece takım sahibi olarak görebildik. Bu sebeple de hayat bizi Tony Parker’ı beklerken Thomas Heurtel’e itti.
Fransız yıldızı tanıyorsunuz… Kendisi herhalde son 10 yılda EuroLeague’in en çok tartışılan yıldız oyuncularından biri.
Söz konusu yetenek olduğu zaman, kimsenin Heurtel’den şüphesi olduğunu sanmıyorum. Yaratıcılık ve pasörlük gibi konularda gerçekten özel bir oyuncu. Muhtemelen kariyeri bittiğinde EuroLeague tarihinin en çok asist yapan oyuncuları listesinde ilk 3’te olacak.
Diğer yandan ise yetenekleriyle sahaya koyduğu verim arasında büyük bir farklılık var. Biliyorsunuz, bu kıtanın basketbolunun kendine has özellikleri var ve Heurtel bütün bu özelliklerde sınıfta kalan bir yıldız. Üzücü çünkü bu yetenekle birlikte daha iyi bir lider ve karar verici olsa bugün belki de kıtanın en iyileri listesinde en üstte yer alabilirdi.
Fakat maalesef değil ve tam da bu sebepten dolayı hem Anadolu Efes‘te hem de Barcelona’da hep tartışılan bir isim oldu. Sihirli bir değnek ona değmediği sürece de kariyerinin devamında da böyle kalmaya devam edecek.
Peki biz neden onu kadroya aldık?
İlk olarak dediğim gibi; Parker’ı alamıyoruz. İkinci olarak ise EuroLeague’de son 20 yılda izlediğimiz oyun kurucular arasında en yeteneklisi ve kariyeri iyi olan da o!
Bu sebeple de onu kadromuza alacağız ama eğer böyle bir şey mümkünse onu karar anlarında toptan uzak tutmaya çalışacağız.
Biliyorsunuz, her kadroya bir kaptan seçiyoruz. Bu kadroda ise kaptanımız Thomas… Şaka şaka! Böyle bir şey asla mümkün değil.
#5 Moustapha Sonko
Kariyer: Unicaja Malaga, Real Madrid
Oyun kurucu rotasyonunda madem Thomas Heurtel gibi savunmada saydam olan bir oyuncuyu koyduk, arkasına iyi bir savunmacı koymamız şart!
Şanslıyız ki; EuroLeague tarihinin en özel atletlerinden biri olan Moustapha Sonko tam bizim aradığımız oyuncu.
2000’de hem milli takım hem de ASVEL’le yaşadığı başarından sonra ülkesinden çıkan Fransız oyuncuyu, EuroLeague’de Unicaja Malaga ve Real Madrid formalarıyla izledik.
Sonko, işin hücum tarafında çok özel bir yetenek değildi ama söz konusu savunma olduğu zaman kesinlikle karşınızda istemeyeceğiniz bir isimdi. Hem güçlü fiziği hem de inanılmaz atletizmiyle birlikte geçilmesi asla mümkün olmayan bir oyuncuydu. Zaten o dönemde ona karşı oynayan birçok isme göre de döneminin en iyisiydi.
Fransız guard işin hücum tarafında ise özel bir patlayıcıydı. Özellikle de Malaga döneminde muhteşem atletizmini harika bir şekilde kullandı. 1.92 boyuna rağmen o zıpladığı zaman çok az oyuncu karşısına çıkma cesareti gösterebildi.
Ayrıca Sonko gerçekten ateşli bir oyuncuydu. Hem kendi taraftarıyla hem de rakiple iletişime geçmeyi çok severdi.
Bütün bu özellikler Huertel sonrasında elimizi çok kolaylaştıracak. Bu sebeple bizimlesin Sonko…
Şutör Guardlar
#19 Nando De Colo
Kariyer: Valencia, CSKA Moskova, Fenerbahçe Beko
Fransa’nın son 20 yılında NBA’e damga vurmuş birçok isim var. En başta da sadece Fransa’nın değil, Avrupa basketbol tarihinin en özel isimlerinden olan Tony Parker…
Fakat söz konusu Fransa’yı modern dönemde EuroLeague’de temsil etmekse bir numara kesinlikle ve kesinlikle Nando De Colo!
Her şey bir kenara istatistikler de bunu bize gösteriyor.
EuroLeague tarihinde en çok sayı atan, verimlilik puanı üreten, üçlük sokan ve saha içi isabeti bulan isim Nando De Colo! Keza hem normal sezon hem de Final Four’da MVP ödülünü kazanan tek Fransız yine o!
Bu da yetmedi mi? 2016’da De Colo, kariyerinin ilk EuroLeague şampiyonluğunu yaşarken tam 15 yıl sonra bu ligde en değerli kupayı kaldıran ilk Fransız da o’ydu.
Bütün bunların hepsi onun bu kadronun lideri olması için yeterli ama olayı milliyetten çıkartıp genele vurduğumuz zaman da EuroLeague’den çıkarttığımız zaman da çok özel bir isimden bahsediyoruz.
Onun 2014’te NBA’den geri dönmesi, ligin kaderini değiştiren dönüm noktalarından biriydi.
Bazı oyuncular vardır, yetenekleri bir kenara mental olarak da rakiplerine zarar verir. De Colo’nun CSKA Moskova dönemi de aynen böyleydi. Bütün takımlar onu durdurmak için elinden geleni yapardı, hatta bazen bunu başardıklarını da düşünürdü ama istatistik kağıdına bir bakardınız ki, o çoktan 20 sayıyı potanıza göndermiş.
