By Mehmet Bahadır Akgün / info@eurohoops.net
Ülkemizde her yaz birçok ismin ülkemizdeki takımlardan birinde forma giyeceği yazılıyor. Bu durumu futbolda daha çok yaşıyor olsak da Avrupa’nın önde gelen basketbol ülkelerinden biri olarak ülkemize geleceği konuşulan basketbol yıldızlarının sayısı da hiç az değil.
Bu haberler kimi zaman asparagas çıkıyor ve yalanlanıyor, kimi zaman da haber, taraflar arasındaki görüşmeler ve hatta anlaşma gerçek olmasına rağmen çıkan bir engel ile transfer gerçekleşmiyor ve söz konusu oyuncu ülkemizin yolunu tutamıyor.
Bununla birlikte Avrupa basketbolunda sözleşmelerin çok kısa, genelde birer yıllık olması ve daha önce de belirttiğim gibi Türkiye’nin önde gelen basketbol ülkelerinden biri olmasının yanı sıra özellikle 2010 yılından bu yana basketbola yapılan önemli yatırımlar sonucunda birçok önemli oyuncu Türkiye’de forma giydi. Dolayısıyla transfer gündeminde ismi geçen oyuncuların birçoğu kariyerlerinin bir noktasında ülkemizin takımlarına uğradılar.
Öte yandan isimleri sürekli takımlarımızla anılmasına rağmen bir türlü buralarda izleyemediğimiz birçok oyuncu da var ve bunların bazıları gerçekten önemli, Avrupa’da ve hatta NBA’de kendilerini göstermiş oyuncular. Biz de çeşitli süzgeçlerden geçirerek listemize isimleri takımlarımızla anıldığı hâlde ülkemizde izleyemediğimiz önemli oyuncuları aldık.
O süzgeçlerden biri ve belki de en önemlisi şu: İsmi takımlarımızla anılmış olduğu hâlde bu durum yalnızca bir yaz süren, bir başka deyişle çok uzun süreli olmayan, transferin gerçekleşme oranı hâli hazırda çok düşük olan oyuncuları bu listeye dahil etmedik. Örneğin Sergio Rodriguez (Fenerbahçe), Daniel Hackett (Galatasaray), Arturas Gudaitis (Beşiktaş), Marcelinho Huertas (Galatasaray), Alexey Shved (Fenerbahçe), Rakim Sanders (Darüşşafaka) gibi önemli oyuncular, kısa süreli de olsa takımlarımızla anıldıktan sonra ülkemizde forma giymediler ancak bu kategoriye dahil oldukları için listemizde yer almıyorlar.
Keza bir başka önemli detay da bu listede yalnızca son 10 yılda, yani 2010 yılından bu yana ülkemizin takımları ile isimleri anılan oyuncuları almış olmamız. Bu sebeple daha önce Türkiye’ye gelmesi gündeme geldiği hâlde ülkemize uğramayan isimleri liste dışında bıraktık.
Tüm bunlara rağmen mutlaka gözümüzden kaçırdığımız isimler olmuştur. Lütfen sizler de sosyal medya hesaplarımız aracılığıyla bizlere geçmişte ismi takımlarımızla anılıp ülkemizde forma giymeyen oyuncuları iletin!
Lafı fazla uzatmadan listemize geçiyoruz…
Vassilis Spanoulis
Listemize zirveden başlamak pek adetimiz değil ancak eminiz bu listeyi açtığınızda birçoğunuzun aklına gelen ilk isim Olympiakos’un efsanevi kaptanından başkası olmadı.
Vassilis Spanoulis, 2010’da kazandığı bir adet Turkish Airlines EuroLeague şampiyonluğu sonrası ayrıldığı Panathinaikos‘tan kulübün ezeli rakibi Olympiakos’a giderken aklında bu kadar başarılı olmak var mıydı bilinmez ancak takip eden üç yılda iki şampiyonluk daha kazanarak gerçek bir efsane olduğunu herkese gösterdi.
2006-07 sezonunda şansını NBA’de de deneyen ancak aradığı mutluluğu çok sonraları Pire’de bulan V-Span ile ilgili üst üste birkaç yıl yalnızca “Vassilis Spanoulis Galatasaray‘a mı geliyor?”, “Spanoulis, Galatasaray ile el sıkıştı!” ve nihayetinde de “Vassilis Spanoulis, Galatasaray’a neden gelmedi?” gibi gazete başlıkları okuduk.
