by Vladimir Stankovic, Çeviri: Arma Kaynar / info@eurohoops.net
Bu çevirinin tüm hakları Eurohoops Ltd. Şti.’ye aittir ve tamamının veya bir kısmının izinsiz kullanılması kesinlikle yasaktır.
Bu yazı 27 Haziran tarihinde EuroLeague’de yayınlanmış ve uyarlanarak çevrilmiştir.
1999 yılında oynanan EuroBasket’te yaşanan bir anı hala hatırlıyorum. İtalya’nın İspanya’yı 64-56 mağlup ettiği final karşılaşmasının ardınan düzenlenen basın toplantısına koç Bogdan Tanjevic ve turnuvanın MVP’si Gregor Fucka katılmıştı. Toplantı bittikten sonra iki isim birbirine sarıldı ve Tanjevic, “Fucka, başardık!” dedi.
Hayat adea yeni bir hikaye yazıyordu. Karadağlı Tanjevic ve Slovenyalı Fucka, İtalya’da kendilerine yeni bir yuva bulmuştu. Ancak bu ikilinin arasındaki ilişkinin kökenleri yaklaşık 10 öncesini buluyor. Bosna Sarajevo ile 1979’da EuroLeague’i kazanan ve 1981’de Yugoslavya ile EuroBasket’ti ikinci sırada tamamlaya Tanjevic, 8 yıldır İtalya’daydı. İlk olarak Caserta’ta görev alan Tanjevic, daha sonra yerel iş adamı Giuseppe Steganel’in Trieste’deki uzun süreli projesinde çalışma fırsatı yakaladı.
1995 yılında İtalya’da duble yapmadan önce Trieste, üçüncü ligin dibine kadar vurmak zorunda kalmıştı. Ancak Tanjevic, ne istediğini bilen bir koçtu ve Gregor Fucka’yı da takımına katmak istiyordu. Fucka, o dönemde Olimpija Ljubljana’da oynayan genç bir Sloven yetenekti. 1988-89 yılında Olimpija’nın koçu Vinko Jelovac, Fucka’ya parkedeki ilk dakikalarını vermişti. Sıradışı bir fiziğe sahip olan Fucka’nın boyu 2.15’ti ve sadece 80 kiloydu. Fazlasıyla sıska olan Fucka, ilk günlerinde pek de umut vermiyordu. Jure Zdovc, Peter Vilfan, Slavko Kotnik, Radislav Curcic, Zarko Djurisic ve Veljko Petranovic, gibi isimlerle birlikte oynama şansı yakalayan Fucka, ilk 10 maçında sadece 6sayı üretebildi. Ancak Tanjevic, onun ne kadar yetenekli olduğunu çoktan anlamıştı bile. Trieste ile Ljubljana’nın arası sadece 90 kilometreydi ve bu sayede Tanjevic, genç oyuncuyu yakından izleyebiliyordu. Tanjevic, Fucka’nın da İtalyan kökenlerne sahip olduğunu öğrendikten sonra onunla sözleşme imzalayabilmek için elinden geleni yapmaya başladı.
Ancak Olimpija ve Yugoslav federasyonu bu transferin gerçekleşmesi için izin vermediler. Yaklaşık 1 sene boyunca basketbol oynamadıktan ve her gününü bireysel antrenman yaparak geçirdikten sonra Fucka, 1990 yılında Groningen’de düzenlenen U18 Avrupa Şampiyonası ile birlikte ilk kez İtalya milli formasını sırtına geçirdi. Düzenlenen turnuvada maç başına 11 sayı ile dikkat çeken Fucka, Trieste’deki ilk sezonunda 34 maçt oynadı ve 8.7 sayı – 3.9 ribaund ortalamaları yakaladı. Tanjevic, elinde bir elmas olduğundan çok emindi…
1991 yılında Edmonton’da düzenlenen U19 Dünya Kupasında İtalya, finalde A.B.D.’ye 90-85 kaybederek turnuvayı iinci sırada tamamladı. Final mücadelesinde 20 sayı ile oynayan oyuncu, turnuvayı da 15.1 sayı ortalamasıyla bitirdi. Turnuva esnasında Fucka, Yugoslavya forması giyen Dejan Bodiroga ile konuşmaya başladı ve ikilinin arasında güzel bir arkadaşlık başladı. İlerleyen yıllarda da bu ikili bir arada oynayarak unutulmaz bazı anlar yaşadı.
