By Semih Altınbaş / info@eurohoops.net
Çok bekledik. Mart ayından beri Türkiye’de ve EuroLeague’de basketbol oynanmadı. Basketboldan daha uzun süre uzak kaldığımız bir dönem olmuş muydu?
Maçlarına devam eden yerel ligler oldu ancak kıtanın en büyük uluslararası spor müsabakaları iptal edildiği zaman kendinizi iyi hissetmeniz ve spora doymanız pek mümkün olmuyor. Hele ki, EuroLeague gibi bir tutkudan uzak kalınca…
Ancak hasret sona erdi! Turkish Airlines EuroLeague, 26 Eylül itibarıyla hayatlarımıza yeniden giriş yapıyor.
Bu heyecan ve coşkuyla Eurohoops Fırın olarak bir sezon öncesi klasiğimiz olan takım analizlerini yayınlamaya başladık.
İlk durağımız ise Ettore Messina’ya Ettore Messina’nın hakettiği kadroyu veren Olimpia Milano!
Antrenörlerin Şahına ve EuroLeague’in Süpergücüne Yaraşır Kadro
Ettore Messina. EuroLeague kariyerine Zeljko Obradovic rekabeti balta vurmamış olsa, daha doğrusu Obradovic hiç antrenörlük yapmamış olsa çok daha farklı şekilde yankı uyandıracak bir isim. Tabii kıtadaki sporu yakından takip eden kişilerin Messina’nın ne kadar büyük figür olduğunu anlaması için böyle şartlara ihtiyacı yok.
Virtus Bologna bünyesinde başardıkları, Benetton Treviso’nun son ihtişamlı dönemlerinde oynattığı oyun… Her şeyin ötesinde CSKA Moskova’yla EuroLeague tarihinin en iyi 3 takımı arasına girebilecek bir efsane yaratması çok özel. Bütün bunları birleştirince 4 şampiyonluk anlamına geldi zaten.
Sonrasında uzunca bir NBA deneyimi ki Avrupa basketbolu sevdalılarını Messina’dan uzunca bir süre uzak tutan bir deneyim oldu bu. 2019 yazı, geri dönüşün tarihe kayıtlara geçtiği o kutlu mevsim…
Yine ülkesinin bir takımına, iyi yatırım yapmayı hedefleyen bir takımına, Olimpia Milano‘ya imzayı attı Ettore. Hem de iddialı bir kadro kurarak.
Mike James’le yaşadıkları ve onu takımdan yolladıktan sonra Dimitris Itoudis’in elinde nasıl bir süperyıldıza dönüştüğü konusunda konuşmanın pek de lüzumu yok çünkü her zaman her şey doğru ve olması gerektiği gibi ilerlemeyebiliyor. Yahut olması gerektiği gibi olmuştur. Bütün bunlar birer varsayımın ürünü.
Sezonun gidişatına baktığımız zaman da Messina’nın eski hallerinden çok uzakta olduğunu düşünenlerin sayısı epey fazlaydı, bunun yanında kadronun yetersiz olduğunu düşünenler de çoktu. Bunların hepsi kendince haklı bulunabilecek ve ortaya her iki taraftan da mantıklı argümanlar sunulabilecek tartışma bahisleridir.
Potansiyellerine göre felaket bir sezon geçirdikleri söylenebilir ancak yine playoff yarışındaydılar. Geçen sezonun Fenerbahçe‘si de potansiyeline göre çok kötü sezon geçirmişti ancak o haliyle bile playoff yarışındaydı. Bunlar olabiliyor bu sporun içerisinde.
2019-20’nin bahsini burada sonlandırıp önümüze bakmak gerekirse Milano daha yazın kendisi başlamadan şimşek gibi girdi yaz sezonuna. Hiç pandemiydi, krizdi demeden hem de. Mayıs sonunda çatır çatır açıklamaya başladılar transferlerini.
Olayın en ilgi çekici yanıysa o “çatır çatır” açıklanan transferlerin öyle kolay bitirilecek işler olmaması. Şimdi elbette o transferler hakkında teker teker yorumlar okuyacaksınız ancak öncelikle yönetim burada güçlü bir tebriği haketmiyor desek yalan olur.
Bir süpergüç kadrosu kurdu Milano. Hocasının ihtişamına, kulübün başarılarla dolu tarihine yaraşır bir kadrodan bahsediyorum. Artık işin geri kalanı işin üstadında, Ettore Messina’da. Onun sanatını oyuncularının performanslarındaki dalgalanmalar ışığında takip ederek sezon sonunda bir sonuca varacağız. Onlara ilişkin sezon öncesinde bazı soru işaretleri de bastırıyor. Ancak görünen köy de kılavuz istemiyor.
Dile gelen bütün bu gelişmeler bizlere “hiçbir şey eskisi gibi olmayacak” diyor.
Transfer Karnesi (A+ / D-):
Kevin Punter (C): Kızılyıldız’da bulduğu alanla yükselen performansını bir kenara bırakırsak Olympiacos dönemi faciaydı. Soru işaretlerini beraberinde getirdi.