En iyi döneminde, Olympiakos’a yaşattığı şampiyonluğun ardından Ünal Aysal yönetimindeki Galatasaray ile ismi anılan Spanoulis, bu birlikteliğin gerçekleşmeyişini daha sonra verdiği bir röportajda şöyle anlatmıştı:
“Öyle bir durum oldu. Ama bir karar vermemiz gerekiyordu. Uzun yıllardır beraber olduğumuz ve çok özel dakikalar yaşadığım kulübü bırakmak çok içime sinmedi. Bu kararı verirken çok da zorlanmadım. Başkanla konuştum. Bana anlatılan projeleri dinledikten sonra bırakmam kolay değildi. Burada kaldım.”
Onu buralarda izlemek çok keyifli olabilirdi ancak o, gerçek bir Olympiakos efsanesi olmayı tercih etti.
Milos Teodosic
“Ha geldi, ha geliyor” derken yaşanan dev bir kavuşamama hikayesi… Özellikle Zeljko Obradovic‘in Fenerbahçe‘nin başına geçmesi sonrası neredeyse her yaz ismi sarı-lacivertli takımla anılan Milos Teodosic, bir türlü İstanbul’da oynamadı.
Fenerbahçe‘nin ne zaman, hangi koşullar altında ilgisi ne durumdaydı bilinmez ancak Teodosic ismi, basketbolla çok da ilgilenmeyen sarı-lacivertli taraftarlar için bile bir mit hâline gelmişti.
“Teodosic Bombası”, “Fenerbahçe Açıkladı: Teodosic…” gibi başlıkları hafızalarımızdan silmek ne mümkün? Ancak 2016 EuroLeague finalinde Fenerbahçe’yi yıkarak şampiyonluğa uzanan CSKA Moskova kadrosunun parçalarından biri olan Teodosic, daha sonra kariyerini NBA’de sürdürme kararı aldı ve yine sarı-lacivertli takımın oyuncusu olmadı.
NBA’de istediği süreleri bulamadıktan sonra Avrupa’ya dönme kararı gündeme bir kez daha bomba gibi düşen Teodosic ile ilgili Fenerbahçe iddiaları yine gündemin ilk sırasında yer almaya başlamıştı. Fenerbahçeli taraftarlar, uzatmalı sevgilileri ile kavuşmak için bir kez daha gün saymaya başlamıştı ki o gün bir kez daha uzaklaşarak gözden kayboldu.
Virtus Bologna ile anlaşan 33 yaşındaki guard için Fenerbahçe artık bir ihtimal mi bilinmez ancak hem sarı-lacivertlilerin küçülen bütçesi hem de Teodosic’in ilerleyen yaşı bu transferin artık bir ihtimalin ötesine geçmeyen bir dedikodu olarak kalacağını işaret ediyor. Yine de hayat… Kim bilir bize neler sunacak?
Gustavo Ayon
Kariyerinin en parlak yıllarını Real Madrid çatısı altında geçiren Gustavo Ayon, 2015 ve 2018’de yaşadığı birer EuroLeague şampiyonluğunun ardından 2019 yazı sonrası eflatun-beyazlılar ile macerasının sonuna geldiğinde bir anda ismi gündeme bomba gibi düştü.
2017’de Ekpe Udoh’un kazandırdığı şampiyonluk sonrası takımdan ayrılmasının ardından Jan Vesely‘nin yanında rotasyonda kilit bir rol üstlenecek uzunu bir türlü bulamayan ve Jason Thompson ve Joffrey Lauvergne denemelerinden istediği sonucu alamayan Fenerbahçe‘nin Ayon’u kadrosuna katmak istediği öne sürüldü.
Nitekim o yaz bu iddianın doğruluğu kanıtlanamadı zira yola Lauvergne ile devam eden Fenerbahçe, sezon ortasında rotasyonu Malcolm Thomas ile güçlendirdi. Ayon ise bu sırada EuroLeague’e önemli bir yatırım ile dahil olan Zenit St. Petersburg’un yolcusu oldu.
Yarım kalan sezonun ardından Fenerbahçe, Avrupa basketbolundaki en büyük değişimlerden birini yaşadı ve Zeljko Obradovic‘in ayrılığı sonrası kadro neredeyse baştan aşağı yenilendi.
Nitekim İspanyol basınında çıkan “Jan Vesely, Barcelona’ya gidebilir” iddiaları, Fenerbahçe’nin uzun arıyor olabileceği söylentilerini ortaya çıkardı ve bir anda bir kez daha Ayon ismi gündeme geldi.
Halbuki takımda kalmaya çok önceden karar veren Vesely’nin yanına yapılan Johnathan Hamilton hamlesi ile takviye yapan Fenerbahçe, bir kez daha Ayon isminin uzağında kaldı.
Keith Langford‘ın ülkemize gelmeme hikayesi, bir yönüyle listedeki diğer tüm oyunculardan ayrılıyor.
Özellikle 2014 yazında ismi sık sık ülkemiz ile anılan Langford, o dönemde iddialara göre Türk pasaportu alarak A Milli Erkek Basketbol Takımımızın formasını giymeye hazırlanıyordu ancak bu anlaşma son dakikada yattı.