Basketbol sahasına ilk çıktığı andan itibaren Fucka, özel bir oyuncuydu. Çok uzun boylu ve zayıf olmak, basketbol oyuncuları için genelde fazla tavsiye edilmez. 2.15 boyundaki Fucka, kariyeri boyunca hiçbir zaman 100 kiloyu görmedi bile. Bu yüzden yapılı pivotların her zaman hedefinde bir oyuncu olmuştu. Bu yüzden Fucka’nın kısa forvet ile uzun forve arasında kalan bir pozisyona sahip olduğunu söylemek gerekiyor. Tanjevic, Fucka’nın dış şutunu geliştirmesini sağladı ve yıldız oyuncu da zamanla bunun karşılığını almaya başladı. Rakipler, Fucka’nın bu özelliğinin farkına varmaya başladığında her şey onlar için çok geç olmuştu bile. Bu özelliğinin yanı sıra iyi de bir pasör olan Fucka, zaman zaman bir oyun kurucu gibi topu da rakip sahaya taşıyordu. Fucka, çok yönlü bir oyuncuydu ve her maçı aynı ciddiyetle oynardı. İtalya ile geçirdiği 14 yılın sadece ilk sezonunda ve son iki sezonunda Fucka’nın sayı ortalaması 10 barajının altına düştü. İtalya Liginde oynadığı 490 maçta da 27.1 dakika – 12.7 sayı – 6.2 ribaund ortalamaları yakaladı. 1996-97 sezonunda Trieste’de geçirdiği en iyi yılda Fucka 18.7 sayı – 7.5 ribaund ortalamalarıyla oynadı.
Kaybedilen 3 Final
1991 yazında Zadar sportif direktörü Kresimir Cosic ve Tanjevic’in tavsiyelerini dinleyen Gregor Fucka, Partizan ve Kızılyıldız’ın oyuncu gözlemcilerinin radarından uzakta kalarak İtalya’ya transfer oldu. Yugoslavya’daki savaşın da başlamasıyla takımından ayrılan Fucka, henüz 18 yaşında Tanjevic’in takımı ile sözleşme imzalayarak İtalya Ligi’ndeki en genç oyuncu oldu.
Bürokratik sebeplerden dolayı Bodirgoa, 1991-92 sezonunda oynama fırsatı bulamasa da bir sonraki sezon maç başına 21.2 sayı ile oynarak takımın yuldızı haline geldi. Bodiroga’nın Tanjevic dışında İtalya’daki en büyük ev sahibi Fucka’ydı. Slovenyalı oyuncu, akıcı bir şekilde Sırpça konuşabiliyordu bu da Bodiroga’nın adaptasyon sürecini fazlasıyla kısalttı. Bu ikilinin arasındaki ilişki, git gide daha da fazla kuvvetlendi.
Basketbol sahalarında zaferler yaşamadan önce bu iki ismin de hem kulüp seviyesinde hem de milli takımlarda bazı mağlubiyetler yaşaması gerekti. Örnek vermek gerekirse Trieste, üst üste üç kez Koraç Kupasını finallerde kaybetti. Fucka, Bodiroga ve Tanjevic, bu kupayı kazanmayı kişisel sebeplerle çok istiyorlardı. Tanjevic, oyunculuk kariyeri esnasında Radivoj Korac ile birlikte oynamıştı ve Yugoslavya’da yetişen her çocuk gibi onun için de Koraç ismi fazlasıyla önemliydi. 1994’te oynanan iki final maçı sonucunda Trieste, kupayı PAOK’a kaybetti. 1995 yılında ALBA Berlin karşısında sahadan yenilgiyle ayrılan bu isimlerin şampiyonluk rüyası bir sonraki sezonda ise Efes Pilsen’e takılıyordu. Bu üç final karşılaşması da çok büyük hayal kırıklığı yaratmıştı. Ancak Bodiroga, 1995 yılında Yuugoslavya formasıyla EuroBasket’i kazanarak kendisine teselli bulmayı başarmıştı. 1996 yılında Stefanel Milano, İtalya Ligini ve İtalya Kupasını kazanmayı başarmıştı. Bu iki şampiyonluk, bu ikilinin kilit rol oynamasıyla gelmişti. Bunlar, beraber kazandıkları ilk şampiyonluklardı ve beraber ne kadar sıkı çalıştıklarıyla ne denli fedakarlıkar yaptıklarını gösteriyordu. Bodiroga, bu muhteşem sezonu 1996 yazında düzenlenen Olimpiyat oyunlarında gümüş madalya alarak tamamlamıştı. Ancak bundan bir sene sonra düzenlenen EuroBasket’te Bodiroga ile Fucka rakip haline gelmişti. İtalya, grup maçlarında Yugoslavya’yı 74-69 yenmeyi başarsa da bu iki takım finalde tekrar karşıya geldiğinde rövanşı kazanan taraf 61-49’luk skor ile Yugoslavlar olmuştu. O dönemde Real Madrid‘in formasını giyen Bodiroga, 14 sayı ile oynrken Fucka ise 12 sayı atmıştı. Bir sonraki yıl 1998 Dünya Kupasında Yugoslavya, turnuvayı şampiyon olarak kapatsa da grupta oynanan mücadelede İtalya’ya 61-60 mağlup olmuştu ve Fucka 16 sayı – 6 ribaund ile oynamıştı.