Malcolm Delaney (B): Malcolm Delaney’nin adının geçtiği yerde büyük takımdan söz edersiniz, artık bu iş öyle bir hâl aldı. Fakat bu transferin de takımla nasıl bir uyum içine gireceği konusu karışık.
Shavon Shields (B+): Sezonun en iyi transferlerinden bir tanesi kesinlikle. Baskonia döneminde onu izlemek çok keyifliydi.
Zach LeDay (A-): Zalgiris‘in geçen sezonki en değerli oyuncuları arasındaydı. Olympiacos‘la başladığı Avrupa kariyerinde Sarunas Jasikevicius’un bir armağanı olarak en üst seviyeye çıkmanın peşinde.
Gigi Datome (A): Ne söylenebilir ki onun hakkında? Söylenebilecek her şeyi 5 yılda söyledi zaten herkes. Onu bilmeyen yok, yaşı kaç olursa olsun Gigi Datome büyük transferdir.
Davide Moretti (B-): Kolejdeki son 2 sezon istatistikleri iç açıcı olmakla birlikte 22 yaşında, gelecek adına ümit veren bir isim.
En İyi Transfer: Kyle Hines (A+)
Olayın inanılmazlığı hakikaten insanın sinirini bozuyor. 4 EuroLeague şampiyonluğu bulunan Ettore Messina ile 4 EuroLeague şampiyonluğu bulunan Kyle Hines aynı takımda boy gösterecek artık. Tabii bu Diamantidis ve Obradovic‘in beraber 3 şampiyonluk kazanması kadar büyük bir olay değil çünkü onlar hikayelerini beraber yazdılar.
Fakat Milano‘nun bir şampiyonluk hedefi güderek böyle toplam 8 şampiyonluk kazanmış ikiliyi bir anda bir araya getirmesi büyük iş. Bu arada Milano‘nun koçu Messina ve yeni pivotu Hines haricinde 2 oyuncusu daha şampiyonluk deneyimi yaşadı. Kazanma ruhu iliklerine kadar işlemiş bir takım olacaklar ve bu deneyim çeşitliliği çok korkutucu. Şampiyonluk tecrübesi olmayan oyuncuların basketbol tecrübesine girmiyorum bile.
Hines transferi özelindeki değerlendirmeye gelecek olursak, Olympiacos ve CSKA‘da kendini kanıtlayabileceğinin de ötesinde kanıtlamış bir isim zaten o. Bir undersized pivotun EuroLeague gibi fizik mücadelesi yüksek bir ligde nereye kadar gidebileceğini kanıtlamış ve halen daha bu konuda söz sahibi olmayı başaran bir isim.
Açık konuşmak gerekirse onun ne kadar değerli oyuncu olduğunu anlatarak vakit kaybedeceğimizi düşünüyorum. Bunu Avrupa basketbolunu ortalama bir sıklıkta izleyen herkes biliyor. Hangi takıma gitse hakkında “çok iyi transfer” denilecek oyuncular vardır misal. Hines’ın tabiri caizse getir götürünü yaparlar pek çoğu.
Sezonun en iyi transferlerinden biri olmasının yanı sıra elbette Milano’nun en iyi transferi.
Kadro Dizilimi
Oyun Kurucu: Sergio Rodriguez – Malcolm Delaney – Andrea Cinciarini
Şutör Guard: Kevin Punter – Michael Roll – Davide Moretti
Kısa Forvet: Gigi Datome – Shavon Shields – Riccardo Moraschini
Uzun Forvet: Zach LeDay – Vladimir Micov – Jeff Brooks
Pivot: Kyle Hines – Kaleb Tarczewski – Paul Biligha
Hazırlık Maçlarındaki Performansları
Dinamo Sassari – Olimpia Milano: 82-86
Reyer Venezia – Olimpia Milano: 78-81
SÜPER KUPA MAÇLARI
Olimpia Milano – Cantu: 101-71
Varese – Olimpia Milano: 77-110
Cantu – Olimpia Milano: 62-102
Olimpia Milano – Brescia: 81-67
Brescia – Olimpia Milano:79-91
Olimpia Milano – Varese: 91-77
EUROLEAGUE HAZIRLIK TURNUVASI
Olimpia Milano – ALBA Berlin: 79-57
Zalgiris Kaunas – Olimpia Milano: 77-88
Hazırlık sürecindeki rakiplerine baktığımız zaman aslında bu yapılanmayla domine edemeyecekleri kimseyle oynamadılar ancak bu kadar çok oynayıp tek bir maç kaybetmemek de olağanüstü bir şey. Tabii, Milano’nun sezona herkesten önce başlamasının ve çok fazla maç oynamasının diğer takımlara nazaran ciddi bir avantaj oluşturacağını bilmek lazım.
Geçen sezon oyuncuları Dünya Kupası’ndan geç dönen takımlar 15-20 gün hazırlanıp EuroLeague sezonuna başlamışlardı. Ne kadar acı bir şey değil mi? Bu sezonun Olimpia Milano’su dolu dolu bir hazırlık döneminden sezona başlayacak. Lige bu denli hazır gelmeleri ilk bir aylık fikstürde çok çok işlerine yarar elbette ama sonrası için asıl mücadelenin başlayacağı açık.