Türkiye’de Çizme basını kaynak gösterilerek verilen haberlerde o dönem Olimpia Milano forması giyen Langford’ın Galatasaray ile üç yıllık sözleşme için 2,5 milyon dolar kazanacak şekilde el sıkıştığı belirtiliyordu. Ancak bu haberler asla pratikte karşılık bulmadı.
Nitekim yine aynı dönem Anadolu Efes‘in de kendisiyle ilgilendiği söylenilen Langford, o iddiaya göre lacivert-beyazlıların son anda anlaşmak istememesi sonrası İstanbul yolcusu olmamıştı.
Langford, daha sonraları yaptığı açıklamada milli takımda oynamama kararını şöyle açıklamıştı:
“Bana Türk Milli Takımı’nda oynama fırsatı sunuldu. Bazı şartlar konuşuldu. Ancak iş sözleşme imzalamaya gelince o şartlar ortada yoktu. Son saniyede işlerin değişmesine çok sinirlendim. Ben de imzalamaktan vazgeçtim.”
Mindaugas Kuzminskas
Bunu söylemek ilginç ama Mindaugas Kuzminskas, ülkemizde herhangi bir takımın formasını giymedi… Bilhassa Unicaja Malaga döneminde parlayan ve dönemin genç Litvanyalı forveti olarak gündeme oturan Kuzminskas’ın ismi bir süre Fenerbahçe ile anıldı ve menajerinin Fenerbahçe‘de önemli oyuncularının olması da bu anlamda sarı-lacivertli kulüp için bir avantaj olarak gösterildi.
Ancak işler pek de öyle gitmedi. Kuzminskas, tüm bu dedikodulara rağmen iddialara göre 2016 yazında önemli bir yatırım yapan -o dönemki adıyla- Darüşşafaka Doğuş ile anlaştı. Nitekim İstanbul’da oynamasına kesin gözüyle bakılırken soluğu NBA ekiplerinden New York Knicks‘te aldı.
Orada geçen kısa süreli macerasının ardından bir kez daha Avrupa’ya dönen, dönmeden önce adı Anadolu Efes ile de anılan Kuzminskas, gittiği takımlarda pek kalıcı olamayınca 2019 yazında ismi bu kez Fenerbahçe ile anıldı ancak bu kez de bu yönde bir adım atılmadı.
Neticede Kuzminskas, ülkemizde hiç oynamadan bizlere oynamış kadar hissettirdi.
Trey Thompkins
Çuvaldızı kendimize batıracağımız bir isim var sırada.
Trey Thompkins, Real Madrid‘in 2018’de EuroLeague şampiyonluğuna uzanan kadrosunda çok dikkat çekmeden kilit işler yapan isimlerden biriydi. Nitekim o yaz, Eurohoops kaynaklarından edindiğimiz bilgi Thompkins’in temsilcimiz Anadolu Efes ile anlaşma yolunda olduğu yönündeydi.
O dönem haberimizde yer alan ifade şu şekildeydi:
“Eurohoops kaynaklarının verdiği bilgiye göre, Anadolu Efes, bir süredir görüştüğü Trey Thompkins ile anlaşmaya çok yaklaştı. Lacivert beyazlılar, Thompkins ile ikinci yılında NBA çıkışı bulunan 1+1 yıllık bir kontrat üzerinde görüşüyor. Anadolu Efes‘in hafta başına kadar bu transferde olumlu ya da olumsuz bir sonuca ulaşması bekleniyor.”
Bir şekilde bu transfer olumsuz sonuçlandı ve Thompkins Real Madrid‘de kalacağını açıkladı. Daha sonra İspanya basınında sezon başladıktan hemen sonra Thompkins’in serbest bırakılabileceği konuşulsa da bu gerçekleşmedi.
Tüm bu gelişmelerin ardından bu yaz kadrosunda önemli bir değişiklik yaşayan Fenerbahçe‘nin ismi farklı kaynaklar tarafından Thompkins ile anıldı ancak neticede sarı-lacivertli takım yeni sezon kadrosunu Thompkins’siz kurdu.
Mantas Kalnietis
Mantas Kalnietis, bundan birkaç yıl öncesine kadar Avrupa basketbolunda çok daha yüksek profilli bir oyuncuydu ve Galatasaray da daha büyük yatırımlar yapan bir takımdı. Nitekim tarafların anlaşacağı yönündeki dedikodular da ilk olarak o dönemde başladı.
Sırbistan basını, 2016-2017 sezonundan EuroLeague’de boy gösteren Galatasaray‘ın sezon ortasında Justin Dentmon ile yollarını ayırdıktan sonra Litvanyalı guardı kadrosuna katacağını iddia etti.