Paris ve Barcelona’daki Zaferler
1996 yazında ikilinin yolları ayrıldı. Bodiroga’nın Real Madrid‘e gittiği dönemde Fucka hala Trieste’nin formasını giyiyordu. 1997 yılında Fucka da Trieste’den ayrılarak Fortitudo Bologna’nın formasını giymeye başladı. Fucka ve Bodiroga, 1999 yazında da rakipler olarak Paris’te düzenlenen EuroBasket’te karşı karşıya geldi. Dramatik yarı final karşılaşmasında İtalya, Yugoslavya 20 sayı kadar öne geçme’yi başarmıştı. Ancak Yugoslavya, büyük bir geri dönüşe imza atarak skoru eşitlemeyi başardı. Günün sonunda İtalya, sahadan 64-56’lık galibiyet ile ayrılırken Fucka 10 sayı – 10 ribaund ile mücadeleyi double-double ile tamamlıyordu. Turnuvanın MVP’si seçilen Fucka, En İyi Beşte de Bodiroga ile birlikte yer almıştı. Tanjevic ve Fucka, beraber yolculuklarına başladıktan yaklaşık 10 yıl sonra EuroBasket’i kazanan bir takımın parçasıydılar ve zirveye çıkmışlardı. Kulüpte yakaladıkları başarılar o kadar etkileyici olmayabilir, ancak Tanjevic ile Fucka’nın milli takımda çok özel işler yaptığını söylemek gerekiyor.
Fucka, 2002 yılına kadar Bologna’da kalmaya devam etti. Bir diğer Yugoslav koç Svetislav Pesic, ilerleyen günlerde Barcelona’daki yeni projesi için Bodiroga ve Fucka’yı kadrosuna katmak için oyuncularla temasa geçti. O dönemde iki oyuncu da kariyerinin zirvesindelerdi ve Barcelona’ya büyük bir istekle gelmişlerdi. Bodiroga, Panathinaikos formasıla zaten 2 kez EuroLeague’i kazanmayı başarmıştı. Ancak Fucka’nın özgeçmişinde hala uluslararası düzeyde kulüp şampiyonluğu yoktu. Barcelona, Final Four’a kadar kalmayı başardı ve yarı finalde CSKA Moskova’yı 76-71 yenmeyi başardı. Bu karşılaşmada 21 sayı ile oynayan Fucka, O sezonki en yüksek skor performansını göstermişti. Bodiroga ise 17 sayı ile oynamıştı. İki gün sonra Benetton Treviso ile final maçına çıkan Barcelona’da bu sefer iki arkadaş rolleri değişmişti. Bodirga 20 sayı ile oynarken sonunda EuroLeague şampiyonluğu kazanarak hayallerini gerçeğe çeviren Fucka da 17 sayı – 6 ribaundluk bir performans göstermişti.
Barcelona’da geçirdiği 4 yılın ardından Fuucka ile Pesic, Girona’da bir kez daha bir araya geldi. 2006-07 sezonunda beraber FIBA EuroCup’ı kazanan ikili, final maçında Azovmash Mariupol’u 79-72’lik skor ile mağlup etmeyi başarmıştı. Fucka ile birlikte sahada Fernando San Emeterio, Marc Gasol, Victor Sada, Arriel McDonald, Darryl Middleton ve Bootsy Thornton, gibi isimlerden oluşan muhteşem bir takım vardı. Fucka, 2011 yılında 39 yaşındayken muhteşem kariyerine nokta koydu ve Bologna’da kalarak ders verdiği bir basketbol okulu kurdu.
Tanjevic dışında Gregor Fucka hakkında konuşacak Bodiroga’dan daha iyi bir insan olduğunu düşünmüyorum. Bodiroga ise Fucka hakkında, “Muhteşem bir arkadaş, muhteşem bir adam ve muhteşem bir oyuncu. Trieste’deki ilk günlerimde bana inanılmaz yardımcı olmuştu. Saha dışında da beraber çok fazla zaman geçiriyorduk. Onunla birlikte oynamak benim için onurdu. O, alışık olduğunuz tipte bir oyuncu değildi. Onun en büyük silahı büyük elleriydi ve oyuna girdiğinde gerçekten fark yaratmayı başaran bir isimdi. Çok zeki ve çok yönlü olan Fucka; üç, dört ve beş numaralı pozisyonlarda oynayabiliyordu. Bugün hala birbirimizle konuşmaya devam ediyoruz ve arkadaşlığımız sonsuza kadar sürecek.” ifadelerini kullanmıştı.