Bu anlamda De Colo, 2015-2017 yılları arasında ligin en özel oyuncusuydu. İstatistikler de bunu söylüyor. CSKA’da oynadığı 5 yıllık dönemde ligde onun kadar skorer başka bir isim yok.
Zaten eğer bu şekilde devam ederse; kariyerine son verdiğinde muhtemelen tarihin en çok sayı atan oyuncuları listesinde ya ilk sırada olacak ya da ikinci sırada…
Bütün bu sebeplerden dolayı De Colo, bu kadronun en özel oyuncusu ve lideri!
#14 Antoine Rigaudeau
Kariyer: Kinder Bologna, Valencia
Nando De Colo’da sizlere yıldız oyuncunun, Fransa basketbolunun 15 yıllık EuroLeague şampiyonluğu ünvanını dindirdiğinden bahsetmiştim.
Peki 15 yıl önce EuroLeague şampiyonluğu gören son Fransız kimdi? Tabii ki Antoine Rigaudeau!
Fransız basketbolunun “Le Roi” yani Kral lakaplı oyuncusu, ülke basketbolunun karizmatik figürlerinden biriydi. Kritik anlarda geri adım atmaması, harika şut yeteneği ve vücut diliyle izlemesi hep keyifli bir oyucu oldu. Ah bir de keşke Türkiye takımlarına karşı biraz daha kötü oynasaydı…
Rigaudeau, Avrupa basketbol tarihinin en özel şutörlerinden biriydi. Zaten halihazırda onunla ilgili hiç kaçırmadan attığı şutlarla ilgili efsaneleri duymuşsunuzdur. Fakat bana sorarsanız, “Le Roi” sadece bir şutör olarak nitelendirmek asla doğru olmaz.
O, muhteşem şut yeteneğinin yanında oldukça çok yönlü de bir oyuncuydu. Dönüp baktığınızda kariyeri boyunca onun 1’den 3’e kadar birçok pozisyonda oynadığını görmüşsünüzdür. Biz onu 2 numara olarak kadroya koyduk çünkü modern dönemde daha çok bu pozisyonda oynadı ama Heurtel olmasaydı, onu oyun kurucu rotasyonuna da çekmek zorunda kalabilirdik.
Rigaudeau, efsane Virtus Bologna kadrosununda unutulmaz parçalarından biriydi.
İtalyan takımı, o dönemde Avrupa basketbolunun zirvesini domine ederken o da 2 şampiyonluk ve 5 de Final Four gördü. 5 Final Four’un 2’sinde de haftasonun en skoreri o’ydu.
Dallas’a gitmeseydi belki başka bir takımla daha fazlasını kazanabilirdi ama sonuçta Kral olarak Fransız oyuncular için yolu açmayı tercih etti.
Eh, bir Kral’a da bu yakışırdı değil mi?
Biliyorsunuz, her kadroya bir kaptan seçiyoruz ve bu sefer kimsenin gülmediği bir espri yapmayacağız. Rigaudeau, Fransa basketbolunun özel isimlerinden biri ve bu kadroya kaptanlık ona yakışır.
#1 Fabien Causeur
Kariyer: Cholet Basket, Baskonia, Brose Bamberg, Real Madrid
Madem şutör guardlarımız böyle EuroLeague’de şampiyonluk görmüş özel isimlerle dolu oldu. O zaman Fabien Causeur’i de unutmamız gerekiyor değil mi?
Sonuçta o da modern dönemde şampiyonluk gören ender sayıda Fransız oyunculardan!
Fabien Causeur, kariyeri boyunca ne De Colo ne de Rigaudeau kadar yüksek perdeden konuşulan bir isimdi. Zaten istatistikleri de hiç bu yıldızlar kadar görkemli olmadı.
Fakat bana sorarsanız; Fransız guard, modern dönemin en özel rol oyuncularından biri olarak tarihe geçti.
Real Madrid öncesinde hem Baskonia hem de Brose’de iyiydi. O takımların yaşadığı başarılarda da önemli katkılarda bulundu ama o günlerde bile neden bu adam büyük bir takımda oynamıyor dediğimi açık bir şekilde hatırlıyorum.
Bu serzenişimin ne kadar doğru olduğu da Causeur, Real Madrid’e gittikten sonra ortaya çıktı. Fransız yıldız, 3 yıllık Real Madrid macerası boyunca hiçbir zaman takımın en önemli isimleri arasında sayılmadı. Ona gelinceye kadar hep daha büyük isimlerden söz edildi ama harika bir rol adamı olarak Causeur’un gününde olması Real Madrid adına çok şey değiştirdi.
Bunu da en iyi 2018’de Belgrad’da gördük. Evet, takımı oraya taşıyan Luka Doncic’ti ama İspanyol devine şampiyonluğu getiren farkı yaratan isim kesinlikle Causeur’du. Onun 3. çeyrekteki performansı dengeleri değiştirdi.
Bana sorarsanız, o gün MVP ödülü de Doncic’in değil, onun hakkıydı ama maalesef işler böyle yürümüyor. En azından biz ona, bu haksızlığı yapmayacağız ve kadromuzda yer vereceğiz.
Ve biliyorum ki; Causeur burada da harika bir x faktör olacaktır.