Fakat işler pek de öyle gitmedi. O sezonu ve hatta takip eden sezonu da Olimpia Milano‘da tamamlayan Kalnietis, daha sonrasında 2018-2019 sezonu öncesinde Fransa Ligi ekiplerinden ASVEL’in yolunu tuttu.
Bu süreçte Kalnietis – Galatasaray dedikoduları durulsa da tecrübeli guardın ismi 2019 yazında bir kez daha sarı-kırmızılı takımın transfer gündemine geldi. Bu kez İtalya basınındaki iddialar, Kalnietis’in Lokomotiv Kuban ile Galatasaray arasında bir tercih yapacağı yönünde çıkmıştı.
Neticede Kalnietis önceki sezonu gerçekten Kuban’da geçirdi. Galatasaray ise 2019-2020 sezonunda guard rotasyonunu Tai Webster ve Aaron Harrison gibi oyunculardan kurdu.
Malcolm Delaney
Listedeki guardların sayısına bakıldığına insan düşünmeden edemiyor: Takımlarımız yıllar boyu önemli bir guard açığını kapatmak istemiş ve kimi zaman da ilk tercihlerinde başarılı olamamışlar.
Birleşik Amerikalı Malcolm Delaney, Avrupa basketbol piyasasında son yıllarda hep revaçtaki isimlerden biri olmayı başardı. Şansını NBA’de denemek isteyen Delaney, 2016-17 sezonu öncesi Avrupa’da kendisine yönelik önemli tekliflere rağmen Atlanta Hawks ile sözleşme imzaladı.
2016 Mayıs ayında bir açıklama yapan Delaney, Eurohoops’a yaptığı bu açıklamada 2014 yılında Galatasaray ile el sıkıştığını şu sözlerle anlatıyordu:
“2014 yazında Olympiacos, Lokomotiv Kuban ve Galatasaray‚dan teklif aldım. Lokomotiv daha fazla ödemeye hazırdı, Olympiacos‚un teklifi en düşüktü ve Galatasaray da bu iki teklifin ortalarında bir teklif vermişti. Galatasaray’la sözleşme imzalamaya karar verdim ve onlara evet dedim. Ancak kulübün yaşadığı sıkıntılardan dolayı Galatasaray teklifini geri çekti ve ben de Lokomotiv Kuban’la iki yıllık sözleşme imzaladım. Ve bundan hiç pişman değilim!”
O yaz Galatasaray’ın kapısından dönen Delaney, 2018’de bir kez daha Avrupa’ya geliş ihtimali gündeme geldiğinde ise iddialara göre Fenerbahçe ve Anadolu Efes‘in listesinde başlarda yer alıyordu.
2018’de Efes, Shane Larkin’i kadrosuna katarken Fenerbahçe ise NBA’den gelen Tyler Ennis’i tercih etmişti ancak onun sakatlığı sarı-lacivertlileri Erick Green tercihine yöneltti. O yaz Çin Ligi’ne giden Delaney, dönüşte ise Barcelona ile anlaştı ve yine Türkiye’ye gelmedi.
Darius Adams
2015-2016 sezonu -o dönemki adıyla- Laboral Kutxa için muazzam bir sezon oldu ve takım, özellikle Darius Adams, Mike James ve Ioannis Bourousis’in liderliğinde hiç favoriler arasında gösterilmiyorken kendisini Final Four’da buldu.
Hâl böyle olunca da o takımın kahramanları 2016 yazında Avrupa’nın önemli ekiplerinin gündemine geldi. Nitekim Mike James, Panathinaikos ile anlaştı ve bir sezon sonra da NBA’in yolunu tuttu. Bourousis de aradığı kontratı James gibi Panathinaikos‘tan buldu.
Adams ise Galatasaray‘ın gündemindeydi. O takım sarı-kırmızılılar ile adı anılan Adams ile ilgili dönemin Galatasaray baş antrenörü Ergin Ataman, bir yıl sonra yaptığı açıklamada şunları söylemişti:
“Darius Adams ile anlaştık ama o gece 15 Temmuz yaşanınca imzalamayacağını söyledi.”
Bir başka deyişle o gece, Galatasaray’ın tranfer hedeflerine de ağır bir darbe yapıldı ve nitekim Adams, ülkemizin yolunu tutmadı.
Daha sonra kariyerini Çin’de sürdüren Adams, 2020 yazında yenilenen Fenerbahçe‘nin gündemine bir kez daha taşındı birçok iddiaya göre. Neticede Fenerbahçe, Kostas Sloukas‘ın ayrılığı ile güç kaybeden guard rotasyonunu Lorenzo Brown, Kenan Sipahi gibi isimlerle güçlendirdi ve Adams iddiaları bir kez daha nihayete kavuşmadı.