Bu Takım Ne Oynar: Bu Çeşitlilikle Ne Oynamaz ki?
Takımın o kadar çok hücum silahı var ki, açıkçası ben takımın tam anlamıyla ne oynayabileceğini açıklamaya kalksak herhalde bir bu kadar uzunlukta yeni bir yazı çıkar. Sadece çok önemli hücum oyuncularını sayalım:
- Sergio Rodriguez
- Malcolm Delaney
- Gigi Datome
- Michael Roll
- Kevin Punter
- Vladimir Micov
- Zach LeDay
- Kaleb Tarczewski
- Shavon Shields
Gördüğünüz üzere bu oyuncuların omurgasını oluşturması kaydıyla apayrı bir takım kurulabilir. Ki bunların dışında da hücumlarda farklı farklı şekillerde çok verimli olabilecek, acayip tecrübeli oyunculara sahipler.
Elbette bu kadar çeşitliliğin olduğu bir ortamı yönetmek de normal sınırlar çerçevesinde bir takımı yönetmekten çok, çok, çok daha zor. Bu yönden açıkça eleştirilebilirler. Delaney mesela ne kadar büyük yıldız olursa olsun sorun çıkarma potansiyeline sahip.
Geçen sezon Barcelona’da top kullanmakla ilgili olmasa da Pesic gibi talepkâr bir koçla bazı sıkıntılar yaşadı. Belki de sıkıntıların kaynağı kendisi değildi ancak Messina gibi yine talepkâr olmasını bekleyeceğiniz bir koçla onu bu tarz bir tartışma ortamının içerisinde görmemiz neden mümkün olmasın ki?
Delaney özelinden gitmek pek hoş olmamış olabilir, böyle yapılanmalarda kimin ne yapacağını veya nasıl davranacağını çözmek hiç mümkün değildir. Belki de Delaney etliye sütlüye karışmadan topunu oynarken problemler başka bir kanattan patlak verecek, belki de hiçbir problem patlak vermeyecek…
Tüm bunlardan nasıl emin olabiliriz ki? Ancak kağıt üzerinde bakınca bu kadar kaliteli ve fazla hücum silahının ağız sulandırıcı durduğu da bir gerçek.
Yani eğer istikrarlı bir hücum şablonu oturtulursa, Messina bu sezon oyunculara yeni setleri ezberletirken yorgun düşebilir. Çeşitliliği yeterince anlatmaya çalıştım.
İzlenmesi Gereken İsim: Gigi Datome
Elbette çok izlediğimiz bir isim Gigi Datome, neden tekrar izlememiz gereksin ki?
Cevabı öznel ancak çok basit. 5 sezon boyunca çoğunluğunda kusursuz işleyen bir sistemin parçası olarak, hatta ilk 2 sezonunda Bogdan Bogdanovic’le birlikte takımının en büyük skor opsiyonlarından birisi olarak forma giyen Gigi Datome‘nin Milano‘ya nasıl adapte olacağını merak eden çok kişi vardır.
Böylesine bir yardım savunması ve hızlı hücum savunması silahıyla, hücumda ceza atışlarıyla ve imza fadeawayleriyle pek çok şekilde hizmet verebilecek bir oyuncu. Üstelik de ülkenin milli takımına kaptanlık yapan, harika bir kariyere sahip bir oyuncu.
Zaten yaşına bakmadan, hazırlık sürecinde skorer performanslarıyla da göze çarpmıştı.
Messina’nın Milano‘sunda da en kilit oyunculardan birisi olacağına inanan çok insan vardır kıta genelinde. Karakteriyle, oyun zekası ve becerisiyle bunu tamamen hakediyor.
Milano’yu Bu Sezon Ne Bekliyor – Milano’dan Bu Sezon Ne Beklenmeli?
Giorgio Armani’nin hedefleri açık. Bu denli yatırımların tek bir sebebi olabilir: EuroLeague şampiyonluğunu 34 sene sonra Milano‘ya getirmek. Meneghin, McAdoo, D’Antoni’lerin son kez başardığı şeyi Datome, Hines, Rodriguez’le başarmak.
Ancak bu yol hiç de kolay olmayacak. Kolay olacağını söyleyen de yok zaten. Mücadele etmeye çalıştığınız ekipler Real Madrid, Barcelona, Anadolu Efes, CSKA Moskova ve her ne kadar bu kıyasta kadro olarak zayıf gözükse de sahip olduğu kültürle Fenerbahçe Beko ise işiniz hiçbir zaman kolay olmaz.
Onlar bu yolu nasıl aşacaklar? Nereye kadar gidecekler? Bunu izleyip görmek adına elimizde daha şimdiden sabırsızlandığımız uzunca bir zaman olacak. Ettore’nin bir takımı, yeniden net bir Final Four adayı olarak karşımızda. Rakipleri de gerçekten çok dişli. Ne keyifli lig olacak eğer bir aksilik çıkmazsa!
Fotoğraflar: Olimpia Milano / Twitter
Basketbol gündemindeki en son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!